19 Ekim 2015 Pazartesi

Eurocup'ta bu hafta

BANVİT: İlk maçında Buducnost karşısında maçın başı dışında çok kötü bir performans sergileyen Banvit, ligde Trabzonspor'u son çeyrekteki üstün performansıyla geçti. Banvit'in bu haftaki konuğu ise Eurocup'ın en büyük favorisi olan Unics Kazan. Lige Minsk yenilgisiyle başlayan Unics, sonra arka arkaya üç galiiyet aldı. Eurocup'taki ilk maçlarında Steaua'yı farklı geçtiler, ligde de iki galibiyet aldılar. Colom-Langford-Likhodey-Kaimakoglou-Parakhouski şeklinde bir beşleri var. Geçen hafta Colom 10s- 6r- 13a ile müthiş bir performans sergiledi. Milaknis-Banic gibi tecrübeli ve kaliteli isimleri var... Banvit'e dönecek olursak, heyecan verici bir dış rotasyonları olsa da ilk maçlar itibariyle bekleneni veremediklerini görüyoruz. Fortson-Slaughter-Johnson-Moerman-Vidmar beşi varken bench'ten fazla katkı alamıyorlar. Bu da işlerini oldukça güçleştiriyor. Banvit'in acilen bir uzun takviyesine, ilk turdan sonra da yedek bir garda ihtiyacı olduğunu söyleyebiliriz.




TRABZONSPOR MP: Şu anda beklenen ritmi yakalayamayan bir diğer temsilcimiz de Trabzonspor. Ligde iki Eurocup temsilcisine karşı iki yenilgi alan TS, gruptaki kritik ilk maçta Aris'i zor da olsa yenmeyi başarmıştı. Gruptan çıkma yolundaki bir diğer rakipleri Steaua'ya konuk olacaklar. Novica Velickovic sakatlığı nedeniyle son iki maçta forma giyemedi. Kulig'in beklenen katkıyı verdiğini söylemek zor. Geçen yılki gibi Hardy-Stipanovic ikilisi üstünden oynamaya çalışıyorlar... Steaua'ya bakacak olursak; pek tanınmayan oyuncularla tecrübeli yabancıların birleşimi şeklinde bir karma oluşturdular. Tecrübeli yabancıların başında gardlar Marinovic ve Rasic geliyor. Cooper ve Ikovlev de diğer önemli oyuncular.




BEŞİKTAŞ SJ: Beşiktaş'ı da Trabzonspor'la aynı durumda görebiliriz. Ligde kötü başladılar, özellikle maç başlarında felaket oynadıklarını söylemek mümkün. Diğer taraftan, Rytas deplasmanında ise beklentilerin çok üstünde oynadılar, sonunda Rytas'a yakalanacak gibi olsalar da kazanmayı başardılar... Avtodor geçen hafta Zenit'i konuk ettiği maçta son çeyrekte 11 sayı fark yiyerek kaybetmişti. Tempolu oyunu tercih ettiklerini söyleyebiliriz. Sassari'den gelen uzun Jeff Brooks en ünlü oyuncuları. Tecrübeli Ruslar Kolesnikov-Zabelin yanında Chappell-Peterson diğer önemli silahları.



GALATASARAY ODEABANK: Neptunas deplasmanında yüksek skorlu bir maçı kazanan Galatasaray, Pazartesi akşamı Efes'le yorucu bir maç oynamıştı ve AEK'yı konuk ediyorlar. AEK oldukça pahalı bir kadro oluşturdu. İlk maçlarında uzatmada Krasny'e mağlup oldular. Warren-Carter-Hairston-Anosike-Mavrokefalidis şeklinde bir beşleri var. Başta Mavrokefalidis olmak üzere Euroleague seviyesinde önemli takımlarda oynayabilecek oyuncuları olduğunu görüyoruz.



         


sahinarif88@hotmail.com



twitter: @arifsahin1

18 Ekim 2015 Pazar

Euroleague ve Eurocup'taki temsilcilerimiz

Euroleague ve Eurocup'ta ilk haftayı geride bıraktık. Türk takımları bu hafta toplamda 7-1 yaptı, ilk hafta temsilcilerimizin maçlarını hatırlayalım...



                                                EUROLEAGUE



FENERBAHÇE: Fenerbahçe'nin Bayern Münih'i konuk ettiği maç bu hafta izlediğimiz en çekişmeli maç oldu diyebiliriz. -Karşıyaka-Khimki etkileyici performanslar sergilediler ama iniş-çıkış, skorun git-gel olması nedeniyle bu maçı bu alanda bir numaraya koyalım- Udoh'suz mücadele eden Fenerbahçe maça Vesely'nin etkili oyunuyla başladı ve 6 sayılık bir seri yakaladı. Bayern molasından sonra Fenerbahçe başarısız hücumlar yaptı ve Savanovic-Zipser-Renfroe'nin sürüklediği Bayern 16-2'lik dev bir seri yakaladı... İkinci çeyrek başında FB farkı 4 sayıya kadar düşürdü ama Renfroe-Gavel'in birlikte oynadığı dönemde Bayern tekrar farkı açtı ve maçtaki en büyük fark olan 16 sayıyı yakaladı. (20-36 - 17.dk)


İkinci yarının başında Datome'nin oyuna dahil olmasıyla FB oyunda dengeyi yakaladı ve 24.dakikada farkı 2 sayıya kadar indirdi. (39-41) Pesic'in yine moladan sonraki hamleleriyle Bayern Münih oyunda üstünlüğü yakaladı. Bu noktada Barış Hersek'in yaptığı inanılmaz hatadan da bahsedelim. Dixon'ın kaybettiği toptan sonra Djedovic turnikeye giderken Barış Hersek ortadan koşup Djedovic'i yakaladı ve sportmenlik dışı faul yaptı, bunu neden yaptı anlamadım, bir anlık dalgınlık şeklinde yorumlayalım. Üçüncü çeyrek 59-52 Bayern üstünlüğüyle geçildi.


Son bölümde Dixon'ın dış şutlardaki başarısı ve ilk dört dakikada Bayern Münih'in arka arkaya top kayıpları yapmasıyla FB skorda üstünlüğü yakaladı. Bitime üç dakika kala skor 68-62 olduktan sonra Bogdanovic'in de etkili oyunuyla FB üstünlüğünü sürdürdü; maç 74-67 bitti.


Fenerbahçe'de Jan Vesely 11s - 11r - 5a ile dikkat çekici bir performansa imza attı.




ANADOLU EFES: Cedi Osman'sız Fransa'ya giden Efes maça müthiş dış şut isabetiyle başladı. 6/6 dış şut isabetinin etkisiyle altı dakikada 23 sayı üreten Efes karşısında Limoges da ilk bölümde sürekli top kayıpları yaptı. Lmg moladan sonra Westermann'ın etkili oyunuyla farkı tek hanelere kadar indirdi ama son dakikada Tyus'un etkili oyunuyla Efes ilk çeyreği 30-17 önde bitirdi...  İkinci çeyrekte de fark sürekli çift hanelerde ilerledi ve Efes soyunma odasına 47-37 önde gitti.


