31 Ağustos 2014 Pazar

Türkiye gücünü gösterdi!

              Dünya Kupası C Grubu'nun ikinci maçında Türkiye uzun süre önde götürdüğü maçta Amerika Birleşik Devletleri'ne 77-98'lik skorla yenildi.



       Maçın Hikayesi


Türkiye maça Ender-Sinan-Cenk-Hersek-Aşık beşiyle başladı.


TR maça etkileyici bir giriş yaptı, Cenk Akyol'un maçın başında hücumlarda etkili oldu, Curry'nin şutları da girmeyince ikinci dakikada skor 6-2 oldu. İlk çeyrekte tempoyu TR belirledi diyebiliriz, çeyreğin ikinci yarısında Emir'in oyuna girmesi ve etkili oyunu TR'yi oyunda tuttu: 16-16


İkinci çeyrekte ABD tempoyu yükseltmeye çalıştı ve bunda başarılı oldu ama hesaba katmadıkları birşey vardı, TR'nin gardları ve pivotları gününde olunca tempolu oyun daha çok bizim işimize yaradı. Ender Arslan-Sinan Güler-Ömer Aşık başta olmak üzere mükemmel oynadık, ABD de gereksiz fauller yapınca ilk yarıyı TR 40-35 önde bitirdi.



ABD ikinci yarıya da tempoyu yükselterek başladı, sadece iki dakikada 10 sayı ürettiler, TR sadece 5 sayı üretebildi ve skor dengelendi. Sinan ve Ender'in üçlüklerinden sonra skor 51-45'e geldi ve oyundaki ilk kırılma bu noktada oldu. ABD'nin güçlü uzun oyuncularının etkili olduğu bölümde 8 sayılık bir fark yedik, arkasından üstünlüğü tekrar aldık ama topun aşırı derecede ABD'yi sevmesi ve Faried'in dengeleri bozmasıyla skor ABD lehine döndü ve üçüncü çeyrek 60-66 bitti.


ABD son çeyreğe 7-21'lik seriyle başladı ve bitime beş dakika kala skor 67-87 oldu.  Kalan bölüm karşılıklı basketlerle geçildi ve maç farklı bitti.








İstatistikler


Türkiye'de Cenk Akyol 12 sayıyla en skorer oyuncu oldu. Sinan Güler 9s-3r-3a, Emir Preldzic 9s-2r-5a, Oğuz Savaş 9s-4r ve Ömer Aşık 6s-8r-3b ile oynadılar. ABD'de Kenneth Faried 22s-8r, Anthony Davis 19s-6r ve Kyrie Irving 13s-5a ile oynadılar.
 



Genel Yorum


Türkiye'nin bu maçta gösterdiği performansı övmekten başka birşey söyleyemeyiz. ABD'ye karşı böyle oynayacak tek Avrupa takımı İspanya gibi duruyor ve finale kadar hiçbir maçta böyle zorlanmalarını bekliyordum, buna rağmen dün Finlandiya'yı ezdikleri gibi ellerini kollarını sallaya sallaya Türkiye'yi yenmelerini de bekliyordum. Ergin Ataman bu tip maçlara her zaman ekstra motivasyonla çıkar ve oyuncularını da öyle hazırlar, bugün de öyle bir hava vardı. Üçüncü çeyreğin ortalarından rağmen oyun ABD lehine döndü ama Türkiye ne kadar ciddi bir takım olduğunu gösterdi. Son çeyrekteki düşüşten bahsedecek olursak, beni şaşırtmadı, Türkiye'nin meselesi ABD'yi yenmek değil, bu maçı kazansak bile bize kazandıracağı birşey yoktu, kalan maçlar için çok olumlu bir görüntü içinde olduğumuzu söyleyebilirim...








sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

www.abcspor.com

US Open Erkekler-3. Tur

Bayanlarda dün tamamlanan 3. turlar, erkeklerde dün yeni başladı.

Seri Başları:

1 numaralı seri başı Novak Djokovic, ABD'li Sam Querrey karşısında rahat bir maç oynadı.Tüm setlerde birkaç sefer servis kıran Djokovic, zaman zaman rüzgarında etkili olduğu maçta tuhaf anlar yaşattı.Oyunundan sıkılıp farklı vuruşlar deneyen Djokovic 2. sette Querrey'in sete tekrar dönmesini de sağlamıştı.Ama kontrolü maç boyunca elinde tuttu ve 6-3, 6-2 ve 6-2 ile kazandı.

8 numaralı seri başı Andy Murray ise 1. tur maçının bir benzerini oynadı.Rahat 1. setten sonra daha zor bir 2. set oynayan ve kazanan Murray, 3. seti 6-4 ile kaybetti.4. sette çok daha rahat olan ve 3 sefer servis kıran Andy Murray 4 sette 4. tura çıktı.

Günün en güzel maçlarından Philipp Kohlschreiber-John Isner maçında tie-break'lerde Isner'a müthiş üstünlük sağlayan Kohlschreiber gülen taraf oldu.2 oyuncununda birçok servis kırma puanı harcadığı maçta Isner 2. setin başlarında break'i buldu.Setin devamı biraz Isner'ın servis performansındaki insafına kalmıştı ve Isner rahat bir şekilde seti aldı.Ama 1. 3. ve 4. setlerin tie-break'ini müthiş oynayan Kohlschreiber Isner'a üstünlük kurdu ve 4. tura çıktı.

Isner-Kohlschreiber maçıyla hemen hemen aynı saatte oynana Jo Wilfred Tsonga-Pablo Carreno Busta maçı 6-4'lük 3 setle Tsonga'ya gitti.Bitirici noktalarda çok ön planda olan Tsonga, Busta'nın servis kırmasına izin vermedi ve maçı kazandı.

Karşılıklı servis kırılmaların görüldüğü ve yine bir tie-break düellosuna dönen maçta Milos Raonic-Victor Estrella Burgos'u 3 tie-break sonucunda yendi.

Nick Kyrgios-Tommy Robredo maçında ilk 2 set karşılıklı olarak kazanıldı.3. setin tie-break'inde öne çıkamayan Kyrgios önemli bir fırsatı tepti ve seti kaybetti.4. sette de tek servis kırma puanıyla işi bitiren Robredo 4. tura çıktı.Kyrgios 47 basit hatasına karşın 55 winner üretti ancak bu yeterli olmadı.

Yakın geçmesi düşünülen maçta Kei Nishikori Leonardo Mayer'i 3 sette mağlup etti.Nishikori, Mayer'in özellikle 2. servislerine müthiş hücum etti ve rakibinin servislerini bu şekilde tehdit etti.Maç boyunca 6 kez servis kıran Nishikori 4. tura çıktı.

Stan Wawrinka Blaz Kavcic'in maça çıkmamasıyla 4. tura çıktı.


Emin Kazdaloğlu
Twitter:@Nickonharf
abcspor.com


US Open-Bayanlar 3. Tur (Devam)

Dünkü maçlardan sonra bayanlardaki tüm 3. tur maçları sonuçlandı.

Seri Başları:

En büyük favori Serena Williams vatandaşı Varvara Lepchenko'yu 6-3'lük 2 setle yenerken oldukça zorlandı.Özellikle 2. sette break'i bulana kadarki kendi servis oyunlarında servis kırma puanları gösterdi ve müthiş bir kararlılıkla bu puanları karşıladı.Puanlardan sonraki tepkileri bu Grand Slam'i ne kadar istediğini gösteriyor diye düşünüyorum.Özellikle 2. setin 6. oyunu bunun en büyük göstergesiydi.

İlk turdaki maçından sonra biraz olsun rahatlayan ve servisleri her geçen maç daha da yükselen Victoria Azarenka 3. turda da Elena Vesnina'yı çok rahat geçti.Vika 6-1'lik 2 set sonunda galip gelirken sadece 8 basit hata yaparak bu alanda harika bir istatistik çıkardı.

7 numaralı seri başı Eugenie Bouchard aynı 2. tur maçında olduğu gibi tie-break sonucunda 1 set kaybederek tur atladı.Çoğu maçta olduğu gibi Genie'nin bu maçında da basit hatalar çok belirleyici oldu.Kaybettiği 2. sette 10 winner'ına karşın 21 tane basit hata yaptı.Basit hatalarını biraz olsun sınırladığı zaman durdurulması güç bir oyuncu haline geliyor.

11 numaralı seri başı İtalyan Flavia Pennetta 3. turda yine rahat bir galibiyet aldı.2. turda olduğu gibi yine ABD'li (Nicole Gibbs) bir oyuncuyla karşılaşan Pennetta sadece 4 oyun vererek maça uzandı.

2. turda Ana Ivanonic'i eleyerek sürpriz gerçekleştiren Pliskova, Casey Dellacqua karşısında ilk servislerini oyuna çok yüzdeli sokamamasının ve fazla basit hatasının kurbanı oldu.3 sette kaybederek turnuvaya veda etti.

Genç Kazak Zarina Diyas 3. turda Ekaterina Makarova karşısında kaybederek ilk kez ana tabloda yer aldığı bu sezonda son Grand Slam'ini 3. turda tamamlamış oldu.

Sürprizler:

Bu sezon Miami Masters'da Carla Suarez Navarro'ya kaybeden Kaia Kanepi US Open'da çok rahat bir galibiyet aldı.Suarez Navarro'nun çok sayıda basit hata yaptığı maçı Kanepi 7-5 ve 6-0'lık setlerle kazandı.

Günün en büyük sürprizi 3 numaralı seri başı Petra Kvitova'nın elenmesi oldu.Son Grand Slam şampiyonu Kvitova Sırp Aleksandra Krunic karşısında 6-4'lük 2 setle kaybetti.


Emin Kazdaloğlu
Twitter:@Nickonharf
abcspor.com

30 Ağustos 2014 Cumartesi

Zor da olsa Türkiye

             Dünya Kupası C Grubu'nun ilk maçında Türkiye son beş dakikasına 11 sayı farkla geride girdiği maçta Yeni Zelanda'yı 76-73'lük skorla geçti.



       Maçın Hikayesi


Türkiye maça hazırlık maçlarında kullandığı beşin aksine bir beşle başladı, Ergin Ataman özellikle pota altında Yeni Zelanda'yı yormak için Gönlüm-Aldemir ikisini tercih etti. İlk beş, Ender-Sinan-Emir-Kerem-Furkan şeklinde oluştu.


Maçın ilk basketi Furkan Aldemir'den geldikten sonra Türkiye ısrarla pota altından oynamaya çalıştı ve bu çabalar top kayıplarına neden oldu. Yeni Zelandad ise dış şutlarla hücum etti ve Abercrombie-Tai Webster'ın dış şutları isabetli olunca üstünlüğü ele aldı. İlk dört dakikada Türkiye'nin faul problemine girmesi de YZL'nın işine yaradı ve fark açıldı: 4-12 (6.dk) İlk çeyrekte TR'de Sinan dışında iyi oynayan bir oyuncu çıkmayınca fark kapanmadı ve ilk çeyrek 8-17 ile sona erdi.


TR ikinci çeyreğe Emir Preldzic'i dört numara olarak kullanarak başladı, ilk pozisyonda fark 12 sayıya çıksa da, sonra kısa sürede yakalanan 7 sayılık seri Ataman'ın doğru tercih yaptığını gösterdi. Bu seri uzun sürmedi ve 15.dkda skor 20-30 oldu. Bu dakikadan sonra Cenk Akyol'un hücumda ipleri eline alması Türkiye'yi skor bulma açısından rahatlattı ama savunmada YZL'yi durduramayınca fark kapanmadı ve ilk yarı 28-38 bitti. YZL'de kenardan gelen Corey Webster ilk yarıda 12 sayıda kaydetti.



TR ikinci yarıya Barış Hersek-Kerem Gönlüm değişikliğiyle başladı. Emir-Hersek'in aynı anda oyunda olmaları etkili oldu, ilk üç dakika sonunda 9-5'lik bir seri yakaladık, 28.dkda 50-49'la maçın başından beri ilk kez öne geçtik. Uzun süre sonra ilk kez öne geçtik ama uzun süremedi, son dakikayı iyi oynayan YZL hakemlerin de katkısıyla son çeyreğe 52-56 önde girdi.


