Wimbledon'un geleneği olan Pazar gününe maç koymama olayı tabiki bu sene de oldu ve Cumartesi'den yağmur sebebiyle sarkan 3. tur erkekler maçlarıyla 4. tur maçları bugün oynandı.
İlk önce Pazartesi'ne sarkan 3. tur maçlarından bahsedeyim.Feliciano Lopez-John Isner maçı beklenildiği gibi uzun setlerin oynandığı bolca tie-break'in görüldüğü bir maç oldu.İspanyol olmasına rağmen Lopez'in oyun karakterinin net bir şekilde toprağa uygun olmamasından kaynaklı olarak çok sayıda winner izledik.İki oyuncudan toplam 135 tane winner geldi 4 set boyunca.43 dakika süren ilk seti Isner tie-break'te Lopez'e 10-8'lik üstünlik kurdu ve kazandı.2. ve 3. setler de tie-break'e gitti ancak tie-break'lerin krallarından olan John Isner -hele de ilk seti de tie-break'te kazanmışken- bu 2 seti kaybetti.2. sette Feliciano Lopez'in 0 basit hatayla oynaması dikkat çekti.4. sette de maçta bulunan nadir servis kırma puanlarından birini Lopez buldu ve bulduğu tek şansta Isner'ın servisini kırdı ve maçı 4 sette kazandı.
Diğer bir maçta favorilerden Stanislas Wawrinka ilk servislerinden %83 ile puan çıkarttığı maçta Denis Istomin'e hiç şans tanımadı ve maçı 3 sette kazandı.
4. turda Milos Raonic'in rakibi olacak Simone Bolelli-Kei Nishikori maçı maraton maç oldu.İlk 3 sette 2 oyuncuda bulduğu tek break ile seti kendi hanesine yazdırdı.4. sette tie-break sonucu Nishikori'ye gidince maç 5. sete gitti.5. sette Nishikori inanılmaz bir ilk servis performansı gösterirken Bolelli bulduğu 4 servis kırma puanını da tepince iyi oynadığı seti ve maçı adeta verdiği tek break puanıyla kaybetti.
4. tur maçlarında ve bugün en son olarak sona eren maçta Novak Djokovic Roland Garros'ta da karşılaşıp çok çok rahat mağlup ettiği Jo Wilfred Tsonga ile karşılaştı.Maç RG'de olduğu gibi yine 3 sette sonuçlandı ama görüntü RG'deki maçtan farklıydı.O maçta Tsonga hiç ama hiç karakter koyamamış daha maçın başından teslim olmuştu.Bugün yine düşük servislerini oyuna sokma performansından dolayı sorunlar yaşadı.Djokovic de ilk ve özellikle 2. servislerindeki performansıyla ilk 2 sette harikalar yarattı.Bulduğu servis kırma puanlarını da iyi değerlendirince ilk 2 set Nola'ya gitti.3. set Djokovic'in servisleri biraz düştü.Aksine Tsonga'nınki de yükseldi.Tsonga bu sette 2 servis kırma puanından yararlanamadı.Tie-break'e giden 3. setin sonunu iyi oynayan Djokovic maçı 1 set uzatmadı ve 3 sette tamamlayıp çeyrek finale çıktı.
Burada ilk kez 4. tur gören Jeremy Chardy ile karşılaşan Maric Cilic ise kariyerinin ilk Wimbledon çeyrek finalini istiyordu.Bu maçta 3 sette bitti ama set set düşünülmesi gereken bir maçtı.İlk set 2 oyuncuya da gidebilirdi kesinlikle ama sonunu iyi getiren Cilic tie-break'te seti kazandı.2. set biraz daha farklıydı.Zaten Chardy'nin maç boyu başına bela olan ikinci servisler 2. sette dibe vurdu.Az sayıda basit hata ile oynayan Cilic bu seti servis kırarak 6-4 kazandı.3. sette ilk servislerinden hiç taviz vermeyen bir Cilic'e karşı, 2. servislerinde halen büyük problem yaşayan bir Chardy vardı kortta.Bu seti de 6-4 kazanan Cilic kariyerinde ilk kez Wimbledon da çeyrek finale çıktı.
Çeyrek finalde Novak Djokovic ile Marin Cilic karşılaşacaklar.Djokovic'in Cilic'e karşı karnesi 9-0.
Diğer favorilerden ve son şampiyon Andy Murray ise ilk 3 turunun aksine bu kadar 'zorlandığı' bir maç oynadı.Zorlanmasından kastım tabiki ilk 3 turundaki maçlarına yaptığım bir gönderme.O maçlarda adeta oyun vermemeye yemin etmiş bir Murray vardı sanki.Ama büyük servisçilerden Kevin Anderson'un ona zorluk çıkartacağını tahmin ediyordum tabiki.Ama beklediğim kadar zorlayamadı Murray'i.İlk sette düşük servis performanslarıyla devam etti.Önemli noktalarda basit hatalar yaptı.Seti de kaybetti.2. sette basit hatalarını minimize etti ancak servis performansı hele de 2. servisleri felaketti.Murray'e 10 kere break point şansı verdi ve Murray bunların 3'ünü değerlendirdi.Kevin Anderson 1 break'i geri aldı ama seti 6-3 kaybetti.3. sette ilk servislerinden puan çıkartma oranını %76'ya 2. servislerinde puan çıkartma oranını da %50'ye yükselten Kevin Anderson file önünü de daha çok kullandı.Uzun süren oyunların görüldüğü bu set tie-break'e taşındı.Andy Murray 2. saha değişiminden sonra bulduğu maç puanını kullanarak adını çeyrek finale yazdırdı.
Burada çok şey beklediğim Grigor Dimitrov, 3. turdaki zorlu Alexdr Dolgopolov maçından sonra 4. turdada Leonardo Mayer'i geçip beni şaşırtmamaya devam ediyor.Bugünkü tüm erkekler maçı gibi bu da 3. sette bitti ancak Dimitrov'un oynadığı kritik puan başarısı ve yakaladığı servis kırmaları değerlendirme başarısı maçı 3 sette bitirmesini sağladı.
Çeyrek finalde Andy Murray-Grigor Dimitrov eşleşmesi bizi bekliyor.
Emin Kazdaloğlu
Twitter: @Nickonharf
30 Haziran 2014 Pazartesi
Wimbledon - Kadınlar (Pazartesi)
Wimbledon'da Cumartesi gününden bugüne kalan üçüncü tur
maçlarıyla dördüncü tur maçlarının bazıları bugün oynandı. İngilizlerin ''Pazar günü maç oynanmaz.'' takıntısı
nedeniyle fikstür sıkıştı ve fazla maç izlemeyedik.
Üçüncü Tur
_ İlk seti
Lisicki kazandıktan sonra ertelenen maçta ikinci set kısa rallilerle oynandı.
5-2'deki yağmur arasından sonra seti Ana Ivanovic kazandı.
Final seti
ise Sabine Lisicki'nin şovuna döndü. Wimbledon'da son yılların en iyi
tenisçilerinden biri olan Lisicki iki kez servis kırdığı seti ace'le bitirdi ve
bir kez daha dördüncü tura yükseldi. Lisicki maç boyunca 7 ace attı.
Lisicki
6-4 / 3-6 / 6-1
_
Keys-Shvedova maçında ilk seti 9-7'lik tie-break'le tecrübeli Shvedova
kazanmıştı. İkinci sette tie-break başlamadan maç ertelenmişti. Genç Amerikalı
Madison Keys sakatlığı nedeniyle korta çıkmadı ve dördüncü turda Lisicki'nin
rakibi Shvedova oldu.
Shvedova
7-6 / 6-6
Dördüncü Tur
_ 1
numaralı seribaşı Serena Williams'ı eleyen Alize Cornet bu kez genç Eugenie
Bouchard ile karşılaştı. Kadınlar tenisinde pek görmediğimiz üzere iki tenisçi
de müthiş servis oyunları çıkardılar ve maçın ilk 16 oyunu boyunca servis
kırılmadı. İlk sette servis kırma olmadıktan sonra set tie-break'e kaldı.
Tie-break'te iki tenisçi de ikişer kez servis çevirdikten sonra ilk set
puanında Bouchard servis çevirmeyi başardı ve seti bitirdi.
İkinci set
de ilk sete benzer şekilde başladı. Durum 2-2'yken Cornet servis kırmayı
başardı. Seti kazanmaya doğru giden Cornet 5-4'te servisini kırdırdı. Geçen
maçta da gördüğümüz gibi sinirlerine hakim olamayan Cornet bir kez daha servis
kırdırdı ve maçı kaybetti. Eugenie Bouchard sezonun 3.grand slaminde de çeyrek
finale yükseldi, iki yıl öncenin kızlar şampiyonu Bouchard tenis yeteneklerinin
yanında yaşından beklenmeyecek bir olgunluk içinde.
Bouchard
7-6 / 7-5
_
Kerber-Maria Sharapova maçının galibi çeyrek finalde Eugenie Bouchard ile
karşılaşacak.
_
Halep-Diyas karşılaşmasının galibi çeyrek finalde Lisicki-Shvedova maçının
galibiyle oynayacak.
_ İki Çek
tenisçinin mücadelesinde '96lı Smitkova ile Lucie Safarova karşılaştılar.
Bundan önceki yedi denemesinde Wimbledon'da başarılı olamayan Safarova genç
vatandaşını rahat geçti. Smitkova maçı 6 ace'le tamamladı ama top oyuna
girdiğinde etkili olan isim Safarova oldu. Maçı sadece 48 dakikada bitirerek
çeyrek finalist oldu. Safarova
6-0 / 6-2
_ Makarova-Radwanska
maçı Makarova açısından çok rahat geçti. İlk sette iki kez rakibinin servisini
kıran Makarova seti kazandı. İkinci sette ise kusursuz bir Makarova şov vardı,
oyun kaybetmedi. Maçı toplam 53 dakikada bitiren Makarova toplam puanlarda
57-31 üstünlük sağladı, Radwanska’nın daha önce böyle bir yenilgiye uğradığını
hatırlamıyorum. Makarova 6-3 /6-0
_ İkinci
Çek çeyrek finalist de eski şampiyonlardan Petra Kvitova oldu. Kvitova
tecrübeli Peng karşısında ilk sette bir kez, ikinci sette iki kez servis
kırarak çeyrek finalist oldu. Kvitova 6-3 / 6-2
_ Üçüncü
Çek çeyrek finalist ise Barbara Strychova-Zahlavova oldu. Önceki turda Li'yi
eleyen Zahlavova, Caroline Wozniacki karşısında winner'larıyla galibiyete
gitti. İlk sette winner sayısında 13-3 ile önde olan Çek tenisçi, ikinci sette
18-8 ile üstündü. Daha önceki üç maçında toplam 17 basit hata yapan Wozniacki
bu maçta toplam 12 basit hata yaptı. Styrcova-Zahlavova 6-2 / 7-5
İpek Soylu ikinci turda
Gençlerde elemelerden gelen İpek Soylu ev sahibi ülkeden
Jodie Anna Burrage’ı 6-4 ve 6-3’le yenmeyi başardı. Soylu ilk sette rakibine servis
kırma şansı vermedi ve rakibinin servisini bir kez kırmayı başardı. İkinci
sette ise rakibinin servisini üç kez kırmayı başardı. İstatistiklere bakarsak,
çok ilginç bir nokta gözümüze çarpıyor. İki tenisçi de 16’şar winner bulurken
İpek Soylu rakibinden üç tane daha fazla basit hata yaptı. Burrage’ın servis
performansı da biraz daha iyiydi ama İpek rakibinin servis attığı puanların %45’ini
kazanarak bu alanda önemli bir farka imza attı ve maçı 65 dakikada bitirdi.
twitter.com/arifsahin1
Maccabi’nin sezonu
Euroleague’de 2014-15 sezonuna katılacak takımlar açıklandı,
ortalık transfer dedikodularıyla karışıkken geçtiğimiz sezonun şampiyonu
Maccabi’nin hikayesini bir kez daha hatırlayalım…
Euroleague
Sezona
başlarken Maccabi’nin Euroleague’in en büyük favorilerinden biri olarak
görülmüyordu. Maccabi ilk turda Laboral maçları dışındaki tüm maçlarını
kazanarak grubunu lider bitirdi. Yeni transferler Rice-Ingles-Tyus oldukça
istikrarsız katkılar verirken tecrübeli oyunculardan Devin Smith takımın lideri
konumundaydı. Hickman-Blu-Sofo kendilerinden bekleneni verirken, Guy Pnini de
iyi bir sezon geçirdi. Top16’in başında Euroleague’in en iyi pota altı
savunucularından biri olan Shawn James sezonu kapattı. Euroleague F Grubu’nda
diğer gruba nazaran daha zayıf rakiplerle karşılaşan Maccabi favorileri
geçemese de grubu üçüncü sırada bitirmeyi başardı.
