13 Eylül 2015 Pazar

US Open 2015 – Pazar

               Yılın son Grand Slam’inde son günde de iki final izledik, turnuvanın kapanışı organizasyonun en önemli mücadelesinin finaliyle oldu...


ERKEKLER FİNALİ


      NOVAK DJOKOVIC vs. ROGER FEDERER


      Erkeklerde 1 ve 2 nolu seribaşları hiç zorlanmadan finale yükselmişlerdi... Maç yağmur nedeniyle üç saati aşan bir gecikmeyle başladı.


1.SET: Maç yüksek bir tempoyla başladı.


. İlk oyunda Federer üç servis kırma puanı çevirdi; Djokovic ise servis oyununu rahat kazandı.


. Federer’in ikinci servis oyununda, Djokovic arka arkaya güçlü vuruşlar çıkardı ve Federer’in dışarı vurduğu son topla servis kırdı.


. Hemen arkasından Federer servis kırarak durumu dengeledi.


. 3-3’te  Federer’in arka arkaya hatalarıyla Djokovic tekrar servis kırdı ve avantajı eline geçirdi. Sonraki oyunda Federer servis kırmaya yaklaştı ama basit bir hatayla servis kıramadı ve Djokovic oyunu kazandı.


. Son oyunda Djokovic rakibine puan bile vermedi ve seti 6-4 kazandı.


2.SET: Bu set oldukça çekişmeli geçti, uzun süre boyunca servis kırılmazken Federer’in ilk servislerinden 21/23 gibi muazzam bir başarıyla puan çıkarması müthişti.


. Set boyunca servis kırma şansı elde edemeyen Djokovic, tiebreak öncesi son servis oyununa tutunamadı, Federer servis kırarak seti 7-5 kazandı.


3.SET: Maçın karar seti oldu diyebiliriz; gelişimi ilk set gibi oldu.


. İlk sette olduğu gibi rakibinin ikinci servis oyununda servis kıran Djokovic, yine ilk sette gibi sonra servisini kırdırdı.


. Set boyunca servislerinde daha etkili olan ve servis kırma şansları yakalayan Federer oldu ama toplamda dört servis kırma şansı kaçırdı.

. 4-4’te servis kıran Djokovic, sonraki oyunda 15-40’tan döndü ve seti 6-4 kazandı.


4.SET: İlk oyunda servis kıran Djokovic, 3-2’de servis kırma puanı çevirdi ve sonra bir kez daha servis kırmayı başardı. Son servis oyununda yine 15-40’tan döndü ve etkili servisleriyle maçı bitirdi.



 İstatistikler: 


. İki oyuncu da 5’er kez çift hata yaptılar; Federer 11 ace, Djokovic 3 ace ile oynadılar.


. Federer 56winner/54basit hata; Djokovic 35w/37h ile oynadılar.

. Toplam puanlarda Djokovic 147-145 ile kazandı.

. Djokovic servis kırma puanlarında 6/13 yaptı; Federer ise 4/23.



NOTLAR: 

. Djokovic bu yıl üç Grand Slam kazandı.


. Wimbledon’dan sonra bu maçta da setlerin gidişatı aynı oldu. (Djoko-Fed-Djoko*2)


. Djokovic bu yıl Federer’i 6 maçın 4’ünde yendi.









ÇİFT KADINLAR: Finalde Hingis/Mirza çiftinin rakibi Dellacqua/Shvedova çifti olmuştu. Dünkü çift erkekler finalinde olduğu gibi yine birbirine çok benzeyen iki set oynandı. İki sette de Hingis/Mirza iki kez servis kırdılar ve 6-3'lük setlerle kupaya uzandılar. Böylece;


      . Martina Hingis, Wimbledon'dan sonra US Open'da da hem karışık çiftler, hem de çift kadınlar kupalarını havaya kaldırdı.


      . Hingis'le olan birlikteğine kadar grand slam şampiyonluğu yaşamayan Sania Mirza, Hingis'le beraber olduğu dönemde WTA çiftler sıralamasında 1 numaraya çıktı ve arka arkaya iki Grand Slam kazandı.












sahinarif88@hotmail.com



twitter: @arifsahin1

12 Eylül 2015 Cumartesi

US Open 2015 – Cumartesi

                    Yılın son Grand Slam’inde tek kadınlar finali ve çift erkekler finali günün maçlarıydı...


KADINLAR FİNALİ


FLAVIA PENNETTA vs. ROBERTA VINCI


                Kadınlarda sürpriz final eşleşmesi çekişmeli başladı. İki tenisçi de servis oyunlarında etkili başladılar; 2-2'de Vinci servis atarken garip bir oyun oldu diyebiliriz. İki tenisçi de adeta birbirine ikramda bulundu, yedinci servis kırma puanında Pennetta servis kırdı.



. 2-4 ise maçın kırılma anı oldu diyebiliriz. Vinci üzerindeki gerginliği atarak winner üretmeye başladı; daha agresif oynadı ve Pennetta'yı yavaşlattı. Vinci servis kırdıktan sonra servis kırma puanı olmadı ve tiebreak'e gidildi.



. Tiebreak'te de iki tenisçi servislerinde etkili oldular ama daha fazla hata yapan Vinci oldu. Pennetta tiebreak'i 7-4 kazandı.



. İkinci set ise Pennetta açısından çok rahat geçti diyebiliriz; sete 4-0'la başlayan Pennetta karşısında Vinci kısa bir direnç gösterdi, servis kırdı ama Serena karşısında olduğunun aksine bu kez geri dönemedi. Pennetta 6-2 ile bitirdi.