Üçüncü çeyreğin sonunda Ender'in turnikesi inişe geçmişken bloklanmıştı, hakemler sayı vermemişti, son çeyreğe girerken bu pozisyona itiraz eden Ergin Ataman'a teknik faul çalındı. Son çeyreğin ilk dakikasında YZL Corey W.'nin etkili oyunuyla farkı tekrar çift hanelere çıkardı: 62-52 Sonraki dakikalar Corey'nin tek adamlık şovu ve Türkiye'de Tunçeri-Savaş'ın gayretlerine sahne oldu. Son beş dakikaya YZL 72-61 ile önde girdi. TR sonraki iki buçuk dakikalık bölümü tek kelimeyle 'mükemmel' oynadı, bu bölümde 'tecrübe faktörü' ön plana çıktı. Öncelikle Oğuz'un pota altındaki üstünlüğü, sonra Corey'nin hücum faulu ve sonrasında gelen teknik faul, son olarak da Tai'nin Tunçeri'ye topu kaptırması ve sonrasında yaptığı sportmenlik dışı faulle Türkiye uzun bir seri yakaladı, son 2.5'a girerken skor 76-72 oldu. Son pozisyonda YZL'ye birçok kez şans tanımamıza rağmen dış şut isabeti bulamadılar ve maç uzamadı.




İstatistikler

Türkiye'de maçın en skorer oyuncusu Oğuz Savaş oldu. Sadece 12 dakika sahada kalan Oğuz Savaş maçı 16s-2r-1a ile tamamladı, Oğuz üç kez basket-faul yaptı. Sahada en fazla kalan oyuncu olan Emir Preldzic maçı 14s-6r-3a ile tamamladı. Barış Hersek 11s-3r-3a ile oynadı, Cedi sadece beş dakika sahada kalırken, Barış Ermiş süre almadı. Yeni Zelanda'da Corey Webster 22s-2r-3a, Tai Webster 7s-5r-2a ile oynadılar, Kirk Penney sadece 9 sayı bulabildi, 6 ribaundla oynadı.




Genel Yorum


Türkiye ilk maçında beklenenin aksine çok zorlandı, maç başlamadan önce yapılan 'Haka dansı'nın ve o sırada Türkiye A Milli Basketbol Takımı'nın sahayı terketmesinin de maçın gidişatında önemli olduğunu düşünüyorum, muhtemelen bu davranışın Yeni Zelanda'yı olumsuz etkilemesi bekleniyordu ama tam tersi oldu ve aşırı derecede hırslanarak maçın ilk dakikasından itibaren müthiş oynadılar. Son beş dakikada ne değişti derseniz, Türkiye'nin tecrübe üstünlüğü ortaya çıktı, Yeni Zelanda da tecrübesizliğine yenildi diyebiliriz. İlk maçların zorlu geçmesi şaşırtıcı değildir ama bugün Türkiye gerçekten beklenenden çok zorlu bir maç oynadı, maç sonunu iyi oynamamız hazırlık maçlarında görmediğimiz birşeydi, hazırlık maçlarının aksine Cedi Osman bugün çok az süre aldı.








sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

www.abcspor.com

US Open 5. Gün-Bayanlar (3. Tur)

Bayanlarda 3. tur maçlarının ilk kısmı dün yapıldı.

Seri Başları: 

Maria Sharapova ilk sette kendi oyunlarında genellikle berabere görülmesine rağmen servisini kırdırtmadı ve 2 tane break bularak 6-2 ile seti kazandı.2. sette 2 oyuncu da servislerine tutunmakta çok zorlandı.7 tane servis kırmanın görüldüğü bu sette Sharapova 6-4 ile seti kazandı ve 4. tura çıktı.

Sloane Stephens'ı harika bir geri dönüşle yenen Johanna Larsson, Jelena Jankovic karşısında dağıldı.Çok fazla basit hata yapıp maçta pek varlık gösteremeyen Larsson maçı 6-1 ve 6-0'lık setlerle kaybetti.

Son zamanların en ilginç maçlarından biri olan Sara Errani-Venus Williams maçının ilk seti 6-0 ile Errani'ye gitti.2. set bu sefer yine 6-0 ile Venus'ündü.Son set tie-break'e gitti ve harika bir maç sonuyla Errani tur atladı.

Günün diğer bir güzel maçında Lucie Safarova, Alize Cornet'yi 3 sette yendi.2 oyuncuda tarzları gereği çok fazla winner üretirken fazla sayıda da basit hata yaptı.Bu düellodan son sette daha fazla servis kıran Safarova galip çıktı.

Yine güzel bir eşleşme olan Andrea Petkovic-Caroline Wozniacki maçında Wozniacki servislerinde çok iyi gözükürken, return oyunlarında da en az kendi servislerindeki kadar agresifti.İlk sette birçok break şansı üreten Wozniacki seti 6-3 kazandı.2. sette basit hatalarını da daha da azaltan Wozniacki 2 tane servis kırarak bu seti de 6-2 kazandı.
  
Sürprizler:

Son zamanlarda sürpriz yenilgiler alabilen, bazı zamanlarda ilginç performans düşüklüğü yaşayabilen Angelique Kerber bu sefer de 3. turda Belinda Bencic'e kaybetti.Bunun sinyallerini ilk tur maçında vermişti halbuki ama bu maçtaki özellikle ilk setteki basit hataları onu US Open'dan etti.

28 numaralı seri başı Roberta Vinci 2 sette Shaui Peng'e kaybetti.Wimbledon'dan sonra burada da 4. tur gören Peng 2011'deki başarısını tekrar etmiş oldu.

Günün en büyük sürprizi Simona Halep'in elenmesi oldu.Halep ilk sette 5-2 önde iken dramatik bir şekilde tie-breakle seti kaybetti.2. sette direnci çok artan Lucic-Baroni puanları yönetir oldu.Erken bulduğu breakten sonra özgüveni de tavan yapan Lucic-Baroni kısa süre sonra 2. break'i de buldu ve maçı kazandı.


Emin Kazdaloğlu
Twitter:@Nickonharf
abcspor.com

US Open 5. Gün-Erkekler

5. günün sonunda erkeklerde tüm 2. tur maçları bitmiş oldu.





Seri Başları:

6 numaralı seri başı Tomas Berdych zaman zaman entresan sonuçlar alabilen Martin Klizan'ı 5 sette yenebildi.İlk sette 10 dakikalık kendi servis oyununda servisini kırdırmadı.Ardındaki oyunda Klizan'ın servisini kırarak Klizan'ın direncini düşürdü ve ilk seti kazandı.2. sette Klizan daha iyi servis atmaya başladı ve bulduğu tek servis kırma ile 2. seti kazandı.3. setin hemen başlarında Berdych servis kırınca rahatladı ve 2. break'i de bularak seti 6-2 kazandı.4. set 1. setle birlikte maçın en çekişmeli seti oldu.Berdych sürekli Klizan'ın servislerini tehdit etti ama servis kırma puanı üretmekte zorlandı.Klizan da bulduğu tek break puanında servis kırınca seti 6-3 kazandı.Son sette Berdych, Klizan'ın servislerinde sürekli tehdit oluşturdu.Bulduğu breakle birlikte maçı kazandı ve 3. tura çıktı.

11 numaralı seri başı Ernests Gulbis ilk 2 seti Thiem karşısında kazandıktan sonra özellikle fiziksel olarak düşüşe geçti.3. sette 15, 4. sette de 21 basit hata ile oynayan Gulbis, 4. seti kaybettikten sonra mola alarak soyunma odasına gitti.Daha sonra maça devam eden Gulbis sahada iyi hareket edememesine rağmen maça devam etti.Ancak Thiem'e 3 sefer servisini kırdıran Gulbis maçı 5 sette kaybetti.

7 numaralı seri başı Grigor Dimitrov, İsrailli oyuncu Dudi Sela çok çok rahat mağlup etti.Maç sonu röportajında bu kadar rahat kazanmayı beklemediğini söyleyen Dimitrov 6-1, 6-2 ve 6-2 ile kazandı.

2 numaralı seri başı ve en büyük favorilerden Roger Federer, Sam Groth karşısında genel olarak rahat bir maç geçirdi.2. ve 3. sette servisini kırdırmasına rağmen 2 servis kırma ile setleri kazanan Federer, 3 tane 6-4'lük setle 3. tura çıktı.

Geçen sene burada yarı final gören Richard Gasquet, Paolo Lorenzi'yi 3 sette geçti ve Alejandro Gonzalez'i 3 sette yenen diğer bir Fransız Gael Monfils ile eşleşti.

Gael Monfils de ilk seti 7-5 kazanarak rakibinin direncini kırdı ve 2. sette kontrolü tamamen kendi aldı.Puanları iyi yönlendiren ve az puan kaybeden Monfils harika winnerlar üretti.3. sette durumu 5-0'a getirdikten sonra maçı erken bitirmeye çalışan Monfils, ilk önce servisini kırdırdı.Daha sonra Gonzalez'in kendi servisinde de maçı bitiremedi.Sonrasında işi daha fazla uzatmayan Monfils 3. tura çıktı.

David Ferrer, Bernand Tomic'in maça çıkmamasıyla 3. tura çıktı.

Diğer Turlayanlar:

Teymuraz Gabashvili 3 sette Alexander Kudryavtsev geçti.

İlk 3 seti tie-breaklerle sonuçlanan Ivo Karlovic-Marcel Granollers maçında 5 sette gülen Granollers oldu.

Roberto Bautista Agut 3 sette ABD'li oyuncu Tim Smyczek'i yendi.

Feliciano Lopez 2 seti Tatsuma İto'ya kaybetmesine rağmen 4 sette maçı kazandı.

Marin Cilic Illya Marchenko'yu 3 sette yendi.

Büyük servisçilerin maçında Kevin Anderson Jerzy Janowicz'i 4 sette mağlup etti.

Sürprizler:

Erkeklerde çok büyük sürprizler olmadı ancak şu 2 maçta beklenmeyen sonuçlar çıktı:

David Goffin 2012 Roland Garros'dan beri ilk kez bu kadar iyi göründü.32 numaralı seri başı Joao Souza'ya sadece 6 oyun vererek 3. tura çıktı.

Fabio Fognini ilk turda Golubev karşısında rahat gözüküyordu ama Adrian Mannarino karşısında 64 basit hata ile oynayarak 3 sette maçı kaybetti.


Emin Kazdaloğlu
Twitter:@Nickonharf
abcspor.com

29 Ağustos 2014 Cuma

US Open 4. Gün-Bayanlar

4. günün sonunda bayanlarda tüm 2. tur maçlarını bitirdik.

Önemli Seri Başları:

İlk tur maçında çok etkili gözüken Serena Williams 2. turda da aynı isteği ve oyunu ortaya koydu.İlk setin başlarında kaybettiği oyundan sonra hiç oyun vermeyen Serena ABD'li rakibi karşısında maçı çok kolay kazandı.

İlk turda Tomljanovic ile zor bir maç oynayan Carla Suarez Navarro 2. turun güzel maçlarından birinde Coco Vandeweghe'ye rahat üstünlük sağladı.6-3'lük 2 setle maçı kazandı.

11 numaralı seri başı Flavia Pennetta, Shelby Rogers'ı 6-3 ve 6-4'lük setlerle yendi.

Anastasia Pavlyuchenkova Nicole Gibbs'e karşı zor bir maçın ardından 3. tura çıkan isim oldu.

Casey Dellacqua Çinli rakibi Qiang Wang'ı yenerek tur atladı.

İlk tura benzer bir maç çıkartan Petra Kvitova Petra Cetkovska'ya 6 oyun vererek 3. tura çıktı.

