D GRUBU
Bu grupta iki temsilcimiz Trabzonspor Medical Park ve Banvit yer aldılar. Grupta sürprizi Aris’in yaptığını söyleyebiliriz; iç sahada tüm maçlarını kazanan ve Unics Kazan’ı da deplasmanda yenen Aris ikili averaj üstünlüğüyle toplamda 7 galibiyetle grubu lider bitirdi… Türk temsilcileri 5’er galibiyet aldılar, Trabzonspor ikili averaj üstünlüğüyle grubu üçüncü sırada bitirdi, -geçen yılın yarı finalisti- Banvit gruptan dördüncü olarak çıktı; Eurocup seviyesinde ciddi bir kadrosu olduğunu söyleyebileceğimiz Buducnost ise elendi...
Aris için ‘geçen seneki PAOK’ benzetmesini yapmak yanlış olmaz ama PAOK’tan daha iyi durumdalar ve takım kimyası daha üst seviyede. Gard Waters, skorerler McNeal-Hagins ve pivot White Amerikalı kadrosunu oluşturuyorlar. Yunan oyuncular Zaras-Mourtos-Pelekanos ile İsrailli Cohen da katkı veren diğer isimler. Aris az sayı atmasına karşılık çok az sayı yiyen bir takım; altı maçta yedikleri 701 sayıyla Eurocup’ın Valencia’dan sonra en az sayı yiyen takımı konumundalar ama Eurocup’ta grubunu lider bitiren takımlar arasında en az averaja sahip olan takım olduklarını da not edelim.
Eurocup’ın en pahalı takımı olan Unics Kazan ilk turda hayal kırıklığı yaratmadı ama Aris’e iki maçta da yenilip, bir de Buducnost deplasmanında kaybedince grubu ikinci sırada bitirdiler. Pashutin’in elinde çok tecrübeli oyunculardan oluşan derin bir kadro var. Bilbao’dan transfer Quino Colom takıma çok iyi uyum sağladı ve bir de triple-double yaptı; tecrübeli şutör Keith Langford skor yükünü üstleniyor; Milaknis eli ısındığında müthiş atmaya devam ediyor; Kaimakoglou’nun yanında Latavious Williams-Banic-Parakhouski de diğer uzunlar. Likhodey-Ponkrashov da takımın yerli oyuncuları.
Geçen sezon Eurochallenge finalini son saniyede kaybeden Trabzonspor Medical Park ciddi yabancı transferleri ve geçen yıldan kalan üç yabancı+koçla sezona başladı. Trabzon’da oynadığı ilk dört maçı kazanan takım Buducnost deplasmanındaki en kritik maçı kazanarak tur atlamayı başardı. Markovic’in bu turda değişik şeyler denediğini gördük; ilk olarak yabancılarla dolu beşi oynatmaya çalıştı, Velickovic’in sakatlığıyla beraber takım düştü ve kenardan gelen yerli oyuncular da fazla verimli olamayınca takımın oyun içi sürekliliği adına ilk beşte değişikliğe gidildi. Berkay’ı ilk beşte 3 numara olarak tercih etti, Sertaç’ı pivot olarak başlattı. Sonuçta Trabzonspor –Steaua deplasmanı haricinde- hedef maçlarını kazandı ve grubu üçüncü sırada bitirdi.
Banvit yenilenmiş kadrosuyla sezona kötü başladı; 1-3’lük başlangıçtan sonra rotasyon fazla değişmedi, Carmichael’ın iyileşmesi ve özellikle dış oyuncuların uyumlarının artmasıyla beraber Banvit çıkışa geçti, hedef maçlarını kazandılar ve gruptan çıkmayı başardılar. Banvit’in geniş sayılabilecek bir rotasyona sahip olduğunu söyleyebiliriz ama oyun kurucu olarak sürekli iniş-çıkış gösteren Fortson’la oynamak zorunda olmaları ve Fortson çıkınca oyun kurmanın Slaughter’a kalması takımı baltalıyor; Moerman-Vidmar varken Banvit Cook gibi bir oyun kurucuyla oynama şansına sahip olsa daha fazla verim alabilirlerdi, bakalım ikinci yarı için bir gard transferi olacak mı.