_ Şampiyon Pennetta kupa töreninde de sezon sonunda tenisi bırakacağını açıkladı.










ÇİFT ERKEKLER: Finalde sürpriz bir eşleşme oluşmuştu. 8 nolu seribaşı Murray/Peers ile 12 nolu seribaşı Herbert/Mahut karşılaştılar... Finalde birbirine çok benzeyen iki set izledik. İki sette de set boyunca servis kırılmadı; son oyunlarda Herbert'in mükemmel sayılarıyla servis kıran Fransızlar iki seti de 6-4'le bitirdiler.


_ Fransızlar ilk servislerinden toplamda 33/38 gibi muhteşem bir başarıyla puan çıkardılar.


_ Herbert/Mahut bu yıl Avustralya Açık sonrası ikinci Slam'lerini kazandılar; Murray/Peers ise Wimbledon'dan sonra burada da finale kalıp finalde set kazanamadılar.










sahinarif88@hotmail.com




twitter: @arifsahin1

US Open 2015 – Yarı Finaller

               Yılın son Grand Slam’inde yarı finaller tamamlandı. Yarı finalleri hatırlayalım…


KADINLAR


                                          FLAVIA PENNETTA vs. SIMONA HALEP

                Kadınlarda ilk yarı final beklenenin altında bir mücadeleye sahne oldu ve sonuçta Pennetta kariyerinin 49. Grand Slam'inde ilk Grand Slam finaline yükselmiş oldu...


                . Maçta ilk servis kırma şansını Halep yakaladı ama çok basit bir backhand hatasıyla servis kıramadı, sonraki oyunda ise Pennetta servis kırdı. Pennetta diğer oyunlarda da rakibine oyun kazanma fırsatı vermedi ve 6-1 bitti. Birinci sette Halep çok kötü bir servis performansı sergiledi; ilk servislerini %55'le oyuna soktu ve ilk servislerinden sadece %45'le puan çıkardı.


                . İkinci sete karşılıklı servis kırmalarla başlandı. Halep servisine tutundu ve sonrasında servis kırarak 3-1 ile öne geçti ama oyundaki üstünlüğünü sürdüremedi. Halep'in önceki maçlardaki yorgunluğu etkili oldu ve Halep önceki maçlardaki savunmasını sergileyemedi; Pennetta ise açılı vuruşlarıyla rakibini yıprattı ve arka arkaya puanlar aldı. Sonuç olarak; Pennetta arka arkaya beş oyun kazandı ve finalist oldu...


_ Maç genelinde Pennetta 23w/16h ile oynadı; Halep ise 10w/23h. Halep ilk servislerinden %42, ikinci servislerinden %36 ile puan çıkarabildi.





                                       SERENA WILLIAMS vs. ROBERTA VINCI


Serena Williams'ın üstüste 5.grand slam finaline -ve sonrasında şampiyonluğuna-  yürümesini engelleyen isim, yarı finale gelmesi dahi sürpriz olarak karşılanan Roberta Vinci oldu.


. İlk sette Serena üstündü. Maçta ilk servis kıran isim Roberta Vinci oldu ama toplam puanlarda 16-3'lük bir seri yakalayan Serena Williams  seti lehine çevirdi ve 6-2 ile bitirdi. İlk setin anahtar istatistiği iki oyuncu da 8'er hata yaparken Serena'nın 16, Vinci'nin ise sadece 3 winner üretmeleri oldu.


. İkinci setee 2-2'de servis kıran Vinci bu kez ilk setteki hatasına düşmedi; basit hata sayılarını sadece 4'te tuttu ve servis oyunlarına tutunarak seti 6-4 kazandı.


. Final seti ise yıllarca hatırlanacak epik bir mücadeleye sahne oldu. Serena servis kırarak başladı ama 2-0'da servisine tutunamadı. Vinci'nin 'slice'ları Serena'yı zor durumda bıraktı. 2-2'de Serena bildik 'rakibi bozma' hareketlerine girişse de bundan da sonuç çıkmadı. 3-3'te Serena atarken maçın kırılma puanını alan Vinci devamında servis kırdı, kendi servisinde 15-40'tan döndü ve sonraki servis oyununda rakibine puan bile vermeden maçı kazandı.



_ Genel istatistiklere bakacak olursak; Serena 16 tane ace attı, sadece 4 çift hata yaptı, %74 ilk servis puanı kazandı. Vinci ise sadece %50'yle ilk servislerini oyuna sokabildi. Serena toplam puanlarda maçı 93-85 önde bitirdi. Serena 50w/40h; Vinci ise 19w/20h ile oynadılar.


_ Serena Williams 2015'te üçüncü kez yenildi ve ilginç bir şekilde bu üç yenilgi de yarı finallerde geldi. (Madrid-Kvitova, Toronto-Bencic, US Open-Vinci)


_ Grand Slam'ler tarihinde ilk kez dünya sıralamasında ilk 20 dışında yer alan iki kadın tenisçi finale çıkmış oldular...




   ERKEKLER


                                      NOVAK DJOKOVIC vs MARIN CILIC


Bu maçı uzun uzadıya inceleyecek veriler ortaya çıkmadı. Kısaca yazmamız gerekirse; Djokovic'in elini kolunu sallaya kazandığı maç oldu. Djokovic ilk sette oyun vermedi, sonraki sette bir oyun kaybetti, sonraki sette Cilic bir servis oyunu kazandı, bir de servis kırdı. 90 dakikadan daha kısa bir sürede Djokovic turladı.