Çeyrek
finalde belki de kendilerine en uygun rakiple eşleştiler: EA7 Milano. James’in
yokluğunda pota altında güçlü olmayan bir rakiple eşleşmek idealdi. Milano’daki
ilk maçın sonunda müthiş bir geri dönüşe imza atan Maccabi Langford’ın son
serbest atışı kaçırmasıyla uzayan maçta galip geldi ve İsrail’deki iki maçı çok
da zorlanmadan kazanarak final-four’a gitti.
Final-four’un
ilk maçında CSKA Moskova ile oynayan Maccabi bir kez daha önemli bir dönüşe
imza attı. Maçın son 11 dakikasına 15 sayı farkla geride giren Maccabi Rice’ın
önderliğinde galibiyete gitti. Final maçında ise Euroleague’in açık ara en
büyük favorisi olan Real Madrid’le karşılaştılar. Real Madrid bir önceki maçta
olduğu gibi ikinci çeyrek başında farkı açtı ama bu seferki rakipleri Maccabi
dağılmadı. Son çeyrekte müthiş oynayan Rice normal sürede maçı bitiremedi ama
uzatma bölümünde yıldızlaştı ve Real Madrid’in yıldızları etkisiz kalınca kupa
İsrail’e gitti.
İsrail
İsrail
Ligi’nde ise Maccabi beklenenden fazla zorlandı ama şampiyon olmayı başardı.
Normal sezondaki 28 maçın 6’sını kaybeden Maccabi play-off finalinde de çok
zorlandı ama Maccabi Haifa’yı iki maç sonunda 163-161 ile geçerek toplamdaki
51.şampiyonluğunu kazanmayı başardı.
İsrail
Kupası’nda da Maccabi Tel Aviv finalde Hapoel Eliat’ı 80-73 ile yendi ve 41.kez
kupayı kazandı.
Koç David
Blatt
Maccabi’nin
bu sezonki başarısında en büyük pay kuşkusuz ki David Blatt’a ait. 55 yaşındaki
David Blatt 2010’dan bu yana Maccabi’yi çalıştırdı. Eski oyuncusu Jeremy
Pargo’nun bir sözü onun için tüm söylemek istediklerimi kapsıyor: ‘’Blatt oyuncuların duygularını ve farklı
yönlerini anlıyor, bunların hepsini nasıl tek vücut haline getireceğini ve
onlardan yararlanacağını biliyor.’’
Euroleague’in
ilk turunda takıma yeni katılan oyuncular oldukça verimsizdi, onların yanında
Yogev Ohayon da geçtiğimiz sezonlardaki veriminden yoksundu. Buna rağmen, Blatt
doğru beşi buldu ve grup liderliğini sağladı. Top16’de James’in sakatlığı
işleri zora soktu ama grubun zayıflığının da etkisiyle Maccabi grubu üçüncü
sırada bitirdi ve çeyrek finalden sonrası Blatt’ın yıldızlaştığı bölüm oldu,
Milano deplasmanındaki ve final-four’daki galibiyetlerin geriden gelerek
kazanılmasılmasındaki en büyük pay Blatt’e aitti.
Sonuç
olarak Blatt NBA’e giden ilk Avrupalı koç oldu ve Cleveland Cavaliers’la beş
yıllık sözleşme imzaladı. Blatt’in elinin altında çok potansiyelli bir kadro
var, kısa vadede başarı zor değil.
Oyuncular
Maccabi
Electra’da sezon sonunun en çok parlayan oyuncusu Rice olsa da sezon boyunca en
iyi oynayan oyuncu Ricky Hickman oldu. Hickman 12s- 2.6r- 2.7a ortalamalarıyla 11.2
verimlilik puanı ortalaması yakaladı ve takımın en verimli oyuncusu
oldu. Milano serisinde ve final-four’da performansını çok üst noktaya taşıyan
Hickman şampiyonlukta önemli pay sahibi.
Sezon
boyunca istikrarlı katkı veren diğer isim de Devin Smith oldu. Tecrübeli oyuncu
özellikle Top16 maçlarında çok iyiydi, sezon genelinde 10s -5.6r- 1a ortalamalarıyla
oynayan Smith genelde sanılanın aksine Hickman’dan daha iyi şut
yüzdelerine sahip.
Final-four
MVP’si Tyrese Rice genel olarak çok istikrarlı bir sezon geçirmedi.
Final-four’a gelene kadar 8 verimlilik puanına sahip olan Rice son iki maçta
ortalama 23 verimlilik puanıyla oynadı. İsrail Ligi finalindeki performansı da
lig şampiyonluğunu getirdi.
Takımın bir
diğer yıldızı da Alex Tyus oldu. Tyus özellikle Shawn James sakatlandıktan sonra
fazla süre almaya başladı ve Top16’in son maçlarıyla beraber form seviyesini
iyice arttırdı. Sezonu 7.7s -5r -1b ortalamalarıyla tamamladı.
Guy Pnini
ve Joe Ingles sezonun ilk bölümünde iyi oynarken final bölümünde takıma katkı veremediler.
Sofo fazla süre almadı ama beklenen katkıyı verdi, Ohayon geçtiğimiz
sezonlardaki performansının altındaydı, basketbola ara verdikten sonra geri
dönen David Blu ise özellikle son maçlarda çok önemli katkılar verdi.
Gelecek
sezon
Maccabi
Electra’nın en büyük yıldızı David Blatt gelecek sezon takımın başında
olmayacak. Ricky Hickman’ın Türkiye’ye, Tyrese Rice’ın da Rusya’ya gideceği
söyleniyor. Sofo da birkaç takımın radarında ve muhtemelen ayrılacak. Gelecek
sezon çok daha farklı bir Maccabi izleyeceğiz.
sahinarif88@hotmail.com
twitter.com/arifsahin1
28 Haziran 2014 Cumartesi
Wimbledon - Erkekler 3. Tur
Günün büyük çoğunluğunda etkisini gösteren yapmur sebebi ile dış kortlarda maçlara geç saatlerde başladık.Bu yüzden erkeklerde 8 maçın 5'i tamamlanabildi.
Merkez kortun açılışını yapan Rafael Nadal ilk 2 turun bir benzerini de Mikhail Kukushkin karşısında yaşadı.Yine ilk seti kaybeden Nadal maçın devamında oyuna ağırlığını koydu ve maçı kazandı.Aslında Nadal ilk seti kaybetti ancak bu sefer ilk 2 turun aksine maça çok da pasif başlamadı.Kukushkin ise Rosol ve Klizan kadar iyi servis performansına sahip değildi.Ama Nadal kendi servis oyunlarına rahat tutunup, rakibinin hemen hemen her servis oyununu tehdit ediyordu.2 kere sette kalmak için servis kullanmak zorunda kaldı ve bunlarda da oldukça rahat oyunlar çıkarttı.Tie-break'te de aslında Rafa Nadal mini-break'i eline geçirmişti.Hemen arkasından Kukushkin üst üste aldığı 2 puanla bu sefer mini-break'i o eline geçirdi.Saha değişimine mini-break'siz gidiyoruz derken 6. puanda Kukushkin bir kez daha mini-break'i eline aldı.Oyunun sonunda da 3 set puanından 2.'sini değerlendirerek seti tie-break'te kazandı.2. sette Kukushkin'in vereceği bir break'in onu oyundan düşürebileceğini, Nadal'ın direncinin en üst seviyeye çıkabileceğini biliyorduk ama Kukushkin'in düşüşü çok dramatik oldu.Setteki ilk servis oyununa tutundu ancak 2.'sinde bir türlü bitiremediği oyunu kaybetti ve maçta adeta orada bitti.2 oyun sonra Nadal double break'i de elde etti.Seti de 6-1 kazandı.3. sette durumlar Kukushkin için daha da kötüydü.Servis atarak başladığı bu sette kendi servislerinde büyük sorunlar yaşadığı gibi Nadal'ın da kariyerinin en iyi 2. servis performansı yakalamasını sağladı.3 kere servis kırdırdığı bu seti de 6-1 kaybetti.4. set Kukushkin biraz olsun toparlanmış gibiydi.Ama 2. setten itibaren canını yakan o 2. servisleri (ilk sette de Nadal 2. servise hücum ederek birkaç tane return winner bulmuştu) yine canını yaktı.Ama Nadal'ın düşen servislerini oyuna sokma performansından dolayı Nadal'ın servislerini biraz olsun tehdit eder olmuştu.Ancak yakaladığı break şanslarını değerlendiremedi ve 2 kere servisini kırdırdığı bu seti de 6-1 kaybetti.
Sharapova-Riske maçından sonra korta çıkan Roger Federer ise ilk 2 tur maçlarına benzer bir görüntü çizdi.3 sette biten bu maçta hiçbir set 30 dakikadan fazla sürmedi.İlk servislerinden puan çıkartma oranında yine harikalar yaratan Roger Federer 2. turda oynadığı Gilles Muller maçının aksine bulduğu servis kırma puanlarını da daha yüzdeli değerlendirdi.File önünü yine bolca kullanan Federer setleri 6-3, 6-1 ve 6-3 ile kazandı ve 4. turda Tommy Robredo ile eşleşti.
Galibinin Rafael Nadal ile eşleşeceği maçta 2 tane seri başı olmayan isim karşılaştı.Wimbledon'da ilk kez ana tabloda yer alan Avustralyalı Nick Kyrgios harikalar yaratmaya devam ediyor.Avustralya Bernand Tomic'ten bulamadığını Kyrgios'tan bulabilecek belkide.2. turda 5 setlik maçta Gasquet'i eleyerek gelen Kyrgios, yine 2. turda bir 5 setlik maç oynayan ve Kyrgios gibi sürprize imza atan Jiri Vesely'yi 4 sette geçti.
İyi bir toprakçı olduğu bilinen Tommy Robredo Jerzy Janowicz ile 3. turda karşılaştı.İlk 2 sette haddinden fazla basit hata ile olan Janowicz bu 2 seti de kaybetti.Ama 3. setin tie-break'e gitmesi belki de maçın kırılma anı olacaktı.Çünkü 3. sette de ipler genel olarak Robredo'nun elindeydi ama buldupu tek servis kırma fırsatını tepmeyen Janowicz seti tie-break'te kazandı.Janowicz, Robredo'nun düşen ilk servislerini oyuna sokma oranından da faydalanarak 4. seti de 6-4 kazandı ve maçı 5 sete taşıdı.Robredo 5. sette servislerindeki ritmi tekrar yakaladı ve bulduğu 2 servis kırma puanından birini değerlendirerek kariyerinin ilk Wimbledon 4. turunu elde etti.
Maç boyu 50 winner ve sadece 6 basit hata gibi istatistiklerinin yanına ilk turdaki maçında olduğu gibi 30 ace ekleyen Milos Raonic 3 sette (2'si tie-break sonucu) Lukasz Kubot'u mağlup etti.Kubot'un de kesinlikle iyi bir maç çıkarttığını söyleyebiliriz.İyi bir ilk servis performansı vardı ama Raonic'in ilk servislerinden puan çıkartma oranı %95'di maç boyunca.Durum böyle olunca Raonic maçı 3 sette bitirdi.
Stanislas Wawrinka-Denis Istomin, Kei Nishikori-Simone Bolelli ve Feliciano Lopez-John Isner maçları bügün için iptal edilen maçlar oldu.
Merkez kortun açılışını yapan Rafael Nadal ilk 2 turun bir benzerini de Mikhail Kukushkin karşısında yaşadı.Yine ilk seti kaybeden Nadal maçın devamında oyuna ağırlığını koydu ve maçı kazandı.Aslında Nadal ilk seti kaybetti ancak bu sefer ilk 2 turun aksine maça çok da pasif başlamadı.Kukushkin ise Rosol ve Klizan kadar iyi servis performansına sahip değildi.Ama Nadal kendi servis oyunlarına rahat tutunup, rakibinin hemen hemen her servis oyununu tehdit ediyordu.2 kere sette kalmak için servis kullanmak zorunda kaldı ve bunlarda da oldukça rahat oyunlar çıkarttı.Tie-break'te de aslında Rafa Nadal mini-break'i eline geçirmişti.Hemen arkasından Kukushkin üst üste aldığı 2 puanla bu sefer mini-break'i o eline geçirdi.Saha değişimine mini-break'siz gidiyoruz derken 6. puanda Kukushkin bir kez daha mini-break'i eline aldı.Oyunun sonunda da 3 set puanından 2.'sini değerlendirerek seti tie-break'te kazandı.2. sette Kukushkin'in vereceği bir break'in onu oyundan düşürebileceğini, Nadal'ın direncinin en üst seviyeye çıkabileceğini biliyorduk ama Kukushkin'in düşüşü çok dramatik oldu.Setteki ilk servis oyununa tutundu ancak 2.'sinde bir türlü bitiremediği oyunu kaybetti ve maçta adeta orada bitti.2 oyun sonra Nadal double break'i de elde etti.Seti de 6-1 kazandı.3. sette durumlar Kukushkin için daha da kötüydü.Servis atarak başladığı bu sette kendi servislerinde büyük sorunlar yaşadığı gibi Nadal'ın da kariyerinin en iyi 2. servis performansı yakalamasını sağladı.3 kere servis kırdırdığı bu seti de 6-1 kaybetti.4. set Kukushkin biraz olsun toparlanmış gibiydi.Ama 2. setten itibaren canını yakan o 2. servisleri (ilk sette de Nadal 2. servise hücum ederek birkaç tane return winner bulmuştu) yine canını yaktı.Ama Nadal'ın düşen servislerini oyuna sokma performansından dolayı Nadal'ın servislerini biraz olsun tehdit eder olmuştu.Ancak yakaladığı break şanslarını değerlendiremedi ve 2 kere servisini kırdırdığı bu seti de 6-1 kaybetti.
Sharapova-Riske maçından sonra korta çıkan Roger Federer ise ilk 2 tur maçlarına benzer bir görüntü çizdi.3 sette biten bu maçta hiçbir set 30 dakikadan fazla sürmedi.İlk servislerinden puan çıkartma oranında yine harikalar yaratan Roger Federer 2. turda oynadığı Gilles Muller maçının aksine bulduğu servis kırma puanlarını da daha yüzdeli değerlendirdi.File önünü yine bolca kullanan Federer setleri 6-3, 6-1 ve 6-3 ile kazandı ve 4. turda Tommy Robredo ile eşleşti.
Galibinin Rafael Nadal ile eşleşeceği maçta 2 tane seri başı olmayan isim karşılaştı.Wimbledon'da ilk kez ana tabloda yer alan Avustralyalı Nick Kyrgios harikalar yaratmaya devam ediyor.Avustralya Bernand Tomic'ten bulamadığını Kyrgios'tan bulabilecek belkide.2. turda 5 setlik maçta Gasquet'i eleyerek gelen Kyrgios, yine 2. turda bir 5 setlik maç oynayan ve Kyrgios gibi sürprize imza atan Jiri Vesely'yi 4 sette geçti.
İyi bir toprakçı olduğu bilinen Tommy Robredo Jerzy Janowicz ile 3. turda karşılaştı.İlk 2 sette haddinden fazla basit hata ile olan Janowicz bu 2 seti de kaybetti.Ama 3. setin tie-break'e gitmesi belki de maçın kırılma anı olacaktı.Çünkü 3. sette de ipler genel olarak Robredo'nun elindeydi ama buldupu tek servis kırma fırsatını tepmeyen Janowicz seti tie-break'te kazandı.Janowicz, Robredo'nun düşen ilk servislerini oyuna sokma oranından da faydalanarak 4. seti de 6-4 kazandı ve maçı 5 sete taşıdı.Robredo 5. sette servislerindeki ritmi tekrar yakaladı ve bulduğu 2 servis kırma puanından birini değerlendirerek kariyerinin ilk Wimbledon 4. turunu elde etti.
Maç boyu 50 winner ve sadece 6 basit hata gibi istatistiklerinin yanına ilk turdaki maçında olduğu gibi 30 ace ekleyen Milos Raonic 3 sette (2'si tie-break sonucu) Lukasz Kubot'u mağlup etti.Kubot'un de kesinlikle iyi bir maç çıkarttığını söyleyebiliriz.İyi bir ilk servis performansı vardı ama Raonic'in ilk servislerinden puan çıkartma oranı %95'di maç boyunca.Durum böyle olunca Raonic maçı 3 sette bitirdi.
Stanislas Wawrinka-Denis Istomin, Kei Nishikori-Simone Bolelli ve Feliciano Lopez-John Isner maçları bügün için iptal edilen maçlar oldu.
Wimbledon – Kadınlar 3.tur (Cumartesi)
Cumartesi gününün en büyük sürprizi Serena Williams’ın
elenmesi oldu. Uzun süreli yağmura rağmen programdaki sekiz maçın altısı
tamamlandı.
_
Tablonun en üstünde günün şoku yaşandı. Son beş yılın üçünde şampiyon olan
Serena Williams, Fransız Cornet’ye karşı servis kırdırarak maça başladı. Yağmur
arasından sonra arka arkaya beş oyun kazanan Serena ilk seti rahat kazandı.
İkinci sette ise tablo tersine döndü, Cornet setin ilk beş oyununu kazandıktan
sonra üç oyun kaybetti ama seti 6-3’le bitirmeyi başardı. Final seti ise müthiş
bir mücadeleye sahne oldu. Final setinde Alize Cornet’nin sinirlerine hakim
olduğunda ne kadar iyi bir tenisçi olduğunu gördük, Serena ise setin neredeyse
tamamında mutsuz bir görüntü çizdi. 2-2’de servis kıran Cornet daha sonra bir servis daha kırdı ama
maçı bitirmekte zorlandı, maçı 6-4’le bitirdi.
_ Günün
en iyi maçı olmasını beklediğim Petkovic-Bouchard maçını canlı izleyemedik.
Roland Garros’ta yarı final oynayan iki tenisçinin mücadelesi iki sette bitti
ama hiç de kolay olmadı. İlk sette Petkovic servis oyunlarında çok zorlandı ve
ilk seti Bouchard 6-3’le kazandı. İkinci set daha yakın geçti, benzer tarzda
tenis oynamayı seven iki tenisçinin mücadelesini Bouchard 6-4’le bitirdi.
_ 2012 yarı
finalisti Kerber ile 2013 yarı finalisti Flipkens’in mücadelesi iki farklı
tarzdaki oyuncuyu karşı karşıya getirdi. Daha riskli oynamayı seven Kiki Flipkens
ilk sette bir kez servis kırdı ve servis oyunlarında başarılı olarak ilk seti
kazandı. İkinci sette Kerber daha dengeli oynadı, Kiki’nin basit hata sayısı
artınca Kerber durumu dengeledi. Final setinde ise Kerber oyununu iyiden iyiye
yükseltti. Set boyunca 5 winner bulan ve hiç basit hata yapmayan Kerber seti 6-2’yle
kazandı.
_ On
yıl öncesinin şampiyonu Maria Sharapova ilk iki maçında sadece dört oyun
kaybetmişti. Genç Riske karşısında maça servisini kırdırarak başladı ama 1-3’den
sonra işler değişti. Masha arka arkaya 11 oyun kazanarak maçı rahat kazandı ve
dördüncü tura yükseldi.
_ İki
genç tenisçinin mücadelesinde yılın flaş ismi Simona Halep ile sadece 17
yaşındaki İsviçreli Bencic karşılaştılar. Topu oyunda tutmayı seven iki
tenisçinin mücadelesi dengeli başladı, ilk seti Halep 6-4’le kazandı. İkinci
sette Bencic biraz da tecrübesizliğine yenik düştü, daha fazla basit hata yaptı
ve turnuvaya veda etti. Halep de Sharapova gibi yoluna takılmadan devam ediyor.
_ 2010
finalinden sonra yaşadığı sakatlıkla beraber ortalıktan çekilen Vera Zvonareva
üçüncü turda genç Kazak Diyas ile karşılaştı. İlk sette iki tenisçi de ikişer
kez servis kırdılar ve set tie-break’e gitti. Tie-break’te ise Diyas şov vardı,
rakibine sadece 1 puan veren Diyas seti kazandı. İkinci sette Vera, üçüncü
sette ise Diyas daha fazla winner üreterek setleri 6-3’le kazandılar. Diyas’ın Pazartesi
günü Halep’e sorun çıkarıp çıkaramayacağını göreceğiz.
_
Lisicki-Ivanovic maçında ilk seti Lisicki kazandıktan sonra maç ertelendi.
Shvedova-Keys maçında ise ilk seti Shvedova tie-breakle kazandı, ikinci set
tie-break’ine gelindiğinde maç ertelendi.
twitter: @arifsahin1
Basketbol - 2014 – 2015 Avrupa Kupaları’na Doğru
2013-14 basketbol sezonunun bitmesiyle birlikte 2014-15
sezonunda Avrupa kupalarına katılacak olan takımlar da açıklandı. Sırasıyla
bakalım…
Euroleague
Yıllardır
sezona büyük umutlarla başlayıp sezonu hayal kırıklıklarıyla bitiriyoruz
Euroleague’de. Buna karşılık 2013’te Efes, 2014’te de Galatasaray turnuvada
çeyrek finale kalmıştı. Gelecek sezon turnuvada Anadolu Efes, Fenerbahçe Ülker
ve Galatasaray Liv Hospital grup aşamasında mücadele edecekler. Takım
sıralamaları da belirlendi, Anadolu Efes ikinci, Fenerbahçe Ülker üçüncü ve
Galatasaray Liv Hospital dördüncü torbalarda yer alacaklar. Kadrolar
netleşmeden konuşmak zor ama bütçelere bakılırsa geçen yıl olduğu gibi üç
takımımızın da Top16’e kalması muhtemel duruyor.
Eurocup
Eurocup’a
geçtiğimiz sezon dört Türk takımı katılmıştı ve TED Ankara Kolejliler turnuvada
çeyrek finale kalmayı başarmıştı. Bu sezon takım sayısı azaltıldı ve Türkiye de
turnuvaya üç takımla katılacak. Turnuva formatına göre ilk tur yine Batı-Doğu
şeklinde oynanacak. Doğu Konferansı’nda yer alan Türk takımlarından Banvit
ikinci torbada, Pınar Karşıyaka ve Beşiktaş Integral Forex ise üçüncü torbada
yer alıyor.
Eurochallenge
Son
yıllarda Türkiye’nin en başarılı olduğu Avrupa kupası olan Eurochallenge’da son
üç yılda önce Beşiktaş şampiyon oldu, sonra Pınar Karşıyaka finalist oldu ve
son olarak da Royal Halı Gaziantep üçüncü oldu. Bu yıl turnuvaya üç takımla
katılıyoruz. Uşak Sportif, Tofaş ve Trabzonspor Medical Park turnuvada yer alacaklar.
Özellikle ciddi bir bütçe oluşturan ve transferlerini erkenden yapan
Trabzonspor’un turnuvada neler yapacağını merakla bekliyorum.
twitter:
@arifsahin1
27 Haziran 2014 Cuma
Wimbledon'da 5. Gün
Az önce Maric Cilic-Tomas Berdych maçı ile tamamlanan bu günde bayanlarda ilk büyük sürpriz gerçekleşti.
Kadınlar
Favoriler
Günün maçları içinde favorilerden Agnieszka Radwanska ile Li Na'nın maçı vardı.Radwanska adeta Serena ve Maria performansıda devam ediyor turnuvaya.Onlar gibi oyun vermekten pek kaçınır bir tavrı var.Li Na ise en büyük sürpriz oldu ve turnuvaya 3. turda veda etti.
Süprizler
Li Na 3. turda Zahlovova Strycova'ya elendi.Styrcova, ilk turda Sloane Stephens karşısında çok iyi bir maç çıkartan Maria Kirilenko'yu 2. turda sadece 3. oyun vererek eleyerek gelmişti buraya ve Li'yi de 2 tane tie-break sonucu eleyip turnuvanın en büyük sürprizine imza attı.
Diğer Turlayanlar
Tereza Smitkova, Lucie Safarova, Ekaterina Makarova, Petra Kvitova (Venus Williams ile harika bir maç oynadı.), Shuai Peng ve Caroline Wozniacki.
Erkekler
Kadınlar
Favoriler
Günün maçları içinde favorilerden Agnieszka Radwanska ile Li Na'nın maçı vardı.Radwanska adeta Serena ve Maria performansıda devam ediyor turnuvaya.Onlar gibi oyun vermekten pek kaçınır bir tavrı var.Li Na ise en büyük sürpriz oldu ve turnuvaya 3. turda veda etti.
Süprizler
Li Na 3. turda Zahlovova Strycova'ya elendi.Styrcova, ilk turda Sloane Stephens karşısında çok iyi bir maç çıkartan Maria Kirilenko'yu 2. turda sadece 3. oyun vererek eleyerek gelmişti buraya ve Li'yi de 2 tane tie-break sonucu eleyip turnuvanın en büyük sürprizine imza attı.
Diğer Turlayanlar
Tereza Smitkova, Lucie Safarova, Ekaterina Makarova, Petra Kvitova (Venus Williams ile harika bir maç oynadı.), Shuai Peng ve Caroline Wozniacki.
Erkekler
Favoriler
Andy Murray ve Novak Djokovic 3. turu da çok rahat geçti.İlk 2 turda sadece 12 oyun veren Andy Murray 3. turda da 27 numaralı seri başı Bautista Agut'a karşı 7 oyun vererek kazandı.Diğer bir rahat kazanan Nola ise Simon'a karşı oynadığı maçta 3. sette bir ara omuzunda sakatlandı ancak maça devam etti ve o da maçını rahatça kazandı.
Sürprizler
Erkeklerde çok fazla kayda değer bir sürpriz olmadı.Dakikalar önce sona eren maçta Marin Cilic Aegon'da da çok iyi bir görüntü çizmeyen 2011'den beri çimde çok ama çok istikrarsız olan Tomas Berdych'i 3 sette eledi.Maric Cilic böylelikle 2008 ve 2012'den sonra Wimbledon'da 4. tur görmüş oldu.
Diğer Turlayanlar
Grigor Dimitrov, Jo-Wilfred Tsonga, Jeremy Chardy, Kevin Anderson ve Leonardo Mayer.
Emin Kazdaloğlu
Twitter:@NickOnHarf
Wimbledon 4. Gun
Wimbledonda 4. gunu de dün tamamladik.
Kadinlar
Favoriler
Ayni ilk turda oldugu gibi Serena Williams ve Maria Sharapova 1. turda da cok rahat maclar cikardilar.Serena sadece 2, Sharapova ise sadece 3 oyun vererek macini kazandi.
Süprizler
Bayanlarda dun cok buyuk bir surpriz yaşanmadı. Bouchard, Kerber, Petkovic gibi isimler tur atladi.Ancak genc yetenek Madison Keys , 31 numarali seri basi Koukalova'yi eledi.Ayrica Carla Suarez Navarro da (Burada 17 numara) Diyas'a elendi.
Diğer Turlayanlar
Angelique Kerber, Eugenie Bouchard, Ana İvanovic, Sabine Lisicki, Andrea Petkovic, Alize Corner, Kirsten Flipkens, Alison Riske ve Shvedova adini 3. tura yazdırdı.
Erkekler
Favoriler
Roger Federer ilk turda oldugu gibi rahat bir mac oynadi ve macini 3 sette kazandı.2012 de Rosol Ile 2. turda oynayip, Rosol'a maglup olan Nadal yine maca iyi baslamadi.Ilk seti kaybeden Nadal ikinci sette de bir break geri dustu ancak Rosol'un ikinci sette aldigi breakten sonra servis performansi dramatik bir sekilde dustu.Servisini kirdirdi ve tie-break e giden bu setin sonunda akil almaz hatalar yapti ve seti kaybetti.3. ve 4. sette de dusen servis performansi devam etti.Bu 2 seti de 6-4 kaybetti.Nadal adini 3. tura yazdirdi.Burada 5 nolu seribasi olan Wawrinka 1 set verdigi maci kazandi.
Sürprizler
Bugün erkeklerde 5 sete giden maclarda surprizler yasandi.Richard Gasquet, Avusturyalı Nick Kyrgios'a elendi.Ilk setinde kırılmalar yasayan Monfils ise 5. sete taşıdığı maci Jiri Vesrly'ye kaybetti.RG'de iyi bir goruntu cizen Philippe Kohlschreiber yine 5 setlik bir macta Simone Bolelli'ye elendi.
Diğer Turlayanlar
Jo Wilfred Tsonga, Milos Raonic, John İsner, Kei Nishikori, Denis İstomin, Tommy Roberto, Mikhail Kukushkin ve Kubot diger tur atlayanlar oldu.
Emin Kazdaloğlu
Twitter: @NickOnHarf
Kadinlar
Favoriler
Ayni ilk turda oldugu gibi Serena Williams ve Maria Sharapova 1. turda da cok rahat maclar cikardilar.Serena sadece 2, Sharapova ise sadece 3 oyun vererek macini kazandi.
Süprizler
Bayanlarda dun cok buyuk bir surpriz yaşanmadı. Bouchard, Kerber, Petkovic gibi isimler tur atladi.Ancak genc yetenek Madison Keys , 31 numarali seri basi Koukalova'yi eledi.Ayrica Carla Suarez Navarro da (Burada 17 numara) Diyas'a elendi.
Diğer Turlayanlar
Angelique Kerber, Eugenie Bouchard, Ana İvanovic, Sabine Lisicki, Andrea Petkovic, Alize Corner, Kirsten Flipkens, Alison Riske ve Shvedova adini 3. tura yazdırdı.
Erkekler
Favoriler
Roger Federer ilk turda oldugu gibi rahat bir mac oynadi ve macini 3 sette kazandı.2012 de Rosol Ile 2. turda oynayip, Rosol'a maglup olan Nadal yine maca iyi baslamadi.Ilk seti kaybeden Nadal ikinci sette de bir break geri dustu ancak Rosol'un ikinci sette aldigi breakten sonra servis performansi dramatik bir sekilde dustu.Servisini kirdirdi ve tie-break e giden bu setin sonunda akil almaz hatalar yapti ve seti kaybetti.3. ve 4. sette de dusen servis performansi devam etti.Bu 2 seti de 6-4 kaybetti.Nadal adini 3. tura yazdirdi.Burada 5 nolu seribasi olan Wawrinka 1 set verdigi maci kazandi.
Sürprizler
Bugün erkeklerde 5 sete giden maclarda surprizler yasandi.Richard Gasquet, Avusturyalı Nick Kyrgios'a elendi.Ilk setinde kırılmalar yasayan Monfils ise 5. sete taşıdığı maci Jiri Vesrly'ye kaybetti.RG'de iyi bir goruntu cizen Philippe Kohlschreiber yine 5 setlik bir macta Simone Bolelli'ye elendi.
Diğer Turlayanlar
Jo Wilfred Tsonga, Milos Raonic, John İsner, Kei Nishikori, Denis İstomin, Tommy Roberto, Mikhail Kukushkin ve Kubot diger tur atlayanlar oldu.
Emin Kazdaloğlu
Twitter: @NickOnHarf
25 Haziran 2014 Çarşamba
Wimbledon'da 3. Gün
Wimledon'un 3. gününde 2. tur maçlarına başlamış bulunmaktayız.Şu an devam etmekte olan ve 5. set oynanan Tsonga-Querrey maçı, Dominika Cibulkova'nın maçı, Flavia Pennetta'nın maçı ve Brito-Gajdosova maçı haricinde bugünü tamamladık.
Kadınlar
Favoriler
Bayanlarda 4 numaralı seri başı Agnieszka Radwanska, Dellacqua'ya set vermeden 3. tura adını yazdırdı.Burada çeyrek finalden ötesini göremeyen Li Na ise ilk maçından da rahat bir maç oynadı ve sadece 4 oyun vererek 3. tura çıktı.
Süprizler
Kesinlikle bir sürpriz ama kişisel görüşüm olarak bana çok da sürpriz gelmeyen bir sonuca imza atıldı bugün.Victoria Azarenka ilk tur maçında zorlamamıştı ve sakatlığından sonra iyi bir görüntü çizmişti.Ancak bugün Jovanovski'ye karşı çıktığı maça iyi başlayamadığı gibi 2. sette çok iyi bir görüntüsünden sonra 3. sette tekrar ilk setteki haline geri dönmesi yenilgisinin en büyük sebebi oldu.Amerika Açık'a kadar çok daha iyi olacağını, fiziksel açıdan hiçbir sorununun kalmayacağını düşünüyorum.
Diğer Turlayanlar
Lucia Safarova, Ekaterina Makarova, Venus Williams,Petra Kvitova, Elena Vesnina, Caroline Wozniacki turlayanlar oldu.
Erkekler
Kadınlar
Favoriler
Bayanlarda 4 numaralı seri başı Agnieszka Radwanska, Dellacqua'ya set vermeden 3. tura adını yazdırdı.Burada çeyrek finalden ötesini göremeyen Li Na ise ilk maçından da rahat bir maç oynadı ve sadece 4 oyun vererek 3. tura çıktı.
Süprizler
Kesinlikle bir sürpriz ama kişisel görüşüm olarak bana çok da sürpriz gelmeyen bir sonuca imza atıldı bugün.Victoria Azarenka ilk tur maçında zorlamamıştı ve sakatlığından sonra iyi bir görüntü çizmişti.Ancak bugün Jovanovski'ye karşı çıktığı maça iyi başlayamadığı gibi 2. sette çok iyi bir görüntüsünden sonra 3. sette tekrar ilk setteki haline geri dönmesi yenilgisinin en büyük sebebi oldu.Amerika Açık'a kadar çok daha iyi olacağını, fiziksel açıdan hiçbir sorununun kalmayacağını düşünüyorum.
Diğer Turlayanlar
Lucia Safarova, Ekaterina Makarova, Venus Williams,Petra Kvitova, Elena Vesnina, Caroline Wozniacki turlayanlar oldu.
Erkekler
Favoriler
Şu ana kadar oynanan maçlar içinde bence en güzeli olan Novak Djokovic-Radek Stepanek maçının galibi Djokovic oldu.Aegon'da iyi iş çıkartan ve ilerlemiş yaşına rağmen halen çok üst düzeyde oynayabilen Stepanek bugün oldukça iyi bir mücadele sergiledi.Hatta 3. seti de kazandı.4. sette de tie-break sonucu mağlup oldu.Maç puanındaki Stepanek'in davranışı da izlenmeye değerdi.Diğer favorilerden Tomas Berdych ve Andy Murray tur atladı.
Sürprizler
Erkeklerin sürprizleri bugün gerçekleşti.Roland Garros'ta yarı final yapan ve bizi 2008 yılına geri döndüren Ernests Gulbis burada da bu sefer olumsuz anlamda bizi o günlere götürdü.O sezon Roland Garros'ta çeyrek final görmüş arkasından Wimbledon'da 2. turda kaybetmişti.Ondan sonrada bu yıla kadar kariyeri tepetaklak devam etmişti.Bize bir dejavu yaşattı ve Wimbledon'da yine 2. turda kaybetti.Diğer bir sürpriz ise Mikhael Youzhny'in elenmesi oldu.Tsonga-Querrey maçından çıkacak oyuncunun yorgun ve formsuz olacağını düşünüldüğünden (özellikle Tsonga için) Youzhny'nin 4. turu görebileceğini düşünüyordum ama 2. turda Jimmy Wang'a kaybetti.Burada zaten çeyrek finalden ötesini görememiş olan David Ferrer bu sefer 2. turda takıldı.5 set oynadığı maçta Kuznetsov'a kaybetti.Oynadığı 2. set bu seviyede yapılmaması gerekenlerden biriydi.
Diğer Turlayanlar
Gilles Simon, Jeremy Chardy, Marin Cilic, Kevin Anderson, Bautista Agut, Fabio Fognini, Gregor Dimitrov, Alexandr Dolgopolov ve Leonardo Mayer turlayanlar oldu.
Emin Kazdaloğlu
Twitter:@NickOnHarf
24 Haziran 2014 Salı
Wimbledon 2. Gün
Wimbledon'un 2. gününde ilk tur maçlarını (bayanlarda tamamlanamayan birkaç maç haricinde) tamamlamış bulunmaktayız.
Kadınlar
Favoriler
Buranın en büyük 2 favorisi Serena Williams (3), Maria Sharapova (1) oyun vererek turladılar.Diğer yüksek profilli oyunculardan Genie Bouchard, Simona Halep, Ana Ivanonic ve Angelique Kerber 2. tura çıkanlar oldu.Tüm bu oyuncular set vermeden 2. tura çıktılar.
Süprizler
Bugün İtalyan'lar için pek iyi bir gün olmadı.4 İtalyan'dan sadece 1'i 2. tura çıktı.21 numaralı seri başı Roberta Vinci, burada 2. kez bulunan Hırvat Donna Vekic'e kaybetti.Başka bir sürpriz ise Alison Riske'in Pavlyuchenkova'yı 3 sette elemesi oldu.Daha büyük bir sürpriz ise Kaia Kanepi'nin 7 numaralı seri başı Jelena Jankovic'i elemesi oldu.Kanepi geçen sezon burada çeyrek final görmüştü ancak sezonun geri kalanında ve bu sezonun başında tekrar düşüşe geçti.Çim onun en iyi zemini.Bakalım bu sezon nereye kadar ilerleyebilecek.
Diğer Turlayanlar
Alize Kornet, Andrea Petkovic, Heather Watson, Kirsten Flipkens, Carla Suarez Navarro ve Sabine Lisicki 2. tura çıktı.
Erkekler
Kadınlar
Favoriler
Buranın en büyük 2 favorisi Serena Williams (3), Maria Sharapova (1) oyun vererek turladılar.Diğer yüksek profilli oyunculardan Genie Bouchard, Simona Halep, Ana Ivanonic ve Angelique Kerber 2. tura çıkanlar oldu.Tüm bu oyuncular set vermeden 2. tura çıktılar.
Süprizler
Bugün İtalyan'lar için pek iyi bir gün olmadı.4 İtalyan'dan sadece 1'i 2. tura çıktı.21 numaralı seri başı Roberta Vinci, burada 2. kez bulunan Hırvat Donna Vekic'e kaybetti.Başka bir sürpriz ise Alison Riske'in Pavlyuchenkova'yı 3 sette elemesi oldu.Daha büyük bir sürpriz ise Kaia Kanepi'nin 7 numaralı seri başı Jelena Jankovic'i elemesi oldu.Kanepi geçen sezon burada çeyrek final görmüştü ancak sezonun geri kalanında ve bu sezonun başında tekrar düşüşe geçti.Çim onun en iyi zemini.Bakalım bu sezon nereye kadar ilerleyebilecek.
Diğer Turlayanlar
Alize Kornet, Andrea Petkovic, Heather Watson, Kirsten Flipkens, Carla Suarez Navarro ve Sabine Lisicki 2. tura çıktı.
Erkekler
Favoriler
Stanislas Wawrinka, Roger Federer, Rafael Nadal (İlk setinde sıkıntılar yaşadı.Klasik bir Nadal maçını gördük aslında.2. sette itibaren gittikçe düşen bir Klizan, tam tersine yükselen bir Nadal vardı.İlk seti 6-4 kaybettikten sonra diğer setleri Nadal 6-3 kazandı.) ve Milos Raonic 2. tura yükseldi.
Sürprizler
Bugün erkeklerde çok büyük bir sürpriz olmadı.Ivo Karlovic, Garcia Lopez ve Dmitry Tursunov elenen yüksek profilli oyuncular oldu.
Diğer Turlayanlar
Feliciano Lopez, Jarkko Nieminen, John Isner, Lleyton Hewitt, Jerzy Janowicz, Tommy Robredo, Marcel Granollers, Philipp Kohlscreiber, Simone Bolelli, Kei Nishikori, Richard Gasquet ve Gael Monfils turladı.
Marsel İlhan ise özellikle ilk sette yaptığı hatalardan sonra ikinci seti de benzer bir şekilde kaybedince maçta zor duruma düştü.3. sette Denis Kudla'nın fiziksel düşüşü sonrası 3. seti kazandı ancak 4. seti kaybedince Wimbledon 2014'e ilk turda veda etti.
Emin Kazdaloğlu
Twitter: @Nickonharf
23 Haziran 2014 Pazartesi
Wimbledon'da 1. Gün
Yine yemyeşil olarak başlayıp, turnuva sonuna doğru kararıcak zemine hazır olun.Çünkü Wimbledon bugün başladı.
Wimbledon'da ilk tur maçlarına bugün başladık.Tamamlanamayan bazı maçlar oldu ancak diğer maçlardan çok fazla sürpriz çıkmadı.
Kadınlar
Favoriler
Bayanlarda Petra Kvitova, Li Na ve sakatlıktan yeni dönen Victoria Azarenka ilk tur maçında zorlanmadılar ve 2 set sonunda rakiplerini mağlup ettiler.
Süprizler
Roland Garros'ta harikalar yaratan ve herkesin takdirini toplayan ve burada geçen sezon 2. tur gören Garbine Muguruza daha sadece ilk turda Wimbledon'a veda etti.Muguruza'yı mağlup eden Coco Vandeweghe ise kariyerinde ilk kez Wimbledon'da 2. tur görmüş oldu.
Diğer bir sürpriz ise sakatlığından sonra bir türlü toparlayamayan ve zaman zaman hareket etmekte sıkıntı çeken Stosur'un elenmesi oldu.Belçikalı Yanina Wickmayer'e 2 set sonunda kaybetti ve turnuvaya veda etti Stosur.
Belkide en büyük sürpriz Sloane Stephens'ın elenmesi oldu.Geçen sezon burada çeyrek final görmüştü genç Amerika'lı ancak bu sezon ilk turda Maria Kirilenko'ya kaybetti.
Diğer Turlayanlar
Lucia Safarova, Dominika Cibulkova, Ekaterina Makarova, Venus Williams, Flavia Pennetta ve Elena Vesnina turlayanlar oldu
Erkekler
Wimbledon'da ilk tur maçlarına bugün başladık.Tamamlanamayan bazı maçlar oldu ancak diğer maçlardan çok fazla sürpriz çıkmadı.
Kadınlar
Favoriler
Bayanlarda Petra Kvitova, Li Na ve sakatlıktan yeni dönen Victoria Azarenka ilk tur maçında zorlanmadılar ve 2 set sonunda rakiplerini mağlup ettiler.
Süprizler
Roland Garros'ta harikalar yaratan ve herkesin takdirini toplayan ve burada geçen sezon 2. tur gören Garbine Muguruza daha sadece ilk turda Wimbledon'a veda etti.Muguruza'yı mağlup eden Coco Vandeweghe ise kariyerinde ilk kez Wimbledon'da 2. tur görmüş oldu.
Diğer bir sürpriz ise sakatlığından sonra bir türlü toparlayamayan ve zaman zaman hareket etmekte sıkıntı çeken Stosur'un elenmesi oldu.Belçikalı Yanina Wickmayer'e 2 set sonunda kaybetti ve turnuvaya veda etti Stosur.
Belkide en büyük sürpriz Sloane Stephens'ın elenmesi oldu.Geçen sezon burada çeyrek final görmüştü genç Amerika'lı ancak bu sezon ilk turda Maria Kirilenko'ya kaybetti.
Diğer Turlayanlar
Lucia Safarova, Dominika Cibulkova, Ekaterina Makarova, Venus Williams, Flavia Pennetta ve Elena Vesnina turlayanlar oldu
Erkekler
Favoriler
Novak Djokovic, David Ferrer, Tomas Berdych ve merkez kortun açılışını yapan Andy Murray turladı.
Sürprizler
25 numaralı seri başı Andreas Seppi maraton maç sonunda Leonardo Mayer'e kaybetti.Amerikalı raket Donald Young, Benjamin Becker'e 3 sette kaybetti.Geçen sezon burada çeyrek final gören Fernando Verdasco yine çimde sorun yaşadı ve ilk turda 4 sette maçını Marinko Matosevic'e kaybetti.
Diğer Turlayanlar
Gilles Simon, Gulbis (2 tane uzun tie-break oynadı), Jeremy Chardy, Marin Cilic, Bernard Tomic, Kevin Anderson, Roger Vasselin, Fabio Fognini, Gregor Dimitrov ve Alexandr Dolgopolov turlayanlar oldu.
Emin Kazdaloğlu
Twitter: @Nickonharf
19 Haziran 2014 Perşembe
2014 Draft’ine girecek olan Avrupalılar
2014 NBA Draft’i 26 Haziran 2014 günü yapılacak. Draft’e
girmesi beklenen Avrupalı oyuncuları inceleyelim…
Bu yıl da
draft’e girecek çok önemli Avrupalı yıldızlar yok. Öncelikle Türk oyuncu Berkay
Candan’dan başlayalım.
Berkay Candan: 1993 doğumlu Berkay
Fenerbahçe Ülker altyapısında yetiştikten sonra Olin Edirne ve son olarak da
TED Ankara Kolejliler’de kiralık olarak forma giydi. Berkay bu sezon iddialı
yapılanmasıyla dikkat çekici bir sezon geçiren TED’de yerli kontenjanında
önemli katkılar yaptı. TBL’de 29 maçta forma giydi ve ortalama 22 dakikada 7.2
s- 4.7 r- 1a ortalamalarıyla oynadı. %78 olan serbest atış isabeti ortalaması
da uzun bir oyuncu için ortalamanın üzerinde olarak görülebilir. Ligdeki Telekom
maçında double-double yapan Candan Eurocup’ta beklendiği gibi daha az süre
aldı. Eurocup’ta üçlük isabetleri dışında takımına çok fazla katkı veremedi ama
tecrübe kazandı. 2.05’lik boyuyla dört numara pozisyonunda oynayan Berkay üç
numara oynayabilmek için çok ağır kalıyor. NBA’de oynaması halinde de dört
numara pozisyonu için kısa kalacak, bu durumda NBA’de forma giymesi pek olası
gözükmüyor. Son tahminlere göre de NBA’e seçilmeyecek, gelecek sezon Türkiye’de
olması muhtemel.
Şimdi
tahminlere göre ilerleyelim…
En üst
sıradan seçilmesi beklenen uluslarası yıldız Dante Exum. Avustralya forması
giyen Exum Amerika’da forma giydiği için onu ayrıntılı olarak incelemeyeceğim.
Dario Saric: ’94 doğumlu Hırvat
oyuncunun 13.sıradan Timberwolves tarafından seçileceği tajöin ediliyor. 208
cm-104 kg
olan Saric geçen yıl Avrupa’da yılın genç oyuncusu seçildi, bu yıl Cibona’yı
Adriyatik Ligi şampiyonluğuna taşıdı ve ligin en değerli oyuncusu oldu. Tahminlere
göre 15.sıradan önce seçilmesi bekleniyor. 3 ve 4 numaralı pozisyonlarda
oynayabilen Saric’in Boris Diaw tarzı bir NBA oyuncusu olabileceği söyleniyor
ama potansiyeline bakarsak Diaw’dan daha etkili bir oyuncu olacak gibi duruyor.
Saric’in ismi baştan Anadolu Efes olmak üzere birçok Euroleague takımıyla da anılıyor.
Saric’in en az üç yıl boyunca daha Euroleague’de oynayacağını tahmin ediyorum.
Jusuf Nurkic: Balkanlar bölgesinin bir diğer önemli potansiyeli de
Jusuf Nurkic. 211 cm
boyundaki Nurkic pivot olarak forma giyiyor ve bildiğimiz üzere, Avrupa’dan NBA’e
gidecek olan pivotların gardlara nazaran başarılı olma ihtimali daha fazla.
Tahminlere göre Nurkic 28.sıradan Clippers tarafından seçilecek.
Vasilije Micic: Micic’in 30.sıradan San
Antonio Spurs tarafından seçilmesi bekleniyor. Genç Micic’i geçen yıl
Eurobasket’te de Sırbistan Milli Takımı’nda izledik. 2010’dan bu yana Mega
Vizura forması giyen Micic 1.95 boyuyla bir gard için sahayı oldukça geniş
olarak görme avantajına sahip. Micic’in özellikle savunma alanındaki eksileri
göze çarpıyor. Kendisinden daha kısa ve daha hızlı olan oyunculara karşı
çeviklik sorunu var. Pas yetenekleri nedeniyle Jason Kidd ile bile
karşılaştıran Micic savunmadaki sorunları nedeniyle Jose Calderon seviyesine
düşüyor. Ivkovic’in de transfer listesinde olduğu söylenen Micic de Avrupa’da
kalacak gibi, Nedovic gibi erkenden NBA’e giderse de başarısız olması muhtemel.
Bogdan Bogdanovic: Euroleague yükselen yıldız ödülünü alan
Bogdanovic’in önceki tahminlere göre daha üst sıralarda seçileceği tahmin
ediliyor. 32.sırada Philadelphia tarafından seçilmesi şu anda beklenen sıra.
Peki Bogdanovic buna mı layık? Kesinlikle değil. Bu sezon Euroleague’de
gösterdiği performansla bana göre ilk 10 içinde seçilmesi beklenirdi,
Bogdanovic’in NBA’e gitmesi durumunda Spanoulis-Jasikevicius örneklerinde
olduğu gibi zorlanacağını düşünüyorum, zaten Amerikalıların tahmini de Jiri
Welsch olur şeklinde, Bogdanovic’in gereksiz bir şekilde kendini kanıtlama
kompleksine girmemesini umut ediyorum, Bogdanovic Euroleague’e yakışır.
Clint Capela: Uluslararası arenada başarısı olmayan İsviçre’nin
yetiştirdiği önemli genç yetenek Capela şu anda Chalon’da oynuyor. Saric’le
benzer fiziksel özelliklere sahip olan Capela dört-beş numaralı pozisyonlarda
oynayabiliyor. Şu anda 34.sıradan Dallas tarafından seçilmesi bekleniyor.
Kendisinden çok da bir şey beklenmiyor, iyi bir atlet ama basketbol zekası
düşük ve NBA’e gitmesi durumunda da ligin en iyi Avrupalılarından biri olması
zor.
Walter Tavares: Bu ayın bir başka yükselen ismi de Tavares,
36.sırada Milwaukee Bucks tarafından seçilmesi öngörülüyor. 2009’dan bu yana
Canaria forması giyen ‘92li Tavares muhtemelen NBA’de forma giyen ilk Kape
Verde’li olacak. 221 cm
boyundaki oyuncu en azından rotasyon oyuncusu olabilir. Uzun boyuyla Porto
Rikolu Peter John Ramos’a benzetilmesi kaçınılmaz. Ramos’un başarılı bir NBA
kariyeri olmamıştı, bakalım Tavares ne yapacak?
Thanasis Antetokounmpo: İlginç bir
şekilde iki yaş küçük kardeşi Giannis’ten sonraki yıl draft’e girecek olan Thanasis
bu yıl D-League’de oynadı, 41.sıradan Nuggets tarafından seçilmesi bekleniyor.
3 numara pozisyonunda oynayan Thanasis ‘geleceğin Bruce Bowen’ı ‘ olarak
gösteriliyor ki Bowen kadar başarılı olursa çok iyi bir kariyeri olur.
Yunanistan Milli Takımı da Ante(*2) formülüyle başarılara yelken açabilir.
Alessandro Gentile: Euroleague’de bu
yılı en iyi geçiren iki genç oyuncudan biriydi. 2 ve 3 numaralı pozisyonlarda
oynayan Gentile’nin 52.sırada Philly tarafından seçilmesi bekleniyor. ’92
doğumlu Gentile yaşına göre çok olgun bir oyun anlayışına sahip. Philly bu
drafttan hem Bogdanovic’i, hem de Gentile’yi seçerse ‘büyük vurgun’ yapmış
olur.
sahinarif88@hotmail.com
16 Haziran 2014 Pazartesi
Lig finali finale kaldı
Türkiye Basketbol Ligi final serisinin altıncı maçında
Galatasaray Liv Hospital kadın ve çocuk seyirciler önünde Fenerbahçe Ülker’i 85-77
ile yenerek seride durumu 3-3 yaptı. Böylece serinin altı maçını da evsahibi
olan takım kazanırken Türkiye Basketbol Ligi’nde 1991’den beri ilk kez şampiyon
takım final maçı sonucunda belli olacak.
Maçın Hikayesi
Galatasaray
LH maça klasik beşiyle başlarken, Fenerbahçe Ülker maça
Bo-Emir-Bojan-Kleiza-Oğuz beşiyle başladı.
Maçın
ilk sayıları serbest atış çizgisinde 2/2 yapan Oğuz Savaş’tan geldikten sonra
Galatasaray 12 sayılık bir yakalayarak farkı çift hanelere taşıdı. Bu seri boyunca
Fenerbahçe Ülker hücumlarda ısrarla Oğuz Savaş üzerinden oynadı ve Furkan
Aldemir’in bu eşleşmede üstünlük sağlamasıyla Fenerbahçe skor üretemedi. Oyunun
diğer tarafında ise Galatasaray özellikle Markoishvili’nin isabetli şutlarıyla
arayı açtı, Sinan Güler’in hızlı hücumlarda hataları olmasa fark GS lehine daha
da fazla açılabilirdi. 18-8’den sonra 0-5’lık bir seri yakalayan FB Bogdanovic’in
pota altında bomboş turnikeyi kaçırmasıyla farkı kapatamadı, çeyrek sonunda
Cenk ve Arroyo’nun üç sayılık isabetleriyle Galatasaray LH ilk çeyreği farklı
önde bitirdi: 24-13
İkinci
çeyreğin ilk üç dakikasında Fenerbahçe Ülker etkili oldu. İlk çeyreğin tam
tersi olduğunu söyleyebiliriz, Zoric-Dağlı eşleşmesi Fenerbahçe Ülker için
olumlu sonuçlandı. 0-6’lık seriden sonra Erceg devreye girdi ama arka arkaya
iki basket bulan Erceg kendine aşırı güvenip hücumlarda saçmalamaya başlayınca
Fenerbahçe Ülker farkı bir sayıya kadar indirdi: 32-31 (17.dk) Bjelica-Zoric
ikilisinin etkili oyununa Cenk-Pops’la cevap veren Galatasaray Liv Hospital ilk
yarıyı 40-38 ile önde bitirdi.
İkinci
yarıya iki takım da maça başladıkları ilk beşlerle başladılar.
Üçüncü
çeyreğin ilk üç dakikasında Furkan Aldemir’in turnikesi dışında sayı olmadı.
Markoishvili’nin arka arkaya yaptığı iki faul Galatasaray’ın savunma direncini de
düşürmüş oldu. Emir Preldzic-Luka Zoric’in etkili oyunlarıyla Fenerbahçe Ülker
skorda üstünlüğü yakaladı: 44-45 (25.dk) Cenk’in sezonun en iyi performansını
göstermesi Galatasaray LH’i oyunda tuttu ama Emir Preldzic daha formda olunca
çeyrek sonunda takımını öne geçirdi: 58-60
Galatasaray
son çeyreğe kusursuz bir başlangıç yaptı. Bir dakika içinde Arroyo’nun üç
asistinde önce Erceg üçlüğü buldu, sonrasında ise Pops iki tane smaç
pozisyonunu değerlendirdi. Fenerbahçe de hücumlarda başarısız olunca skor GS
lehine döndü: 66-60 Çeyreğin ortalarına
gelinirken Fenerbahçe Ülker bir türlü dış isabet bulamadı, Galatasaray LH ise
Arroyo’nun yön verdiği hücumlarla skor buldu ve son dört dakikaya farklı bir
şekilde önde girdi: 74-62 Carlos Arroyo’nun kenara gelmesinden sonra Fenerbahçe
Ülker dış şutlarda isabet yakaladı ve son iki dakikaya girerken arayı kapattı:
77-71 Son bölümde serbest atış çizgisinden hata yapmayan Galatasaray LH
rakibini dört sayıdan fazla yaklaştırmadı ve galibiyete uzandı.
İstatistikler
Galatasaray
LH’de Carlos Arroyo 19s-9a ile –özellikle son çeyrek performansıyla- maçın
yıldızı oldu. Çok iyi bir şut yüzdesiyle oynayan Zoran Erceg maçı 19s-5r ile
tamamladı. Cenk Akyol 12 sayı üretirken Pops da 16s-8r ile oynadı.
Fenerbahçe
Ülker’de Emir Preldzic 19s-5r ile oynarken, Bojan Bogdanovic 15 sayı üretti ve
Luka Zoric de 11s-6r ile oynadı.
Genel Yorum
Maçın
ilk ve son çeyreklerinde kesin bir şekilde Galatasaray Liv Hospital üstünlüğü
vardı, aradaki çeyreklerde ise Fenerbahçe Ülker üstünlüğü vardı. Galatasaray LH
kenardan gelen Cenk Akyol ve Pops Mensah-Bonsu’dan müthiş katkılar alırken,
Erceg yine sezonun en iyi maçlarından birini oynadı. Carlos Arroyo da final
serisindeki en iyi basketbolunu oynadı diyebiliriz. Fenerbahçe Ülker’de Emir
Preldzic-Luka Zoric muhteşem oynarlarken takımın geri kalan oyuncuları etkisiz
kaldılar. Seri boyunca hızlı hücumlarda etkili olduğunu gördüğümüz Bo bu maçta fazla
etkili olamadı. Bogdanovic-Kleiza ise bir türlü istikrarlı bir şekilde skor
üretemediler.
Serinin
ve sezonun son maçı Perşembe akşamı 21:00’de Ülker Sports Arena’da oynanacak.
Bu maç öncesi ortamın gerilmemesini ve sonucu sadece sahadaki performansların
belirlemesini umut ediyorum…
twitter:
@arifsahin1
15 Haziran 2014 Pazar
Valencia başladı, Barcelona bitirdi
İspanya Basketbol Ligi’nde yarı final serisinin beşinci
maçında Barcelona deplasmanda Valencia’yı 75-77 ile yenerek seride durumu 3-2 yaptı ve finalde
Real Madrid’in rakibi oldu. Böylece serinin beşinci maçını da konuk takım
kazandı ve Barcelona üstüste 16.kez lig finali oynamaya hak kazandı.
Maçın Hikayesi
Valencia
maça Van Rossom-Lafayette-Ribas-Doellman-Lischuk beşiyle başladı. Barcelona ise
Huertas-Navarro-Oleson-Nachbar-Tomic beşini tercih etti.
Maçın
ilk dakikalarında iki takım da gardlar üzerinden sayılar buldu. Barcelona’nın
tüm hücumları takımın ilk yedi sayısını üreten Huertas tarafından
yönlendirildi, Valencia ise iç-dış dengesini yakaladı, Doellman’ın skorer
oyununa karşı savunmada çaresiz kalan Barcelona savunmada rakibini durduramadı.
Oyunun diğer tarafında ise savunma sertliğini arttıran Lafayette, Huertas’ı
yanlış tercihlere sürükledi ve 7.dakikada skor 16-11 oldu. İlk çeyrek 20-18 ile
bitti.
İkinci
çeyrek düşük tempoda başladı, üç dakika içinde dört faul hakkını dolduran
Barcelona savunmada sertliği düşürdü, serbest atışlarda da başarısız olunca
skorda dengeyi yakalayamadılar. 25.dakikada skor 30-23 oldu. Sato’ya çalınan
teknik faul sonrası hücumda ve savunmada hatalar yapan Papanikolau’nun
etkisiyle Barcelona farkı ancak üç sayıya kadar kapatabildi. Daha sonra Kostas’a
çalınan teknik faulden sonra Valencia farkı tekrar açmayı başardı, devre
arasına 43-34’lük skorla gidildi.
Barcelona
ikinci yarıya Oleson-Abrines ve Nachbar-Lorbek değişiklikleriyle başladı. İlk
üç dakika karşılıklı basketlerle geçildi, skor 49-39 olduktan sonra
Huertas-Abrines önderliğinde Barcelona farkı kapatmaya başladı, 4-12’lik
seriyle fark iki sayıya kadar indi. Perasovic’in molası da Valencia’ya ivme
kazandıramadı, son çeyreğe Barcelona 57-61’lik skorla önde girdi.
Son
çeyreğe Valencia iyi başladı, savunmada 2.5 dakika boyunca Barca’ya sayı izni
vermediler ve Sato’nun bulduğu sayılarla skoru eşitlediler. Bu dakikadan sonra
Lafayette-Ribas’ın başarısız atışlarına karşı Huertas-Tomic rahat skor buldular
ve Barcelona son iki dakikaya beş sayı farkla önde girdi: 70-75 Maçın en
iyilerinden Tomic arka arkaya iki hücumda başarısız olduktan sonra bitime yedi
saniye kala Sato skoru dengeledi: 75-75 Maçın son sözünü ise Huertas söyledi ve
Barcelona finalist oldu.
İstatistikler
Barcelona’da
maç boyunca hiç oyundan çıkmayan Marcelinho Huertas 22s-5r-9a ile maçın yıldızı
oldu. Ante Tomic 20s-8r ve JC Navarro 11s-4r-7a ile oynadılar.
Valencia’da
Justin Doellman 18s-5r ve Romain Sato 17s-8r ile oynadılar.
Genel Yorum
Maçın
başında Barcelona iç-dış dengesini yakalayamadı ve görmeye alışık olduğumuz
gibi ipler tamamen Huertas’a bırakıldığından Barcelona bir yerden sonra
tıkandı. Valencia maçın başından sonuna kadar oyun planına sadık kaldı,
Barcelona’nın iç-dış dengesini yakalaması maçın kaderini belirledi. Valencia
pota altında başta Doellman olmak üzere skor üretmekte sıkıntı çekmezken,
dışarda ne Ribas’tan ne Lafayette’ten istikrarlı olarak verim alabildi, bu da
Valencia’nın maçı koparamamasına neden oldu. İç-dış dengesini yakalayan
Barcelona ikinci yarıda daha iyi oynadı ve maçı son saniyede kazanmayı başardı.
Finalde üstüste üçüncü kez El Clasico izleyeceğiz.
twitter:
@arifsahin1
İlk dev maçta gülen İtalya
Dünya Kupası D Grubu maçı İtalya ve İngiltere arasında
oynandı, daha önce Dünya Kupası’nı kazanmış iki takım karşı karşıya gelmiş
oldu. İtalya maçı 2-1’le kazandı.
Maçın Hikayesi
İtalya’da sakat Buffon yerine
kaleye Sirigu geçti. İngiltere’nin maça Sturridge-Sterling-Rooney-Welbeck’in
dördünü de oynatarak başlaması cesurca bir karar vardı ve böylece beklenenin
aksine tempolu bir maç izledik. İlk bölümde İngiltere daha çok uzaktan şutlarla
kaleyi yoklarken, İtalya ceza alanı içine girmeye çalıştı. 21.dakikada Welbeck’in
ceza alanı içinde düşürülmesi es geçilirken 35.dakikada İtalya çok akıllıca bir
korner organizasyonu yaptı ve boşta kalan Marchisio uzaktan çektiği yerden
vuruşuyla golü buldu:1-0 Bu golün sadece iki dakika sonrasında İngiltere hızlı
hücuma kalktı, Sterling’in Rooney’e attığı müthiş pas sonrası Rooney’in
ortasında Sturridge’e sadece vurmak kaldı:1-1 İlk yarının son dakikasında
Balotelli’nin düzgün vuruşunda Jagielka topu çizgide karşıladı, sonrasında da
İtalya direğe takıldı.
50.dakikada Candreva’nın sağ
taraftan yaptığı ortada Balotelli’nin kafa vuruşu ağlara gitti: 2-1 64.dakikada
Ross Barkley’in vuruşunu Sirigu çeldi, 75.dakikada Baines’in serbest vuruştan
düzgün şutunu da kaleci Sirigu kurtardı, son bölümde ciddi gol pozisyonu
bulamayan İngiltere maçı kaybetti.
Genel Yorum
Uruguay’ın Kosta Rika’ya
yenilmesinin ardından bu maçın önemi de artmıştı. Sonuçtan bağımsız olarak konuşacak
olursak, iki takımın da turnuvaya hazır olduğunu gördük. Gelen galibiyetle
İtalya grubu lider bitirmek için önemli avantaj yakaladı, kalan maçlarda Kosta
Rika’nın İngiltere’ye direnemeyeceğini, Uruguay’ın da ne İngiltere ne de İtalya
karşısında dengeli bir rakip olamayacağını düşünüyorum.
twitter: @arifsahin1
13 Haziran 2014 Cuma
Fenerbahçe Ülker tekrar önde
Beko Basketbol Ligi’nde final serisinin beşinci maçında Fenerbahçe
Ülker kendi sahasında Galatasaray Liv Hospital’i 76-63 ile yenerek seride 3-2 ile öne geçti. Serinin altıncı maçı Pazartesi günü kadın ve
çocuk seyirciler önünde Abdi İpekçi’de oynanacak.
Maçın Hikayesi
Fenerbahçe
Ülker maça sürpriz bir değişiklikle İzzet’le başlarken, Galatasaray Liv Hospital
maça klasik beşiyle başladı, Ender Arslan sakatlığından dolayı forma giyemedi.
Maç
Linas Kleiza’nın basketiyle başladı. Galatasaray LH uygun pozisyonları
bulmasına rağmen ilk hücumlarda topu fazla dolandırdı ve top kayıplarına gitti.
Fenerbahçe Ülker 5 sayılık bir seri yakaladıktan sonra GSLH Arroyo’nun
önderliğinde toparlandı ve dördüncü dakikada maçta son kez eşitliği yakaladı:
7-7 Bu dakikadan sonra Bo liderliğinde toparlanan FB savunmada da ’04 Pacers
döneminden bu yana gördüğüm en etkili savunmayı yapınca dört dakika içinde 21-7’lik
bir seri yakalayarak farkı açtı. İlk çeyrek 26-11’lik skorla bitti.
İkinci
çeyreğe de 6 sayılık seriyle giren FB farkı 20 sayının da üstüne çıkardı.
İkinci çeyreğin ilk bölümünde Fenerbahçe Ülker’i sürükleyen oyuncu Luka Zoric
oldu. Galatasaray LH’de ise sadece Ersin Dağlı skor bulabildi ve soyunma
odasına 45-21’lik skorla gidildi.
İkinci
yarının ilk 12 dakikasında Galatasaray LH farkı kapatmaya çalıştı. İlk yirmi
dakikada 21 sayı üreten Galatasaray LH ikinci yarının ilk 12 dakikasında 29
sayı üretince fark 10 sayıya kadar indi: 60-50 Sonraki dakikalarda Fenerbahçe’de
Bo-Emir devreye girince, Galatasaray ise skor bulamayınca fark tek hanelere
inmedi. Fenerbahçe maçın son bölümünü rahat oynadı.
İstatistikler
Fenerbahçe
Ülker’de Bogdanovic 14 sayı üreterek takımının en skorer oyuncusu oldu. Bo
McCalebb 13s-4r-5a-2tç ile yine çok yönlü bir maç oynadı. Emir de 12s-11r-3a
ile başarılı bir maç çıkardı. Oğuz Savaş 12s-4r ile oynadı.
Galatasaray’da
Carlos Arroyo 8s-6a oynadı. Cenk Akyol 16 sayı üretti ve maçın en skorer
oyuncusu oldu.
Genel Yorum
Maçın
başında iki takım da maça konsantre bir şekilde mücadele ettiler ve dördüncü
dakikada da skor 7-7’ydi. Ne olduysa, o dakikadan sonra oldu diyebiliriz.
Fenerbahçe Ülker İzzet-Oğuz değişikliğinden sonra mükemmel savunma yaptı ve yaş
ortalaması yüksek olan Galatasaray LH karşısında topu fazla çevirmeden, hızlı
hücumlarla baskete gitti. Toplamda 21-7’lik bir seri yakalayan Fenerbahçe ilk
yarı sonuna kadar farkı açmaya devam etti.
İkinci
yarıya ise Galatasaray daha hazır bir şekilde çıktı, bitime sekiz dakika kala
da fark 10 sayıya kadar indi. Son bölüme girerken Galatasaray LH istikrarlı
olarak sayı bulamayınca farkı tek hanelere indiremedi, Fenerbahçe Ülker ise
skor bulma konusunda sıkıntı çekmedi ve maçı rahat bitirdi.
twitter:
@arifsahin1
11 Haziran 2014 Çarşamba
Dünya Kupası – G Grubuna Bakış
Yine 3 kıtadan takımların bulunduğu G grubunda ABD, Gana, Almanya ve Portekiz bulunuyor.Bence Dünya Kupası'nın en renkli ve en çekişmeye ev sahipliği yapacak grubu bu grup.
Turnuvanın bence en büyük 3 favorisinden biri olan Almanya grubun 1.'lik için bence en büyük adayı.Elemelerde sadece 1 maçta puan kaybettiler (beraberlik). Bu tip turnuvaları oynamayı çok çok iyi biliyorlar ancak son turnuvalardan da gördük ki işin sonunu bir türlü getiremediler.Dünya Kupası'nda 17 kere yer aldılar ve 3 kez bu turnuvayı kazandılar.
Almanya'nın kadro yapısı diğer bir dikkat çeken nokta.Kadroda sadece forvet özellikli 'ahı gitmiş vahı kalmış' Miroslav Klose var. Bunun aksine kadroda orta saha özellikli çok fazla sayıda oyuncu var. Sahaya çıkanları ve yedekleri bırakın ilk 18'e giremeyecek orta sahalardan bile çok üst düzey kadrolar yapılabilir. Şu anki kadroda Reus'un sakatlanması handikap ama bu sakatlığın orta sahalardan birine denk gelmesi Almanya'nın çok da dezavantajına olmayacaktır.Yine çok kaliteli savunmaları ve kalecileri var. Zaten Almanya'nın kadro kalitesi tartışılmaz. Burada belirleyici olacak nokta; şanssız sakatlıklar ve form durumudur. Bu sefer sonunu da getirebilecek mi Almanya merak konusu.
Grubun diğer favorisi Portekiz ise müthiş bireysel yeteneklere rağmen, takım olgusu konusunda bazen sorun yaşayabiliyorlar. Elemelerde Rusya'nın arkasında kalmıştı Portekiz ve play-off'ta da İsveç'i gitgeller sonunda yenmişti. Geçen turnuvada gruplara yine kötü başlayıp devamında gruptan çıkmayı başarmışlardı. Ama 2. turda müthiş bir maç sonunda İspanya'ya yenilmişlerdi.
Grupta Almanya'dan sonra iyi kadro kalitesine sahip takım Portekiz'in özellikle kaleci konusunda sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. 3 tane kaliteli kaleciye sahipler. Ayrıca defans hatları da neredeyse belli gibi. Çok önemli bir etkiye sahip olan Ronaldo'nun da tunuvaya nasıl bir kafayla geleceği, nasıl bir performans göstereceği de Portekiz için kilit noktalardan biri. Yine forvet oyuncularının becerileri bir diğer kilit nokta. Grupta özellikle Gana maçının çok gollü geçeceğini düşünüyorum. Burada alacakları bir yara yine onları turnuva dışına itebilir.
Amerika kıtasının ekibi olan ABD ise grubun diğer bir takımı. ABD'nin 'soccer' a verdiği önem son yıllarda oldukça arttı. 2000'lerden sonra önemli bir yapılanma içine girdiler. Bir önceki turnuvada olmadı ama belki bu turnuva belki de bir sonrakinde artık hatırı sayılır bir başarıyı ABD'den bekliyorum.
Efsane Jurgen Klinsmann ABD'nin başında.Kalede de kesinlikle güvenebilecekleri Tim Howard var. Ama defans hattı çoğunlukla tanınmadık ve benim de kalitelerini bilmediğim oyunculardan oluşuyor. Bu oyuncuların çoğu ABD ulusal liginde forma giyiyor. Orta sahada ise uluslarası seviyede önemli oyuncular var. Bunlardan bazıları: J.Jones, Clint Dempsey, Michael Bradley .Forvet bölgesinde ise J. Altidore dışında genç ve AZ'de iyi bir sezon geçiren Aron Johannsson var.Pozitif bir futbol ortaya koyacağını düşünüyorum ABD'nin ve diğer takımlara mutlaka sorun çıkaracaktır.
Klasik bir Afrika futbolu oynayan Gana ise öyle bir futbol oynuyor ki.Harikalar yaratıp bu gruptan çıkabilirlerde, felaket sonuçlar alıp 0'da çekebilirler. Günümüzde Afrika kıtasının şu anki en iyi temsilcisi bence Gana. Bu eskilerdeki Kamerun, Senegal, Nijerya bağlamında değil bence, yani o kadar etkinliği yok Gana'nın. Bir dönemki Kamerun kadar domine edemiyor yani ama yine de Afrika'nın en iyi takımı diyebiliriz.
Essien, K-Prince Boateng, Muntari, K.Asamoah gibi çok üst düzey orta saha oyuncuları var. İleride Asamoah Gyan takımın en büyük silahı olacaktır. Yine Andre Ayew önemli hücum oyuncularından biri. Teknik direktörleri de Kwesi Appiah ve özellikle ABD ve Portekiz maçları onlar için çok önem arz ediyor.
Benim tahminim çok iyi maçlar olacağı yönünde.Özellikle Gana'nın maçlarını izlemeyi heyecanla bekliyorum.Almanya ve Portekiz'in çıkacağını ama Gana ve ABD'nin yapacağı sürprizin benim için çok da farklı karşılanmayacağını belirtmek isterim.
dedeman.00@hotmail.com
Turnuvanın bence en büyük 3 favorisinden biri olan Almanya grubun 1.'lik için bence en büyük adayı.Elemelerde sadece 1 maçta puan kaybettiler (beraberlik). Bu tip turnuvaları oynamayı çok çok iyi biliyorlar ancak son turnuvalardan da gördük ki işin sonunu bir türlü getiremediler.Dünya Kupası'nda 17 kere yer aldılar ve 3 kez bu turnuvayı kazandılar.
Almanya'nın kadro yapısı diğer bir dikkat çeken nokta.Kadroda sadece forvet özellikli 'ahı gitmiş vahı kalmış' Miroslav Klose var. Bunun aksine kadroda orta saha özellikli çok fazla sayıda oyuncu var. Sahaya çıkanları ve yedekleri bırakın ilk 18'e giremeyecek orta sahalardan bile çok üst düzey kadrolar yapılabilir. Şu anki kadroda Reus'un sakatlanması handikap ama bu sakatlığın orta sahalardan birine denk gelmesi Almanya'nın çok da dezavantajına olmayacaktır.Yine çok kaliteli savunmaları ve kalecileri var. Zaten Almanya'nın kadro kalitesi tartışılmaz. Burada belirleyici olacak nokta; şanssız sakatlıklar ve form durumudur. Bu sefer sonunu da getirebilecek mi Almanya merak konusu.
Grubun diğer favorisi Portekiz ise müthiş bireysel yeteneklere rağmen, takım olgusu konusunda bazen sorun yaşayabiliyorlar. Elemelerde Rusya'nın arkasında kalmıştı Portekiz ve play-off'ta da İsveç'i gitgeller sonunda yenmişti. Geçen turnuvada gruplara yine kötü başlayıp devamında gruptan çıkmayı başarmışlardı. Ama 2. turda müthiş bir maç sonunda İspanya'ya yenilmişlerdi.
Grupta Almanya'dan sonra iyi kadro kalitesine sahip takım Portekiz'in özellikle kaleci konusunda sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. 3 tane kaliteli kaleciye sahipler. Ayrıca defans hatları da neredeyse belli gibi. Çok önemli bir etkiye sahip olan Ronaldo'nun da tunuvaya nasıl bir kafayla geleceği, nasıl bir performans göstereceği de Portekiz için kilit noktalardan biri. Yine forvet oyuncularının becerileri bir diğer kilit nokta. Grupta özellikle Gana maçının çok gollü geçeceğini düşünüyorum. Burada alacakları bir yara yine onları turnuva dışına itebilir.
Amerika kıtasının ekibi olan ABD ise grubun diğer bir takımı. ABD'nin 'soccer' a verdiği önem son yıllarda oldukça arttı. 2000'lerden sonra önemli bir yapılanma içine girdiler. Bir önceki turnuvada olmadı ama belki bu turnuva belki de bir sonrakinde artık hatırı sayılır bir başarıyı ABD'den bekliyorum.
Efsane Jurgen Klinsmann ABD'nin başında.Kalede de kesinlikle güvenebilecekleri Tim Howard var. Ama defans hattı çoğunlukla tanınmadık ve benim de kalitelerini bilmediğim oyunculardan oluşuyor. Bu oyuncuların çoğu ABD ulusal liginde forma giyiyor. Orta sahada ise uluslarası seviyede önemli oyuncular var. Bunlardan bazıları: J.Jones, Clint Dempsey, Michael Bradley .Forvet bölgesinde ise J. Altidore dışında genç ve AZ'de iyi bir sezon geçiren Aron Johannsson var.Pozitif bir futbol ortaya koyacağını düşünüyorum ABD'nin ve diğer takımlara mutlaka sorun çıkaracaktır.
Klasik bir Afrika futbolu oynayan Gana ise öyle bir futbol oynuyor ki.Harikalar yaratıp bu gruptan çıkabilirlerde, felaket sonuçlar alıp 0'da çekebilirler. Günümüzde Afrika kıtasının şu anki en iyi temsilcisi bence Gana. Bu eskilerdeki Kamerun, Senegal, Nijerya bağlamında değil bence, yani o kadar etkinliği yok Gana'nın. Bir dönemki Kamerun kadar domine edemiyor yani ama yine de Afrika'nın en iyi takımı diyebiliriz.
Essien, K-Prince Boateng, Muntari, K.Asamoah gibi çok üst düzey orta saha oyuncuları var. İleride Asamoah Gyan takımın en büyük silahı olacaktır. Yine Andre Ayew önemli hücum oyuncularından biri. Teknik direktörleri de Kwesi Appiah ve özellikle ABD ve Portekiz maçları onlar için çok önem arz ediyor.
Benim tahminim çok iyi maçlar olacağı yönünde.Özellikle Gana'nın maçlarını izlemeyi heyecanla bekliyorum.Almanya ve Portekiz'in çıkacağını ama Gana ve ABD'nin yapacağı sürprizin benim için çok da farklı karşılanmayacağını belirtmek isterim.
dedeman.00@hotmail.com
Dünya Kupası – H Grubuna Bakış
3 kıtadan takımların yer
aldığı H grubunda Cezayir, Belçika, Rusya ve Güney Kore bulunuyor.
Belçika Dünya kupası
elemelerinde A grubunda Sırbistan, Hırvatistan ve Galler gibi takımların önünde
hiç yenilmeden, 8 galibiyet 2 beraberlikle Dünya Kupası’na katılmaya hak
kazandılar. Benim turnuvadaki sürpriz takımım Belçika. Kadroları oldukça
kaliteli, çok potansiyelliler ve diğer favorilere nazaran daha kolay bir grupta
bulunuyorlar. Ancak bu beklentinin
altında hele de 2002’den beri 5 turnuva kaçırmışlarken (Aslında 2002 onların
miladı oldu. Doğru hamlelerle bu seviyeye geldiler.) beklentinin altında
ezilebilirler. Son 2 Dünya Kupasında yer almamalarına rağmen 11 kez Dünya
Kupasına katıldı Belçika.
Courtois gibi bir
kalecilerinin olması, savunmada ise Kompany, Van Buyten, Vermaelen, Vertonghen
gibi uluslararası tecrübesi üst düzeyde oyuncuları var. Orta sahada Fellaini, Dembele ve özellikle
Hazard’ın performansı belki de Belçika’nın kaderini belirleyecek. İleride de Lukaku
önemli bir etmen.
Grubun diğer bir favorisi
Rusya ise 10. kez bu turnuvaya katılıyor. Belçika gibi Rusya’da son 2 Dünya
Kupasında yoktu ancak Avrupa Şampiyonasındaki deneyimleri onları bu açıdan
Belçika’nın biraz üstüne koyuyor. Capello’nun başında olduğu Rusya’nın
kadrosundaki tüm oyuncular Rusya liginde oynuyor ve Dünya Kupası’na katılan
bütün ülkeler arasında bu konuda tek.
Savunmada oldukça
disiplinli olmaları orta sahada iyi pres yapmaları Rusya’nın artı noktaları.
Ama 4-3-3 oynamalarına rağmen zaman zaman hücumda etkisiz kalmaları Rusya adına
düşündürücü bir nokta. Özellikle ilk maçlarının Güney Kore ile olması Rusya
adına avantaj sayılabilir. Çünkü Rusya’nın elemelerde Azerbaycan ve Kuzey
İrlanda gibi savunma yapan takımlara karşı zorlandığı gözlendi ve aynı şekilde
oynayacak olan Cezayir’in Rusya’ya sorun çıkartabileceği düşünülebilirdi. Ancak
Rusya Cezayir ile son maçta oynayacak ve o maça kadar işi bitirebilirler.
Grubun sürpriz
yapabilecek takımı olan Güney Kore’nin ise 2002’de Japonya ile ev sahipliği
yaptığı turnuvaya kadar Dünya Kupalarında galibiyeti yoktu ancak Asya’nın bu
turnuvaya en çok katılan takımı olarak her zaman sürprize açıklar. Nitekim 2010’da
yine gruptan çıkmayı başarmışlardı.
Güney Kore’nin elemelerde
çok kolay gol yiyen bir takım görüntüsü vardı. Genel anlamda bu Asya
takımlarının birçoğunda gözleniyor ama Güney Kore neredeyse buraya gelemeyecek
kadar kötü performans göstermişti elemelerde.
Bu turnuvaya gelirlerken de hazırlık maçlarında çok da iyi bir görüntü
çizmediler ama turnuva maçları onların kaderini belirleyecek.
Grubun kâğıt üzerinde en
zayıf ekibi görüntüsünde olan Cezayir ise Güney Kore’nin son zamanlardaki kötü
futbolu dolayısıyla bence duruma bağlı olarak Güney Kore’den daha şanslı
olabilirler.
Hücum gücü olarak
hazırlık maçlarında izlediğim kadarıyla önceki turnuvalara göre daha iyi
durumdalar. Bu turnuvada katı savunma yapmaları bence onlara başarı
getirmeyecektir çünkü Cezayir’in savunması da öyle çok da güvenilecek bir
savunma değil. Daha dengeli bir futbolla çok az da olsa bir şansları olabilir.
Tahminim Rusya ile
Belçika’nın gruptan çıkacağı yönünde. Belçika-Cezayir maçı dışındaki maçların
birbirine denk geçebileceğini düşünüyorum. Bence hiçbir takım 0 çekmeyecektir.
dedeman.00@hotmail.com
dedeman.00@hotmail.com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)