Buducnost tecrübeli oyunculardan kurulu ve Eurocup seviyesinde başarılı olabilecek bir kadroya sahipken ilk tur grubundan bile çıkamayarak hayal kırıklığı yarattılar. Cook-Sehovic’ler-Dragicevic-Maric beşinin yanı sıra Jaramaz-Rikic-Subotic de kenardan katkı verebilecek isimlerdi ama Tadija Dragicevic ve Suad Sehovic’in etkileyici performansları haricinde herkes vasat kaldı ve gruptaki diğer takımlar da iyi sonuçlar alınca elendiler.
Eurocup’ta ilk kez mücadele eden Steaua, Gerald Lee’nin sakatlığı nedeniyle özellikle pota altında çok zorlandı. Rasic-Marinovic gard ikilisiyle yaş ortalaması oldukça yüksek bir takımla mücadele ettiler. Uzun forvet Nicoara haricinde dikkat çekici bir performans da gelmedi ve Steaua ilk turda 700’ün altında sayı üreten tek takım oldu, -138 averajla Eurocup’ın en kötü averajına sahip olan takım oldular.
E GRUBU
Bu grupta çok enteresan durumlar oluştu. Gruba birinci torbadan giren Beşiktaş SJ ile gruba ikinci torbadan giren Lietuvos Rytas grupta son iki sırayı aldılar ve diğer dört takım turladılar.
Grubu lider bitiren takım Zenit St. Petersburg oldu. Karasev’in Zenit’i Landry-Vikhrov haricinde kadrosunu baştan aşağı yenilemişti ve ilk tur boyunca genel olarak bir sistem arayışında oldular diyebiliriz. Yedi maça ilk beşte başlayan Janis Timma haricinde en fazla altı maça ilk beşte başlayan oyuncuları var ve 11 farklı ismin ilk beş olarak en azından bir maça çıktığını görüyoruz. Zenit, zayıf gruptaki istikrarsız rakiplerinin sorunlarından yararlandı ve maç içinde de geri dönüşlere imza atarak rahat bir şekilde grubu lider bitirdi. Dowdell-Toolson-Vikhrov-Timma-Landry ideal beş olarak duruyor; Antipov-Golovin-Valiev-Koscheev diğer önemli isimler. Zenit’in sekiz galibiyetinin beşi tek haneli farklarla bitti. Dowdell-Toolson-Timma-Landry dörtlüsü haricinde çok derin olmayan bir kadroya sahip olmadıklarını yazabiliriz ama bu dörtlü o kadar büyük fark yaratıyorlar ki diğer takımların baş etmeleri çok zor oluyor.
Geçen yıl Eurochallenge’da final-four yapamayan Avtodor Saratov bu sezon grupta fırtına gibi esti. Eurocup’ta 900 sayı barajını aşan tek takım olan ve Doğu Konferansı’nda 100+ averajına sahip olan tek takım olan Avtodor sezona Greenberg’le başlamıştı ama beşinci haftada Olaj deplasmanında gelen yenilgiden sonra 38 yaşındaki yardımcısı Vasilyev’le devam ettiler ve özellikle ikinci yarıda çok başarılı sonuçlar aldılar. Takımda öne çıkan isimler Kuzey Amerikalı’lar olsa da tamamen Amerikalılar’a bağlı olan bir takım değil, Rus oyuncular da önemli katkı yapıyorlar. Takımda tüm maçlara ilk beşte başlayan ve takımın en verimli oyuncusu olan oyuncu ‘85li pivot Travis Peterson. Dört sezonluk İtalya macerasını noktalayan uzun forvet Brooks’un yanı sıra gardlar Jeremy Chappell ve Malcolm Armstead/ Paul Stoll ikilisi diğer yabancılar. (Eski Trabzonlu Stoll, dördüncü maçta sakatlanan Armstead’in yerine transfer edildi) Takımda ciddi süre alan üç Rus oyuncu var. Kısa olan tecrübeli gard Kolesnikov. 2.14’lük Koscheev ile 2.15’lik Zabelin de pota altında takıma önemli avantaj sağlıyorlar. Takımın %46 ile üçlük attığını da not edelim.