Efes 25.dakikada 61-43'ü yakaladı ama rakip maçtan kopmadı. Payne'in de etkili oyunuyla 10-3'lük bir seri yakalayan Limoges son çeyreğin başında farkı tek hanelere indirdi. (60-68) Son bölümde Dunston'ın etkili oyunu ve Heurtel'in yönlendirdiği hücumlarla Efes hata yapmadı, maç 89-77 bitti.


Efes maçı 15/27 üçlükle bitirdi; Heurtel 10s- 15a ile oynadı; Limoges'un en istikrarlı oyuncusu olan Schaffartzik 20s- 5a ile oynadı.




PINAR KARŞIYAKA:  Tarihinin ilk Euroleague maçına çıkan KSK, Euroleague'in devlerinden biri olan Barcelona'yı konuk etti ve beklenenden çok daha istikrarlı bir performans sergileyerek rakibini oyun olarak sürekli ezdi diyebiliriz. Barcelona karşısında rakibi uyutarak, son bölümde bir seriyle rakibi yenmek görece kolay olabilir ama maç boyunca neredeyse kusursuz oynayarak, maçın neredeyse tamamında önde giderek yenmek oldukça zor.


Ragland hazır olsa da, maça Kenan'la başlayan KSK ilk basketlerini de Kenan'dan buldu. İlk çeyrek 18-18'le bittikten sonra ikinci çeyreğin başında Barcelona öne geçse de, Ragland-Gabriel'in etkili oyunlarıyla KSK tekrar öne geçti ve müthiş savunmasıyla rakibini bu çeyrekte sadece 9 sayıda tuttu. KSK soyunma odasına 29-27 ile önde gitti.


Üçüncü çeyrekte kusursuz bir Karşıyaka vardı. Kenan-Carter'lar-Gabriel'in etkili oyunuyla bu çeyrekte 25-11'lik bir skor yakalayan Karşıyaka farkı bir ara 18 sayıya kadar çıkardı... Son bölümde Barca biraz daha iyi oynasa da fark 7 sayının altına inmedi ve KSK önemli bir zafer kazandı: 71-62


KSK'da Gabriel 12s- 10r, Colton Iverson 16s- 8r, Kenan Sipahi 5s- 6a ile oynadılar. Barcelona takım olarak 6/29 üçlük atarken, Arroyo-Satoransky-Navarro-Oleson dörtlüsü toplamda 18s (6/19 saha içi isabeti)- 2a - 6tk ile oynadılar.




DARÜŞŞAFAKA DOĞUŞ: İlk maçında dördüncülük yolunda kritik bir maça çıkan Darüşşafaka Doğuş, çok da etkileyici oynamadığı maçta son dakikada geriden gelerek maçı uzattı ve uzatmada çok rahat bir galibiyet aldı...


DD tempoyu düşürmeye çalışırken, Sassari ilk bölümde farkı yedi sayıya kadar çıkardı. 13.dakikada skor Sassari lehine 27-18 olduktan sonra Ender-Lucas-Emir-Milko-Slaughter beşi sahadayken hem çok iyi savunma yapan, hem de iyi top yönlendirerek önemli bir seri yakalayan DD ilk yarıyı 32-31 önde bitirdi.


Üçüncü çeyrekte de skor genellikle dengede gitti, son dakikalarda Ssr'de Haynes'in etkili oyunuyla son dakikaya 61-66 ile girildi. Milko'nun üçlüğüyle bitime saniyeler kala skor dengelendikten sonra Milko takımına maçı kazandıracak üçlüğü kaçırdı ve maç uzatmaya gitti.


Uzatmaya Lucas-Redding-Emir-Milko-Slaughter'la başlayan DD müthiş bir ivme yakaladı. Müthiş savunma eforu ve Emir'in yönlendirdiği hücumlarla maçı koparak DD maçı 83-74 kazandı.


Emir Preldzic 7s- 7r- 8a ile çok yönlü katkı verdi.








                                                                 EUROCUP




BANVİT: Geçen sezonun yarı finalisti, bu sezona yenilenmiş kadrosula başladı. Buducnost deplasmanında maça dış şutlardaki isabetle başlayan Banvit üç dakikada 11-5'i yakaladı ama rakip takımın molasından sonra maçın sonuna kadar kendine gelemedi. Tadija Dragicevic ve Suad Sehovic'in etkili oyunlarıyla on dakikada 26-11'lik bir seri yakalayan Buducnost, rakibinin bir daha maça ortak olmasına da izin vermedi ve maç 83-70 bitti. Dragicevic 20s üretirken, Sehovic 16s- 5r, Cook 8s- 12a ile oynadılar. Banvit'te ise Dominique Johnson haricinde beklentileri karşılayabilen bir oyuncu olmadığını söyleyebiliriz; takım halinde 6a/18tk ve 4/18 dış şut isabetiyle oynadılar.



TRABZONSPOR MP: Geçen yılın Eurochallenge finalisti, Aris'i konuk ederek başladı. İlk dakikada Velickovic'in sakatlanması ve daha sonra diğer uzunların da faul problemine girmeleriyle TS maç içinde sıkıntı yaşadı. Aris, özellikle Amerikalı oyuncularıyla maça tutundu. Fark hiçbir zaman çift hanelere çıkmadı. Son bölümde serbest atışlarda hata yapmayan TS maçı 74-71 kazandı. Stipanovic 19s- 3r- 3a ile oynarken Aris takım olarak 14/24 serbest atış kullandı.



BEŞİKTAŞ SJ: Beşiktaş'ın Rytas deplasmanındaki ilk yarı performansı KSK maçındaki ilk yarı performansının tamamen tersiydi. Müthiş hücum setleri oynayan Beşiktaş, pota altında da Lampe'nin etkili oyunuyla farkı açtı. İlk yarı 49-30 bittikten sonra üçüncü çeyrekte de fark çift hanelerde gitti. Son bölümde ise oyun tamamen tersine döndü, Rytas'ın dış şutlarda isabetleri bulması ve Beşiktaş'ın top kayıplarıyla Rytas farkı tek pozisyona kadar indirdi. Lampe'nin içerden bulduğu basket galibiyeti garantiledi: 91-87 Lampe maçı 20s- 5r ile tamamladı.



GALATASARAY ODEABANK: Neptunas deplasmanında maça iyi başlayamayan GS 15.dakikada sekiz sayı farkla geriye düştü: 33-25. Dorsey'nin etkili oyunu ve Neptunas'ın dar rotasyon nedeniyle zorlanmasıyla GS ikinci yarıda üstünlüğü ele aldı. Üçüncü çeyrek GS lehine 67-59 bittikten sonra son çeyrekte de Neptunas dengeyi yakaladı ama McCollum'un dış şutlardaki başarısı ve son saniyelerde Neptunas'ın yaptığı basit hatalar galibiyeti temsilcimize getirdi: 94-90 McCollum maçı 32s - 6r - 4a ile tamamladı.




       



sahinarif88@hotmail.com



twitter: @arifsahin1

14 Ekim 2015 Çarşamba

Euroleague’de ilk hafta

            Euroleague’de mücadele başlıyor… İlk hafta maçlarına bakalım…


Perşembe 19:00 Pınar Karşıyaka-Barcelona:

      Pınar Karşıyaka, tarihindeki ilk Euroleague maçında Euroleague tarihinin en iyi takımlarından birini konuk edecek…


Sezonun ilk iki maçında Ragland’sız oynamak zorunda kalan Pınar Karşıyaka, Cumhurbaşkanlığı Kupası finalinde 0-15’lik başlangıçtan sonra çok iyi oynadı. Ligde ise Beşiktaş deplasmanında maçı baştan kopardılar. Justin Carter takımın lideri olarak sivriliyor, Colton Iverson pota altında etkili, Kenny Gabriel bildiğimiz gibi, Kenan sezona iyi başladı.


         Barcelona da sezona iyi başlayan takımlardan biri. Süper Kupa’da Gran Canaria-Unicaja Malaga’yı geçip kupayı alan Barcelona, lige de Zaragoza deplasmanındaki galibiyetle başladı. Navarro sahalara döndü; Tomic haftanın en iyi oyuncusuydu. Pascual’in sekizinci sezonunda gençlerle tecrübelilerin çok iyi birleştiği bir kadro ortaya çıktı.



Diğer Maçlar: Cuma günü Kuban-Panathinakos ve Zielona Gora-Zalgiris maçları var. Zalgiris deplasmanda kesin favori olarak dururken, Kuban’daki maç haftanın çekişmeli maçlarından biri olabilir.



Perşembe 21:00 Darüşşafaka Doğuş-Dinamo Sassari:


         Euroleague’e wildcardla katılan Darüşşafaka Doğuş ilk maçında gruptan çıkmak için direkt rakiplerinden biriyle İstanbul’da karşılaşacak…


         Darüşşafaka Doğuş Cumartesi günü Gaziantep’e gitti; düşük skorlu geçen maçta Daçka’nın son dakikalardaki üstün performansıyla kazandığını görüyoruz. Rakip takımdan daha çok asist yapan ve daha az top kaybı yapan Daçka’da Gordon-Harangody-Preldzic daha çok öne çıkan isimler oldular.


         Dinamo Sassari; geçen yıl Euroleague’de Efes’le, Eurocup’ta Banvit’le aynı gruplardaydı. Sezon sonunda İtalya Ligi’ni kazandılar. Koç Sacchetti görevde kalırken, David Logan dışında kadro baştan aşağı yenilendi. Haynes-Logan-Eyenga-Alexander-Varnado şeklinde bir beşleri olduklarını görüyoruz. Rok Stipcevic de takımın diğer gardı. Sacchetti’nin oynatmayı planladığı yüksek tempo sistemine bu sezonki kadronun daha fazla uyum sağladığını söyleyebiliriz. Pazartesi günü de deplasmanda Cantu’yu rahat yendiler.

        
Diğer Maçlar: Bu grupta tüm maçlar Perşembe akşamı oynanacak. CSKA-Maccabi Euroleague tarihinin en klasik eşleşmelerinden birinde karşılaşacaklar; Malaga ise Brose Bamberg deplasmanında başlıyor.



Cuma 19:45 Fenerbahçe-Bayern Münih:


         Fenerbahçe, geçen sene de ilk turda eşleşip iki maçta da yenmeyi başardığı Bayern Münih’i konuk ediyor…


         Salı günü eksik TED Ankara Kolejliler’i maç boyunca rahat bir oyun oynayarak yenen Fenerbahçe’de Datome ve Vesely öne çıkan isimler olmuşlardı. Bu maçta Pero Antic tribüne çıktı, Ekpe Udoh özellikle maçın ilk bölümünde etkili oldu, genç Ömer Faruk da aldığı sürelerde özellikle hücum tarafında etkili oldu…


         Geçen seneki hayal kırıklığının ardından takımdaki iyi oyuncuları kadroda tutan ve kalan yerlere de çok iyi takviyeler yapan Bayern Münih, ligdeki ilk iki maçını kazanmıştı, son maçlarında ise kendi sahalarında Bonn’a kaybettiler. Bayern’in yine Pesic’in hızlı hücum basketbolunu oynadığı görüyoruz, her maçta 80 sayının üstüne çıktılar…

Diğer Maçlar: Perşembe akşamı Kızılyıldız-Strasbourg dördüncülük yolunda kritik olabilecek olan bir maça çıkıyorlar. Cuma akşamı Khimki-Real Madrid ilk turun en iyi maçlarından biri olması muhtemel bir maç oynayacaklar.




Cuma 21:45 Limoges-Anadolu Efes:


         Ivkovic’in ikinci sezonunda çok iddialı bir kadro kuran Anadolu Efes, Euroleague sezonunu Fransa’da açıyor…

         Geçtiğimiz iki yılın Fransa Ligi şampiyonu Limoges, sezona Süper Kupa finalinde fark yiyerek başladı. Limoges lige 2-1’le başladı. Gard ikilisi Westermann-Schaffartzik çok etkili olurken, takımın dar bir rotasyonla oynadığını görüyoruz.


         Efes’in lig maçı ertelenmişti, geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı Kupası finalinde Pınar Karşıyaka’yı son saniyede Dunston’ın basketiyle geçtiler. Maça mükemmel başlayıp, daha sonra saçmalayan ve Ragland’sız oynayan rakibini maça ortak eden, hatta maçı kaybetme noktasına gelen bir Efes izlemiştik. Kontrol Granger’dayken Efes çok iyi ama Heurtel’le bir uyumsuzluk var. Cedi Osman KSK’ya karşı forma giyememişti. Diebler da ilk maçında pek iyi değildi, Saric’in son iki dakikadaki performansı, Dunston’ın pota altı etkinliği takım adına olumlu gelişmeler oldu.


Diğer Maçlar: Perşembe gecesi Olympiakos, Cedevita’yı ağırlıyor. Cuma gecesi de Milano’nun konuğu Laboral Kutxa olacak.






13 Ekim 2015 Salı

Becker'in Eli !

Djokovic'in 2011 sezonuyla birlikte başlayan ve bu sezonla birlikte -kanımca- zirveye ulaşan durdurulamayan performansının altında yatan nedir: Bence kesinlikle Boris Becker'dir.

Marian Vajda'nın Djokovic'i 2011 yılıyla birlikte var etmesini kesinlikle göz ardı edemeyiz.Her ne kadar 2013 ile birlikte biraz daha ailesine vakit ayıracağını söyleyip bir köşesine çekilse de halen Djokovic'in başka mentörü ve antrenörü olmaya devam ediyor.Ancak Djokovic'in Becker ile geçen yaklaşık 2 yılında oyununda yaşadığı müthiş dönüşümü yadsımamız imkansız.

Hemen bunu istatistiklerle açıklayayım.Ağustos'un ortalarında Cincinnati'nin hemen öncesinde ortaya konulan araştırmaya göre Novak Djokovic ilk servislerini bulma oranını %65'den %67'ye çekmiş durumda.%65 oldukça iyi bir yüzde.Zaten Djokovic'de 2011'deki gelişiminde bunun önemli bir parça olduğunu söylüyor.Hatta riskli servislerden ziyade atabileceği en garanti servise yöneldiğini söylüyor.İşte tamda bu noktada Becker devreye girdi.Hem Djokovic'in ilk servisleri %2 yükseldi, hem de ilk servislerinden bulduğu puan %74'den %75'e çıktı.

Herhalde Becker'in ne kadar iyi bir servis-voleci olduğunu anlatmamıza gerek yok ki Djokovic 2011'de 3.9 olan maç başı ace sayısını 2015'de neredeyse 1.5 katına çıkartarak 5.8'e ulaştırmış durumda.Yani 2011'e göre hem daha garanti hem de daha etkili servis atıyor.Hele de 2011 öncesi dönemle karşılaştırdığımızda aradaki uçurumlar iyice ortaya çıkıyor.Aynı şekilde Djokovic'in maç başına yaptığı çift hata sayısında ve tie-breaklerdeki karnesinde de önemli bir fark göze çarpıyor.Artık en kritik yerlerde de teniste ''Acil durumda camı kırın'' diye tabir edilen servislere daha iyi gidebiliyor.Daha bu sezon bitmemesine rağmen daha fazla tie-break oynamış durumda ve 2011'de 9-9 iken bu sezon 13-9'luk bir karnede.Bir de bunların yanında servis oyunları 2011'e göre %86'dan %90'a yükseltmiş durumda.

Becker gibi kazanmayı çok iyi bilen daha 18 yaşında Wimbledon zaferine ulaşmış biriyle çalışmanın avantajları sadece kort içinde olmamalı.Djokovic'in bu sezonki performansına baktığımızda Avustralya Açık öncesi katıldığı Doha dışındaki tüm turnuvalarda en az final oynamış durumda.Geçen haftaki Çin Açık zaferiyle birlikte üst üste 12 tane turnuvada en az final oynadı.2011'de Roland Garros'a gelene kadar bu sayı 7'ydi ancak orada yarı finalde Federer'e elenene kadar üst üste 37 maçını kazanmıştı.Belki de bence 2011'in 2015'ten üstün olan tek yanı bu.Kazanma alışkanlığından bahsediyordum: Djokovic bu sezon top 10 oyuncularına karşı 23-5'lik karneye sahip.Daha önce 2012 ve 2014'de yine kendisi 2013'de de Nadal 24 galibiyet alabilmişti.Djokovic'in mevcut formunu düşündüğümüzde (önümüzde Şangay, Paris ve yıl sonu turnuvası Londra var) 30'u geçebileceğini rahatlıkla önce görebiliriz.Bu da top 10'daki en elit oyunculara karşı maç içindeki çok ufak anlarda çok daha sağlam kalabildiğinin bir göstergesi.

Son olarak biraz da istatistiklere pek yansımayan ama Djokovic'in oyunundaki değişimi gösteren etkilerden bahsedicem.Mesela 2011 Wimbledon finaliyle 2015 finalini karşılaştıralım.2011'deki finalde Wimbledon'ın ruhunun aksine 2 tane basiline oyuncuyu korttaydı.Nadal sadece 9 kere fileye gelirken Djokovic'de bu sayı biraz daha fazlaydı: 26.2015'de ise Djokovic kanadında bu sayı 34'e çıkmış durumda.Her ne kadar 26 ile 34 arasında dağlar kadar fark olmasa da izleyenler açısından bu fileye çıkışların zamanlaması ve kalitesi çok değişmiş durumda.Djokovic'i saf bir voleci olarak niteleyemeyiz ancak maçlarda onu daha çok fileye çıkarken veya ralli içinde fileye gelmekten çekinmezken görebiliyoruz.Özellikle backhandine gelen yüksek volelerdeki başarısı kesinlikle çok üst düzeye çıktı.Aynı zamanda karşısında iyi bir voleci olduğunda da nasıl oynayacağını iyi biliyor.Lafı 2014 ve 2015 Wimbledon finallerine getirmeden önce 2013'de Djokovic'in bence Murray'e hediye ettiği bir Wimbledon var.Becker ile birkaç ay erken çalışmaya başlasa şu an 4 Wimbledon sahibi olmaması için hiçbir sebebi olmazdı.

2014 ve 2015 Wimbledon'larındaki en büyük fark Novak Djokovic'in oyununun oldukça çime evrilmesi oldu.Federer'in servis volelerine, chip & chargelarına çok daha iyi yanıt verebiliyor hatta kendisi de voleye çıkabiliyordu.80'lerdeki finalleri hatırlatmasa da Djokovic-Federer ikilisi çimde oynanan bir maç bakımından bize 2000'lerde iyi bir deneyim yaşattı.Djokovic'in bu finalleri kazanmasındaki en büyük payın Becker'e ait olduğunu düşünmekle birlikte Becker'le çalışmasaydı 2 finali de kaybetceği düşünceğini taşıyorum.

Son bir not olarak Djokovic'in gelişiminde Becker'in, daha öncesinde de Vajda'nın etkisi çok büyük.Ama bir önemli nokta da geçen senenin Temmuz aylarında evlenip birkaç ay sonra da baba olması oldu.Benzer bir durumu Andy Murray'de de gördük.


Emin Kazdaloğlu

Twitter:@Nickonharf

abcspor.com

12 Ekim 2015 Pazartesi

Eurocup’ta ilk hafta

            Avrupa Kupaları’nda mücadele Eurocup’la başlıyor… İlk hafta maçlarına bakalım…


Çarşamba 18:45 Lietuvos Rytas- Beşiktaş:


      Beşiktaş, Eurocup sezonunu ilk turda kağıt üstündeki en zorlu maçıyla açıyor…


 Rytas, genellikle yaş ortalaması düşük bir takım ve iddialı transferler yapmadı ama Avrupa’nın en tecrübeli takımlarından biri ve Litvanya deplasmanları her zaman tehlikeli olur. Rytas’ta Juskevicius-Gailius-Orelik-Kavaliauskas-Gudaitis-K.Lavrinovic-Lukauskis önemli isimler, tek yabancıları ise Laprovittola. Rytas haftasonu Juventus’u farklı geçti ve skor dağılımı oldukça dengeli oldu.


         Beşiktaş tarafına bakacak olursak, yine kadrolarını baştan aşağı yenilediklerini görüyoruz. Cumartesi günü ligin son şampiyonu Pınar Karşıyaka’yı konuk ettiler ve maçı daha başından kaybettiklerini söyleyebiliriz. Lampe haricinde takım adeta sahada yoktu ve sonuçta da farklı yenilgi geldi.




Çarşamba 19:00 Neptunas-Galatasaray:


         Geçen sezon Euroleague ilk turunda aynı grupta mücadele eden iki takım bu kez Eurocup’ta eşleştiler…


         Neptunas geçen sezonki kadrosundan önemli isimlerle yollarını ayırdı; eski Beşiktaş’lı Ewing kadroya dahil edildi, onların da diğer Litvanya takımları gibi yerli oyunculara dayanan bir sistemleri var. Ligde son iki maçta Juventus-Zalgiris deplasmanlarında kaybettiler.


         Galatasaray ligdeki ilk maçında zorlu Trabzonspor deplasmanında rahat kazandı. McCollum çok etkili değildi ama başta pota altında Caleb-Dorsey etkili oldular, ikinci çeyrekte Sinan-Göksenin-Dorsey birlikte oyundayken takım savunmasının çok iyi olduğunu ve Galatasaray’ın maçı lehine çevirdiğini not edelim.

        



Çarşamba 19:00 Trabzonspor MP –Aris:



         Ligin ilk maçında Markovic döneminin belki de en kötü maçını oynayan Trabzonspor, Eurocup’taki ilk maçında Yunan temsilcisini konuk ediyor…

        
         Trabzonspor’un bütçesine oranla oldukça iddialı bir kadro kurduğunu söyleyebiliriz. Hardy-Velickovic-Stipanovic takımda kalırken, geçen sezonun dikkat çekici isimlerinden DJ Odom-Kinsey-Kulig kadroya katıldılar, özellikle Kulig’in çok önemli bir transfer olduğunu not edelim.


         Aris tarafına bakalım; sezonun ilk maçında Panathinaikos’a kendi sahasında kaybeden Aris’in o maçta en azından farklı yenilmediğini görüyoruz. Genel olarak genç bir kadroya sahipler, Yunanlılar’ın etrafında dört Amerikalı’dan oluşan bir kadro var.





Çarşamba 20:00 Buducnost-Banvit:



         Geçen sezonu hatırlayacak olursak, bu iki takım ikinci tur grubunda eşleşmişlerdi ve Buducnost’ta olaylı bir maç oynanmıştı…


         Buducnost sezona fırtına gibi başladı diyebiliriz; farklı kaybettikleri Kızılyıldız deplasmanındaki maç haricinde dört maçı da farklı bir şekilde kazandılar. Geçtiğimiz sezon olduğu gibi dar rotasyona sahipler ve yıldızların günlük performanslarına dayalı bir performansa sahip olduklarını söyleyebiliriz. Suad Sehovic şu ana kadar ligdeki en verimli oyuncu; Omar Cook ve Aleks Maric son maçta çok etkili oldular; Tadija Dragicevic de takımın skorer isimlerinden biri.


         Banvit ligde ilk hafta maçına çıkamamıştı; hazırlık maçları performansına bakarsak Skyliners-Efes mağlubiyetleri dışında tam dokuz galibiyet aldıklarını görüyoruz; en kayda değer galibiyet ise son hazırlık maçında CSKA Moskova’ya karşı aldıkları galibiyet oldu. Banvit’in kadrosunda eksiklikler olsa da, özellikle dış oyunlarının gösterecekleri performansı merakla bekliyorum…






sahinarif88@hotmail.com




twitter: @arifsahin1

10 Ekim 2015 Cumartesi

Euroleague’e Doğru

                Euroleague’de bu yıl ilk kez dört takımla mücadele edeceğiz. Temsilcilerimizin gruplarındaki rakiplere bakalım…


FENERBAHÇE’nin Grubu


      Euroleague'de A Grubu'nda temsilcilerimizden Fenerbahçe yer alıyor. Fenerbahçe'nin gruptaki rakipleri Real Madrid-Khimki-Bayern Münih-Kızılyıldız ve Strasbourg. Rakipleri inceleyelim...


                Real Madrid: Fenerbahçe'yi geçen yıl finalfour'da eleyen Real Madrid, daha sonra şampiyon olmuştu; geçen sezon kazanabilecekleri tüm kupaları kazandılar. Real Madrid geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yine kemik kadrosunu korudu. Llull-Rodriguez-Rudy-Reyes-Maciulis-Ayon-Carroll-Nocioni takımda kaldılar, Jeff Taylor ve Trey Thompkins sezonun dikkat çeken transferleri olarak göze batıyorlar. Real Madrid'i Süper Kupa maçında izleme şansı buldum. Rudy-Taylor'ın oynamadığı maçta Real iyi başladı ama maçın devamında Malaga'nın yüksek temposuna yetişemedi. İspanyol oyuncular beklenen katkıyı verirken, Trey Thompkins'in henüz takıma uyum sağlayamadığını gördük. Oturmuş kadrosuyla Real Madrid grupta liderliğin en büyük favorisi olacak.


                Khimki: Geçen yılın Eurocup şampiyonu ve VTB Ligi finalisti Khimki de Real Madrid gibi kadrosuyla fazla oynamadı ve isabetli transferlerle beraber sezona iddialı giriyorlar. Avrupa'nın en iyi koçlarından biri olan Kurtinaitis'in takımında Rice-Koponen-Monia-Vyaltsev-Honeycutt-Augustine-Davis-Sheleketo-Pateev takımda kaldılar; Alexey Shved-Zoran Dragic-Marko Todorovic takıma dahil oldular. Geçen sezon Rice-Koponen gard ikilisiyle Eurocup'ı süpürmüşlerdi, bu sezon Shved ve Dragic de katılınca Euroleague'de etkili bir dış oyuncu rotasyonuna sahip olacaklar. Shved-Dragic'in forvet olarak da oynayabilmesi takıma rotasyon açısından derinlik kazandıracak. Ayrıca, geçen yıl beklenenin altında kalan Honeycutt'ın da bu yıl etkili olmasını bekliyorum. Paul Davis için birşey söylemeye gerek yok zaten, genç Todorovic'in formsuz olması durumunda Augustine de önemli bir alternatif.


                Kızılyıldız: Geçen yıl Euroleague'de yıldızlarıyla başarılı olan Kızılyıldız, bu yıl yıldızların ayrılmasıyla kadroyu baştan aşağı yenilemek zorunda kaldı ve özellikle ilk aylarda sıkıntı çekeceklerini öngörebiliriz. Geçen sezonki yıldızlardan sadece Luka Mitrovic takımda kaldı; Jovic-Lazic-Zirbes-Dangubic-Tejic de takımda kalan diğer isimler oldular. En iddialı transferler Sofo Schortsanitis ve Gal Mekel oldu. Şampiyon olan Sırbistan U20'den gard ikilisi Rebic-Guduric kadrodalar. Ryan Thompson-Marko Simonovic de bu sezon kadroda olacaklar.



      Bayern Münih: Almanya Ligi finalisti, geçen yıl Avrupa'da iyi bir sezon geçirememişti. Bu yılki kadrolarına baktığımızda; geçen sezonun iyi oyunları kadroda kalırken akıllıca takviyeler yaptıklarını görüyoruz. Gavel-Micic-Bryce-Djedovic-Zipser-Savanovic-Bryant kadroda kaldılar; KC Rivers sezonun bomba transferi oldu, Renfroe transfer edildi, Deon Thompson geri döndü, Kleber kadroya katıldı. Pesic'in dördüncü sezonu olacak.


Strasbourg: Fransa'da son iki sezonda finalde kaybeden Strasbourg, Süper Kupa finalinde Limoges'u farklı yenerek iyi başladı. Kadrodan Diot ayrıldı ama genel olarak etkileyici bir kadro kurduklarını söyleyebiliriz. Beaubouis-Mardy Collins-Kyle Weems-Matt Howard-Golubovic beşine destek verecek isimler Campbell-Dobbins-Leloup-Fofana-Duport. Koç Vincent Collet'nin beşinci sezonu olacak. Strasbourg, gruptaki rakipleri kadar derin bir kadroya sahip değil ama ilk beşlerinin ortalama üstü olduğunu söyleyebiliriz.


               
Tahmin: Grupta ilk üç ve ikinci üç şeklinde bir tahminde bulunabiliriz. Real Madrid-Fenerbahçe-Khimki kadro derinliği ve genel kaliteleriyle çok öndeler. Hatta ilk üçten de Real Madrid'i öne koyabiliriz. Khimki-Fenerbahçe ikinci sıra için mücadele edecekler gibi duruyor. Diğer üç takım arasında ise Bayern Münih favori duruyor, Kızılyıldız'ın bu sezonki kadro planlamasını yanlış buluyorum, Bayern'i geçecek bir takım varsa onun da Strasbourg olduğunu düşünüyorum...


ANADOLU EFES’in Grubu

         Euroleague B Grubu'nda geçen seneki başarılarına göre oldukça dengeli bir takım sıralaması oldu diyebiliriz. Finalist Olympiakos, çeyrek finalist Anadolu Efes, top16 takımları Laboral ve Milan ile ilk turda elenen takımlar Cedevita ve Limoges grubu oluşturuyorlar.



Olympiakos: Son yıllarda Euroleague'in en iyi takımlarından biri olan Oly, geçen yıl Yunanistan Ligi'ni şampiyon olarak tamamlamıştı. Bu yıl yine kemik kadrolarını büyük ölçüde koruduklarını görüyoruz; kemik kadrodan Slouakas gitti, yerine Hackett transfer edildi. Yine iki sezondur kadroda yer alan Dunston'ın ayrılmasından sonra Patric Young transfer edildi, arkaya da üçüncü pivot olarak Milutinov transfer edildi. Darden'ın yerine Strawberry transfer edildi; kalan pozisyonlar ise genç oyuncularla dolduruldu. Mantzaris-Spanoulis-Lojeski-Printezis-Hunter beşinin yanında Papapetrou-Agravanis-Mouratos da süre bulabilecek genç oyuncular.


Laboral Kutxa: Yeni sezona yeni koçu Perasovic'le başlayan Laboral, gard pozisyonunda geçen sezonun ikinci yarısında transfer ettiği Mike James-Darius Adams'la devam ediyor. Dış oyunculardan kulübün simge isimlerinden San Emeterio ayrıldı, Blazic transfer edildi. Causeur-Hanga-Corbacho-Bertans diğer dış oyuncular. Uzunlardan ise Shengeila-Tillie takımda kaldılar, Bourousis sezonun flaş transferi oldu, Planinic de onu yedekleyecek, diğer bir uzun da Diop.



EA7 Milan: Koçluğa Repesa'yı getiren Milan, Gentile-Cerella haricinde kadrosunu baştan aşağı yeniledi, gardda Cinciarini-Lafayette, iki numara Simon-Jenkins, üç numara Gentile-Hummel-Cerella, dört numara McLean-Macvan, beş numara Barac-Lawal. Oldukça enteresan bir takım olduklarını söyleyebiliriz, çok başarılı da olabilir, çok kötü de olabilir.


Cedevita: Repesa'nın ayrılmasından sonra genç yardımcısı Mrsic'le anlaşan Cedevita, genç oyunculardan kurulu ve potansiyelli bir takımla yola çıkıyor. Takımdaki iki yabancı Jacob Pullen ve James White. Takımda 30 yaşını aşan iki isim var, Pullen ve Zoric. Gordic-Babic-Pilepic-Mazalin-Arapovic-Zubcic-Zganec-Bilan'la oldukça potansiyelli bir kadroları olduğunu söyleyebiliriz.


Limoges: Son iki yılın Fransa Ligi şampiyonu da Cedevita gibi genç bir kadroyla yola çıkıyor ama Cedevita kadar potansiyelli olduklarını söylemek zor. Traore-Schaffartzik takımda 30 yaşını aşan oyuncular. Westermann-Culpepper-Daniels diğer önemli isimler.


Tahmin: Bu grupta ilk iki-sonraki dörtlü şeklinde bir ayrıma gidebiliriz. Olympiakos ve Efes'in diğer takımlara nazaran çok daha ağır bastıklarını düşünüyorum. Oturmuş kadrosuyla Olympiakos ve derin kadrosuyla Efes'in çok önde olduklarını düşünüyorum, bu iki takım çeyrek final için de büyük favori olacaklardır. Üçüncü sıra için Milano -eğer ki takım olmayı başarırlarsa- öne geçerler ama Mike Green-Jaka Blazic ve form tutarsa Bourousis'le Laboral de öne geçebilir. Diğer taraftan, Cedevita'nın yüksek potansiyelli bir kadroya sahip olduğunu yazmıştım. Eğer, gençliklerinin etkisiyle çok sapıtmazlarsa ve şansları da yaver giderse -Mrsic de takıma hakim olursa- Cedevita'nın gruptan çıkabileceğini düşünüyorum.



PINAR KARŞIYAKA’nın Grubu



         Euroleague'e ilk kez katılan geçen yılın Türkiye Ligi şampiyonu ve Eurocup çeyrek finalisti Pınar Karşıyaka, C Grubu'nda Barcelona, Panathinaikos, Kuban, Zalgiris ve Gora'yla eşleşti...


Barcelona: Euroleague'de son yılların en başarılı takımlarından biri olan Barcelona geçen sezon hayal kırıklığı yaşamıştı ve kupasız bitirmişti. Bu sezon ise Süper Kupa'yı kazanarak başladılar. Pascual'in sekizinci sezonunda tecrübeli oyuncularla gençlerin karması şeklinde çok heyecan verici bir kadro var. Süper Kupa'da Samuels ve Navarro da sakatlıkları sebebiyle oynamadılar. Vezenkov-Eriksson dikkat çeken gençler; çok tecrübeliler Arroyo-Ribas-Oleson-Perperogloy-Doellman-Tomic yanında yaşları genç ama yine önemli tecrübeli olan Satoransky-Abrines-Lawal'la çok tehlikeli bir takım olduklarını söyleyebiliriz.


Panathinaikos: Yeni sezona yeni koçu Djordevic'le başlayan Panathinaikos kesenin ağzını açtı ve önemli transferlere imza attı. Calathes-Pavlovic-Raduljica-Kuzmic transfer edildiler; Diamantidis-Fotsis takıdma kaldılar. Sakat olan Pappas'ın haricinde gençler VCharal-Papagiannis de heyecan verici isimler.


Lokomotiv Kuban: Geçtiğimiz yıl VTB Ligi'nde yarı final oynayan takım, bu sezon koçluğa Bartzokas'ı getirdi. Takımın en önemli kozu Derrick Brownı kaybettiler. Türkiye'den Draper-Broekhoff'u transfer ettiler; Claver-Fesenko-Singleton diğer önemli transferler. Bykov-Delaney-Randolph da takımda kalan isimler.


Zalgiris Kaunas: Bu sezon ilk beşleriyle Litvanya Milli Takımı havası oluşturduklarını söyleyebiliriz. Kalnietis-Seibutis-Pocius-Jankunas-Javtokas beşi var. Kalnietis-Seibutis ikilisinin Eurobasket'ten daha istikrarlı oynamaları gerekiyor. Yedekte Lekavicius-Ulanovas-Vecvagars-Lipkevius-Vene kalan isimler oldular; yabancı transferleri ise gard Hanlan, uzun Motum ve pivot Vougouikas oldu. Geçen sezon vasatın altında kalan Pocius'un yeni sezonda ne kadar etkili olacağı önemli olacak.


Stelmet Zielona Gora: Polonya Ligi'nde son yılların en başarılı takımı olan Gora, kadrosunda tanıdık isimler barındırıyor. Dee Bost ve Dejan Borovnjak kadroya dahil oldular. Tecrübeli Polonyalılar Ponitka-Hrycaniuk-Koszarek kadrodaki diğer isimler.


Tahmin: Bu grupta da ilk iki ve diğer takımlar diye ayırabiliriz. İlk ikiden de Barcelona'nın çok önde olduğunu söyleyelim, Barca zaten geleneksel olarak ilk turlarda çok üstün oynar, bu sene de değişmesi için bir neden yok. Panathinaikos'un ikinci ve Gora'nın da altıncı olacaklarını tahmin ediyorum. Diğer iki sıra için üç takım yarışacaklar gibi duruyor; Kuban-Karşıyaka-Zalgiris. Bu takımlar arasında şu anda ayrım yapmak zor.




DARÜŞŞAFAKA DOĞUŞ’un Grubu



         Bu sezon ciddi yatırımlar yapan Darüşşafaka Doğuş wildcard aldı ve Euroleague'de D Grubu'na yerleşti. Bu grupta Euroleague'in tecrübeli takımlarından üçü ve kendi liglerinde şampiyon olan iki takım var, ilk turun en zorlu grubu olduğunu söyleyebiliriz.


CSKA Moskova: Geçen sezon ilk turlarda mükemmel oynayan ama sezon sonunda istediğini alamayan CSKA, Itoudis'in ikinci sezonunda fazla yatırım yapmadı. Teodosic-De Colo-Vorontsevich-Khryapa-Hines takımda kalan en önemli isimler oldular. Jackson-Fridzon-Nichols-Korobkov da takımda kaldılar, Cory Higgins dışındaki önemli transfer Freeland de sakatlığı nedeniyle sezon başını kaçırdı, Kravtsov kadroya dahil edildi.


Maccabi FOX: Blatt'lı muhteşem sezondan sonra geçen sezonu kupasız kapatan Maccabi'nin bu sezon oldukça iddialı ve heyecan verici bir kadro oluşturduğunu söylemek mümkün. Ohayon-Devin-Randle kadroda kaldılar, Pnini sakatlıktan döndü, Landesberg-Bender takımda kalan genç isimler oldular; takıma takviyeler ise Farmar-Rochestie-Mbakwe-Faverani oldu.


Unicaja Malaga: Plaza'nın ikinci sezonunda Markovic-Suarez-Gabriel-Vasquez –Kuzminskas haricinde değişen bir kadro var. Nedovic-Edwin Jackson-Jamar Smith dış oyuncular oldular, Kuzminskas çok yönlü oyunuyla takıma önemli avantaj kazandırıyor, Will Thomas ve Richard Hendrix de pota altı elemanları olacaklar.



Brose Baskets: Almanya Ligi şampiyonu, Mbakwe'yi kadroda tutamadı ama Wanamaker'ı kadroda tuttular. Strelnieks-Tadda-Harris-Theis yine kadroda kaldılar, Zisis-Melli-Staiger kadroya katılan tecrübeli isimler oldular.


Dinamo Sassari: David Logan haricinde kadrodaki önemli isimleri değiştirdiklerini görüyoruz. Gard rotasyonu Stipcevic-Haynes'dan oluşuyor. Forvetler Eyenga-Petway-Alexander ve pivotta da Varnado var.



Tahmin: Bu grupta ilk üçün erkenden kopacağını düşünüyorum. İkinci yılda da aynı grupta yer alan CSKA-Maccabi-Malaga üçlüsünde bu sefer farklı bir tablonun ortaya çıkması muhtemel; CSKA’nın lider olamayacağı düşüncesindeyim. Diğer üçlüden Sassari son sırayı alır diye düşünüyorum. Diğer iki takım da iyi koçlar tarafından çalıştırılıyor ve son ana kadar mücadelenin devam etmesi muhtemel.







sahinarif88@hotmail.com




twitter: @arifsahin1

8 Ekim 2015 Perşembe

Eurocup’a Doğru

                Eurocup’ın başlamasına günler kala, temsilcilerimizin bulunduğu Doğu Konferansı gruplarını inceleyelim…



BANVİT ve TRABZONSPOR’un Grubu



                Eurocup D Grubu'nda Banvit ve Trabzonspor MP ilk turda D Grubu'nda eşleştiler. Gruptaki diğer takımlara bakalım...


                Unics Kazan: Pashutin'in takımı bu turnuvanın en yüksek bütçesine sahip. Jerrels-Lanford-Kaimakoglu takımda kaldılar; Colom-Milaknis-Latavious-Banic-Parakhouski en önemli eklemeler oldular.


                Buducnost: Omar Cook takımın oyun kurucusu olmayı sürdürüyor. Jaramaz ve Sehovic'ler takımda kaldılar; tecrübeliler Dragicevic-Maric ile geçen sene Telekom'da oynayan Devoe Joseph kadroya eklendiler.


                Aris: Geçen sezonun Yunanistan Ligi dördüncüsü; Xanthopoulos-Pelekanos dışında genç isimlere sahip. Geçen sezonki PAOK gibi yine Amerikalılar etrafında şekillenecek takım performansı; gardlar Waters-McNeal ve uzunlar White-Hagins kendi kariyerlerini de yukarı taşımak isteyen Amerikalılar.


                Steaua: İlk kez Eurocup'ta oynayacak olan Steaua; genel olarak tecrübeli oyunculara yöneldi. Gardlar Rasic-Marinovic, uzunlar Cooper-Gerald Lee-Eric Williams'la başarılı olmaya çalışacaklar.


               
Tahmin: Grupta ilk üç ve sonraki üç şeklinde bir durum oluşacağını düşünüyorum. Banvit rotasyonda sıkıntı yaşadığı için özellikle ilk yarıda zorlanabilir; bu durumda Unics Kazan grubu domine edebilir, Trabzonspor da ilk turda tecrübeli ve kaliteli oyuncularıyla diğer takımlardan birkaç gömlek üstün duruyor. Aris kapalı kutu görünümünde, Buducnost daha sağlam bir takım olarak göze batıyor ama Steaua'nun da sürpriz yapabileceğini düşünüyorum.






BEŞİKTAŞ’ın Grubu

               
                Beşiktaş, Eurocup E Grubu'nda mücadele edecek...



Lietuvos Rytas: Litvanya temsilcisi, geçen yıl dört Amerikalı transfer etmişti, bu sezon ise genç Arjantinli gard Laprovittola dışında tamamen yerlilerden oluşan bir kadroya sahipler. Juskevicius-Orelik takımda kalan önemli isimler, Runkauskas-Gailius-Gudaitis-K.Lavrinovic-Seskus da rotasyonu tamamlıyorlar.


Zenit St.Petersburg: Geçen yıl iki gruptan da çıkan Zenit, bu yıl Hodge-Kulagin-Borovnjak'sız mücadele edecek. Gard pozisyonuna Dowdell, forvet pozisyonuna Toolson transfer edildiler. Timma da takıma katılan bir diğer önemli isim, Kyle Landry ise devam ediyor.


Avtodor Saratov: Geçtiğimiz yıl Eurochallenge'da çeyrek final oynayan Avtodor, en önemli oyuncusu gard Fortson'ı Banvit'e gönderdi. Bu yıl dört önemli Amerikalı etrafında dönecekler. Gardlar Armstead-Chappell ve uzunlar Brooks-Peterson kadrodalar. Tecrübeli Ruslar Kolesnikov-Zabelin de diğer önemli isimler.


PAOK: Geçen sezon Amerikalı oyuncularıyla ilk turda başarılı olan PAOK, bu kez farklı bir transfer politikası izledi. Yunanlılar'ın yanına dört Sırp oyuncu eklediler. Tecrübeli Yunan Kostas Vasileiadis ile tecrübeli Sırp Milenko Tepic en önemli isimler. Margaritis-Kottas-Saloustros-Balaban dikkat çekici diğer isimler.


Szolnoki Olaj: Macar takımı, üstüste ikinci yılda da Beşiktaş-Zenit'le aynı grupta yer alıyor. Eurocup'taki en zayıf kadrolardan birine sahipler diyebiliriz; forvetler Strahinja Milosevic-Michael Lee ve pivot Akos Keller tanıdık isimler.



Tahmin: İlk başta Olaj'ın grubu dipte bitirmesini beklediğimi söyleyeyim. Büyük sürprizler olmazsa, Beşiktaş-Rytas ilk ikide bitirecektir. Diğer iki sıra için Zenit-Avtodor-PAOK aday; Zenit de önemli oyuncularıyla tur atlar diye düşünüyorum, PAOK ve Avtodor yeni transferleriyle nasıl uyum yakalarlar, onu öngörmek zor ama Zenit-Avtodor-PAOK bu gruptan çıksalar bile ikinci turda muhtemelen eleneceklerdir...




GALATASARAY’ın Grubu



                Geçtiğimiz iki sezonda Euroleague'de mücadele eden Galatasaray Odeabank, bu sezon yine Eurocup'ta mücadele edecek. İlk turda Eurocup'ta en zorlu grup diyebileceğimiz F Grubu'na düştüler.



Nizhny Novgorod: Geçen sezon Euroleague'de mücadele eden bir başka takım olan Nizhny, yeni sezon öncesi kadroda birçok değişiklik yapmak zorunda kaldı. Eric Maynor sakatlığı nedeniyle ilk bölümü kaçıracak, Antonov-Baburin-Khvostov takımda kalan yıldızlar, Rudd-Mahalbasic de kadroya eklenen isimler.



Krasny Oktyabr: Koç değiştirme konusunda rekora giden Krasny, geçen yıl Türkiye'de oynayan RT Guinn ve JaJuan Johnson'ı transfer etti. Gard Cooper, forvet Jordan Hamilton ve pivot Sokolov dikkat çekici isimler.



Hapoel Jerusalem: Geçtiğimiz sezon da iyi bir kadro kurmasına rağmen Eurocup'ta erken elenen İsrail Ligi şampiyonu, bu yıl kadroda birçok değişikliğe gitti. Bracey Wright-Halperin-Eliyahu-Gaffney takımda kaldılar, Rowland-D'or Fischer-Gates-Josh Duncan takıma katıldılar.



AEK: Çok iddialı bir kadro kurdular, garda Uşak'tan Warren, forvete tecrübeliler Hairston ve Sakota, pivota Anosike ve Mavrokefalidis transfer edildiler. Bu sene fazla süre almayacak olsa da Edin Atic de kadroda yer alıyor.



Neptunas: Geçtiğimiz sezon Euroleague'de oynayan Neptunas, sadece dört oyuncu gönderdi ama takımın en önemli isimleri Gailius-Shakur takımdan ayrıldılar. Butkevicius-Zavackas-Mazeika takımda kaldılar, eski Beşiktaş'lı Daniel Ewing kadroya dahil oldu.




Tahmin: Kadrosunu en çok değiştiren takım Galatasaray oldu. Nizhny-Hapoel-AEK büyük bütçeleriyle dikkat çekiyorlar, Hapoel'in gruptan lider çıkması bile şaşırtıcı olmaz. Krasny üçüncü torbadan girdi ama elenmeye en yakın takım olduklarını düşünüyorum.







sahinarif88@hotmail.com




twitter: @arifsahin1