Djokovic'in geleneksel olarak Cilic karşısında rahat kazandığını biliyoruz ama Cilic'in maça bu kadar felaket başlayıp, bu kadar aciz kalacağını öngörmek de zordu.


İstatistiklere bakacak olursak; öncelikle Cilic'in berbat servis performansı göze çarpıyor; ilk servislerini sadece %45'le oyuna sokabildi, %60 ilk servis- %22 ikinci servis puanı var.


_ Djokovic 16w/13h ile oynarken Cilic 13w/37h ile oynadı.


_ Djokovic üstüste 11.turnuvasında final gördü; grand slamlerde ise son 7 turnuvada 6.kez finale yükseldi.




                                    ROGER FEDERER vs STAN WAWRINKA


Erkeklerde ikinci yarı final de beklenen çekişme açısından hayal kırıklığı yarattı ve Federer de Djokovic gibi çok rahat bir şekilde finalist oldu.


. Maçın tek çekişmeli seti ilk set oldu diyebiliriz. Federer'in ilk servis oyununda servis kırma şansını kaçıran Wawrinka daha sonra servisini kırdırdı. 3-2'de üstüste üç defa servis kırma puanı yakaladı ama Federer'in müthiş vuruşları onu durdurdu. Bu seti 6-4 kazanan Federer, diğer setlerde rakibine servis kırma şansı vermedi.



. İstatistiklere bakarsak; maçı 10 ace'le bitiren Federer'in ilk servislerini %65'le oyuna soktuğunu ve ilk servislerinden %80, ikincilerinden de %63'le puan çıkardığını görüyoruz.



. Wawrinka ise ikinci ve üçüncü setlerde servis kırmaya yaklaşamamasının yanında; son iki sette giderek düşen bir servis performansı sergiledi. İlk servislerini sadece %49'la oyuna sokan Stan ilk servislerinden %58, ikinci servislerinden %48'le puan çıkarabildi.



.Federer 29w/17h -- Wawrinka 25w/30h





KARIŞIK ÇİFTLER: Finalde evsahibi ülkeden Mattek-Sands/Querrey ile Hingis/Paes karşılaştılar. Beklendiği gibi müthiş bir maç oldu. İki sette de sadece birer kez servis kırıldı. İlk seti H/P, ikinci seti Amerikalılar kazandılar. Final tiebreak'inde ilk olarak Amerikalılar öne geçtiler. Paes'in etkili oyunuyla beraberliği yakalayan H/P, 7-7'den sonra yine Paes'in arka arkaya winner'larıyla galibiyeti aldı ve 1989'dan bu yana aynı yıl içinde üç grand slam şampiyonluğu yaşayan ilk karışık çift oldular...






_ Günü genel olarak yorumlayacak olursak; tekler yarı finallerinde Serena-Vinci maçındaki maçlarda hiç rekabet yoktu. Karışık çiftler finali, Serena-Vinci'nin yanında günün renkli olan bir diğer maçıydı. 








sahinarif88@hotmail.com



twitter: @arifsahin1

10 Eylül 2015 Perşembe

US Open 2015 – Çeyrek Finaller

                Yılın son Grand Slam’inde çeyrek finaller tamamlandı. Çeyrek finalleri hatırlayalım…

KADINLAR


                Kadınlarda ilk çeyrek final önemli bir mücadeleye sahne oldu; iki yıldır bir Slam’de çeyrek finale çıkan tek Fransız olan Kristen Mladenovic ile kendisinden on yaş büyük olan Roberta Vinci karşı karşıya geldiler...


                . Mladenovic maça gergin başladı; sette yakaladığı tek servis kırma şansını değerlendiren Vinci kalan bölümde servis oyunlarında başarılı oldu ve 6-3 kazandı.


                . İkinci sette de 1-1 iken servis kıran Vinci avantajını fazla sürdüremedi; iki kez servis kıran Mladenovic 4-2 öne geçti ve sonrasında servis kırdırdı. (servis kırdırdığı oyunda dört kez çift hata yaparak büyük bir başarıya imza attı!)Kiki servis kırarak seti kazandı; 7-5  Kiki 24winner/28 basit hata yaparken; Vinci 8winner/15hata ile oynadı.


                . Final setine de iki oyuncu iyi servis atarak başladı. Vinci’nin ikinci servis oyununda hakem Vinci’nin topunun dışarıda olduğunu haykırdı; bu da servis kırıldığı anlamına geliyordu ama Vinci itirazında haklı çıkınca servisine tutundu. 3-3’te 15 dakikadan fazla süren maçın en uzun oyununda Vinci servis kırdı, Mladenovic sağlık molası aldı ama pek de fayda etmedi. Maçın kalan bölümünde Mladenovic de zorlanırken, Vinci 6-4 kazandı ve kariyerinde ilk kez yarı finalist oldu.






                Kardeşlerin maçında yine Serena Williams kazandı… Maçta genellikle heyecan olmadı diyebiliriz; üç set de setin başında servis kıran oyuncu sonuna kadar rahat götürdü…


                . Birinci sette ilk servislerinden 10/12 ile puan çıkaran ve 15 winner/2 hata ile oynayan Serena iki kez servis kırdı ve servis kırma şansı tanımadı.


                . İkinci sette Venus ilk servislerinden 13/16 ile puan çıkardı, iki oyuncu da 6’şar winner ürettiler; Venus sadece 3 tane hata yaptı, Serena ise 11.


                . Final setinde Serena tam 8 ace attı ve ilk servislerinden 14/18 ile puan çıkardı; ikisi de birer kez servis kırma şansı yakaladı, Serena şansını iyi değerlendirdi ve yine yarı finalist oldu…






                Petra Kvitova ile Flavia Pennetta arasında oynanan maçın ilk setinde Kvitova üç, Pennetta iki kez servis kırdılar; Petra 6-4 kazandı…

               
                . İkinci sette ilk servis kıran Kvitova oldu ama Pennetta mükemmel bir oyunla geri döndü, arka arkaya servisler kırdı ve rakibini birçok kez hataya zorladı. Seti 6-4 kazandı…

                . Final setinin başında iki oyuncu da servislerine tutundular. 2-2’deki kritik oyunda servis kıran Pennetta devamında bir kez daha servis kırdı, servis oyunlarında rahattı ve 6-2 bitirerek yarı finalist oldu…





                Simona Halep ile Victoria Azarenka arasındaki maç beklendiği gibi müthiş bir çekişmeye sahne oldu.


                . Maçın daha ilk oyununda Azarenka servis kırarak öne geçti ama servis oyununa tutunamadı. Halep her zamanki müthiş savunmasını devreye soktu ve Azarenka’nın winner’lara gitmesini engelledi. Vika 2.servislerinde çok zorlandı, Halep seti 6-3 kazandı.


                .İkinci sete de Vika servis kırarak başladı. Halep’in inatçı oyunu karşısında çok açılı vuruşlarıyla puanlara giden Vika servisini kırdırdı ama sonra yeniden servis kırdı ve seti 6-4 kazandı.


                . Diğer setlerde olduğu gibi final setine de servis kırarak başlayan Vika Azarenka oldu. Halep servis kırma avantajını geri aldı ve 2-2’ye gelecek iken maça yağmur arası verildi. 3-3’de Azarenka’nın arka arkaya gelen hatalarıyla Halep servis kırdı. Halep maç için servis atarken puanların gidişatına karar veren Vika oldu ve arka arkaya yaptığı hatalarla Halep seti 6-4’le bitirdi.



ERKEKLER

          Son şampiyon Marin Cilic, Jo-Wilfred Tsonga karşısında final setinde kazandı ve yarı finale yükseldi…


. İlk iki seti Cilic 6-4’lük skorlarla kazandı. İlk sette Cilic çok az basit hata yaptı; ikinci sette ise Tsonga beklenen agresifliği sahaya yansıtamadı.


. Tsonga üçüncü seti 6-3 kazandı, bu sette Cilic servis kırma şansı yakalayamadı ve ilk servislerini sadece %58’le oyuna sokabildi.


. Dördüncü sette iki tenisçi de ilk servislerinden %80’in üzerinde puan aldılar ve kendi servis oyunlarında çok etkili oldular. Tsonga, üç defa maç sayısı çevirdi ve 7-3’lük tiebreak’le maçı uzattı.


. Final setinde durum 1-2 iken servis kırma puanı çeviren ve oyunu kazanan Cilic, sonrasında 0’a karşı servis kırdı. Bu sette Cilic 18 winner’a karşılık sadece 5 tane basit hata yaptı; Tsonga’da ise bu oran 10-12.






            Novak Djokovic, Feliciano Lopez karşısında maçın henüz başında servis kırma puanını çevirdi; devamında Feliciano’nun da bolca hatalarıyla ilk seti rahat kazandı. Djokovic ilk sette sadece 1 tane basit hata yaptı.


. İkinci setin başında ise tamamen ters bir senaryo gerçekleşti. Servis kıran Feliciano, set boyunca müthiş servis attı. (7 ace; 16/20 birinci servis puanı) Feliciano, 6-3’le setlerde durumu dengeledi.


. Üçüncü sete ise iyi başlayan Djokovic oldu, set boyunca Djokovic ilk servislerinden 14/17 ile puan çıkardı; iki tenisçi de 6’şar winner yaptı, Djokovic 6 tane basit hata yaparken, Feliciano 16 tane yaptı ve seti Djokovic 6-3 kazandı.


.Dördüncü set maçta gidişatı baştan belli olmayan tek set oldu. İki tenisçi de müthiş servis attılar; Djokovic rakibine göre daha fazla winner-daha az basit hata yaptı ama seti koparamadı. Tiebreak’te 7-2 ile galip gelen Djokovic maçı kazandı.











            Stan Wawrinka, Kevin Anderson karşısındaki dört maçlık yenilgi serisini belki de en doğru yerde bitirdi…


            . İlk iki sette de Stan Wawrinka birer kez servis kırdı ve özellikle ilk servislerinde müthiş etkili oldu ve iki seti de 6-4 kazandı.


            . Üçüncü sette ise Anderson’ın düşüşü ve Wawrinka’nın müthiş oyunu vardı. Toplam puanlarda 24-5’lük seri yakalayan Wawrinka karşısında Anderson oyun kazanmaya bile yaklaşamadı ve Wawrinka RG çeyrek finalinden sonra burada da Federer’le yarı finalde eşleşti.




            Roger Federer de vatandaşı Wawrinka gibi çeyrek finali fazla yorulmadan geçti.


            . İlk iki sette servislerinde etkili olan ve birer kez servis kıran Federer 6-3’lük skorlarla galip geldi.

           
            . Üçüncü sette de iki kez servis kırdı ve 6-1 bitirdi. Federer maç genelinde 16 tane ace attı ve winner’larda 50’ye çıkarken 20’nin altında basit hata yaptı.








sahinarif88@hotmail.com


twitter: @arifsahin1


4 Eylül 2015 Cuma

Rüya Görüyoruz ...

Geçen sene UEFA Avrupa ligindeki Beşiktaş-Asteras Tripolis maçlarını hatırlıyor muyuz ? Dünkü maç hikayesi ve basında çıkanları bakımından adeta o maçın kopyasıydı. 10'larca gol pozisyonu yakaladık, topu bir türlü içeri atamadık derken maçın muhasebesini yapmaktan uzak kalıyoruz.

Olimpiyatta oynanan ve 1-1 ile sonuçlanan Asteras-Beşiktaş maçında Beşiktaş'ın en az 8 tane net gol pozisyonu yakaladığını iddia ediyorduk. Gerçek anlamda değerlendirirsek yaydan veya ortaya düşen toplara vurmak dışında gerçekten net sayılabilecek bir pozisyonları yoktu. Gökhan'ın golü dahil %100 sayılabilecek bir pozisyonları olduğunu hatırlamıyorum. Son 2 dakikada da gol yiyerek Beşiktaş 1-1'e razı olmuştu.

Konunun aslında Beşiktaş ile hiç alakası yok. Maç sırasında maçı anlatan spikerler ve yanlarındaki yorumcular isteyerek mi istemeyerek mi yapıyorlar emin değilim ama televizyon karşısındakileri resmen aptal yerine koyuyorlar. Dün birçok sefer acaba başka kanalda başka bir maç mı oynanıyor düşüncesine kapıldım. Çok iyi oynadığımızı 20 tane gol pozisyonu bulduğumuzu söylüyorlardı. Halbuki ilk hatırı sayılır pozisyon olan Volkan'ın altı pasın önünden düzeltip vurduğu, 2. yarıda boş kaleye Hakan Çalhanoğlu'nun gol yapamadığı 2 pozisyon dışında gerçek anlamda bir pozisyonumuz yok.

Gol pozisyonunu Letonya gibi takımlara karşı yayın 5-10 metre önünde yanlara pas yaparak yakalayamazsınız. Topun hızı amatör küme maçlarındaki gibiyken de yakalayamazsınız. 2 tane pastan sonra kanatlara inip gelmesi beklenen orta ile hiç yapamazsınız. Hele de bizim gibi her anlamda yan top zafiyeti olan bir ülke hiç yapamaz, yapamadı da.

Artık ülkedeki futbol antrenörlerinden, teknik adamlarından, yöneticilerinden ve her türlü akıl danışmanlığı yapanlarından umudu kesmiş durumdayım. Yıllardır ne savunma yapabiliriz, ne rakibi boğabiliriz ne de orta sahada pas oyunu oynayabiliriz. Letonya gibi bir takıma karşı rakip sahanın ilk metrelerinde top çevirmemizin hiçbir anlamı yok bunu da belirtelim.

Savunma, hücum dedim. Peki taç atabiliyor muyuz taç taç ! Korner atabiliyor muyuz, peki dün kaç tane ortada isabet sağladık. Ben hiç hatırlamıyorum.

Daha da önemlisi rakip 11 kişi kapanmış bizi beklerken ne bir dripling ile ortaya giren var, ne bir dikine oynayan var. Hep yan pas yan pas. Topu ayağına alan tüm oyunculara bakarsanız hepsi bir kahramanlık peşinde ama her biri risk almaktan aciz. Hatta riskin nerede alınacağını hatta ve hatta rakip ceza sahası etrafında riskin ne anlama geldiğini bildikleri bile şüpheli.

Letonya belki maç sonunda beraberliğe sanki Avrupa şampiyonasına katılmışçasına çok sevindi. Haklılar da. İstedikleri oyunu oynadılar ve istediklerini aldılar ama Letonya teknik direktörünün aklında o atamadıkları Hakan Balta'nın bir anda bittiği pozisyonlar kesinlikle kalmıştır.

Maç boyunca iyi oynadığımız kesinlikle söylenemez. Üstün müydük tabiki üstündük. Zaten Letonya karşısında başka bir futbol düşünülemez. Ama kesinlikle iyi oynamadık, öyle ahım şahım pozisyonlar bulmadık ve bence istediğimiz futbolu da yansıtamadık. Letonya'nın istediği buydu ve uyguladılar. Kalecilerinin zaman zaman yaptığı yan top hatalarına rağmen, zaman zaman ceza sahasında seken toplara rağmen gol atabilme başarısını gösteremedik.

Biraz da yönetenlere değinmek istiyorum. Maçtan önce güzel atmosfer, Konya şehri, 40 bin taraftar ve bu taraftarlara dağıtılan 40 bin bayrak... Her şey güzel: kabul ama niye bir Türk milli takımı forması 120 TL. Bunu anlamak çok güç. TFF başkanı Demirören gerçekten bu işlerden anlamıyor. Yani bir milli takım formasını 15-20 TL yapsan ne olur ! O 40 bin taraftara bayrak yerine forma dağıtsan ne olur. Sonra niye kendi takım formasıyla geldi diyorsunuz. İnsanlar inadına gelirler tabi !

İşin özü kendimizi dev aynasında görüyoruz. Hala büyük bir rüyadayız. Bir an önce uyanıp ne olduğumuz anlamamız, yapabileceklerimiz doğrultusunda hareket etmemiz gerekiyor.