PAOK geçen seneki Amerikalılar’a dayalı sisteminden tamamen döndü ve gard Hatcher haricinde Avrupa basketbolunda tecrübeli olan oyuncularla başarıya yürüdüler. Grupta ilk yedi maçının beşini kaybeden PAOK’un elenme noktasına geldiğini ama İstanbul’daki Beşiktaş galibiyetiyle tura tutundu, son üç maçta da ikinci yarılarda tecrübe farkıyla rakiplerine ağır bastılar ve gruptan çıkmayı başardılar. Eski Euroleague oyuncuları Vasilieaidis-Tepic’e dördüncü maçtan sonra katılan Sofoklis Schortsanitis’e yabancı William Hatcher da eşlik edince tur geldi.
Eurocup’ta ilk turun en büyük sürprizine imza atan takım Szolnoki Olaj oldu. Macar takımı, Beşiktaş-Rytas takımlarının düşüşlerinden faydalandı, Beşiktaş karşısındaki ikili averaj üstünlüğüyle gruptan çıkmayı başardılar. Takım genç Avrupalı oyuncularla dikkat çekiyor. ‘85li forvet Milosevic’in yanı sıra ’90 jenerasyonundan iki önemli isime sahipler. Macar gard Vojvoda ve Ukraynalı pivot Natyazhko takımın etkili isimleri.
Beşiktaş SJ, sezon başında oyun kuruculuğu eski bir NBA oyuncuna teslim etti, önemli Euroleague oyuncuları olan Darden-Lampe transfer edildiler, Hamilton’ın sakatlığından sonra Radosevic transfer edildi, Murphy transferleriyle heyecan verici bir sezon beklenirken tam tersi oldu. Dettman, Avtodor felaketinden sonra gönderildi; Yağızer Uluğ ile biraz takım toparlanıyor görüntüsü oluşmuştu ama Lampe’nin sakatlığı planları alt-üst etti. Gruba 3-1’le başlayan Beşiktaş, arada PAOK’la oynanan maç ve deplasmandaki Olaj yenilgisi de olmak üzere üstüste altı maç kaybetti ve son maçta lider Zenit’e fark atılması da sonucu değiştirmedi.
Lietuvos Rytas da sezonun hayal kırıklığı yaratan takımlarından biri oldu. Nicolas Laprovittola haricinde tamamıyla yerli oyunculardan kurulu bir kadroyla oynadılar ama geçen sezonun aksine hayal kırıklığı yaşadılar, ayrıca gruptaki zayıf rakipleri de hesaba katarsak daha başarısız görülebilirler. Rytas, Olaj ve Beşiktaş deplasmanlarında kazanmayı başardı, iç sahada ise beş yenilgi aldılar. Laprovittola-Orelik-Juskevicius üçlüsü her maça ilk beşte başlarken, tüm maçlarda kenardan gelip takımın en verimli oyuncusu olan Ksystof Lavrinovic dışında hiçbir uzundan verim alamamaları sonlarını getirdi.
F GRUBU
Bu grupta pek sürpriz olmadı, kuralar sonrası Eurocup’ın en zorlu grubu olarak öne çıkan grupta Galatasaray Odeabank ilk haftalardan itibaren arka arkaya galibiyetler aldı ve liderliğe ambargo koydu. Krasny Oktyabr ise sadece bir kez kazandı ve son sıraya demir attı; kalan mücadele dört takım arasında geçti.
Lider Galatasaray Odeabank gruba fırtına gibi başladı; ilk yarıda oynadığı tüm maçları kazanan Galatasaray, gruptaki diğer takımların da sürekli birbirlerini yenmesiyle rahat bir şekilde lider oldu. İkinci beş maçlık bölümde; iki deplasman ve bir iç saha mağlubiyeti alan Galatasaray, son haftada Neptunas’ın da Atina’da yenilmesiyle grubunu lider bitirdi ve Top32’de N Grubu’na yerleşti. Bu grupta Sassari-Olaj-Zaragoza ile eşleşen Galatasaray’ın zorlu grubu lider bitirmenin ödülünü aldığını söyleyebiliriz. Rotasyondan da kısaca bahsedelim; Sinan-Schilb-Micov-Caleb-Lasme beşine McCollum-Göksenin-Dorsey kenardan katkı veren isimler. McCollum oyuna kenardan dahil olup, takımın en fazla süre alan ikinci oyuncusu konumunda. Şafak-Ege-İzzet de az da olsa süre alan isimler.