1. turdaki maçta Misaki Doi karşısında zor zorlanan, hatta ilk seti kaybeden Azarenka 2. turda üzerinde baskıyı biraz daha atmış gözüktü.Christina McHale'ı 6-3 ve 6-2 ile yendi.

Ekaterina Makarova, Polona Hercog'u 6-1 ve 6-2 ile yendi.

Barbara Zahlavova Strycova'yu Monica Niculescu 3 sette geçti.

Harika bir sezon geçiren Eugenie Bouchard US Open'daki en iyi derecesini de bu sezon geliştirmiş oldu.Sorana Cirstea karşısında 2. seti tie-break ile kaybetmesine rağmen son seti 6-4 kazanarak 3. tura çıktı.

Turlayan Diğer İsimler:

Varvara Lepchenko, Elena Vesnina ve Zarina Diyas.

Sürprizler:

Yaşadığı sakatlığın etkisinden yeni yeni çıkan Sam Stosur, Kaia Kanepi'ye dramatik bir tie-break sonucunda kaybetti.

Ana Ivanovic de fazla sayıda basit hata yaptığı maçı 2 sette Karolina Pliskova'ya kaybederek Amerika Açık'taki 2009'dan beridir en kötü derecesini elde etmiş oldu.

İlk turda çok çok iyi gözüken Madison Keys Aleksandra Krunic'e 3 sette kaybederek elendi.


Emin Kazdaloğlu
Twitter:@Nickonharf
abcspor.com



US Open 4. Gün-Erkekler

Bayanlar programına göre geriden gelen erkeklerde 2. tur maçlarının üst tablodakileri tamamlandı.

Favoriler ve Seri Başları:

İlk turda Diego Schwartzman'ı çok rahat eleyen Novak Djokovic, Paul Henri-Mathieu'yü sadece 4 oyun vererek mağlup etti.Basit hatasının 2 katından fazla winner üreten Djokovic ilk servislerinde de çok iyi gözüktü.

Jo-Wilfred Tsonga ilk turdaki zor eşleşmesinde Juan Monaco'ya 1 set verdikten sonra 2 turda daha rahattı.Aleksandr Nedovyesov'u 6-3, 6-4 ve 6-4 ile yenerek 3. tura çıktı.

2008'den beridir 3. turdan ileri gidemeyen Kei Nishikori, Pablo Andujar'ın 2. turda maçtan çekilmesiyle 3. tura çıktı.

5 numaralı seri başı Milos Raonic Peter Gojowczyk karşısında 2 setteki ufak düşüşünün ardından iyi toparladı ve aynı ilk tur maçında olduğu gibi kazandığı 3 setin 2'sini tie-break ile alarak 3. tura adını yazdırdı.

Bu sefer ilk tur maçından daha istikrarlı görünen Andy Murray servis kırdırmadığı ve özellikle file önünü çok iyi kullandığı maçta Matthias Bachinger'ı 3 sette yenerek 3. tura çıktı.

16 numaralı seri başı Tommy Robredo maraton maçta ilk 2 seti kaybettikten sonra, Simone Bolelli'nin de fiziksel düşüşüyle maçı kolay kazandı.

Philipp Kohlschreiber, Michael Llodra'nın ilk sette maçtan çekilmesiyle terlemeden 3. tura çıktı.

Diğer Turlayan İsimler:

Guillermo Garcia-Lopez ilk turda maraton maç oynayan Sam Querrey'i yendi.

John Isner kendisi gibi iyi servisçi Jean Lennard Struff'u 3 sette geçti.

Pablo Carreno Busta 4 sette Benoit Paire'i yendi.

Fernando Verdasco maraton maçta Andrey Kuznetsov'u geçti.

Nick Kyrgios çıkışına devam ederek burada da en azından 3. tura ulaşmış oldu.

Leonardo Mayer, Peter Ebden'ı 3 sette çok rahat yendi.

Dominikli Victor Estrella Burgos Borna Coric'i 4 sette yendi.


Emin Kazdaloğlu
Twitter:@Nickonharf
abcspor.com

28 Ağustos 2014 Perşembe

US Open 3. Gün-Bayanlar

Bayanlardaki takvim erkeklere nazaran çok daha düzenli bir şekilde ilerlerken 2. tur maçları dün itibariyle başladı.

Yüksek Seri Başları:

İlk turda 3. setin 7. oyunundan sonra kabus yaşayan Angelique Kerber 2. turda Alla Kudryavtseva'e karşı rahat bir oyun sergiledi.Bulduğu servis kırma puanlarını çok iyi değerlendiren Kerber 2. sette sonuca rahat gitti.

İlk sette servis kırarak rahatlayan ancak sonrasında verdiği servis kırma puanlarını çeviremeyen Maria Sharapova ilk seti Alexandra Dulgheru karşısında kaybetti.Ancak 2. ve 3. sette çok iyi gözükerek servisini kırdırmayan Sharapova etkili groundstroke'larıyla sonuca gitti.

İlk turdaki gerginliğini üzerinden attıktan sonra çok daha rahat oynamaya başlayan Simona Halep, Jana Cepelova'ya sadece 3 oyun vererek 3. tura çıktı.

Son 2-3 ay içinde iyi bir form grafiği yakalayan Caroline Wozniacki Belaruslu Aliaksandra Sasnovich karşısında rahattı.2 sette 3. tura çıktı.

9 numaralı seri başı Jelena Jankovic yoluna devam eden diğer bir seri başı oldu.

Diğer Seri Başları ve Tur Atlayanlar:

Lucie Safarova Çinli rakibin karşısında 1 set kaybederek 2. tura çıktı.

Şu ana kadar iyi bir sezonu geride bırakan Alize Cornet Amerika Açık'taki en iyi derecesi olan 3. tura tekrar çıkmış oldu.

İtalyan Roberta Vinci de ilk seti Irina Camelia-Begu karşısında kaybetmesine rağmen 3. tura çıktı.

Sabine Lisicki ev sahibi oyunculardan Madison Brengle'yi eleyerek 3. turda.

Venus Williams Date-Krumm karşısında çok sıcak havada oynadığı zorlayıcı maça 2. turda çok rahattı.2 sette 3. tura çıktı.

Diğer bir İtalyan Sara Errani ihtiyacı olan ilk servislerini bu maçta da çok iyi kullandı.2 sette  Anastasia Rodionova'yı rahat eledi.

Andrea Petkovic, Belinda Bencic ve  Mirjana Lucic-Baroni 3. tura çıkan diğer isimler oldu.

Sürprizler:

İlk turda rahat gözüken Agnieszka Radwanska Wimbledon'da çok iyi gözüken Shaui Peng'e 2 sette elendi.Birkaç sefer maç puanı çevirmesine rağmen kendi standartlarında çokça basit hata yaptı ve maçı kaybetti.

Bu sezon oldukça kötü bir performans gösteren Sloane Stephens 1. seti 7-5 ile kazandıktan sonra 2. sette de 3-0'ı bulmuştu ama bu andan sonra anlam vermediğim bir şekilde mental olarak çöktü.Üst üste oyunlarına tutunamadı, inanılmaz derecede basit hata ile oynadı.İlk önce 2. seti kaybetti.Daha sonra 3. sete de kötü başladı.Çok iyi savunma yapan, iyi oynayabileceğinin farkında olan Johanna Larsson gerçekten çok etkili oynadı ve 3. tura çıktı.


Emin Kazdaloğlu
Twitter:@Nickonharf
abcspor.com

US Open 3. Gün-Erkekler

Bayanlarda 2. günde bitirdiğimiz ilk tur maçlarını erkeklerde dün tamamladık.

Önemli Seri Başları:

İlk turda Lleyton Hewitt ile karşılaşan Tomas Berdych ilk sette erken bulduğu breakten sonra -setin devamında servis kırma puanı göstermesine rağmen- sete rahat giderek ilk seti kazandı.2. sette Hewitt 4-3 önde iken Berdych'in servisini kıramadı ve orada setten oldu.Üst üste 3 oyun kazanan Berdych seti 6-4 kazandı.3. sette de karşılıklı servis kırmalar görüldü ancak 2. sette psikolojik avantajı eline geçiren Berdych bu seti de 6-3 kazandı ve 2. tura çıktı.

Fena sayılmayacak bir şekilde sert kort sezonu geçiren Feliciano Lopez ilk turda oldukça zorlandı.Ivan Dodig karşısında 5 set sonunda Dodig'in maçtan çekilmesiyle kazanarak 2. tura çıktı.Maçta oldukça istikrarsız bir görüntü çizdi Lopez.4. setin sonunu harika oynarken 1. sette adeta yoktu.

En başarılı Grand Slam'i Amerika Açık olan Maric Cilic ilk maçında hiç terlemedi.İlk seti 6-3 kazandıktan sonra 2. sette Marcus Baghdatis'in çekilmesiyle 2. tura çıktı.

18 numaralı seri başı Kevin Anderson da maraton maçlardan birini oynadı.Maç boyunca nefes kesen anlar izledik.Son set de tie-break'e gitti. (Diğer Grand Slamlerin aksine Amerika Açık'ta son sette de tie-break uygulaması var.) Son setin tie-break'inde Cuevas'ı sirkülase eden Anderson 2. tura çıktı.

Son zamanlarda oldukça iyi oynayan ve iyi bir çıkış yapan Grigor Dimitrov ilk turda zorlanmayan ilk 10 oyuncularından biriydi.Amerikalı Ryan Harrison'ı 3 sette geçerek 2. turun yolunu tuttu.

2. tur maçını oynayan Stan Wawrinka ilk turda olduğu gibi çok tatmin edici gözükmedi.Thomaz Bellucci'ye 3. seti kaybetti ancak 4. setin tie-break'inde çok rahat oynadı ve 3. tura çıktı.


Diğer Tur Atlayan İsimler:

Jerzy Janowicz, Illya Marchenko, Ernests Gulbis, Dominic Thiem, Tatsuma Ito, Teymuraz Gabashvili, Alexander Kudryavtsev, Martin Klizan, Dudi Sela, David Goffin, Joao Sousa ve Jeremy Chardy'yi eleyerek 3. tura çıkan Blaz Kavcic.


Emin Kazdaloğlu
Twitter:@Nickonharf
abcspor.com


27 Ağustos 2014 Çarşamba

US Open 2. Gün-Bayanlar

Bayanlarda tüm 1. tur maçları dün itibariyle tamamlandı.

Favoriler:

1 numaralı seri başı ve en büyük favori Serena Williams ilk turda çok iyi bir görüntü çizdi.Maç boyunca çok konsantre görünen Williams'ın servisleri de harika çalıştı.6-3 ve 6-1 ile setleri kazanarak 2. tura çıktı.

İlk turun güzel maçlarından Alison Riske-Ana Ivanovic maçında gülen taraf Ivanovic oldu.Wimbledon'dan sonra set kortta çok istikrarsız oynayan Riske bu maçta da pek varlık gösteremedi.Maç boyunca %59 ile rakibinin servislerinden puan alan Ivanovic defalarca servis kırarak maçı rahat kazandı.

Son Grand Slam şampiyonu Petra Kvitova daha önce burada 3. tura çıkma başarısı gösteren Kristina Mladenovic'e 54 dakikada sadece 1 oyun verdi.

Bu sezonun Grand Slamler bazında belkide en iyisi olan Eugenie Bouchard, Olga Govortsova karşısında iyi servislerle sonuca gitti.6-2 ve 6-1'lik setlerle kazanan Bouchard Amerika Açık'taki şu ana kadarki en büyük başarısı olan 2. tura çıkmış oldu.

Diğer Seri Başları:

Bu sezon adından zaman zaman bahsettiren, Grand Slamlerde iyi oyunlar koyan, bayanlarda Amerika'nın 3 numarası olan Madison Keys; Jarmila Gajdosova'yı rahat bir oyunla yendi.

Günün en büyük sürprizlerinden biri Svetlana Kuznetsova'nın elenmesi oldu.Yeni Zelandalı Marina Erakovic 3 sette Kuznetsova'yı elemeyi başardı.

Sakatlıkların ardından 16 numaralı seri başı olan Azarenka Japon Doi karşısında öldü öldü dirildi.İlk seti tie-break ile kaybettikten sonra uzun oyunlarda iyi iş çıkarttı ve 2. tura çıktı.

15 yaşındaki Catherine Bellis'in Dominika Cibulkova'yı elemesi diğer bir sürpriz oldu.Kariyerinin ilk Grand Slam'ine harika başlayan Bellis umarım ilerde önemli bir oyuncu haline gelir.

Ekaterina Makarova 2 sette Amerikalı Grace Min'i mağlup etti.

Wimbledon'da adından çokça bahsettiren B.Zahlavova Strycova Us Open'a da iyi başladı.Ashleigh Barty'yi 2 sette geçerek 2. tura çıktı.

İyi bir çiftler oyuncu olan Shaui Zeng Wimbledon'daki iyi işinden sonra Amerika'ya erken veda etti.Mona Barthel'e karşı sadece 3 oyun alabildi.

Sakatlıklarından sonra iyice düşüşe geçen ve 24 no.lu seri başı olan Samantha Stosur ilk turda başka bir Amerikalı Lauren Davis'i yendi.

Carla Suarez Navarro, Fransa Açık'ta 4. tur gören Ajla Tomljanovic'i 3 sette yendi.

Başka bir İtalyan Flavia Pennetta, Julia Goerges karşısında iyi bir ilk set çıkarttı.İkinci sette Goerges forehandlerini çok etkili kullandı ve bulduğu 2. break'ten sonra o break'i geri vermeyerek seti kazandı.3. sette 1. sete benzer bir maç izledik.Üst üste breaklerle rahatlayan Pennetta maçı kazandı.

Anastasia Pavlyuchenkova rahat tur atlayan bir başka isim oldu.

Avustralyalı Casey Dellacqua 2 sette P.Mayr-Achleitner'i mağlup etti.

Diğer Turlayanlar:

Karolina Pliskova, Qiang Wang, Nicole Gibbs, Shelby Rogers, Coco Vandeweghe, Kaia Kanepi, Varvara Lepchenko, Vania King, Petra Cetkovska, Aleksandra Krunic, Elena Vesnina, Christina McHale, Zarina Diyas, Polona Hercog, Monica Niculescu ve Sorana Cirstea.


Emin Kazdaloğlu
Twitter:@Nickonharf
abcspor.com

US Open 2. Gün-Erkekler

Amerika'nın 2. gününde de 1. tur maçları devam etti.

Favoriler:

Şu ana kadarki sert kort sezonunu oldukça iyi geçiren ve 2012'den sonraki ilk Masters'ını kazanan Roger Federer, idolü olarak gösterdiği Michael Jordan'ın da izlediği maçta Avustralyalı Marinko Matosevic'i adeta dağıttı.6-3, 6-4 ve 7-6'lık setlerle kazanan Roger Federer'in 2. setteki üst üste 2 puanı (passing shot ve tweener ile) izlenmeye değerdi.

4 numaralı seri başı David Ferrer ise Bosnalı oyuncu Damir Dzumhur karşısında ilk 2 seti çok rahat kazandı.3. sette Dzumhur'un servisleri bir anda yükselirken Ferrer buna iyi cevap veremedi ve 3. seti 6-2 kaybetti.4. sette tekrar üstünlüğü ele aldı ve maçı 4 sette noktaladı.

Diğer Seri Başları:

12 numaralı seri başı Richard Gasquet, Denis Istomin'e karşı ilk setin sonunda iyi iş çıkarttı ve Istomin set için servis atarken onun servisini kırdı.Bu andan sonra Istomin'in direncini düşürdü ve maçı 3 sette bitirdi.

Diğer bir Fransız Gael Monfils de ev sahiplerinden Jared Donaldson'u 3 sette rahat bir şekilde geçti.

İtalyan Fabio Fognini, Kazak Andrey Golubev karşısında çok rahattı.3 sette kazandı.

5. sete giden maraton maçta Roberto Bautista Agut, Avusturyalı Haider-Maurer'i mağlup etti.

Wimbledon da kendini oldukça geliştiren 35 yaşındaki yaşlı kurt Ivo Karlovic US Open'a da iyi başladı.4 sette Jarkko Nieminen'i yenerek 2. turda Marcel Granollers'in rakibi oldu.

26 numaralı Gilles Simon erken elendiği Masters'lardan sonra burada ilk turda Moldova'lı Rado Albot'u 3 sette yendi.

Diğer Turlayan İsimler:

Federico Delbonis, Bernard Tomic, Alejandro Gonzalez, Paolo Lorenzi, Adrian Mannarino, Tim Smyczek, Marcel Granollers ve Sam Groth.



Emin Kazdaloğlu
Twitter: @Nickonharf
abcspor.com


Amerika’da İlk Tur Sürprizleri

             Yılın son grandslam’i olan Amerika Açık’ta ilk turun sürprizlerine bakalım…

Bayanlar
              
                   Kadınlarda ilginç olarak fazla sürpriz olmayan ilk tur maçlarını izledik.
               

                5 – Nicole Gibbs : Fransızlar’ın çok şeyler beklediği Caroline Garcia ilk turda turnuva dışında kaldı. ‘93lü sarışın Gibbs genel olarak dengede giden maçı tam 9 kez servis kırma puanı karşılayarak final setinde kazandı.



                4 – Anastasia Rodionova : Tecrübeli Avustralyalı, genç İtalyan Giorgi’yi eledi. Elemelerden gelen Anastasia ilk seti sadece 23 dakikada kaybetmesine rağmen, geriden gelerek kazandı, toplam puanlarda Giorgi’nin maçı önde bitirmesi de ilginç bir nokta oldu.


                3 – Marina Erakovic : Erakovic’le 20 nolu seribaşı olan Svet Kuznetsova’nın maçı büyük heyecana sahne oldu, setlerde geriden gelen Erakovic final tie-break’ini 7-3 kazandı ve ikinci tura yükseldi. Erakovic maç boyunca daha az basit hata-daha fazla winner’la oynadı.


                2 – Mirjana Lucic-Baroni : Tecrübeli Hırvat, 25 nolu seribaşı olan Muguruza’yı zorlu geçen maçta iki sette devirdi ve ikinci tura yükseldi.


                1 – Catherine Bellis : ‘99lu Bellis hiç şüphe yok ki turnuvanın en etkileyici zaferine imza attı. Son dönemin formsuz ismi olan 12 nolu seribaşı Dominika Cibulkova ilk sette 1-6 yenilerek şoka uğradı. İkinci seti Cibulkova kazandı ama 52 dakikalık final setini kazanan isim genç Catherine oldu. Cathy maç boyunca 6 kez servis kırdı ve toplam puanlarda da maçı 84-73’le üstün bitirdi.
               
                 



Erkekler



                Erkekler’de sürprizler ekseriyetle üst tabloda yaşandı.
               

                5 – Benoit Paire : İki Fransız’ın mücadelesinde Paire’nin rakibi 24 nolu seribaşı Julien Benneteau idi. Birinci seti 7-4’lük tie-break’le alan Paire setlerde hiç geriye düşmedi ve maçı beş sette bitirdi. Paire maç boyunca 14 ace, 85 winner’la oynadı. İlginç bir istatistik ise, toplam puanlarda Julien’in maçı 190-183 ile kazanması oldu.


                4 – Nick Kyrgios : Wimbledon’da Nadal’ı eleyen Kyrgios Amerika’ya da iyi bir başlangıç yaptı. Nick, 21 nolu seribaşı Youzhny’yi iki setini tie-break’te kazandığı maçta 3-1 yendi. Nick maç boyunca 26 ace, 58 winner üretirken o da Paire gibi toplam puanlarda maçı kaybetti; 157-156 Youzhny.


                3 –  Alejandro Gonzalez : Genç Kolombiyalı, tecrübeli Tursunov’u set vermeden geçti, maçta hiçbir set tie-break’e de gitmedi. Gonzalez toplam puanlarda 113-86’lık önemli bir üstünlükle maçı bitirdi ve etkileyici bir galibiyete imza attı.


                2 – Matthias Bachinger : ’89 doğumlu Alman, US Open’ın en tecrübeli oyuncularından biri olan Radek Stepanek’i çok rahat geçti. Elemeleri de rahat geçen Bachinger, Stepanek karşısında yarım saatlik üç sette maçı bitirdi.


                1 – Borna Coric : ‘96lı Hırvat elemelerden geldi ve ilk turun en etkileyici galibiyetine imza attı. Winston-Salem’i kazanarak formda gelen Lukas Rosol’u üç sette geçen Coric maç boyunca toplam 20 ace attı.

               
               



sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1


26 Ağustos 2014 Salı

NBA'den Avrupa'ya transferler

           Geçen haftaki yazımda, Avrupa'dan NBA'e geçen önemli yıldızları incelemiştim, şimdi de tersine yolculuk yapanlara bakalım...



AVRUPALI'lar


Öncelikle NBA'e gidip tutanamayan ve bu sezon Avrupa'ya dönen üç oyuncuya bakalım:


3- Tornike 'Toko' Shengeila: '91 doğumlu Gürcü forvet 2012'de Nets'e gitti, son olarak da Bulls'ta oynadı. İki sezonluk NBA kariyerinde sadece 45 maça çıktı ve maç başına 5.5 dakika sahada kalabildi, hiçbir play-off maçında oynamadı. Erken NBA'e giden Toko bunun dezavantajını çekti diyebiliriz, Avrupa'nın en yetenekli oyuncularından biri de değildi, fazla göze de batmayınca Avrupa'ya geri gönderildi, yeni sezonda Laboral Kutxa forması giyecek.


2- Jan Vesely: '90 doğumlu Vesely Partizan'da geçirdiği son iki yılda kendini çok geliştirmişti, kariyerine Avrupa'da devam etmek yerine draft olduğu ilk yılda NBA'e gitmeyi tercih etti. 2.13'lük boyuna rağmen kısa forvet oynayan Vesely'yi NBA koçları anlayamadı ve onu uzun forvet olarak değerlendirmeye çalıştılar, kısa olarak kullanınca da dış şut atmasını beklediler. Vesely'nin Avrupalı oyuncular için çok iyi bir yer olmayan Washington'da oynaması da işini zorlaştırdı, üçüncü sezonunu Denver'da tamamladı, yeni sezonda Fenerbahçe Ülker forması giyecek.


1- Nando de Colo : Bir numaraya koydum ama Fransız'dan pek bir beklentim yok, sadece anlaştığı kulübü nedeniyle yukarı koydum, yoksa potansiyel olarak Vesely'nin gerisinde olduğunu düşünüyorum. Fransız gard Valencia'daki üç yılın ardından 2012'de 25 yaşındayken Spurs'e geçti. Spurs'ün Avrupalı oyuncular için çok iyi bir takım olmasına rağmen bir türlü dikiş tutturamadı, son olarak Raptors'ta forma giydi, yeni sezonda CSKA Moskova forması giyecek. CSKA'da halefi Pargo'nun da fazla süre almadığını düşünürsek, de Colo'nun da Itoudis'in planlarında öncelikli olmayacağını söyleyebiliriz.






AMERİKALI'lar


8- Trey Thompkins : Uzun forvet, Euroleague'in yeni takımı Nizhny Novgorod'la anlaştı. İyi bir kolej dönemi geçiren Thompkins 2011 draftında Clippers tarafından 37.sırada seçildi ama çaylak sezonunda fazla süre alamadı ve sonraki yıl da NBA defterini kapattı, Euroleague'de ne yapacağı soru işareti.


7- Hilton Armstong : Yeni sezonda Beşiktaş forması giyecek olan Armstong Avrupa'da bir kariyer yapamadı ama NBA'de önemli bir kariyeri var. 2010 sonrası NBA'de çok az süre alan Hilton 2006-09 arası New Orleans forması giyerken önemli süreler alıyordu.


6- Anthony Randolph : NBA2K yapımcılarının özel sempati beslediklerini düşündüğüm oyunculardan biri olan Anthony gerçek dünyada ise oyunlarda olduğunun aksine etkisiz. 2011 Lokavtı'ndan sonra dikiş tutturamayan Randoph sadece 25 yaşında ve bu yıl Kuban'da oynayacak. Bakalım o da Derrick Brown gibi parlayacak mı, Eurocup'ta izleyeceğiz...


5- Orlando Johnson : Son iki yılda Pacers'ın yedek gardı olan Orlando bu yıl Laboral'de oynayacak. NBA'de fazla süre alamamıştı, garip bir kadro kuran Laboral'de ne katkı vereceği de merak konusu.


4- Maalik Wayns : Sadece 23 yaşında olan Wayns liseden NBA'e geçmişti, Philly ve Clippers'ta forma giydi, bu yıl Zalgiris'te oynayacak. Dentmon'ın yerini doldurabilecek mi göreceğiz, Zalgiris bu tip oyuncular için sıçrama tahtası görevi görüyor son yıllarda...


3-Dwight Buycks : Valencia, Olympiakos'a giden Lafayette'in yerini NBA patentli oyuncuyla doldurmaya çalışacak. Buycks geçtiğimiz sezonu Raptors'ta tamamlamıştı ve kendisine tanınan şansları da kötü kullanmadı, dış şutu olmayan ama baskılı savunmasıyla göze batan bir oyuncu, Valencia'nın aradığı isim diyebilirim...


2- James Anderson : Başarılı bir NBA sezonunun ardından Zalgiris'e transfer oldu. Geçen yıl iddiasız olan Philly'nin en iyi oyuncularından biriydi, Zalgiris'te atletizmiyle ve çok yönlü oyunuyla etkili olacağına inanıyorum.


1- MarShon Brooks : Nets'deki çaylak yılında kariyerinin en iyi rakamlarına ulaşan skorer gard MarShon takım Brooklyn'e geçtikten sonra keskin bir düşüş yaşadı, geçtiğimiz sezonu Lakers'ta bitirdi ve formda olduğunu söyleyebiliriz. Langford'ın ayrılmasından sonra Milano'ya da böyle bir transfer yakışırdı.







sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

www.abcspor.com

US Open 1. Gün-Bayanlar

Bayanlarda dün Simona Halep, Maria Sharapova, Angelique Kerber ve Agnieszka Radwanska gibi isimler korttaydı.

- 2 numaralı seri başı Simona Halep, ev sahiplerinden Danielle Rose Collins karşısında ilk sete gergin başladı ve seti tie-break'te kaybetti.Bu andan sonra rahatlayan ve asıl oyununu ortaya koymaya başlayan Simona Halep 2. seti 6-2 ve 3. seti de 6-1 kazanarak 2. tura çıktı.

- Maria Sharapova vatandaşı Maria Kirilenko karşısında hiç zorlanmadı.İlk seti 6-4 kazandıktan sonra 2. sette basit hatalarını biraz daha kısıtlayınca onun için 2. set daha kolay oldu ve 2. seti de 6-0 kazanarak 2. tura çıktı.

- Angelique Kerber, Rus Ksenia Pervak karşısında ilk seti kazandıktan sonra 2. sette oyunu düşüşe geçti ve 2. seti kaybetti.3. setin de en kritik yerinde servis kırdırınca bir an maçı kaybedecek mi diye bakarken, break'i geri aldı ve Pervak'ın da basit hatalarının artmasıyla seti 7-5 kazanarak tur atladı.

- İlngiç bir kıyafet tasarımıyla korta çıkan Agnieszka Radwanska, Kanadalı Sharon Fichman'a sadece 1 oyun vererek 47 dakikada maçını bitirdi.

Diğer seri başları:

- Venus Williams, 44 yaşındaki Japon oyuncu Kimiko Date-Krumm karşısında ilk seti kaybetti.İkinci seti 6-3 kazandıktan sonra rakibini çözdü ve rahat kazanmaya doğru giderken, 3. sette 5-0'ı bulduktan sonra sorun yaşadı.Date-Krumm 5-3'e getirdi seti ama kendi servis oyununa tutunamayarak maçı kaybetti.

- Bu sezonki Roland Garros'da büyük çıkış yapan 25 numaralı seri başı Garbine Muguruza Wimbledon'dan sonra burada da hayal kırıklığı yaşadı.Hırvat Lucic-Baroni'ye 2 sette kaybederek US Open'a erken veda etti.

- İtalya Sara Errani, son zamanlarda iyi iş çıkartan Kirsten Flipkens karşısında zorlanmayarak 2 set sonunda 2. tura çıktı.

- 18 numaralı seri başı Andrea Petkovic Tunuslu Ons Jabeur karşısında oldukça zorlandı.İlk seti karşılıklı servis kırmalardan sonra tie-break'te kazandı ancak 2. sette pek varlık gösteremedi ve 6-1 ile keybetti 2. seti.3. sette müthiş servis atmaya başlayan Petkovic seti 6-4 maçı da 2-1 kazandı.

- 26 numaralı seri başı Sabine Lisicki Francoise Abanda'yı 2 sette mağlup etti.

- 31 numaralı seri başı Japon Kurumi Nara, Wozniak'a 3 oyun vererek 2 tura çıktı.

- Ev sahiplerinden Sloane Stephens da zorlanmadı ve 6-0, 6-3 ile tur atladı.

- 2008'de finalde kaybeden Jelena Jankovic ise Bojana Jovanovski karşısında rahattı.2 sette maçı noktaladı ve turladı.

- Son Wimbledon yarı finalisti Lucie Safarova da tur atlayan bir başka seri başı oldu.

- Wimbledon'dan sonra çıkışa geçen Wozniacki, Magdalena Rybarikova'nın 3. sette maçtan çekilmesiyle 2. tura çıktı.

- Fransız Alize Cornet vatandaşı Amendina Hesse'yi kolay yenerek 2. tura çıktı.

- Bu sezon Grand Slam'lerde sürekli 1. turda elenen Roberta Vinci bu alışkanlığını Amerika'da yendi ve Paula Ormaechea'yı 2 sette yendi.


Diğer turlayan isimler: Alla Kudryavtseva, Belinda Bencic, Johanna Larsson, Tsvetana Pironkova, Saisai Zheng, Daniele Hantuchova, Irina-Camelia Begu, Shuai Peng, Alexandra DulgheruMadison Brengle, Monica Puig, Aliaksandra Sasnovich, Anastasia Rodionova, Timea Bacsinszky, Shahar Peer ve Jana Cepelova.


Emin Kazdaloğlu

Twitter: @Nickonharf

abcspor.com

US Open 1. Gün-Erkekler

Sezonun son Grand Slam'ine dün itibariyle başladık.

İlk günde erkeklerde 1 numaralı seri başı Novak Djokovic, 3 numaralı seri başı Stan Wawrinka, 5 numaralı seri başı Milos Raonic ve 8 numaralı seri başı Andy Murray'de kortta olan önemli isimlerdi.

- 1 numaralı seri başı olarak buraya gelen ama Wimbledon'u kazandıktan sonra şu ana kadar pek iyi bir sert kort sezonu geçirmeyen Novak Djokovic ilk turda Arjantinli ve Dünya 79 numarası Diego Schwartzman ile karşılaştı.İyi bir servis performansıyla götürdüğü maçı 6-1, 6-2 ve 6-4'lük setlerle kazanarak 2. tura çıktı.

- Bu sezonun Avustralya Açık şampiyonu olan Stanislas Wawrinka da aynı şekilde Djokovic gibi iyi bir sert kort sezonu geçirmiyor şu ana kadar.İlk turda Çek oyuncu Jiri Vesely ile karşılaştı.Maçın ilk setinde Wawrinka çok rahat gözükürken bulduğu erken break ile iyice rahatladı ve ilk seti 25 dakikada bitirdi.2. setin ilk oyununda break bulmaya çok yaklaştı ama orada break bulamaması maçın kritik noktalarından biri oluşturdu.Vesely'nin direnci arttı ve 4-4 iken Wawrinka'nın servisini kırdı.Set için servis attığı oyunda baskıyı iyi göğüsleyemedi.Devamında set tie-break'e kadar uzandı.Tie-break'te de Wawrinka avantajı yakalamasına rağmen erken noktalayamadı.2. kez saha değişiminden sonra Vesely'nin de basit hatalarının artmasıyla beraber seti bitirdi.2. seti kazanamamasına rağmen direnci artan Vesely, 3. sette rallilerde daha iyi gözüken taraftı.Yine karşılıklı servis kırmaların görüldüğü set tie-break'e gitti.Bu sefer tie-break'i daha da iyi oynayan Stan Wawrinka maçı orada noktaladı.

- Geçen sezonki Wimbledon zaferinden sonra bir anda sakatlığının da etkisiyle düşüş yaşayan Andy Murray buraya 8 numaralı seri başı olarak geldi.İlk turda Hollandalı Robin Haase ile karşılaştı.Maçın ilk 4 oyununu üst üste Andy Murray kazanırken, Haase için maç bu 4 oyundan sonra başladı.İlk önce verdiği 2 breakten birini geri aldı.Daha sonra kendi servisine de tutundu.5-3 iken Andy Murray set için servis atarken bir kez daha servis kırma puanı buldu ancak değerlendiremedi ve Murray seti o oyunda bitirdi.2. sette daha da iyi gözüken Haase setin başında break'i buldu ama hemen sonraki oyunda geri verdi.Tie-break'e giden seti Andy Murray kazandı.3. sette Haase aynı 2. sette olduğu gibi erken break bularak başladı.Daha sonra oyunlarına tutundu ve Murray'ninde biraz seti bırakmasıyla birlikte 6-1 ile seti çok kolay kazandı.4. set üst üste karşılıklı servis kırmalarla geçildi.Maçın kırılma anın olan 4. setin 10. oyunundan sonra Haase 1 break daha verince bu ona maça mal oldu ve 4 set sonunda Andy Murray tur atladı.

- Kariyerinin Amerika Açık'taki en yüksek seri başına ulaşan Milos Raonic, kariyerinde ilk kez bir Grand Slam'de ana tabloda yer alan Japon Taro Daniel ile karşılaştı.İlk 2 sette çok iyi servislerle rakibine neredeyse hiç puan vermeyen Raonic bulduğu break puanlarını da iyi değerlendirerek setleri kazandı.3. sette Daniel, Raonic'e karşı direnç koydu ve break'i de buldu.Raonic'in de break bulduğu set tie-break'e gitti.Tie-break'te hiç varlık gösteremeyen Daniel maçı 3 sette kaybetti.

- Rogers Cup finalinde Roger Federer'i mağlup ederek 2008'den sonra ilk kez Masters kazanan Tsonga Cincinnati'ye erken veda etmişti.Burada da ilk turda 2012'den sonra çok büyük düşüş yaşayan Juan Monaco ile karşılaştı.İlk seti kazandıktan sonra 2. seti 6-4 ile kaybetmesine karşın 3. ve 4. sette hata yapmayarak 2. tura çıktı.

Diğer seri başları:

- Philipp Kohlschreiber, Fransa Açık'ta az da olsa dikkatleri üzerine çeken Facundo Bagnis'i 3 sette geçti.

- 5 sete giden maçta Fernando Verdasco, Sloven oyuncu Blaz Rola karşısında zorlanmasına rağmen kazandı.

- 24 numaralı seri başı Julien Benneteau ilk turda Benoit Paire ile karşılaştı.Bu zor ilk tur maçında son sette iyi returnlerle oynayan Paire 2. tura çıkan isim oldu.

- 30 numaralı seri başı Jeremy Chardy de Alejandro Falla ile karşılaştı.İlk setini tie-break'te kaybettiği maçı 4 sette kazandı.

- Wimbledon'da harika iş çıkartan Nick Kyrgios burada da 21 numaralı seri başı Mikail Youzhny'yi 4 sette yendi.

- 16 numaralı seri başı İspanyol Tommy Robredo ilk turda karşılaştığı Roger-Vesselin2i 3 sette geçti.

- Leonardo Mayer, Albert Montanes'in 2. sette maçtan çekilmesiyle turlayan diğer bir isim oldu.


Diğer turlayan isimler:

Thomaz Bellucci, Blaz Kavcic, Adreas Seppi, Simoıne Bolelli, Matthew Ebden, Peter Gojowczyk, Paul-Henri Mathieu, Michael Llodra, Aleksandr Nedovyesov, Pablo Carreno Busta, Andrey Kuznetsov ve Matthias Bathinger.


Emin Kazdaloğlu

Twitter: @Nickonharf

abcspor.com



25 Ağustos 2014 Pazartesi

Dünya Kupası – D Grubu

           Grup incelemelerinde son grubumuz D Grubu olacak.


D Grubu’nun en büyük favorisi Litvanya, diğer Avrupa takımı Slovenya ikincilik için Avustralya’yla çekişecek. Gruptaki diğer takımlar Meksika, Angola ve Güney Kore.


Litvanya:  Eurobasket ‘13’te final oynayan Litvanya iddialı bir kadroyla geliyor, çok iyi bir kur’a çektiklerini de söyleyebiliriz. Kalnietis’in liderliğinde gençler Kuzminskas-Motiejunas-Valanciunas ve tecrübeliler Pocius-Maciulis-Lavrinovic(ler) ile oldukça tehlikeli bir kadroya sahipler. Yarı finalde ABD’nin rakibi olmaları çok muhtemel.   


Slovenya:  Geçen yıl kendi evlerinde heyecan verici bir turnuva oynayan Slovenya biraz Türkiye’nin 2001-2010 performansına benzer bir grafik çizdi, çok mükemmel bir kadroları yok ama kendi evlerinde taraftar desteğini arkalarına aldıklarında muazzam oynayabiliyorlar. Geçen yıl Goran Dragic önderliğinde Tony Parker’lı Fransa’yı bile çok zorladılar, Dragic haricinde ortalama bir kadroya sahip olduklarını söyleyebiliriz –hele ki Erazem Lorbek de yokken- Dragic’in delirmesi durumunda Litvanya’yı da zorlarlar ama taraftar desteği olmadan ne kadar başarılı olacaklar, soru işareti.


Avustralya:  Avustralya turnuvanın performansı en çok merak edilen oyuncularından biri olan  Dante Exum’a sahip. Türk basketbol izleyicileri için de Broekhoff-Jawai’nin performanslarını izlemek heyecan verici olacaktır. Maccabi’yle Euroleague şampiyonu olan Joe Ingles ve tecrübeli David Andersen de takımın diğer önemli oyuncuları.


Meksika:  2013 Amerika Şampiyonu Meksika, 1974’den bu yana ilk kez Dünya Kupası’na katılacak. Gustavo Ayon’un performansına dayalı olarak başarılı olabiliyorlar, sistemlerindeki temel parça Ayon, geçtiğimiz yıl Trabzon’da oynayan Paul Stoll da Meksika kadrosunda yer alıyor.


Angola: Angola’nın performansına alıştık, üst üste yedinci Dünya Kupası’nı oynayacaklar ama Dünya Kupaları’nda başarıları yok, bu yıl da muhtemelen aynısı olacak ama Meksika’yı geçip dördüncülüğe çıkmaları da muhtemel.


Güney Kore:  Turnuvanın en zayıf takımlarından biri, 2000’li yıllarda ilk kez Dünya Kupası’na kaldılar, ülke dışında oynayan basketbolcuları yok, tamamen kapalı kutu diyebiliriz.  



Tahmin: Litvanya grupta liderlik için büyük favori. Slovenya-Avustralya arasındaki mücadeleyi Dragic-Exum’un performansları belirleyecek gibi, dördüncülük için de önemli mücadele olabilir ve sürpriz de çıkabilir. Ayon’lu Meksika dördüncülük için favori duruyor ama maçları görelim…
                 






sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1


Dünya Kupası – B Grubu

       Dünya Basketbol Şampiyonası’nın başlamasına günler kala, grup incelemelerine devam; sıradaki B Grubu

B Grubu turnuvanın en ilginç grubu oldu diyebiliriz; Avrupa’dan Yunanistan-Hırvatistan’ın yanında Güney Amerika’dan Arjantin, Orta Amerika’dan Porto Riko, Asya’dan Filipinler ve Afrika’dan Senegal grupta yer alıyorlar.


Yunanistan:  Yunanistan oyuncu potansiyeli olarak turnuvanın en iyi kadrolarından birine sahip, rotasyonda en geride kalan oyuncunun Mantzaris olduğunu söylemek bunu kanıtlar zannediyorum. Türkiye ile oynanan son hazırlık maçında gördüğümüz kadarıyla, koç Katsirakis kadroyu nasıl kullanacağını tam olarak çözememiş gibi duruyor, özellikle Giannis’in durumu kafa karıştırıyor, Giannis üç numaraya kaysa Papanikolau dışarıda kalıyor, dört numara olsa Printezis dışarıda kalıyor, Yunanistan takım ruhunu yakalarsa grubu domine eder diye düşünüyorum.  


Arjantin:  Son yılların en iyi Milli Takım’larından biri olan Arjantin beklendiği gibi bocalama dönemine geçti, Ginobili-Delfino bu turnuvada yoklar, tecrübeli oyuncular Prigioni-Scola takımda olacaklar ama ikisi de yaşlandılar ve eski günlerinde değiller. En formda oyuncu olarak Andres Nocioni göze çarpıyor. Bu yıl Real Madrid’de oynayacak olan Facundo Campazzo da dikkatle izleyeceğimiz bir isim olacak.


Hırvatistan:  Son Eurobasket’te yarı final oynayan Hırvatistan iddialı bir şekilde geliyor, devşirme haklarını Lafayette’den yana kullandılar ve Ukic-Bogdanovic-Tomic-Simon şeklinde tecrübeli bir kadroya sahipler. Saric-Hezonja gibi Avrupa’nın en potansiyelli oyuncuların sahipler, Hırvatistan’ın bu grubun zirvesine çıkmasını da bekleyebiliriz.


Porto Riko:  Üstüste sekizinci kez Dünya Kupası’nda boy gösterecek olan Porto Riko yine Arroyo-Barea gard ikilisiyle etkili olmaya çalışacak, son zamanlarda gördüğümüz gibi atletik oyuncularıyla etkili olmaya çalışacaklar, ilk üçten birini aşağıya çekebilirler mi, bunu maçlar başladıktan sonra göreceğiz.


Senegal: Afrika Şampiyonu Senegal dar kapasiteli bir kadroyla geliyor, gruptan çıkmaları epey zor gözüküyor.


Filipinler:  Genel olarak basketbolu seven bir ülke olan Filipinler aynı derecede yetenekli oyuncular yetiştiremiyor, ilk turda elenmeleri büyük olasılık.  




Tahmin: Bu grupta da yukarı çıkacak olan takımlar hemen hemen belli. Porto Riko muhtemelen dördüncülüğü alır. Arjantin’in düşüşü ve Hırvatistan’ın çıkışıyla ilk üç sıradaki yerleşim değişebilir, Yunanistan’ın ne kadar iyi olacağı soru işareti, Yunanistan kadro kalitesiyle korku salsa da hazırlık döneminde çok etkileyici maçlar oynamadılar, Yunanistan turnuvanın ilk gününden itibaren etkili olamazsa, Hırvatistan lider olabilir.






sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1


Dünya Kupası – A Grubu

           Dünya Basketbol Şampiyonası’nın başlamasına günler kala,  gruplara bakalım, ilk olarak A Grubu’yla başlayacağım…


A Grubu’nda evsahibi İspanya’nın yanında Avrupa’dan Fransa-Sırbistan ve Güney Amerika’dan Brezilya ikinci turun büyük favorileri, Mısır ve İran ise çok büyük sürprizler olmazsa grup maçlarının tamamlanmasıyla beraber evlerine dönecekler.


İspanya:  Evsahibi İspanya’yı fazla tanıtmaya gerek yok. Evsahibi olmalarıyla taraftar desteği de arkalarında, turnuva genelinde açık ara en iyi kadroya sahip Avrupa takımı konumundalar. Şunu not edeyim, İspanya 2006 Japonya’daki şampiyonluğun dışında son altı Dünya Kupası’nda yarı finale yükselemedi -1986’da İspanya’da beşinci olduklarını not edeyim- İspanya’nın ilk turda güçlü rakiplerle karşılaşacak olması kendilerini test etmeleri açısından avantajlı olacak ama sonraki haftaya yorgunluğun artması sonucunu da yaratabilir. İspanya’nın finale kadar ABD ile karşılaşma ihtimalinin bulunmadığını da belirteyim.  


Sırbistan:  2010’da çeyrek finalde İspanya’yı eleyen Sırbistan turnuvanın en iyi kadrolarından birine sahip. Disiplinsizlik nedeniyle kadro dışı bırakılan Micov’dan yoksun olmalarına rağmen Teodosic-Bjelica-Krstic temeli sağlam duruyor ve genç yıldız Bogdan Bogdanovic takımın en önemli oyuncuları. Teodosic’in sağlık durumuna bağlı olarak çok başarılı bir turnuva geçirmeleri mümkün.


Brezilya:  Latin Amerikalılar yaklaşık on yıldır ezberlediğimiz kadroyla mücadele edecekler. Kadronun yaş ortalamalası oldukça yüksek, 2019’da muhtemelen birçok oyuncu takımda olmayacaklar, bu yüzden bu turnuvada başarılı olmak için yoğun çaba göstereceklerdir, yaş ortalamasına bakarsak tecrübe olarak çok üst seviyedeler ama maç içinde enerjileri düşmesi muhtemel, kendilerini daha çok ikinci haftaya saklayacaklar gibi duruyor.


Fransa:  Eurobasket’13 şampiyonu Fransa bu turnuvaya Parker-Noah’dan yoksun geliyor, bu iki oyuncu olmayınca –özellikle Tony- takımla ilgili beklentiler de iyiden iyiye düşüyor. Fransa kadrosunda yer alan en önemli yıldız Nicolas Batum, Avrupa’nın yükselen yıldızlarından biri olan Joffrey Lauvergne için de önemli bir turnuva olabilir, Fransa bu gruptan çıkar ama sonraki turda işleri çok zor olacaktır.


İran: Asya Şampiyonu İran bir kez daha tek uluslar arası yıldızı Haddadi olan kadrosuyla Dünya Kupası’na katılıyor, bu gruptan çıkmaları çok zor.


Mısır:  Mısır da grubun diğer zayıf halkası, kapalı kutu durumundalar, 2013 Afrika’da ikinci oldular, İran’la oynayacakları maç grubun beşincisi belirleyecektir.


Tahmin: Bu grupta yukarı çıkacak olan takımlar hemen hemen belli. Fransa’nın da yukarıdaki takımlara kafa tutamayacağını ve dördüncü olacağını düşünüyorum. İspanya grup liderliği için favori duruyor ama Sırbistan 2010’da olduğu gibi onlara kötü bir sürpriz hazırlayabilir.
                 
               
               


sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1


24 Ağustos 2014 Pazar

Tofaş - Yeni Sezona Bakış

              Geçtiğimiz sezon Tofaş Avrupa'da erken elendi ama ligde Ahmet Çakı'nın koçluğunda ve yerli oyuncuların önderliğinde beklenenden de iyi bir sezon geçirerek RH Gaziantep-TED Ankara'yı geçerek play-off yapmışlardı. Tofaş yeni sezonda da yeni bir yapılanmaya gitti ve Ahmet Çakı'nın yerine Erhan Toker göreve getirildi, Elonu'yla yeniden anlaşılırken takımın en önemli yerlileri Evren-Serhat takımdan ayrıldılar.



Kadro


Birçok ismin değiştiği Tofaş'ın yeni sezondaki muhtemel rotasyonuna bakalım...



PG : DeShaun Wood - Erolcan Çinko - Kadir Bayram

SG : Lance Harris - Tayfun Erülkü - Yiğit Arslan

SF : Lamar Patterson - Uğur Dokuyan

PF : Andre Smith - Samet Geyik - Muhsin Yaşar

C : Chinemelu Elonu - Onur Çalban



Takımın en tecrübeli oyuncularından biri Avrupa'da oynayan tecrübeli Amerikalı gardlardan biri olan DaShaun Wood. 2007'den bu yana sırasıyla İtalya-Almanya-Fransa Ligleri'nde oynayan Wood geçen sezon da Le Mans'ın lider oyuncusuydu, etkileyici istatistiklere sahip, tecrübesiyle Tofaş'ın en önemli ismi olacağını düşünüyorum, Denmon'ı aratmayacak gibi duruyor. Wood'un yedeği Erolcan Çinko geçen sezon Olin Edirne'de forma giymişti ve takımın en fazla süre alan yerli oyuncularından biri oldu, takıma asist olarak fazla katkı veremedi ama özellikle savunma yetenekleriyle sivrilen bir oyuncu. Kadir Bayram yazın U18 Milli Takımı'yla şampiyonluk yaşadı, bu sezon da az süre alacak -önünde Wood&Çinko varken daha da azalacaktır- önümüzdeki sezonlar için tecrübe kazanacak.


Ural'dan gelen Lance Harris özellikle atletik yetenekleriyle göze çarpıyor. Daha önce iki kez Yunanistan Ligi All-Star maçında smaç şampiyonu olan Harris geçen yıl başarılı istatistiklere imza atmıştı ama Ural'daki istatiklerini tekrarlayabilir mi soru işareti. Tayfun Erülkü'ye gelecek olursak... bu yıl en çok umut beslediğim genç Türk oyuncu diyebilirim. Efes altyapısından yetişen Tayfun geçen yıl Mersin'de kiralık oynadı ama özellikle sezonun ikinci yarısında fazla oynayamamıştı, yazın U20 Milli Takımı'nın en iyi oyuncularından biri olan Erülkü'nün iyi bir sezon geçireceğine inanıyorum. Yiğit Arslan da fazla süre alamasa da, U18 Milli Takımı'nın bir parçası oldu, bu sezon rotasyonun en gerisinde olacağını söyleyebiliriz.


Genç Lamar Patterson NBA Draft'inde Milwaukee Bucks tarafından seçildi ama Bucks'la sözleşme imzalamadı ve Avrupa'ya geldi. Patterson'ın kolej istatistikleri çok etkileyici ama Avrupa basketboluna ne kadar uyum sağlayacağı ve etkili olacağı soru işareti. Eğer olursa, Avrupa'nın en potansiyelli yabancılarından biri olabilir. Genç Uğur Dokuyan geçtiğimiz sezon da iyi bir yedek olduğunu göstermişti, bu sezon da aynı role devam etmesini bekliyorum.


Daha önce Pınar Karşıyaka'da iki sezon oynayan Andre Smith'i tanıyoruz, o da Türkiye'yi iyi tanıyor. tecrübeli bir oyuncu, ne katkı vereceğini aşağı yukarı tahmin edebiliyoruz. Tofaş'ın iki-üç yıldır ısrarla oynattığı Samet Geyik beklentileri tam olarak karşılayamadı, sanırım bu sezon Tofaş yönetimi de onun patlama yapmasını bekliyor. U20 Avrupa Şampiyonası'nda şampiyon olan takımda yer alan Muhsin Yaşar çok az süre aldı ama önemli bir potansiyel olduğunu gösterdi, bu sezon hiç süre almayabilir veya çok az süre alacaktır.


Elonu Zaragoza'dan sonra tekrar Tofaş'a döndü. Geçen sezonun en iyi yabancı pivotlarından biriydi, Tofaş onu kadroda tutarak önemli bir iş yaptı. Onur Çalban da potansiyelli bir genç, geçen sene fazla süre alamadı, burada daha fazla süre alması muhtemel.



Koç Erhan Toker


Erhan Toker geçtiğimiz yıllarda Tofaş'ın altyapısından sorumluydu, Tofaş'ın Ahmet Çakı'dan vazgeçmesini hatalı bir karar olarak yorumlasam da sonrasında yeni bir koç almak yerine görevi Erhan Toker'e emanet ettiler. Toker yazın U20 Milli Takımı'nın başındaydı, takımın çok yetenekli oyuncularla dolu olduğu tartışılmaz ama Erhan Toker'in de çoğu kez doğru tercihler yaptığını düşünüyorum. O takımın da parçaları olan Tayfun Erülkü-Muhsin Yaşar'ın bu takımda olduğunu not edelim, özellikle Tayfun için muhteşem bir fırsat.




Tahmin: Tofaş'ın bu sezon da Eurochallenge'da oynadığını hatırlatalım. Takımın kaderini belirleyecek oyuncular Lance Harris - Lamar Patterson olacak diyebiliriz, Wood-Smith-Elonu'nun ne kadar katkı verecekleri aşağı-yukarı tahmin edilebilir ama Harris-Patterson'ın ne kadar katkı vereceklerini ben de öngöremiyorum. Eğer, ikisi de çok iyi bir sezon geçirirlerse Tofaş Eurochallenge'da sonuna kadar gidebilir. Lige dönersek, Uşak'taki durumun benzerini burada da görüyoruz. Gerideki takımlar çok güçlendi ama Tofaş biraz yerinde saydı gibi, özellikle benchte geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi genç oyuncular var. Aynı şekilde, Patterson'ın durumu takımın ligi nerede bitireceğini belirleyecek gibi duruyor.








sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

www.abcspor.com

Royal Halı Gaziantep - Yeni Sezona Bakış

            Geçtiğimiz sezonun ortasında Jure Zdovc'un göreve gelmesinden sonra şahlanan, yerinde transferlerle Eurochallenge'da üçüncülüğe uzanan Gaziantep Avrupa'daki başarının aksine ligde başarılı olamadı ve Avrupa'ya katılma hakkı elde edemedi. Yeni sezon öncesi kadrosunu büyük ölçüde değiştiren Gaziantep backcourt ile heyecan verici bir kadro kurdu.



Kadro



Rotasyona bakalım...



PG : Earl Calloway - Uğur Can Öğüt - Erden Eryüz

SG : Cory Higgins - Domen Lorbek - Altan Erol

SF : Paul Harris - Tufan Önen

PF : Jawad Williams - Gökhan Şirin

C : Oliver Stevic - Tomislav Ruzic



Oyun kurucu transferinde tercih edilen Earl Calloway'in kalitesini tartışmak abes olur. Son iki yılını Unicaja ile Euroleague'de geçiren 30 yaşındaki Calloway Royal Halı'nın bu yılki en büyük transferi oldu, Anadolu'da oynayacak olan en iyi oyunculardan biri olduğunu da söyleyebiliriz. Geçen sezon çok iyi bir Euroleague sezonu geçirmediği için Euroleague'de bir takımla anlaşamadı ama Gaziantep'i muhtemelen üst seviyeye taşıyacaktır. Geçtiğimiz sezon Zdovc'un çok şans verdiği genç Uğur Can Öğüt'ün bu sezon da fazla sorumluluk almasını bekleyebiliriz, Calloway'in dinlenmesi gereken bölümde iyi bir alternatif olacaktır. Geçtiğimiz sezon da fazla şans bulamayan kaptan Erden Eryüz, Uğur'un gelişimi ve Higgins'in de bir numaraya kayabilmesiyle muhtemelen hiç süre almayacak bu sezon.


İki numarada da önemli bir transfer var; Cory Higgins. Daha önce NBA tecrübesi de bulunan Higgins müthiş bir şutör ve hücumdaki etkinliğini savunmaya da taşıyor. Avrupa'da oynamayacak olan bir takıma imza atması ilginç, 25 yaşındaki Higgins'in bir-iki yıl içinde Avrupa'nın ciddi bir takımında oynaması muhtemel. 'Gidecek mi kalacak mı' derken takımda kalan Domen Lorbek, geçtiğimiz sezonun ortasında gelip özellikle Avrupa maçlarında önemli katkı vermişti. Bu sezon takımda daha az sorumluluk alacak, iyi bir alternatif olduğu tartışılmaz. Geçtiğimiz iki sezonu Mersin'de geçiren Altan Erol savunma eforuyla göze çarpan bir oyuncu oldu, yeni sezonda fazla süre almasını beklemiyorum.


Nancy'de oynadıktan sonra sezonu Filipinler'de tamamlayan Paul Harris 193cm-104kg fiziksel özellikleriyle iki numara oynamak için ağır, dört numara oynamak için de kısa kalıyor. İstikrarlı bir kariyeri yok, özellikle ribaundlarda önemli katkı sağlıyor, bu Gaziantep rotasyonunda uzun süreler dört numara olarak da oynatılacak gibi. Geçtiğimiz sezonu İBB'de geçiren Tufan Önen özellikle atletizmiyle etkili olabilir ama o da fazla süre alamayacak gibi duruyor -ki ikinci ligde de az süre almıştı geçen sezon-


Borovnjak'ın ayrılmasından sonra birinci pivot transfer etmek yerine Stevic pivota kaydırıldı ve sezonu Pınar Karşıyaka'da tamamlayan Jawad Williams transfer edildi. Jawad Karşıyaka'da takıma tam uyum sağlayamamıştı ve bekleneni verememişti, bakalım Antep'te ne olacak. Beşiktaş'ta hak ettiği süreleri alamadığını düşündüğüm Gökhan Şirin açıklamalarıyla da Kandemir'e sitemini belirtmişti. Gökhan'ın burada daha fazla süre alacağını ve dış şut opsiyonuyla da önemli bir silah olacağını düşünüyoruz. Uzun boyuyla zaman zaman pivot olarak bile görebiliriz, pivot pozisyonu için zayıf kalıyor ama o yönünü Zdovc'la beraber geliştirebilir.


Oliver Stevic geçen dönem Borovnjak'la müthiş bir uyum yakalamıştı, yeni dönemde de o havayı yakalayabilecek mi, soru işareti. Takımın en tecrübeli oyuncularından biri, pota altında da en önemli oyuncu olacağını söyleyebiliriz. Beşiktaş'dan ikinci transfer olan Tomislav Ruzic beklentileri karşılayamamıştı ama bu biraz da Kandemir'in sistemine uymadığı için oldu, orta mesafe şutlarıyla etkili olabilir, maç içinde zaman zaman Stevic'i de dört numaraya kaydıracaktır ve bu daha iyi bir sistem de olabilir.






Tahmin: Royal Halı Gaziantep'in koç açısından geçen sezonun ortasında çok iyi bir seçim yaptığını düşünüyorum, bu sezon başında Calloway-Higgins transferleriyle Euroleague seviyesinde bir gard ikilisi oluşturdular, Lorbek de önemli bir yedek, pota altı rotasyonunda zorlanmaları muhtemel, sezonun en heyecan verici takımlarından biri olacaklar.








sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

www.abcspor.com

23 Ağustos 2014 Cumartesi

Türkiye'nin Son Durumu ve Dünya Kupası C Grubu

        2014 Dünya Basketbol Kupası'nın başlamasına bir hafta kala Türkiye'yi tekrar inceleyelim ve yazının ikinci bölümünde de C Grubu'na ve çaprazdaki muhtemel eşleşmelere bakalım...



TÜRKİYE


Öncelikle cevaplamamız gereken soru şu; beklentimiz nedir? Türkiye son Dünya Kupası'nda finalist olmuştu ama şu anda kadro kapasitesine bakarsak böyle birşeyi tekrarlamamız çok zor, Türkiye'den böyle bir beklenti içinde olanlar da yanılır. Benim şahsi beklentim, açıklanan kadroyla -ve kura şansıyla- Türkiye'nin en fazla çeyrek finale ilerlemesi.


Türkiye benim beklentilerimi karşılayacak derecede oynuyor mu? Kısaca 'EVET' diyebilirim. Oynadığımız sekiz hazırlık maçının yedisini kaybettik ama kimlere kaybettiğimizi de tekrar hatırlayalım. Türkiye'nin bu kadro kapasitesiyle İspanya'yı yenmesini beklemek 'Polyannacılık' olur, Türkiye'nin en iyi olduğu gününde Yunanistan seviyesindeki bir takımı zorlamasını bekleyebiliriz ki dün de bunu başardık, son dakikaları daha iyi oynayabilsek kazanmamız da mümkündü.


Türkiye'nin kadrosuna baktığımızda; miadı dolmuş birçok oyuncu olduğunu görüyoruz. U20-U18 Şampiyonlukları'ndan sonra A Milliler'in öyle bol potansiyelli bir kadroya sahip olmadığını görüyoruz. Oyun kurucu pozisyonunda, on yılı aşan bir süredir olduğu gibi Kerem-Ender ikilisine bağlıyız. Doğuş Balbay her ne kadar enerjik olsa da ve çok iyi savunma yapsa da Ergin Ataman'ın sistemine uyan biri değil. Barış Ermiş uzun süre sonra ilk kez formaya yakın, istikrarsız bir oyuncu olsa da ve zaman zaman saçmalasa da Balbay'ın önünde yer alacağını düşünüyorum. Aday kadroya çağırılan ama sonra gönderilen Evren Büker belki de kadroda kalmalıydı, U20 takımından Kartal Özmızrak da aday kadroya davet edilebilirdi ama koç onu tercih etmedi.


Kanat oyuncularına bakarsak; belki de Avrupa'nın en potansiyelli genç oyuncusu Cedi Osman ilk kez büyükler kategorisinde bir şampiyonada oynayacak, potansiyelli bir kadromuz yokken Ataman onu da davet etmeseydi çok kötü olurdu, kadroda yer alması çok olumlu oldu. Devşirme hakkımızı tartışmalı bir süreçten sonra yeniden Emir Preldzic'ten yana kullanmıştık. Emir hazırlık döneminde oldukça etkili oldu, turnuvada iyi oynaması Türkiye'nin sonuçlarına direk olarak yansıyacak gibi. Cenk Akyol Galatasaray'da hak ettiği süreleri alamadı ama Milli Takım'a iyi hazırlanmış, tecrübesiyle sivriliyor. Sinan Güler her zamanki gibi görev oyuncusu olduğunu gösteriyor ama son derece istikrarsız.


Ergin Ataman'ın sisteminde hareketli ve dış şutu olan dört numara çok önemli. Bu açıdan, Ataman ve Türkiye önemli bir şanssızlık yaşadı ve Ersan İlyasova sakatlandı. Türkiye'de çok potansiyelli dört numaralar olmayınca Ataman'ın sistemine en çok uyan ve sezonu idare eden dört numara olarak Barış Hersek kadroya davet edildi. Kerem Gönlüm her zamanki mücadeleci oyununu oynuyor ama Ataman'ın istediği 'dış şut kullanan dört numara' olmaktan uzak.


Pivot bölgesinde Ömer Aşık tabii ki bir numaralı seçim. Aşık'ın 2010'dan çok daha iyi bir durumda olduğunu ve önemli katkı yapacağını söyleyebiliriz. En önemli eksiği, orta mesafe şutu olmaması. Takımdaki bir numaralar da istikrarsız olunca, genellikle Emir Preldzic'in içeriye dalmalarını ve pas vermesini bekliyor. Oğuz Savaş orta mesafe şutuna sahip olduğu için oyuna farklı bir yön katıyor, Furkan Aldemir savunma tarafında önemli katkı yapıyor ve hücum tarafında etkisiz, zaten orta mesafe şutu olmadığı için geri planda kalıyor, diğer alanlarda çok verimsiz olunca rotasyonda geriye düşüyor, kadroda yer alır ama turnuvada az süre alacağını düşünüyorum.





C GRUBU


Gruptaki rakiplerimize bakalım...


Amerika Birleşik Devletleri: Grubun ve turnuvanın en büyük favorisi olan ABD turnuvaya yine 'Coach K' Mike Kryzewski ile katılıyor. Olimpiyatlar'dakinin aksine yıldızlarla dolu olmayan bir kadroyla turnuvaya katılan ABD yine de Curry-Harden-Irving-Davis gibi çok süper oyunculara sahip, grubu 5/5'le bitirmeleri çok büyük ihtimal.


Ukrayna: İkincilik için en önemli rakibimiz olacak gibi duruyor. Eurobasket 2013'te altıncı olan Ukrayna koç Mike Fratello ile devam ediyor. Devşirme hakkını gard Eugene Jeter'den yana kullanan Ukrayna'nın en potansiyelli oyuncusu şutör Sergii Gladyr. Phoenix'te forma giyen pivot Kravtsov da takımın önemli oyuncularından. Geçen yıl gördüğümüz üzere, Ukrayna için en önemli silah 'takım ruhu' gibi duruyor, İspanya'da da sahaya bunu yansıtmaya çalışacaklar.


Finlandiya: Finlandiya geçen yıl Eurobasket'te 9. olmuştu. Takımın lideri Petteri Koponen. Koponen gerçekten de izlemesi heyecan verici bir oyuncu. Shawn Huff ve Gerald Lee de dikat çekici isimler. Finlandiya geçen yıl turnuvanın ilk maçında Türkiye'yi 61-55 yenmişti.


Dominik Cumhuriyeti: Dominik geçen yılki Amerika Kupası'nda yarı finale kadar yükselmişti. 1978'den sonra ilk kez Dünya Kupası'na katılıyorlar. Kadrodaki dikkat çekici oyuncular; Sassari ile Euroleague'de oynayacak olan Edgar Sosa, çok tecrübeli Ricardo Greer ve NBA oyuncusu Fransisco Garcia. Dominik takımı biraz kapalı kutu durumunda.


Yeni Zelanda: Üstüste dördüncü Dünya Kupası'na katılacak olan Yeni Zelanda 2002'deki dördüncülükten sonra başarı elde edemedi. Şu andaki kadrolarında da TBL'nin tecrübeli ismi Kirk Penney haricinde dikkat çeken bir isim yok.



Tahmin: Grubun ABD-Türkiye-Ukrayna-Finlandiya şeklinde biteceğine inanıyorum, ABD'nin arkasında yer olacak olan takımların sıralaması daha çok Türkiye'nin performansına bağlı olacak.



Çapraz eşleşme: Türkiye çapraz eşleşmede de şanslı ve ikinci olması durumunda muhtemelen Avustralya'yla eşleşecek, muhtemel çeyrek final eşleşmesinde de rakibimiz Litvanya olabilir.








sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

www.abcspor.com

Türk Telekom - Yeni Sezona Bakış

            Geçtiğimiz sezon da vasatın üzerinde bir kadro kuran Türk Telekom, yanlış koç tercihinin kurbanı oldu, ikinci yarıda göreve gelen Ertuğrul Erdoğan takımın sezonun geri kalanını rahat geçirmesini sağladı. Yeni sezona da Türk Telekom her sezonda olduğu gibi önemli bütçe harcayarak ve takımı baştan aşağı değiştirerek başlıyor...



Kadro


Türk Telekom'un bu yılki rotasyonunun bu şekilde olmasını bekliyorum:


PG : Barış Ermiş - Evren Büker

SG : Michael Roll - Devoe Joseph - Pertev Öngüner

SF : Josh Carter - Murat Göktaş

PF : Ben McAuley - Ümit Sonkol

C : Milovan Rakovic - Cemal Nalga



Oyun kurucu rotasyonundaki iki oyuncuyu zaten yakından tanıyoruz. İkisi de uluslararası alanda etkisiz olsalar da, TBL seviyesinde çok önemli oyuncular. Barış Ermiş kötü Fenerbahçe Ülker döneminden sonra sezonun ikinci bölümünde Gaziantep'le iyi bir bölüm geçirdi. Evren Büker geçtiğimiz sezon Tofaş'ta önemli sorumluluk aldı ve Serhat'la beraber takımın lider oyuncusu oldular. İki tecrübeli oyuncuyla Telekom geçen sezonki Tunçeri-Can Akın formülünü devam ettiriyor, Evren'in iki numarayı da rahatlıkla oynayabilmesi ve koç Erdoğan'ın da yerli oyuncuları oynatmaktan kaçınmaması bu yıl birçok kez Ermiş-Büker'li gard ikilisini göreceğimizi müjdeliyor. Telekom'un ligin en iyi Türk gard ikilisine sahip olduğunu söyleyebiliriz.


İki numara pozisyonu için Telekom İspanya'ya döndü ve Zaragoza'dan Roll ile Joventut'tan Joseph'i transfer etti. İkisi de çok istikrarlı skorerler olmasalar da genel olarak 10-3-3 istatistiğiyle oynayan oyuncular. Genç oyuncu Pertev Öngüner geçen sezon az süre almıştı ama genel olarak aldığı süreleri iyi değerlendirmişti. Bu sezon daha fazla sorumluluk almasını bekleyebiliriz.


Ligde yılın en önemli transferlerinden Josh Carter batan Siena'dan transfer oldu. Carter da Siena'nın diğer yabancıları gibi sezonun ilk yarısında kötü oynamıştı ama İtalya Ligi'ni son maçta kaybeden takımında sezonun ikinci yarısında takımın lider oyuncularından biri olmuştu. Carter başarılı şut atıyor ve Avrupa'nın yükselen yıldızlarından biri. Telekom'u Euroleague'de önemli bir takıma transfer olmak için bir basamak olarak kullanması muhtemel. Murat Göktaş geçen sezon Antep'in en önemli oyuncularından biri değildi ama görev adamı olduğunu kanıtladı, burada da Carter'ın yaklaşık 35 dakika oynayacağını varsayarsak, Göktaş'ın çok az sorumluluk alacağını söyleyebiliriz.


Telekom aradığı dört numarayı yine Zaragoza'da buldu. Amerikalı Ben McCauley geçen sezonun büyük bölümünü Donetsk'te geçirmişti, Ukrayna'daki istatistikleri heyecan verici ama o istatistikleri Türkiye'ye taşıyabilecek mi, soru işareti. Tecrübeli Ümit Sonkol takımda kalan üç oyuncudan biri oldu, geçen sezonu çok iyi geçirmese de Telekom seviyesindeki bir takım için önemli bir yedek.


Pivota potansiyelli bir uzun olan ama kariyeri düşüşte olan Milovan Rakovic'i getirdiler. Sırp oyuncu Siena'daki Euroleague performansıyla dikkat çekmişti, geçen sezonu Triumph Libersty'de tamamladı. Pota altında önemli bir skor opsiyonu olan Rakovic'in devamlılık sorunu var ama TBL'de birçok pivot karşısında üstün olabilir. Takımda kalan oyunculardan biri olan Cemal Nalga geçtiğimiz sezon belki de kariyerinin en iyi sezonunu geçirdi. Serbest atış çizgisindeki sorunu olmasa ve kritik dakikaları iyi oynayabilse daha iyi olacaktı, Rakovic'in arkasında iyi bir yedek olabilir.




Koç Ertuğrul Erdoğan


Erdoğan için önemli bir sezon olacak. Daha önce iki kez Fenerbahçe Ülker'de, bir kez de Türk Telekom'da 'sezonu bitiren koç' olan Erdoğan, ilk kez sezon başında bir takımın başında olacak. Sezon sonlarına bakarsak başarılı bir koç, bu sezon onu daha net bir şekilde değerlendirebiliriz.




Tahmin: Türk Telekom yeni sezonu kadrosunu yenileyerek başlıyor, önemli yerli gard ikilisi transfer ettiler ve yabancı transferinde Josh Carter gibi önemli bir transfer yaptılar. İlk aylarda takımın uyum sorunu yaşaması muhtemel ama sezonun ilerleyen bölümlerinde Erdoğan'ın da başarılı olmasıyla sezonu iyi bir yerde bitirebilirler gibi görünüyor. Telekom da bu yıl play-off kovalayacak takımlardan biri.









sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

www.abcspor.com