Emin Kazdaloğlu

Twitter:@Nickonharf

abcspor.com

2 Eylül 2015 Çarşamba

Eurobasket'e Doğru - Türkiye kadrosu

            -Bu yazıyı kadro 12 kişiye inince yazmayı planlıyordum ama Türkiye Almanya'ya 13 kişiyle gitti ve sanırım son ana kadar kadro eksilmeyecek, görünenleri yazalım-

Kadro seçimi yapılırken tartışmalı bir dönem geçirildi, -özellikle Enes Kanter tercihi- bu konulara girersek tartışma uzar, o nedenle direkt kadrodaki isimlere bakalım...

                Devşirme olarak Bobby Dixon transferinden sonra tecrübeli oyuncularla genç oyunculardan bir karma elde edilmeye çalışıldı. Ergin Ataman'ın elindeki kadro şöyle oluşuyor:

                PG –  Bobby Dixon, Kartal Özmızrak

                SG – Sinan Güler, Melih Mahmutoğlu, Furkan Korkmaz, Birkan Batuk, Göksenin Köksal

                SF- Cedi Osman

                PF- Ersan İlyasova, Barış Hersek,

                C- Semih Erden, Furkan Aldemir, Oğuz Savaş




                                                      OYUN KURUCULAR

     
               Hemen başta, Pınar Karşıyaka ile oynadığı sezonlarda müthiş bir çıkış yakalayan, devşirildikten sonra Fenerbahçe'ye transfer olan Bobby Dixon'a bakalım. Dixon ilk maçlarda tutuk olsa da, son maçlarda kendine geldi. Doğuş Balbay varken, savunmada dengenin sağlanması adına Dixon alıştığından farklı bir şekilde oynuyordu ve 30+ süre almıyordu. (bu Ataman için de değişikti) Doğuş Balbay'ın sakatlanıp kadrodan çıkmasından sonra Ataman'dan beklediğimiz üzere Dixon 30+ süre alacak diye tahmin ediyorum...

Ataman döneminde Beşiktaş'ta çok önemli bir oyuncu olan ama Ahmet Kandemir döneminde forma şansı bulamayan Kartal Özmızrak, Eskişehir'de kiralık olarak geçirdiği sezonda takımdaki uyumsuzluklarla beraber inişli-çıkışlı bir sezon geçirmişti. U20 Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda takımın birinci oyun kurucu idi ve zaman zaman da takım liderliğine soyundu. Kartal, hazırlık döneminde son maçlardaki performansıyla Kenan Sipahi'yi geçti. Peki, Doğuş'un sakatlığı Kartal'ın sürelerini arttırır mı? Bunun pek olacağını sanmıyorum, yukarıda bahsettiğim gibi Dixon'ın daha fazla süre alması muhtemel, gerekirse Sinan Güler'in de 1 numara olarak oynayabileceğini düşünüyorum...
       

                                                         KANAT OYUNCULARI

           
Kadrodan çıkan son oyuncu bu pozisyondan olacak ve bu durumda da Cedi Osman'ın sağlık durumu çok önemli. Almanya deplasmanında sakatlanan Cedi Osman Akropolis Turnuvası'nı kaçırdı ama yaptığı son açıklamada hazır olduğunu belirtti; teknik yönetim de hazır olduğunu düşünürse sahada olması kesin gibi duruyor. Cedi Osman kadrodaki tek kısa forvet ve Efes'te geçirdiği etkileyici sezondan sonra Eurobasket'te de kendisini göstermesini bekliyoruz. Doğuş'un sakatlığından sonra takıma enerji katması beklenen en önemli isimlerin başında geliyor...


Sinan Güler kadrodaki en tecrübeli oyuncularından biri ve geçen iki sezonu Ergin Ataman'la birlikte geçirdiği için de Ataman'ın en çok güvendiği isimlerden biri olacak. Sinan'ın Efes'teki 'rol oyuncusu' rolünden Galatasaray'da 'takımın önemli oyuncusu' rolüne evrildiğini söyleyebiliriz. Bu, biraz da zorunluluktan oldu ama Galatasaray'da sorumluluk almaktan çekinmeyerek, özellikle geçtiğimiz sezonda başarılı oldu. Top taşıma ve pas yeteneklerini de düşünürsek, kadroda 1-2 olarak oynayacağını söyleyebiliriz, Balbay'ın sakatlığından sonra, -Dixon'ın da savunma zaafını düşünürsek-  1 numarada süre alması muhtemel.


Melih Mahmutoğlu, Erdemir'de takımın yıldızı olarak sezonu tamamladıktan sonra son iki sezondur Obradovic'le birlikte Fenerbahçe Ülker'de 'tamamlayıcı oyuncu' rolünde süre aldı. Melih'in geçtiğimiz sezon yeteri kadar süre alamadığını düşünüyorum ama önemli tecrübeler edindi ve Milli Takım'a hazır olarak katıldı. Ne kadar formda ve istekli olduğunu da hazırlık maçlarında gösterdi. Gerekirse takımın skor yükünü omuzlarına alması, gerektiğinde ise kenara çekilip takım için faydalı olması çok etkileyici. Hazırlık maçlarında kenardan geldi, Eurobasket'te de böyle olması muhtemel; Melih'in 1990 doğumlu olduğunu da not edelim. Bu turnuvada Milli Takım'da yer alması ülkemiz için önemli, göstermesi muhtemel başarılı performanslarla da kıta genelinde menajerlerin dikkatini çekebilir.


Efes'te Ivkovic'in genç yaşına karşılık çok güvendiği ve özellikle sezonun ilk bölümünde etkili olan Furkan Korkmaz, yaz döneminde U19 ve U18 Şampiyonaları'nda oynadı, her iki turnuvada da 'En İyi Beş'e seçildi, istikrarsız şut atsa da yaş grubunun en iyisi diyebiliriz. Arapovic-Hernangomez-VCharal. forvet pozisyonunda rekabet yaratırken, Furkan gard pozisyonunda Avrupa'nın en iyisi olmaya aday gözüküyor. Milli Takım'a gelecek olursak; yaz boyunca geçirdiği yorgunluğun üstüne hazırlık maçlarında çok iyi performans gösteremedi. Kadroya seçilse bile, takımın ilk planı olmayacaktır. (tabi bu Furkan kötü oyuncu veya yetersiz demek değil, yaz boyunca iki turnuva oynatınca haliyle yoruldu ve bu turnuva aşırı zorlayıcı olabilir)


Efes'te kalan diğer oyuncu Birkan Batuk ilk maçlarda tutuk bir görüntü çizse de son hazırlık maçlarında iyi oynadı. O da '90 doğumlu, Birkan konusunda fazla birşey eklemeye gerek yok sanırım, uzun yıllardır üst seviyede izliyoruz kendisini.


Darüşşafaka Doğuş'ta geçirdiği kiralık dönemin ardından Galatasaray'a dönen Göksenin hazırlık maçlarında genel olarak Doğuş'la yanyana oynadı ve dış savunmada müthiş bir ikili oluşturdular. Göksenin Köksal geçen yıl çoğu kez ilk beşte oynadı ve kendisini oldukça geliştirdi. Galatasaray yıllarında genel olarak savunmada etkili olabilirken, Darüşşafaka'da ve hazırlık maçlarında Melih-Furkan-Birkan kadar olmasa da hücumda da etkili olabildiğini görüyoruz.



                                                                   4 NUMARALAR


Hücum anlamında takımın lideri olması beklenen isimlerden biri takımın en tecrübelilerinden de biri olan Ersan İlyasova. Ersan, uzun sürelerde istikrarlı olarak katkı veremiyor durumda olsa da hem içerden, hem de dışardan etkili olması ve çok yönlü oyunuyla vazgeçilmez bir silah. Bu turnuvada Türkiye'nin başarısını belirleyecek en önemli isimlerden biri olacak.


Ersan'ın yedeği ise Dixon'la adeta 'kader ortaklığı' yapan Barış Hersek. O da kadro seçimi konusunda en fazla eleştirilen isimlerden biri ama kadroda olabilecek alternatifleri düşünürsek en doğru tercih oldu diye düşünüyorum. Alternatif olarak kim var diye bakarsak; İzzet Türkyılmaz-Metecan Birsen-Nusret Yıldırım-Samet Geyik-Cevher Özer aklıma gelen isimler. Bu oyuncu havuzuna bakarsak, ben de Barış'ın isabetli tercih olduğunu düşünüyorum; -kıstas olmaz ama- özellikle son Hollanda maçında Ersan yokken pozisyonunda oldukça yeterliydi.



           
                                                                  PİVOTLAR
               

Geçen sezon Fenerbahçe forması giyen Semih Erden iyi bir hazırlık dönemi geçirdi ve istekli oyunu, bizleri oldukça heyecanlandırdı. Semih'in istekli olması durumunda Avrupa'nın önemli uzunları arasında yer alacağını daha önce de belirtmiştim; şampiyonada da formda olmasına ihtiyaç var.


Sezon ortasında Galatasaray'dan ayrılıp NBA'in yolunu tutan Furkan Aldemir, yaz liginde oynadıktan sonra geldi; fizik olarak kendini geliştirdiğini görüyoruz ve yaz ligi maçlarında gösterdiği hücum yetenekleri de etkileyiciydi. Furkan savunmada caydırıcı bir silah ama hücumda daha etkili olması bekleniyor.


Geçen yıllarda Fenerbahçe'de olan ve gelecek sezon Darüşşafaka'da oynayacak olan bir diğer isim de Oğuz Savaş. Oğuz'la ilgili yorumların değişmesini gerektiren birşey yok; hücumda çok yönlü oyunu var, orta mesafe şutu çok önemli, serbest atışları iyi sayılır ama savunmada oldukça yumuşak olduğu için de iddialı bir takımda uzun süreler alması mümkün değil.





               Turnuvadaki Yol: Türkiye turnuvanın en zorlu ilk tur grubunda yer alıyor, iyi haberler ise maçların Berlin'de oynanacak olması ve Türkiye'nin grubu 3.sırada bitirmesi durumunda önünün açık olması. İzlanda'nın grupta sıfır çekmesi kesin gibi duruyor, İspanya-Sırbistan-Almanya-İtalya Türkiye'nin tur yolundaki rakipleri; Almanya-İtalya'yı yenmemiz durumunda grubu üçüncü bitireceğiz, birini yenersek dördüncü olarak kalacağız ve muhtemelen Fransa'yla eşleşeceğiz. Gruptan üçüncü çıkmamız durumunda Rusya/İsrail/Polonya muhtemel rakiplerimiz olacaklar ve çeyrek final tarafında da Litvanya var. Maçlar başlamadan yorum yapmak sakıncalı olabilir, görelim...





sahinarif88@hotmail.com


twitter: @arifsahin1

1 Eylül 2015 Salı

Eurobasket 2015- Diğer Gruplar

Eurobasket 2015 başlamasına günler kala A, C ve D Grupları'na bakalım...


                                        A GRUBU



Montpellier'de oynanacak grupta, son şampiyon Fransa dışında görece zayıf takımlar var; Fransa haricinde gruptan çıkacak üç takımın sonraki turda elenmesi muhtemel.


Fransa: Heurtel-Ajinca-Westermann-Causeur gibi oyuncuları kadrodan çıkaran/sakatlığa kurban veren Fransa'nın kadrodaki en büyük yıldızı Tony Parker. Joakim Noah da dinlenmeyi tercih etti ama yine de NBA yıldızlarıyla dolu bir kadroları var. Batum-Fournier-Diaw-Gobert-Lauvergne'e ek olarak CSKA'da çok iyi bir sezon geçiren Nando De Colo da kadroda.


Rusya: Turnuvaya katılıp katılamayacağı son haftalara kadar belli olmayan Rusya'da basketbola ara veren Kaun'un yanı sıra Shved, Khryapa ve Mozgov da kadroda yoklar. Kadrodaki tecrübeli isimler Monia-Ponkrashov-Vyaltsev-Khvostov. Kadrodaki en formdaki yıldızın Vorontsevich olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.


Diğer dört takım; İsrail-Polonya-Finlandiya ve Bosna Hersek. Bu dört takım arasında ayrım yapmak zor. Kısaca kadrolara bakalım...


İsrail'de Halperin-Pnini sakat, devşirme olarak D'or Fischer kadroda yer alıyor, Ohayon-Mekel-Casspi-Eliyahu tecrübeli ve yeterli bir kadro oluşturuyor.


Polonya'da devşirme olarak AJ Slaughter var. Koszarek-Kulig-Gortat kadrodaki önemli yıldızlar, Lampe şampiyonada yok.


Bosna-Hersek kura açısından şanslı olsa da, kadro açısından şanssız diyebiliriz. Büyük yıldızlar Teletovic-Djedovic-Nurkic kadroda yoklar. Devşirme olarak Renfroe kadroda, Gordic-Buza-Stipanovic kadroda dikkat çeken diğer isimler.


Finlandiya'da Dettman ve kadrosu yine bilindik şekilde sahada olacaklar ve bu kez şanslı kura ile başlıyorlar. Koponen-Salin-Koivisto-Murphy-Lee ilk beşi oluşturacaklar.




                                      C GRUBU


Maçlar Zagreb'te oynanacak, turnuvanın en iddialı takımlarından biri olan Yunanistan grupta yer alıyor.


Yunanistan: Katsirakis'in elinde muazzam bir kadro var ama istenilen performansı hazırlık maçlarında gösteremediler. Tecrübeliler Zisis-Spanoulis-Printezis-Bourousis-Koufos-Calathes-Perperoglou-Kaimakoglu'nun yanında gençler Sloukas-Antetokoumpo-Mantzaris-Papanikolau kadrodalar.


Hırvatistan: Perasovic'in kadrosunda Arapovic gibi alttan gelen gençlere yer yok. Lafayette sakatlandı ve Draper devşirme olarak kadroda yer alıyor. Ukic-Bogdanovic-Tomic-Stipcevic-Hezonja-Tomas-Saric-Bilan ile çok potansiyelli bir kadro var.


Slovenya: Dunston devşirme olacaktı ama geç kalındı ve olmadı, Omic devşirme oldu. Slovenya basketbolunun en önemli ismi Goran Dragic bu sefer yok, Zoran Dragic var, Balazic-Zupan-Blazic-Prepelic diğer önemli isimler.


Makedonya: Bo McCalebb kadroda yok, devşirme olarak Richard Hendrix kadroda. Antic kadroda yok; Ilievski-Stojanovski-Samardziski öne çıkan isimler.


Gürcistan: Devşirme olarak Jacob Pullen kadroda yer alıyor. Gürcistan'ın tüm önemli isimleri kadrodalar. Markoishvili-Sanikidze-Shengeila-Zaza-Shermadini kadrodalar.


Hollanda: En önemli isimleri pivot Henk Norel. Leon Williams-Kloof-Franke-Smaulders diğer önemli isimler.



        D GRUBU 

Maçlar Riga'da oynanacak. Şampiyona'nın en az ilgi çekici grubu olması muhtemel.


Litvanya: Grubun tek iddialı takımı olan Litvanya'da Orelik-Pocius-Lavrinovic'ler-Motiejunas dışında beklenen tüm isimler var. Kalnietis-Seibutis-Milaknis-Maciulis-Gailius-Kuzminskas-Jankunas-Valanciunas-Javtokas-Kavaliauskas-Sabonis kadroyu oluşturuyorlar.


Letonya: Silins-Porzingis yoklar; Strelnieks-Bertans-Blums-Timma kadrodalar.


Ukrayna: Jerome Randle devşirme olarak kadroda, Budivelnik'ten Lukashov-Lypoviy; bu yıl Kuban'da oynayacak olan Fesenko kadrodalar. Gladyr yok.


Çek Cumhuriyeti: Schilb devşirme olarak kadroda, Satoransky-Jelinek-Welsch-Vesely-Benda en önemli isimler, Çekler'in bu zayıf grupta etkili olmalarını bekliyorum.


Belçika: Van Rossom-Tabu-Lojeski-De Zeeuw-Hervelle yüksek potansiyelli bir beş.

Estonya: Kangur-Vene kadrodaki tanıdık isimler.





sahinarif88@hotmail.com


twitter: @arifsahin1