Neptunas gruba iki yenilgiyle başlamıştı; sonraki sekiz maçın altısını kazandılar ve ikili averaj üstünlüğüyle grubu ikinci sırada bitirdiler. Ewing-Bader-Grant Amerikalı triosu dışında tamamen Litvanyalılar’a dayalı rotasyona sahipler. Tecrübeliler Zavackas-Mazeika-Butkevicius-Girdziunas en önemli yerli oyuncular. Neptunas’ta on oyuncu 13 dakika ve üzerinde ortalama süre alıyor, takımın başarısındaki kilit noktanın da bu takım oyunu olduğunu söyleyebiliriz.
Nizhny Novgorod grubu üçüncü sırada bitirdi. İki galibiyet sonrası üç yenilgi ve sonra üç galibiyetle, ikinci yarıyı elenme tehlikesi yaşamadan geçirdiler, son iki haftada Neptunas’a yenildiler ve Galatasaray’ı geçtiler. Oyun kurucu Eric Maynor’ın Eurocup maçları başlamadan sakatlanması takım açısından handikap yaratsa da Khvostov beklentilerin üstünde bir performans sergiledi ve bu açığı kapattı; gençler Rudd-Antonov-Mahalbasic de iyi katkı veren oyuncular oldular.
Geçtiğimiz sezonun İsrail Ligi şampiyonu Hapoel Jerusalem, Eurocup’ta bir önceki sezonda olduğu gibi hayal kırıklığı yaşamaya çok yaklaştı ama AEK’ya ikili averajda üstünlük sağlayarak turu geçtiler. İlk yedi maçta sadece iki galibiyet alabilen ve üç maçı sadece beş sayılık farkların içinde kaybeden Hapoel, üstüste üç maç kazanarak turlamayı başardı. Rowland-Fischer tüm maçlara beşte başladılar; Donta Smith yine çok yönlü katkısıyla etkili oldu, Eliyahu-Duncan-Janning takımdaki diğer öne çıkan isimler oldular.
AEK bu sezon Mavrokefalidis önderliğinde yüksek bütçeli ve iddialı bir kadro oluşturmuştu. İlk iki maçta yenildiler, üstüste dört galibiyet sonrası, üstüste üç mağlubiyetle elenme noktasına geldiler ve son maçta Neptunas’ı yenmelerine rağmen elendiler. Malik Hairston tüm maçlara ilk beşte çıkan tek oyuncu olurken, dokuz maçta da oynayan Mavrokefalidis açık ara Eurocup ilk turunun en verimli oyuncusu oldu. Bu ikili haricindeki oyunculardan verim alamadıklarını söyleyebiliriz. Warren’dan fazla katkı alamadılar ve sonunda Yeşil Giresun’a gönderdiler. DJ Cooper’ı kadroya dahil ettiler ama onu oynatamayınca gardda sıkıntı yaşadılar.
Krasny Oktyabr Volgograd ise Doğu Konferansı’nda tek galibiyet alan tek takım oldu ve ayrıca on maçta 900’den fazla sayı yiyen tek takım da oldular. Krasny ilk maçta AEK’yı deplasmanda yendikten sonra arka arkaya dokuz yenilgi aldı ve ilk yarı bittikten sonra yaşadıkları maddi sorunların da etkisiyle son üç maçta ciddi kriz yaşadılar. Son maçlarda çok dar bir rotasyonla oynayan ve yerli oyuncularla mücadele eden Krasny farklı yenilgilerden kurtulamadı.
Not: Batı Konferansı değerlendirmeleri, oyuncu performansları ve Top32 gruplarıyla ilgili incelemeleri önümüzdeki günlerde bu köşede bulabilirsiniz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder