31 Ekim 2014 Cuma

Galatasaray LH da yenilenlere katıldı (Euroleague Cuma)

Euroleague'de üçüncü hafta maçları Cuma akşamı oynanan maçlarla tamamlandı.


1. Temsilcilerimiz



Laboral Kutxa 91 - 90 Galatasaray Liv Hospital


Maçın Hikayesi: Maç oldukça yüksek tempoda başladı, Galatasaray Arroyo-Furkan ikili oyunlarıyla skor bulurken, Laboral Causeur-Colton'la skorlar buldu ve ilk iki dakika 7-7'lik eşitlikle geçildi. 6.dakikada Micov'un iki üçlüğüyle 11-17'yi yakalayan Galatasaray'a karşı yeni transferi Vujacic'le skor bulan Lbr öne geçti ama çeyreği 23-24 ile geride kapattı.

İkinci çeyreğin başında Vujacic işi 'one-man show'a çevirdi ve 15.dakikada Lbr 38-36 ile öne geçti, 47-45'te Colton'ın faulü ve sonrasında gelen teknik faulle GS üstünlüğü tekrar ele aldı, devre 47-49'la bitti.


GS ikinci yarıya Erceg'in iki üçlüğüyle girdi ve farkı açtı, 25.dakikada 51-59'la maç kopma noktasına geldi. Laboral'in savunması sertleştirmesi ve hücumda Vujacic'in devreye girmesiyle Lbrl tekrar skoru dengeledi; son çeyreğe 70-70'lik eşitlikle girildi.

Son çeyreğe de GS iyi başladı, 72-80 sonrası Laboral farkı yavaş yavaş kapattı, maçın bitimine üç dakika kala San Emeterio'nun basketiyle dört sayı farkla öne geçen Lbr'a karşı Arroyo devreye girdi ve takımını öne geçirdi. Son dakikada Arroyo'nun stepsi ve sonrasında Erceg-Ian'in beraber yaptıkları müthiş savunma hatası, Colton'ın turnikesiyle Laboral üstünlüğü aldı, Micov'un son saniye şutunun çemberden sekmesiyle maç evsahibinin galibiyetiyle bitti.



İstatistikler: Laboral'de Heurtel 17s-4r-8a, Colton Iverson 17s-6r ve Sasha Vujacic 14s ile oynadılar.

Galatasaray LH'de Erceg 24s-5r, Micov 20s-4a ve Arroyo 11s-8a ile oynadılar.



Genel Yorum: Galatasaray'ın bu maçta yenilmesi için 'yazık oldu'dan başka bir ifade aklıma gelmiyor, bu kadar dağınık olan bir Laboral karşısında rahat kazanmak gerekiyordu. Galatasaray ikinci yarıda iki kez sekiz sayılık farkı yakalamasına rağmen maçı koparamadı, Erceg'in bu kadar iyi şut attığı, maç boyunca neredeyse herşeyin istenildiği gibi gittiği maçta kaybetmek büyük hayalkırıklığı oldu.











2. Euroleague Cuma





Günün Geri Dönüşü : Önemli geri dönüş yine Münih'te yaşandı ama bu kez Bayern kaybetti. Son dokuz dakikaya 62-56 ile geride giren EA7 Milano 25-12'lik bir seriyle maçı bitirdi ve Euroleague'de sezonun ilk galibiyetini elde etti. Milano'da Hackett 16s-4r-6a ile maçın yıldızı oldu.


Günün Maçı :   Laboral-Galatasaray maçı dışında günün diğer maçı da D Grubu'nda oynandı. Neptunas, Olympiakos karşısında kötü bir ilk yarı oynadı ama maç sonunda Zavackas'ın basketiyle maçı uzatmayı başardı, uzatmada Spanoulis maça ağırlığını koydu ve Oly 3/3 yaptı, Spanoulis 34s-5r-7a ile muhteşem bir performans sergiledi.


Rahat İspanyollar : Evsahipleri Barcelona ve Unicaja Malaga günün en rahat takımları oldular. İkisi de kesin olarak favori oldukları maçlara çıkmışlardı; Barcelona, Turow'u tüm çeyrekleri önde bitirdiği maçta 86-67 ile geçmeyi başardı... Unicaja Malaga ise maçı sadece altı sayı farkla bitirdi ama Limoges'un işini üç çeyrekte bitirdi, son çeyrekte fark kapanmadı...


Günün Direneni : B Grubu'nda Cedevita Zagreb beklentileri aştı ve CSKA Moskova karşısında çok dirençli bir basketbol sergiledi, ilk yarıyı önde bitiren Cedevita üçüncü çeyrekte geriye düştü, pes etmediler ama CSKA'yı deviremediler: 72-76









sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

www.abcspor.com

Türkiye Basketbol Ligi’nde Dördüncü Hafta

           Türkiye Basketbol Ligi’nde dördüncü hafta programına bakalım…



Cumartesi


                17:00 – Beşiktaş IF-Trabzonspor MP: Holland transferi sonrası, Engin Atsür’ün de vitesi yükseltmesi ve takımın birbirine daha fazla uyum sağlamasıyla çıkış yakalayan Beşiktaş arka arkaya dört galibiyet alırken son maçta da Euroleague seviyesindeki kadrosuyla dikkat çeken Khimki’yi devirdi. Beşiktaş iyi sonuçlar almasının yanında, izleyenlere zevkli bir basketbol sunuyor, Khimki maçında yenilselerdi bile takdiri hak edecek bir performans sergilediler… Trabzonspor ise tersine kötü sonuçlarla başladı, kurdukları pahalı kadro lige beklendiği gibi giremedi –kaybettikleri son iki maçı Euroleague takımlarına karşı oynadıklarını hatırlatayım-, Eurochallenge öncesi ligde son maçlarına çıkıyor, Trabzon maç kazanamasa da dirençli basketboluyla dikkat çekiyor ama Beşiktaş’la başa baş oynayabilmek için son maçtakinden çok daha iyi bir savunma göstermeliler…


17:00 – Eskişehir Basket-İstanbul BŞB:  Eskişehir oynadığı 6 resmi karşılaşmayı da kaybetmişti ve Alp Bayramoğlu ile yollar ayrıldı, Cem Akdağ göreve getirildi. Ligin en skorer oyuncusu Brackings dışındaki yabancı oyuncular uyum içinde oynamıyorlar, Brack. ile beraber takımın skor yükünü çekmesi beklenen Walsh son iki maçta formsuz… Lige bu sezon yükselen İBB kupada ve ligde ilk maçları kazandıktan sonra düşüşe geçti, İBB 1-5 numaralardaki Wright-Stephenson ikilisiyle etkili olmaya çalışıyor, geçen hafta Banvit’in sert savunmasında etkili olamayan Wright bu hafta daha etkili olabilir, birbirine benzeyen iki takımın mücadelesi çekişmeli geçmeye aday…  


                17:00 – Uşak Sportif-Darüşşafaka Doğuş: Sezona felaket başlayan takımlardan biri olan Uşak Sportif Eurochallenge öncesi yeniden eski koçu Ozan Bulkaz’ı göreve getirdi, Bulkaz’ın takıma ivme kazandıracağını düşünsem de bu hafta önlerinde zorlu bir görev var… Dikkat çekici bir kadro kuran ve ‘Avrupa Kupaları’nda oynamayan en iyi takım’ olan Darüşşafaka Doğuş Türkiye Kupası’ndaki başarılı sonuçların ardından lige de 3/3’le başladı, takım oyunu ve skor opsiyonu olan oyuncularla dolu kadrosuyla DD sezona damga vuracak ekip olmaya aday… Bu maçın özelinde bakarsak; en iyi Türk koçlardan ikisi karşı karşıya geliyor, koç değişiminin zaten kemik kadrosunu koruyan Uşak’ı ateşleyeceğini düşünüyorum, taraftar desteğiyle Darüşşafaka Doğuş gibi güçlü bir takımı yenebilirler, Darüşşafaka Doğuş için önemli bir sınav olacak…


                18:00 – Banvit-TED Ankara:  Banvit Eurocup’ta arka arkaya galibiyetler, alırken ligde de iki önemli galibiyet aldı, Lukic’in sistemi ve yeni takım düzeni oturmaya yakın duruyor, Lukic genç oyunculardan fazla katkı alamadığı belirtti, tecrübeli yabancılar sisteme çabuk uyum sağladılar, Cevher Özer de takımdaki rolüne tam uyum sağlayamamış gibi… TED Ankara ise bir iyi-bir kötü gidiyor, tecrübeli yabancılarla zayıf takımlara karşı öne çıkıyorlar ama kupadaki Fenerbahçe Ülker maçında ve ligdeki Darüşşafaka Doğuş maçında yenilgiler aldılar. Yüksek formuyla Banvit ve zorlu rakipler karşısında yıkılmasıyla TED Ankara sürpriz bir sonuç yaratmayacaklar gibi…


                18:00 – Türk Telekom-Royal Halı Gaziantep: Yenilenen kadrosuyla sezona giren Türk Telekom sezona felaket bir giriş yaptı, arka arkaya iki farklı yenilgi aldılar, en azından kaybettikleri takımların FBÜ-BJK-DD gibi ligin kalburüstü takımları olduğunu da not edelim… RH Gaziantep ise lige flaş bir giriş yaptı ama geçen hafta Beşiktaş’a Gaziantep’te yenildiler. Dar rotasyonla beraber sakatlıkların da olması can sıkıyor, Domen Lorbek hala dönmedi ve Jawad Williams da sakatlandı, Oliver Stevic’in de hafif sakatlığı var, Gökhan Şirin yok. Türk oyunculardan zaten fazla katkı almıyorlar, takım Calloway-Higgins-Harris üçlüsüne bağımlı kalıyor… Ankara’da zorlu bir maç olması muhtemel, Türk Telekom rakip takımın dezavantajlarından yararlanırsa ligdeki ilk galibiyetini alabilir…


19:00- Fenerbahçe Ülker-Tofaş:  Atina deplasmanında ağır bir yenilgi alan Fenerbahçe Ülker iki gün sonra İstanbul’da maça çıkıyor, Tofaş Eurochallenge öncesi Qvale’i kadrosuna kattı, ligde son iki haftada kötü sonuçlar alan Tofaş bu maçı kazanamasa da iyi oynamanın peşinde, Fenerbahçe Ülker Atina deplasmanındaki farklı yenilgiden sonra hemen toparlanma peşinde, Obradovic’in Euroleague yenilgileri sonrasındaki lig maçlarını önemsediğini biliyoruz, bu maçta da savunmada işleri sertleştirmeleri beklenebilir…
                 



Pazar


                12:30– Anadolu Efes-Pınar Karşıyaka:  Anadolu Efes de Euroleague yenilgisi sonrası maçına çıkacak, Pınar Karşıyaka şu ana kadar çıktığı resmi maçlarında 9-1 durumda, Banvit’i iki kez, Fenerbahçe Ülker’i bir kez yendi ve PAOK’a iki uzatmada kaybetti, Eurocup’ta aldıkları iki deplasman galibiyetinden sonra çok moralliler, Strawberry’den fazla katkı alamasalar da Gabriel’in ritmini bulmasıyla rahatladılar… Pınar Karşıyaka’nın bu tip maçlarda rakibi düşük sayıda tutarak, kazanmayı hedeflediğini biliyoruz, bu tip maçlarda öne çıkan isim Bobby Dixon oluyor. Geçen yılı hatırlarsak; Pınar Karşıyaka Türkiye Kupası’nı Efes’in elinden almıştı ve play-off’larda da Efes’i İstanbul’da yenerek tur atlamıştı, iki takım arasında geçtiğimiz yıldan kalan böyle bir rekabet durumu var…

                 

               

Pazartesi


                18:00-Torku Konya Selçuk-Galatasaray LH: -Laboral-GSLH maçından önce yazılmıştır- Torku Konya lige iki galibiyetle girdikten sonra geçen hafta Karşıyaka deplasmanında yenildi, Galatasaray LH ise iç sahada iyi sonuçlar alsa da hem Avrupa’da hem de Türkiye’de deplasmanlarda kaybediyor. Konya Türk oyuncularından fazla katkı alamıyor, bu maçla beraber ne kadar tehlikeli bir takım olduklarını görebiliriz, malum şu ana kadar kendi seviyelerindeki takımlara diş geçirebildiler. Kupa Elemeleri’ndeki maçı Galatasaray LH kazanmıştı.
               
                 







sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1


Euroleague’de Hüzünlü Perşembe

                Euroleague’de bu kez hüzünlü bir gece yaşadık; Anadolu Efes İstanbul’da, Fenerbahçe Ülker ise Atina’da kağıt üstünde favori oldukları maçları kaybettiler… Yazının ikinci bölümünde de Euroleague’de Perşembe gecesinin maçlarına bakalım.



1.       Temsilcilerimiz




Anadolu Efes 62 – 65 Zalgiris Kaunas



                Maçın Hikayesi: Efes maça dört sayıyla başladıktan sonra tempo giderek düştü, dış şutlarda Zalgiris’in başarı sağlaması Zalgiris’i öne geçirdi ve ilk çeyrek 12-16 bitti.


                İkinci çeyrekte Efes Krstic’in pota altındaki skorer oyunuyla tekrar üstünlüğü sağladı ve 15.dakikada skor 22-21 oldu, Krstic oyundan çıktıktan sonra Lasme’nin pota altında etkili olamaması ve Zalgiris’in rakibinin faul probleminden yararlanmasıyla soyunma odasına 26-34’le gidildi.


                Efes ikinci yarının başında tempoyu yükseltmek istedi ama dış şutlar girmeyince fark beş sayının altına inmedi. 28.dkda 38-50 olan skordan sonra Lasme-Krstic aynı anda sahada kaldılar ve 34.dkda skor 51-53 oldu ama Draper’ın hataları sonrası fark kapanmadı ve Zalgiris İstanbul’dan zaferle ayrıldı.


                İstatistikler: Zalgiris’te Ulavonas 19s-7r-2t, Milaknis 14s ile oynadılar. Efes’te Krstic 22s-5r ile oynadı. Efes 9 top kaybı yaparken Zalgiris 16 top kaybı yaptı. Maçın belki de en önemli istatistiği 11’er üç sayılık atış denemesinde Zalgiris 6 isabet bulurken, Efes’in sadece tek isabet bulabilmesi oldu.


                Genel Yorum: Efes’te gard eksikliğinden dolayı transfer edilen McGrath yine şans bulamadı, böylesi bir maçta neden oynamadığını anlamıyorum, maç boyunca Efes doğru hücumları yapmaya çalıştı ve fazla top kaybı yapmadı ama dış şutlardan istenen alınamadı, Saric de olmayınca takım pota altından oynamak zorunda kaldı, Krstic etkili oldu ama Lasme pek verimli olmadı. Zalgiris ise ilk beş dakikada Efes’in mücadelesine karşılık verince maça gittikçe daha fazla konsantre oldular, genç kadro son dakikalarda da panik yapmadı, Anderson’ın dört faul almasına karşılık Ulavonas önderliğinde maçı koparmayı başardılar.




Panathinaikos 91 -73 Fenerbahçe Ülker


                Maçın Hikayesi: Panathinaikos maça Slaughter’ın iki üçlük isabetiyle etkili bir giriş yaptı. 2.dakikadaki 6-6’dan sonra Batista’nın da etkili olması ve Fenerbahçe Ülker’de Goudelock’un devreye girememesiyle fark açıldıkça açıldı. Altıncı dakikada skor 21-10’la çift hanelerin üstüne çıktı ve maç boyunca bir daha tek hanelere inmedi.

                Bir ara farkı 25 sayıya kadar çıkaran PAO maçı çok rahat bir şekilde bitirdi, farklı galip geldi.


                İstatistikler: Panathinaikos’ta Slaughter 23s-4r-2a, Diamantidis 5s-10a ve Batista 14s-5r ile oynadılar, Fenerbahçe’de Bjelica 16s-5r ve Vesely 13s-8r ile oynadılar.


                Genel Yorum: Maçın en kritik istatistiği üçlük başarıları oldu diyebiliriz. Panathinaikos ikinci yarının başına kadar 12/14’le üçlük attı, Fenerbahçe Ülker maçı 4/21 üçlük isabetiyle bitirdi. Panathinaikos’ta ilk dakikalarda Slaughter’ın müthiş dış şut ritmi maçı ev sahibi takım adına kopardı.  Fenerbahçe Ülker ise bu zorlu gruptaki ilk ciddi deplasmanında ilk dakikalarda maçtan koparak hayal kırıklığı yarattı.




2.       Euroleague Perşembe


Günün Rahatları: Efes’in grubunda Unics Kazan, Sassari’yi ikinci yarıdaki performansıyla 85-62 yendi… Yine aynı grupta Real Madrid de Nizhny’i 112-83 ile çok rahat geçti, bu maçta Jaycee Carroll 32 sayı üretti.


Günün Sürprizi: Alba Berlin-Maccabi maçının çekişmeli geçmesi beklenirdi ama Maccabi’nin deplasmanda 15 sayı farkla kazanması sürpriz oldu. Maccabi’de Pargo 15s-10a, Randle 25s-5r ile oynadı, Alba 3/24 üçlük attı.


Kızılyıldız’ın formu: Geçen hafta son saniyelerde hakem hatasıyla yenilen Kızılyıldız, içerde Valencia’yı da üstün bir oyunla yendi. İlk yarıda 13 sayı fark atan Kızılyıldız, yine Williams-Marjanovic ikilisinin etkili oyunuyla kazandı.






sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1


30 Ekim 2014 Perşembe

Eurocup'ta yine 3/3

          Eurocup’ta geçen hafta olduğu gibi bu hafta da zafer gecesi yaşadık, Banvit ve Pınar Karşıyaka rahat galibiyetler alırken, Beşiktaş evinde Eurocup’ın en güçlü takımlarından biri olan Khimki’yi devirdi… Yazının ikinci bölümünde de Eurocup’taki genel görünüme bakalım…



1. Temsilcilerimiz





Banvit 81 - 66 Ploiesti



 Maçın Hikayesi: Maça Rowland-Mejia-Simmons-Berkay-Dragicevic beşiyle başlayan Banvit ilk dakikalarda hücumda etkili olamadı, Ploiesti’nin sert savunmasına karşılık dış şutlar da girmeyince 7.dkda skor 4-13 oldu. Bu bölümde Dee-Rowland eşleşmesinde de Plo’nun çok ağır bastığını not edelim.

         İlk çeyrek 9-13 bittikten sonra Banvit tempoyu yükseltti ve yüksek tempolu oyunda Plo dengeyi kuramadı, skorda Chuck’ın da devreye girmesiyle ilk yarı Banvit üstünlüğüyle sona erdi: 33-31

         İkinci yarıya iyi başlayan Banvit Tolga&Chuck ikilisine Rowland’ın da katılmasıyla 25.dkda 43-35’i yakaladı.
        
         55-50’den sonra son çeyreğe Flowers’ın dört sayısıyla başlayan Ploiesti Hayes’in basketiyle öne geçti ama karşılığında gelen 18-3’lük Banvit serisiyle bitime 3.30 kala skor 73-59 oldu ve maç farklı Banvit üstünlüğüyle sona erdi.


 İstatistikler: Banvit’te Simmons 18s-2r-2a, Rowland 15s-4r-3a ve Chuck Davis 11s-9r ile oynadılar, Ploiesti’de Mohammed 18s-8r ile oynadı, Dee Brown 11 asist yaptı ama berbat şut yüzdesiyle takımının maça tutunmasını engelledi.


 Genel Yorum: Banvit ilk çeyrekte rakibin düşük temposuna karşı zorlandı, Rowland’ın kötü oyunu ve Mejia’nın devreye girememesiyle uzun süre öne geçemediler, ikinci yarıda gardlar devreye girince farkı yarattılar. Simmons mükemmel şut yüzdesiyle çok iyi bir maç çıkardı.







Ventspils 72 - 81 Pınar Karşıyaka


 Maçın Hikayesi: Pınar Karşıyaka maça flaş bir giriş yaptı ve ilk iki dakika sonunda 1-6’yı yakaladı, 15-8’lik bir seri yakalayan Ventspils sekizinci dakikada maçtaki son üstünlüğünü yakaladı: 16-14
        
         Farkı 20 sayıya kadar çıkaran Karşıyaka rahatladı ve son çeyrek başında fark tekrar tek hanelere indi. Karşılıklı basketlerle Ventspils farkı kapatamadı, Karşıyaka galibiyete gitti.


 İstatistikler: Karşıyaka’da Palacios 18s-10r-3a ile double-double yaptı, Gabriel 18s-8r-3b ile şu ana kadarki en iyi performansını sergiledi, Dixon 18s-5r ile 18 sayıya ulaşan diğer isim oldu. Ventspils’de Chatman 13s-5r-5a ile oynadı.


 Genel Yorum: Karşıyaka üstüste ikinci deplasman galibiyetini alırken fazla zorlanmadı, Strawberry’nin kötü oyununa rağmen diğer dört yabancı takımı galibiyete taşıdı -70 sayı dört yabancıdan geldi- Ventspils iyi bir şut gününde olmasına rağmen maça tutunamadı.


 




Beşiktaş IF 66 – 64 Khimki



 Maçın Hikayesi: Maça Atsür-Holland-Broekhoff-Jajuan-Muhammed beşiyle başlayan Beşiktaş beşinci dakikada 10-7 ile öne geçti, çeyreğin kalanı karşılıklı serilerle geçildi, Sheleketo’nun sayılarıyla-Rice’ın ve Koponen’in de katkılarıyla Khimki ilk çeyreği önde bitirdi: 21-27


         İkinci çeyreğin başında farkı kapatmaya başlayan Beşiktaş 16.dkda tekrar öne geçti ama Khimki devrenin son dakikalarında yine gardlarıyla etkili oldu, devre 39-43 bitti.

        
         Üçüncü çeyreğin tamamı 4-7 sayı farkı arasında geçti ve son çeyreğe girilirken skor 53-58’di, son çeyrekte Beşiktaş müthiş oynadı diyebiliriz, 4.5 dakika boyunca sayı olmadıktan sonra 4-0’la Beşiktaş farkı kapattı, bitime 3.30 kala öne geçen Beşiktaş karşısında Khimki gardlarıyla etkili olmaya çalıştı ama öne geçemediler, Lofton farkı açacak şutu kaçırdı, Rice turnikeyi atamadı, Atsür 0/2 serbest atış attı ve Monia maçın son saniyesindeki üçlüğü atamadı, maç böyle sona erdi.
  
  

 İstatistikler: Beşiktaş’ta kenardan gelen Hilton Armstrong sezonun en iyi performansını verdi, 13s-5r ile müthişti, son çeyrekte çok iyi savunma yaptı. Holland 13s-4r’lik performans verdi, Khimki’nin savunma dengesini bozdu, en az dört kez potaya gittiği faul çıkarttığı pozisyonlar oldu, Brokehoff 10s-9r ile oynadı, kenardan gelen Lofton 12s-3r-4a ile oynadı.

         Khimki’de Tyrese Rice 14s-8a ile oynarken Koponen de 14 sayı üretti, pota altı oyuncularından fazla katkı alamadılar.



 Genel Yorum: Eurocup’ta haftanın en heyecanlı maçı oldu, Beşiktaş’ın turnuvanın en iyi kadrolarından birine sahip olan Khimki’yi devirmesi hem takıma moral oldu, hem oyuncuların özgüvenini arttırdı, önemli bir mesaj maçı olduğunu da unutmayalım. Beşiktaş son çeyreğin sekiz dakikasını müthiş oynadıktan sonra son iki dakikada adeta iki takım da ‘ben istemem, sen kazan’ moduna girdiler ama son gülen evsahibi oldu.







  2. Genel Görünüm





 Haftanın Sürprizi: Batı’da iki Belçika takımının birden haftayı galibiyetle bitirmeleri sürpriz oldu. Telenet Oostend deplasmanda Artland’ı, Spirou Charleroi da kendi sahasında CEZ Nymburk’u geçtiler, Brose’nin Paris’i farklı yenmesi, Buducnost’un deplasmanda Gora’yı farklı yenmesi de diğer sürprizler.



 Haftanın Geri Dönüşleri: Doğu’da iki önemli geri dönüş yaşandı. Hapoel evinde rahat kazanması beklenen maçta Partizan’la karşılaştı ve son çeyreğe 10 sayı farkla geride girdi. Macvan’ın da olmadığı maçta taraftar desteğiyle son bölümde toparlanan Hapoel maçı farklı kazanmayı başardı… Beşiktaş’ın grubunda ise Olaj-Olimpija karşılaştılar, evsahibi son çeyreğe 70-58’le başladı ama 10-28’lik bir son çeyrek oynayan Sloven ekibi maçı rahat kazandı.



 Çekişmeli Hafta: Bu hafta oynanan maçlardan beşi sadece tek pozisyonluk farklarla bitti, sadece Brose-Kuban maçlarını çok rahat kazanan takımlar oldular.



 Strasbourg: A Grubu lideri Strasbourg üçüncü maçında da ikinci yarıda döndü, daha önceki maçlarında Bonn’u son saniyelerde ‘mucize’ diyebileceğimiz basketlerle geçmişlerdi, Zaragoza’yı ikinci yarıda yakalayıp uzatmada geçmişlerdi ve bu hafta Reggia Emilio deplasmanında ilk yarıyı 7 sayı farkla geride kapatıp maçı kazanmayı başardılar.




 Haftanın Yıldızları: Roma’nın muhteşem transferi Triche haftayı yine iyi geçirdi, 25s-5r-3a ile hem haftanın skoreri oldu, hem de çok yönlü bir oyun ortaya koydu. Triche’ye takım arkadaşı Kyle Gibson da 16s-3r-4a le eşlik etti. Asvel’den Edwin Jackson 20s-4r-3a, Hapoel’den Lior Eliyahu 22s-6r-3a, Nancy’den Darius Adams 8s-8r-11a ve Karşıyaka’dan Palacios 18s-10r ile haftanın diğer yıldızları oldular…













sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1


27 Ekim 2014 Pazartesi

Türkiye Basketbol Ligi 3.hafta notları

            Türkiye Basketbol Ligi'nde üçüncü hafta maçları geride kaldı, maçlara ve akılda kalanlara bakalım...


Haftanın Maçı: İlk iki hafta Euroleague temsilcilerini yenen Royal Halı Gaziantep ile son haftaların formda takımı Beşiktaş IF arasında oynandı. Gaziantep'te sakat olan Lorbek'e Jawad da eklenince rotasyon iyice daraldı, Beşiktaş'ta ise Tunçeri'nin oynamadığı maça Atsür-Holland beşte başladılar. 13.dakikadaki 24-25'ten sonra çok rahat skor bulan ve devre sonuna kadar 26-15'lik bir seri yakalayan Gaziantep ilk yarıyı çift haneli farkla önde bitirmesine rağmen üçüncü çeyrekte tamamen dağıldı. İlk yedi dakikada Lofton-Holland'ın skorer oyunlarıyla 4-20'lük bir seri yakalayan Beşiktaş öne geçti ve üstünlüğünü maç boyunca sürdürerek 88-81'lik skorla maçı kazandı. Beşiktaş'ın takım olarak en iyi maçı oldu diyebiliriz, ilk beşteki dört oyuncuyla birlikte Lofton çift hanelere ulaştı, Atsür 8s-5a ile yıldızlaştı, Tunçeri'nin de olmadığı günde takımın tek gardı oynaması gerektiği gibi oynadı.


Firesiz devam edenler: Üçüncü hafta sonunda lige namağlup devam eden iki takım kaldı.


_ Pınar Karşıyaka, ilk iki haftada iki galibiyet alan takımlardan Torku Konyaspor'u 75-68 ile geçerek üçüncü maçını da kazandı. Pınar Karşıyaka ilk çeyreği kötü oynadı ama ikinci ve üçüncü çeyreklerde çok iyi savunma yaparak maçı kazanmayı başardı. KSK'da Dixon 16s-2a-3tç, Palacios 12s-4r-3a ile oynadılar.


_ Sezona müthiş başlayan Darüşşafaka Doğuş bu hafta sezona kötü başlayan Türk Telekom'u konuk etti ve maçı çok farklı kazandı. Darüşşafak Doğuş maçı 108 sayıyla tamamlayarak bu sezon üç basamaklı sayılara çıkan ilk takım oldu. Seibutis 26s-4a, Shurna (7/10 üçlük) 25s-4a ile oynadı.


İki galibiyettekiler: Royal Halı Gaziantep-Beşiktaş IF-Torku Konyaspor dışında Banvit-Galatasaray LH-Fenerbahçe Ülker-Anadolu Efes-TED Ankara da ikinci galibiyetlerini aldılar.


_ Banvit toplamda üstüste dördüncü galibiyetini İstanbul'da aldı. Takımda skor dağılımı oldukça dengeli olurken Tolga Geçim 15 dakikada 5 asist yaptı, Dragicevic 15s-5r ile takımın en skoreri oldu, İBB'de takımın sürüükleyici ismi Zack Wright oldukça kötü bir maç oynadı.


_ Galatasaray LH, Eskişehir karşısında ilk yarıda zorlandı ama üçüncü çeyrekteki 22-8'lik seriyle rahat bir şekilde kazandı. Galatasaray'da ligde ilk maçına çıkan Aradori 15s-6r ile takımın en skoreri oldu, Arroyo 14s-7a ile oynadı.


_ Fenerbahçe Ülker, Trabzon deplasmanında maça hızlı başladı ve farkı 21 sayıya çıkardı ama Trabzonspor 22-7'lik üçüncü çeyrekle dönmeyi başardı ve skoru dengeledi. Son bölümde savunmayı sertleştiren Fenerbahçe yabancı oyuncularının katkılarıyla galibiyete uzandı. Goudelock 20 sayı üretirken Semih Erden 13s-5r ile oynadı.


_ TED Ankara Kolejliler Uşak karşısında son çeyrekte 10 sayı fark attı ve 88-84 ile galip gelerek sezonun ikinci galibiyetini aldı. TED'de Gatens-Tucker-Aminu-Plisnic dörtlüsü 70 sayı ürettiler, Green 8 asist üretti.


_ Anadolu Efes de Tofaş deplasmanında 93-70 ile çok rahat bir galibiyet elde etti, tüm çeyrekleri önde bitiren Efes ikinci galibiyetini aldı. Efes'te Matt Janning 23s-6r ile oynadı.



Dibe Vuranlar: Üçüncü hafta sonunda ligde hala galip gelemeyen dört takım var.


_ Trabzonspor MP çok önemli yabancılarına rağmen galibiyet alamadı, son iki maçta Euroleague takımlarıyla oynadıklarını hatırlatayım.


_ Eskişehir Basket Türkiye Kupası Elemeleri'ni de hesaba katarsak altı resmi maçını da kaybetti, son iki maçtaki performanslarını 'umarsız' olarak niteleyebiliriz. İyi yabancılar transfer eden Eskişehir takım olarak bütünleşebilmesi halinde orta sıralara yükselme potansiyeline sahip ama şu anda Brackings dışındaki yabancı oyunculardan katkı alamıyorlar.


_ Eurochallenge'da mücadele edecek olan Uşak Sportif sezona berbat başladı, kadrosunu koruyan Uşak'ın böyle başlamasını beklemiyordum, şu ana kadar ligin güçlü takımlarıyla da karşılaşmadılar. Uşak'ta koçluk görevine Ozan Bulkaz yeniden getirildi.


_ Türk Telekom da iyi kadrosuna rağmen lige kötü başlayanlardan, toplamda arka arkaya beş maç kaybettiler ve maçları büyük farklarla kaybettiklerini de not edelim...






sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

www.abcspor.com

Euroleague’de Üçüncü Hafta

                Geçen hafta Euroleague’de üç maçta da sevinmiştik, maçlara sırasıyla bakalım…


1.       Temsilcilerimiz



                Perşembe 19:30 Anadolu Efes-Zalgiris Kaunas:   Haftayı Euroleague’in klasik eşleşmelerinden biriyle açıyoruz, son iki sezonda iki takım ilk tur grubunda karşılaştılar ve İstanbul’daki maçlarda 1-1’lik eşitlik var. Efes Euroleague’e iyi bir giriş yaptı ve iki maçta maçın başında açtığı farklarla galibiyete gitmeyi başardı. Zalgiris ise Real Madrid karşısında ikinci yarıda yenildikten sonra Nizhny’yi 15 dakikada devirmeyi başardı, maçın geri kalan bölümünde farkı giderek açtılar… Zalgiris’te Wayns’in sakatlanıp takımdan ayrılması sonucu gard transferi yapılmadı, gençler Ulavonas-Lekavicius’la devam ediyorlar. İki numaralı pozisyonda takımın en büyük yıldızı olan James Anderson var. James sezona müthiş girdi, çok etkileyici bir performansı var. Gençler Lipkevicius-Milaknis-Kariniauskas kısa oyuncu rotasyonu dolduruyorlar, dört numarada tecrübeli Songaila var, pivot olarak ise tecrübeli Javtokas’ın arkasında sezona flaş bir giriş yapan genç Gudaitis var. Zalgiris’in son yıllarda olduğu gibi oldukça genç bir kadroya sahip olduğunu görüyoruz ama geçen sezondan farklı olarak takımı oynatan gardlara sahipler ve James Anderson takıma beklediğim gibi büyük güç kattı. Songaila-Javtokas-Jankunas’la tecrübeli bir pota altına sahipler ve Gudaitis de önemli güç katıyor… Tahmine gelecek olursak; ilk yarıları iyi oynayan iki takımın mücadelesinde maç başında ritmini bulan takım avantajlı olacak, Zalgiris’in ağır bir yenilgi alması muhtemel ama Madrid deplasmanında yapamadıkları sürprizi İstanbul’da yapmaları da muhtemel. Zalgiris Kaunas genç oyunculardan kurulu bir takım olduğu için, tahmin yapmak güçleşiyor; Efes direkt olarak rakipleri olmadığı için daha rahat oynayacaklardır ve genç oyuncuların hava yakalamaları durumunda sürpriz bir sonuç da çıkabilir…



                Perşembe 21:30 Panathinaikos-Fenerbahçe Ülker: Perşembe akşamı yine bir Euroleague klasiğiyle devam ediyor. İki takım üstüste dördüncü yılda da aynı gruptalar, aralarındaki sekiz maçın yedisini evsahibi olan takım kazandı, sadece bir maçta PAO deplasmanda kazanmayı başarmıştı. Şu ana kadar gösterdikleri performanslara bakılırsa, tersi bir sonuç olması ihtimali hiç de az gözükmüyor. Panathinaikos ilk maçında Turow karşısında tempoyu kontrol edememişti, son dakikalarda Diamantidis liderliğinde galibiyete gitmişlerdi, ikinci maçta ise Münih deplasmanında son çeyrekte yenildiler. Panathinaikos’un yaşadığı ekonomik darboğaz nedeniyle eski yıllardaki gibi yıldızlarla dolu bir kadroya sahip olmadıklarını görüyoruz. Diamantidis-Fotsis-Gist takımın tecrübeli yıldızları, onlar dışında Slaughter-Batista-Giankovits-Pappas-Nelson’la ayakta kalmaya çalışıyorlar, kadro derinliği olarak Fenerbahçe Ülker’in ağır bastığını söyleyebiliriz. Panathinaikos’un en büyük avantajı, iç sahada oynamaları olacak, ayrıca tecrübe olarak da üstün bir kadroya sahipler. İki tecrübeli koç Dusko Ivanovic-Zeljko Obradovic de Karadağ-Sırbistan mücadelesi yapacaklar, ayrıca Obradovic için Panathinaikos deplasmanında oynamak ayrı bir anlam taşıyor… Tahmine gelecek olursak; Panathinaikos taraftar avantajı ve tecrübe farkıyla Euroleague’de en korkulan takımlardan biri, bu yıl eskisi kadar güçlü olmadıkları ortada ama geçen yıl da durum öyleyken çeyrek finalist olmayı başarmışlardı, gruba çok iyi başlamadılar ve gruptan çıkma yolunda öne geçmeleri için Atina’daki maçlarında fire vermemeleri gerekiyor; Fenerbahçe Ülker ilk maçında zorlansa da ikinci maçta deplasmanda rahat kazanmıştı. Fenerbahçe Ülker’in genel gidişat olarak, iyiye gittiğini düşündüğümü söylemek isterim. Goudelock iki maçtır çok formda, Hickman’ın Goudelock’u tamamladığını ve Oğuz Savaş’ın yanında Semih Erden’in de form tuttuğunu görüyoruz. Emir Preldzic de ilk tur grubunu her zaman iyi oynayan bir oyuncu, şu anda Sırp oyuncular’dan katkı gelmiyor, Sırplar da gereken katkıyı verirseler Fenerbahçe Ülker çok üst seviyeye çıkabilir…


                Cuma 20:30 Laboral Kutxa-Galatasaray Liv Hospital:  Amerikalı oyuncularla dolu garip bir kadro kuran Laboral Euroleague’e orta karar bir giriş yaptı, Neptunas’ı ikinci yarı performansıyla geçen Laboral, Olympiakos deplasmanında ise düşük tempoda giden maçta fark yemedi ama ciddi bir şekilde maça ortak olamadı... Galatasaray da sezona Laboral’e benzer bir giriş yaptı diyebiliriz. Kızılyıldız karşısındaki ‘utanç verici’ yenilgiden sonra Valencia’ya ilk yarıda ‘utanç veren’ Galatasaray LH ikinci yarıda yoruldu ve rakibinin geri dönüşüne engel olamadı… Laboral’in kadrosuna bakalım; gard pozisyonunda birinci tercih Tomas Heurtel, yedeği ise geçen sezon Beşiktaş’ta oynayan Doron Perkins. İki numara Orlando Johnson-Fabien Causeur, üç numara San Emeterio-Bertans, dört numara Gomes-Shengeila-Tillie-White, beş numarada Hamilton’ın yavaş yavaş geçen sakatlığı nedeniyle sıkıntı yaşıyorlar, dört numaradaki oyuncularla doldurmaya çalışıyorlar ve alternatif olarak neden aldıklarını çözümleyemediğim Colton Iverson var. Heurtel Dünya Kupası’nı iyi geçirdi ve formunu sürdürmeye çalışıyor, Bertans önemli bir transfer oldu, takımın en önemli dış atıcısı diyebiliriz, San Emeterio-Shengeila skora önemli katkılar sağlıyorlar, Colton da beklenenden daha fazla katkı sağlıyor. Tahmine gelecek olursak; Galatasaray’ın kadro kalitesiyle Laboral’den üstün olduğunu düşünüyorum, Laboral önemli bir taraftar desteğine sahip olsa da hiçbir zaman taraftarıyla bütünleşen ve iç sahada oynarken rakibini boğan bir takım olmadı. Euroleague’de son iki sezonda oynadıkları iç saha maçlarında 12 galibiyet-12 mağlubiyet aldılar, bu yıl ilk maçta Neptunas’ı elediler, bu maçla beraber tekrar dengenin sağlanacağını düşünüyorum, Galatasaray LH acayip hatalar yapmazsa favori duruyor…



2.       Euroleague’de bu hafta


A Grubu: Efes’in grubundaki ilk maç Unics-Sassari maçı olacak. Grupta ilk iki maçlarını kaybeden iki takımın mücadelesinde Unics Kazan kesin favori duruyor, Sassari’nin ne oynadığı belli değil, dış şutlar girerse ritm yakalıyorlar ama tamamen plansız ve ne olacağı belli olmayan bir basketbol oynuyorlar. Unics iki maçında da ikinci yarıları iyi oynadı, Real maçını son dakikada kaybettiler, maçı son saniyede kaybettiler ama ikinci yarı performanslarıyla ne kadar tehlikeli bir takım olduklarını gösterdiler… Grubun diğer maçında Real Madrid-Nizhny karşılaşacaklar. Bu maçta da evsahibi takım kesin favori, Nizhny geçen hafta Kaunas’ta çok ağır bir yenilgi almıştı, maçı kaybetseler bile bir reaksiyon gösterip göstermeyeceklerini göreceğiz…


B Grubu: Grupta haftanın önemli maçında Alba-Maccabi ile karşılaşacak. Gruba zorlu bir fikstürle başlayan Alba Berlin geçen hafta Kostas’ın son saniye üçlüğüyle yıkılmıştı, Maccabi ise Moskova’da ağır bir yenilgi almıştı, çekişmeli bir maç olması muhtemel, yüksek tempoda Alba Berlin’in bir adım önde olacağını tahmin ediyorum… Euroleague’e sakatlarına rağmen beklenenin çok üstünde iyi başlayan CSKA Moskova bu hafta Cedevita’ya konuk olacak. Cedevita ise Euroleague’e çok kötü başladı, CSKA bu hafta kesin favori…  Grubun diğer maçında Unicaja Malaga-Limoges ile karşılaşacak. Limoges geçen hafta hedef maçını kazandı, Malaga ise son saniyede kazanmıştı, Malaga için geçen haftadan daha kolay bir maç olması muhtemel duruyor…


C Grubu: Fenerbahçe Ülker’in grubunda tur için önemli maçta Bayern Münih-EA7 Milano’yu konuk edecek. EA7 Milano kaliteli oyunculardan kurulu kadrosuna rağmen gruba kötü başladı. Bayern Münih ise zorlu maçta Barcelona’ya son dakikalarda yenildi, yine zorlu geçen maçta ise Panathinaikos’u yenmeyi başardı, bu hafta tüm maçları ev sahibi takımların kazanması durumunda EA7 Milano tur atlama çizgisinin iki galibiyet arkasına düşecek ve kalan maçlarda bunu tersine çevirmek zor olacak, Bayern maçlarında galipleri son dakikalar belirliyor, taraftar desteğiyle bu maçta favori olacaklar… Grubun diğer maçında ise Barcelona, Turow’u ağırlıyor. Grubun seribaşı Barcelona maçın kesin favorisi ama Turow da o kadar kötü bir takım değil, şanssızlıkları bu gruba düşmeleri oldu diyebiliriz, zaman zaman seyir zevki yüksek basketbol sunan Turow’un Barcelona’yı zorlamasını beklemek iyimserlik olur ama fazla da küçümsenmemeleri gerekiyor…


                D Grubu: Galatasaray’ın grubundaki maçların ilkinde Kızılyıldız, Valencia’yı ağırlıyor. Kızılyıldız geçen hafta çok iyi bir ikinci yarı oynamıştı ama hakemlerin çalmadığı düdükle kaybetmişti, Valencia ise İstanbul deplasmanında ilk yarıda dağılmıştı. Bu haftaki maç öncesi Kızılyıldız’ın beklenmeyen kadar iyi bir basketbol oynadığı görüyoruz, Valencia Dubljevic’in sakatlıktan dönmesiyle sevindi, Kızılyıldız’da Marcus Williams ilk iki maçta etkileyici oynadı, üçüncü kez iyi oynaması gerekiyor… Neptunas iki haftadır ilk yarıları iyi oynuyor ama ikinci yarılarda oyundan düşüyor, Olympiakos ise mücadele seviyesi yüksek olan iki maçta İspanyol rakiplerini yenmeyi başarmıştı, Oly’nin takım olarak iyi bir hava yakaladığını söyleyebiliriz, bu maçta da favori duruyorlar…







sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1


Eurocup’ta Üçüncü Hafta

             Geçen hafta Eurocup’ta temsilcilerimiz deplasman maçlarını kazanmışlardı, Banvit 2/2 yaparken Beşiktaş IF ve Pınar Karşıyaka iç saha yenilgilerini telafi ettiler…


1.       Temsilcilerimiz



                Çarşamba 19:00 Banvit-Asesoft Ploiesti: Asesoft geçen sezon da ilk turda sürpriz sonuçlara imza atsa da gruptan çıkamamıştı. Bu sezon ise çok daha ciddi bir kadroyla yola çıktılar. Geçen sezonki Flowers-Lee-Mohammed üçlüsünün yanına Dee Brown-Pelekanos-Runkauskas ve son olarak da Jarvis Hayes katıldılar, böylece çok iyi bir kadro ortaya çıktı. Ploiesti’nin oldukça atletik bir takım olduğunu söyleyebiliriz; Dee-Mohammed-Flowers-Hayes-Lee oldukça atletik oyuncular, Pelekanos Avrupa’nın en atletik oyuncularından biri, Runkauskas-Labovic standart Avrupa oyuncuları olarak nitelenebilir… Gruba bakarsak; bu iki takım haricinde Krasny-Rytas tur için oldukça iddialılar, Hapoel’in de sonuna kadar bu yarışta olacağına inanıyorum. İlk iki maçlarını kazanan iki takımın randevusunda galip gelen takım grup liderliği için avantajı elde edecek. İki takım da geçen hafta rahat kazanmışlardı, Ploiesti’nin Rytas’ı farklı geçmesi önemli bir mesaj oldu. Banvit zayıf rakibi Partizan karşısında ilk yarıda tempoyu elinde tutamasa da ikinci yarıda tempoyu düşürerek rahat bir galbiyet almıştı. Ligde de İBB’yi geçtiler ve gün geçtikçe takım olarak bütünleştiklerini söyleyebiliriz, takımın en önemli parçaları Rowland-Simmons-Mejia-Chuck takımda kaldılar, yerli oyuncular ve Dragicevic-Veremeenko ile Lukic’in sistemine uyum sağladılar ve arka arkaya galibiyetler geliyor.



                Çarşamba 19:00 Ventspils-Pınar Karşıyaka : İki takım da tek galibiyetlerini Buducnost karşısında aldılar, bu maçı kazanan takım gruptan çıkmak için avantaj sağlayacak diyebiliriz. (Kuban-PAOK ikişer galibiyetteler)   Ventspils’in kadrosundan önce koçundan bahsedelim. Eski milli basketbolcu Roberts Stelmahers, 2012’den beri takımın başında ve genç koç geçen yıl takımı lig şampiyonluğuna taşımıştı. Derinlikli bir kadroları yok; 9 Letonyalı oyuncunun yanında bu yıl transfer ettikleri 3 Amerikalı var. En üst seviye isim, Mire Chatman. Tecrübeli Chatman takımın lideri, takımda lider olabilecek başka biri olmadığı için sınırsız özgürlüğe sahip diyebiliriz. Genç Amerikalılar Troy Barnies-Harvey Grant pota altını kapatıyorlar, Letonyalı oyunculardan ise iki ‘91li gard Lejasmeiers ve pivot Meiers göze batan isimler, Chatman haricinde yaş ortalaması oldukça düşük bir takım görüyoruz… Pınar Karşıyaka ise Eurocup’taki iki maçında da Strawberry’den verim alamadı, Hersek-Ceyhun da fazla katkı vermiyorlar, son maçta Yunus Emre Sonsırma’nın ekstra bir katkısı oldu, Dixon-Diebler-Palacios’un istikrarlı katkıları Pınar Karşıyaka’yı ayakta tutuyor gibi görünüyor, onların yanına Hersek-Strawberry ikilisinden en az birinden de katkı gelirse Karşıyaka bu seviyede durdurulması zor bir takım haline gelecektir…



                Çarşamba 20:00 Beşiktaş IF-Khimki : Beşiktaş kupanın en iyi kadrolarından birine sahip olan Khimki’yi ağırlıyor. Geçen hafta deplasmanda bir başka Rus temsilcisini yenen  Beşiktaş grupta Khimki ile beraber ilk ikiyi oluşturmak istiyor, bu maçın sonucuna göre liderlik iddiası da kuvvetlenebilir… Khimki’nin Euroleague seviyesinde bir kadroya sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Takımda kalanlar Monia-Vyaltsev-Koponen-Augustine-Davis-Popovic haricinde bu yıl takıma katılan Rice-Honeycutt-Lauvergne ile iyiden iyiye güçlendiler ve turnuvanın en büyük favorilerden biri durumundalar, Kurtinaitis’in takımı geçen yıl da büyük favoriydi ama Valencia karşısında kötü bir şekilde elenmişlerdi. Khimki kazandığı iki maçta da rahatlıkla yüksek skorlara ulaştı ve takımda skor dağılımının da dengeli olduğunu görüyoruz, Rice çok formda ve çabuk uyum sağlamış gibi duruyor. Khimki’de geçen hafta ilk maçına çıkan James Augustine formda gözüktü, Lauvergne zaten Dünya Kupası’nda da oldukça formdaydı, Koponen-Rice-Popovic’le aranan gard üçlüsü bulundu gibi, Honeycutt beklenen etkiyi yaratmasa da takımın ritmine uymaya çalışıyor, Davis zaten çok üst seviye bir pivot, Vyaltsev-Monia da takıma ayrı bir derinlik katıyorlar. Khimki’nin geçen sezon ilk maçta Asesoft’a evinde yenildikten sonra 15 maçlık galibiyet serisi yakaladığını izlemiştik, bu sezon da benzeri bir performansa imza atmaları muhtemel, koç aynı, kadronun en yararlıları takımda kaldı, söyleyecek fazla bir şey yok… Tahmine gelecek olursak; iki takım da çıkıştılar, Beşiktaş sezona çok kötü başlamıştı ama Holland transferinden sonra Lofton’ın da iyileşmesi ve Broekhoff’un yüksek formuyla arka arkaya galibiyetler geldi, Eurocup’ta haftanın seyir zevk yüksek maçlarından biri olabilir…




2.       Eurocup’ta bu hafta



Batı Konferansı:  B Grubu’ndaki Dijon-Gran Canaria ve C Grubu’ndaki Roma-Sevilla maçları ilk ikişer maçlarını galip bitiren takımları karşı karşıya getirecek, Asvel-Cantu maçı da başarı gelenekleri olan iki takımı karşı karşıya getirecek –Asvel 1-1, Cantu 0-2-



Doğu Konferansı:


_ Beşiktaş’ın grubunda Zenit-Riga ve Olaj-Olimpija maçları var, Zenit’in rahat kazanmasını bekliyorum, Olaj-Olimpija maçı ise hangi takımın sıralamada yukarılara çıkacağını belli edecek gibi duruyor.


_ Banvit’in grubunda Krasny-Rytas ve Hapoel-Partizan maçları var. Hapoel’in artık acilen kazanması gerekiyor ve iyi bir hava yakalamak için en uygun rakiple karşılaşacaklar. Krasny-Rytas’tan evsahibi takım geçen hafta iyi bir sürpriz yaptı, konuk takım ise kötü bir sürpriz yaptı; iki sürpriz seven takımın mücadelesi de haftanın ilginç sonuçlarından birini ortaya çıkarabilir.


_ Karşıyaka’nın grubunda LokoKuban-PAOK ve Gora-Buducnost maçları var, Kuban gard rotasyonunda sıkıntı yaşasa da,  uzunlarının önderliğinde galibiyetler aldı ve seri devam edecek gibi… İlk iki maçlarını kaybeden iki takımın mücadelesinde hangi takımın favori olabileceğini kestirmek de zor ama konuk takım biraz daha iyi oynuyor gibi…








sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1


ANALİZ – Galatasaray Liv Hospital

         Galatasaray Liv Hospital yeni sezon öncesi geçen sezona göre çok derinlikli bir kadro oluşturdu. Arroyo-Erceg takımda kalırken, tecrübeli forvetler Pocius-Micov transfer edildi, şu ana kadar beklenenin çok altında kalan tecrübeli Vougouikas ile yeniden anlaşılan Jawai pivotta Furkan Aldemir’i yedeklediler, Aradori-Nolan transferleri dışında Sinan-Gönlüm-Ender de yerli rotasyonunu oluşturdular.
               

                Sezon başı: Bu bölümde Türkiye Kupası Elemeleri ve ligdeki Uşak Sportif maçı oynandı, Galatasaray bu maçlardan istediği sonuçları almayı başardı ama oynanan oyunun çok etkileyici olduğunu söyleyemeyiz, Aradori-Voug dışarıda kaldılar.



                Kızılyıldız-Banvit maçları: Bu iki yenilginin özellikle ilk maçında GS çok kötü oynadı, 12.dakikada maçtan kopan ve kendisinden zayıf olan rakibiyle mücadele edemeyen Galatasaray’ı geçen sezon hiç görmemiştik… Banvit deplasmanında biraz daha iyi oynayan GS, rakibin hatalarına karşı bir türlü öne geçemedi ve son saniyede yenildi. Bu maçta Arroyo-Aldemir ikilisi dışında ciddi reaksiyon gösteren oyuncu göremedik.


                Valencia-Eskişehir maçları: Galatasaray zor geçmesi beklenen Valencia maçını ilk yarısıyla çok kolaylaştırdı. Valencia’nın saçmasapan şut tercihleriyle farkı 20 sayının üstüne kadar çıkaran GS ikinci yarıda yoruldu ve Valencia maça ortak oldu, son bölümde savunma eforu galibiyeti getirdi… Ligin en kötü performans sergileyen takımı Eskişehir karşısında ilk yarıda farkı çift hanelere taşısa da maçı koparamayan Galatasaray ikinci yarıda daha iyi oynadı ve maçı bitirdi.



                Nolan Smith olayı: Bence yanlış bir transfer tercihi olan Nolan Smith takımda kaldığı kısa dönemde iki disiplinsizliğe imza attı. Türkiye Kupası Elemeleri sırasında twitter’dan ”Maçtan bir gece önce otelde geçirilen geceler. 18 yaşında kolej takımında bile böyle bir şey yapmıyorduk. Kızgın mıyım? Oldukça!” şeklinde bir mesaj paylaştı. Bu ifade direkt olarak takımdan gönderilmesine neden olmadı ama Nolan’ın kredisini tüketti. Banvit maçının ilk yarısında kenara gelirken havluyu Ergin Ataman’a fırlattı ve bu da Nolan’ın sonu oldu. Maç içinde Ataman tepkisini gösterdi, maç sonunda da yaptığı açıklamalarla Nolan’ın kadro dışı bırakıldığını söyledi. Nolan sonradan sözde özür diledi ama özürü de özür değildi! ‘’Bu hareketi yapmayacağımı herkes bilir, öyle göründüğü için özür dilerim’’ gibi garip bir açıklama yapan Nolan, Ataman tarafından da gerekli bir şekilde değerlendirildi ve affedilmedi, takımdan gönderilmesine karar verildi.



                Furkan Aldemir: Furkan geçtiğimiz sezona göre daha efektif oynuyor. Galatasaray’ın kazandığı maçlarda en etkili olan oyuncu oldu ama soru şu, Furkan oyununu ne kadar çeşitlendirdi? Bu sorununun cevabını ‘çok az’ olarak yanıtlayabiliriz, orta mesafe şutu yok, serbest atış çizgisinden biraz daha iyi şut atıyor ve savunmada daha etkili, daha fazla bloğa çıkıyor ama en önemlisi, Carlos Arroyo ile olan uyumunu arttırdı ve ikili oyuncuları daha iyi oynuyor; takımın diğer pivotlarından Ian zaten ligde oynamıyor, şu anda Euroleague için de yetersiz; Jawai de fazla süre alamıyor ve Furkan’ın üstün performansı olmasa pivot bölgesi boş kalacak… Kendi pozisyonunda oynayan oyuncuların formsuz olmalarının Furkan Aldemir üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu düşünüyorum…



                Martynas Pocius-Vladimir Micov: Beklendiği gibi, Galatasaray adına sezonun en iyi iki transferi oldular, sezon başı itibariyle dış şut olarak beklenen katkı gelmese de Pocius’un skorer oyunu ile Micov’un çok yönlü oyunu takıma katkı yapıyorlar. Galatasaray’ın geçen sezon Hairston’dan beklediği ama alamadığı katkısı Micov’dan bulduğunu söyleyebiliriz, ‘nokta transfer’ olarak da adlandırabiliriz. Pocius ise potaya direkt gitmesiyle ve müdahale alsa bile pozisyonu bitirebilmesiyle dikkat çekiyor; yalnız Valencia maçındaki gibi faul problemine girmesi durumunda takım hücumda tıkanıyor.



                Genç oyuncular: Rotasyonda Micov’un arkasında yer alan Göktürk Gökalp Ural’ı bu sezon iki kez gördük, yerli rotasyonu oldukça sınırlı olan Galatasaray’da Gökalp’ın önemli bir yeri olduğunu söyleyebiliriz, genç oyuncu ilk maçlarda fazla süre almadı ama süre aldığı zamanlarda da iyi bir grafik çizdiğini söylemeliyiz. Ege Arar ise Eskişehir maçında Kerem Gönlüm’ün yokluğu nedeniyle süre aldı, çok kısa sürede iki faul aldı, hücumda da hiç katkı veremedi.



                Fikstür: Galatasaray Cuma günü Laboral deplasmanına gidecek, dönüşte ise Konya deplasmanına gidecek. Neptunas maçı sonrası Anadolu Efes-Olympiakos(d)-Fenerbahçe Ülker(d) ile Avrupa’nın en güçlü takımlarından üçüyle arka arkaya oynanılacak zorlu bir maç trafiğine girilecek…









sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1


26 Ekim 2014 Pazar

Teniste haftanın şampiyonları

Bu hafta WTA'de yıl sonu finalleri oynandı, ATP'de ise 500 puanlık iki kapalı kort turnuvası vardı...





WTA Finalleri (Singapur) - Serena Williams


WTA Finalleri'nde 'Yükselen Yıldızlar' finalinde Monica Puig, Saisai Zheng'i iki sette geçti; çiftlerde ise Cara Black-Sania Mirza çifti şampiyonluğa ulaştı, asıl heyecanın yaşandığı teklere bakalım...


Kırmızı Grup: Gruba gençlerin performansları damga vurdu diyebiliriz. Simona Halep üç maçını da rahat kazanarak grubu lider tamamladı, Serena Williams'a karşı sadece iki oyun vererek kazandı, sadece Ivanovic karşısında zorlandı ve bir set kaybetti... Grubun diğer genç ismi Eugenie Bouchard büyük hayal kırıklığı yarattı, turnuvada sadece 11 oyun kazanabildi, hiçbir maça tutunamadı... 1 numaralı seribaşı Serena Williams, Simona Halep maçında adeta ezildi ama Bouchard ve Ivanovic'i set vermeden geçti; Ana Ivanovic ise bir set farkıyla Serena'nın arkasında kaldı, Serena karşısında son oyunlarda servisini kırdırması turnuvadan elenmesine neden oldu.


Beyaz Grup: Sonuçlar itibariyle diğer gruba göre daha sürprizli bir grup oldu. Dünya iki numarası Maria Sharapova üç setlik iki maç oynadı, Wozniacki'ye kaybetti, Radwanska'yı yendi; Kvitova'ya iki sette kaybetti, Radwanska'yı yenmesine rağmen rakibinin gerisinde kaldı ve elendi... Kerber'in önünde yer alarak Singapur biletini alan Caroline Wozniacki grubun sürprizi oldu. Sharapova karşısında çok zorlu bir ilk maç oynayan Wozniacki o maçı kazandıktan sonra Kvitova ve Radwanska'yı ikişer sette geçti... Radwanska artık klasikleşen rahat oyununnu oynadı, Kvitova'yı iki sette geçti, diğer maçlarını kaybetti ama Wozniacki'nin istediği sonuçları almasıyla ikinci oldu... Petra Kvitova ise Bouchard'dan sonra turnuvanın diğer hayal kırıklığı oldu, Sharapova karşısında rahat bir galibiyete imza attı ama diğer maçlarda fazla direnmedi.


Yarı Finaller: _ Yarı finalin ilk maçı mükemmel bir mücadeleye sahne oldu, Serena Williams son üç maçın ikisinde oluşan durumu tekrarladı ve ilk seti kaybetmesine rağmen Caroline Wozniacki'yi yenmeyi başardı, son setteki müthiş mücadele için söyleyecek fazla birşey yok, oyun üstünlüğü defalarca el değiştirdi, müthiş bir mücadele oldu, Wozniacki rakibi şampiyonluk için servis atarken servis kırmayı başardı ama tiebreak'te fazla direnemedi.


_ Diğer yarı final eşleşmesi ise daha sönük geçti, iki setin de başlarında üstünlüğü ele alan Simona Halep, Agnieszka Radwanska'yı hiç zorlanmadan 6-2'lik iki setle geçerek finale yükseldi.


Final: Finale gelene kadar mükemmel oynayan Simona Halep, finale de iyi başladı. 2-0'dan sonra servis oyunlarında ritm tutturamayan Halep servislerinde etkili olamayınca, Serena oyuna daha fazla girdi ve moral olarak düşen Halep maça tutunamadı. 6-0'lık ikinci setle Serena gruptaki yenilginin rövanşını aldı, üstüste üçüncü yılda da WTA Yıl Sonu Finalleri'ni kazanmış oldu.











ATP Basel - Roger Federer


Erken Elenenler: _ Turnuvanın en büyük hayal kırıklığı Rafael Nadal oldu. İlk maçında Herbert'i çok rahat yenen Rafa, kişisel sorunları nedeniyle Paris'ten çekildiğini açıkladığı gün Basel'e devam etti ve çeyrek finalde 17 yaşındaki Hırvat Borna Coric'e elendi.


_ Bir diğer erken veda eden de 6 numaralı seribaşı Ernests Gulbis oldu, o da Coric karşısında iki sette yenildi.


_ 3 numaralı seribaşı olan Stan Wawrinka son dönemdeki müthiş formsuzluğunu sürdürdü, ilk turda zor bir eşleşme onu bekliyordu ve Kukushkin'e final setinde kaybetti.



Turnuvanın Sürprizleri: _ Son dönemin formda isimlerinden David Goffin, ilk turda Thiem'i, ikinci turda Dodig'i, çeyrek finalde Raonic'i ve yarı finalde de Coric'i eledi ama final maçında pek varlık gösteremedi, Federer karşısında 52 dakikada finali kaybetti. Goffin ilk üç maçında birer tiebreak oynadı ve bunların ikisini kazandı. Final öncesi tiebreak harici kaybettiği tek set Coric'e karşı oynadığı ikinci set oldu.


_ 17 yaşındaki Borna Coric yarı finale kadar üç maç oynadı ve set kaybetmeden iki seribaşını eleyerek müthiş bir turnuva geçirdi... Elemelerden gelen Coric ilk turda Gulbis'i eledikten sonra ikinci turda Golubev'i 6-4'lük iki setle eledi, çeyrek finalde Rafa Nadal karşısında müthiş bir ilk set oynadıktan sonra ikinci set tiebreak'inde maçı bitirdi, Goffin karşısında ise ikinci seti aldı ama final setini kaybederek veda etti.


_ Turnuvanın 8 nolu seribaşı Ivo Karlovic ilk turda Rosol'u eledikten sonra, De Schepper'i geriden gelerek eledi, Becker'i 6-4'lük iki setle eledi ve Federer karşısında da set kazandı... Karlovic dört maçta 93 tane ace attı, 35 yaşındaki Hırvat'ın bu yıl oynadığı en iyi turnuvalardan biri olduğunu söyleyebiliriz.


Şampiyon: Kariyerinin 82. tekler şampiyonluğunu elde eden Roger Federer ilk turda Gilles Muller'i rahat geçtikten sonra Istomin karşısında ilk seti kaybetti ama maçı kazanmayı başardı. Çeyrek finalde Dimitrov'u, yarı finalde Karlovic'i yenen Federer final maçını ise güle oynaya kazandı ve Basel'de üstüste dokuzuncu finalinde altıncı şampiyonluğunu elde etti. -son iki yılda Del Potro'ya kaybetmişti-









ATP Valencia - Andy Murray


Erken Elenenler: _ 2 nolu seribaşı Tomas Berdych ilk maçında Pablo Andujar karşısında tutunamadı, sadece 5 oyun alabildiği maçla beraber turnuvaya veda etti.


_ 5 nolu seribaşı John Isner daha sonra finale kadar gidecek olan Tommy Robredo karşısında iki sette elendi, Isner'in ilk tur için oldukça kötü bir kura çektiğini söyleyebiliriz.


_ Şangay finalisti 8 nolu seribaşı Gilles Simon istikrarsızlığını sürdürdü, Dolgopolov karşısında ilk sette bagel yedi, ikinci sette 3 oyun kazansa da maçı çeviremedi.



Turnuvanın Sürprizleri: _ Üst tabloda sürpriz olmadı, alt tablo ise tam tersine bol sürprizli geçti; finalist Tommy Robredo Isner'i eledikten sonra Lu-Andujar'ı rahat geçerek yarı finale yükseldi, yarı finalde Chardy'e karşı çok zor bir maç oynadı ve iki tiebreakle finale yükseldi, final maçının da ilk setini mükemmel oynayan Robredo maçı bir türlü bitiremedi, maç boyunca 5 şampiyonluk puanı kaçırdı ve iki tiebreakle yine şampiyonluğu Murray'e verdi.


_ Tecrübeli Fransız Jeremy Chardy turnuvaya Jaziri karşısında başladı, çok rahat bir galibiyetten sonra Dolgopolov karşısında ilk seti kaybetti ama dönmeyi başardı. Busta'yı çok rahat geçtikten sonra Robredo'ya iki tiebreak'te kaybetti.



Şampiyon: Son dönemin formda ismi Andy Murray son bir ayda üçüncü kez bir İspanyol karşısında ilk seti kaybederek şampiyon oldu. 3 nolu seribaşı, ilk iki turdaki Melzer-Fognini maçlarını rahat geçti, Anderson karşısında ilk seti tiebreak'te kaybetmesine rağmen maçı kazanmayı başardı. Son dönemde birçok kez karşılaştığı Ferrer'i bu kez iki sette yenen Murray finale yükseldi... Shenzhen'de de final oynadığı Robredo'yla olan maçının ilk setini kötü oynayan Murray, ikinci seti tiebreak'e taşıdı ve 9-7'yle galip geldi. Final setinin tiebreak'inde ise 10-8'le galip gelen Murray beş yıl aradan sonra Valencia'da bir kez daha şampiyon oldu. Shenzhen'de üç kez maç puanı çevirerek maçı kazanmıştı, burda ise beş maç puanı çevirmeyi başardı.







sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

www.abcspor.com

25 Ekim 2014 Cumartesi

Euroleague 2.Hafta Değerlendirmesi

            Turkish Airlines Euroleague’de ikinci haftayı geride bıraktık, dört grubu ve genel olarak göze batanları değerlendirelim…


A Grubu: Temsilcimiz Anadolu Efes, Sassari deplasmanında fazla zorlanmadı, ilk bölümde farkı açan Efes maç genelinde farkı 5-11 sayı arasında götürdü, üçüncü çeyrekte fark tek sayıya kadar indi ama Krstic-Janning'in etkili oyunları ve Sassari'nin dengesiz hücumları farkın tekrar açılmasına neden oldu, Efes ikinci galibiyetine ulaştı, Sassari grubun dibine indi... Unics Kazan ile Real Madrid arasındaki maç haftanın en seyir zevki yüksek maçı oldu, son 1:40'a beş sayı farkla önde giren Unics Kazan maçı bitiremedi, Jerrels'ın hataları ve Llull'un son saniyede attığı maçtaki tek saha içi isabeti galibiyeti Real Madrid'e getirdi... Grupta üçüncülük-dördüncülük mücadelesini ilgilendiren maçta hiç beklenmeyen bir sonuç çıktı, Zalgiris Nizhny karşısında ilk yarıda farkı açarak maçı çok rahat kazandı...


B Grubu: Üç maçın da evsahibi takımlar tarafından kazanıldığı grupta CSKA Moskova, Maccabi'yi; Limoges ise Cedevita'yı çift haneli farklarla geçmeyi başardılar. CSKA'nın Maccabi'yi yendiği maçta iki tarafın da eksikleri vardı ama daha fazla eksiği olan CSKA Moskova dişini gösterdi ve maç boyunca farkı açarak rahat bir galibiyete gitti. Unicaja Malaga-Alba Berlin maçında Berlin maçın genelinde bir adım öndeydi ama Kostas Vasilieaidis'in son saniye üçlüğü Malaga'ya ikinci galibiyetini getirdi, Alba ise hayal kırıklığı yaşadı...


C Grubu: İlk turun en zorlu grubundaki temsilcimiz Fenerbahçe Ülker deplasmanda Turow'u farklı geçerek gruba ikide ikiyle başlamış oldu, Sırp oyunculardan fazla katkı alamayan Fenerbahçe'de Goudelock'un yanında Türk oyuncuların olumlu katkıları dikkat çekti, Turow çok kötü bir takım değil ama bu zorlu grupta muhtemelen sonuncu bitirecekler... Milano-Barcelona maçında Navarro'suz Barcelona maça ilk yarıdan itibaren ağırlığını koydu, kenardan gelen Abrines-Pleiss ikilisinin etkili oyunları galibiyeti getirdi... Grubun kritik maçında Bayern Münih ile Panathinaikos karşılaştılar, maçı uzun süre geride götüren Bayern son çeyrekteki etkili performansıyla galip gelmeyi başardı ve grubu ilk üçte bitirme yolunda avantaj sağladı...


D Grubu: Bu grupta da tüm maçları evsahipleri kazandı... Temsilcimiz Galatasaray Liv Hospital, Valencia karşısında mükemmel bir ilk yarı oynadı ama ikinci yarıda Valencia'nın dönüşüne engel olamadılar, son dakikadaki savunma gayreti Galatasaray'a ilk galibiyetini getirdi... Olympiakos maç boyunca düşük tempoda tuttuğu maç sonunda Laboral'i 63-57 ile geçti... Neptunas da Galatasaray'a benzer bir maç çıkardı diyebiliriz, Kızılyıldız karşısında müthiş bir ilk yarı oynadılar ama ikinci yarıda rakip takımın Williams önderliğinde dönmesine engel olamadılar, Vasylius'un son saniyedeki basketiyle galip gelmeyi başardılar...


                                Haftanın Notları


Maç Kazandıranlar: Geçen hafta hiç maç kazandıran basket görmemiştik, bu hafta ise üç tane birden oldu. Deplasmanda maç kazandıran tek basketi Sergio Llull kaydetti, Llull'ün maçtaki tek saha içi isabeti olması da ilginç bir not... Neptunas'ı galibiyete taşıyan basket Valdas Vasylius'tan gelmişti ama pozisyonda çok net hatalı yürüme vardı, hakemler o pozisyonu nasıl atladılar, anlaşılır gibi değil... Kostas Vasilieaidis de Unicaja Malaga'yı Alba Berlin karşısında galibiyete taşıyan üçlüğü attı...


Haftanın Sürprizi: Sürpriz galibiyet alan takım olmadı ama Zalgiris'in Nizhny'i büyük farkla yenmesi sürpriz olarak görülebilir.


Haftanın Geri Dönüşü: Kızılyıldız, Neptunas karşısında kazanamadı ama ilk yarıyı 10 sayı farkla geride kapattıktan sonra dönmeyi başardı. Unicaja Malaga maç boyu geride gittikten sonra son saniyelerde Alba Berlin'i yendi, Bayern Münih ise büyük bölümü dengede giden maçta Panathinaikos'u son çeyrek performansıyla geçti.


Haftanın İkilisi: CSKA Moskova'nın Maccabi'yi devirdiği maçta Milos Teodosic 15s-11a ve Vorontsevich 13s-11r ile double-double'lara imza attılar, CSKA Euroleague'e kağıt üstünde zor bir fikstürle başladı ama Teodosic'in önderliğinde ilk iki maçı kolay geçti.


Haftanın Skoreri: Fenerbahçe Ülker'den Andrew Goudelock Turow deplasmanındaki tempolu maçta 27 sayı üretti, haftanın en skorer oyuncusu oldu ve sayılarının yanında 3r-2a-3tç ile oynayarak haftanın MVP'si oldu.


Kaybeden Yıldızlar: Keith Langford ikinci yarıda 21 sayı kaydetti ama takımının kaybetmesine engel olamadı... Turow'da Kulig 23s-8r ile etkili olmasına rağmen, Mardy dışındaki takım arkadaşlarından destek bulamadı... Marcus Williams 23s-4r-6a ile yine müthiş bir maç çıkardı... Alessandro Gentile 11s-7r-8a ile haftanın etkileyici performanslarından birine imza attı...


Göze Batanlar: Ryan Toolson'ın 13s-8a'lik performansı, Abrines'in 21s-2a'lik performansı ve 5/5 üçlük isabeti, Anderson'ın 20 dakikadan kısa sürede 12s-5r-3a'lik performansı ve Savanovic 5/7 üçlükle 20s-6r'ı haftanın diğer göze batanları oldular...







sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

www.abcspor.com

24 Ekim 2014 Cuma

Efes'in galibiyeti ve Euroleague Cuma

          Euroleague'de ikinci hafta maçları Cuma akşamı oynanan maçlarla tamamlandı.


1. Temsilcilerimiz



Dinamo Sassari 75 - 82 Anadolu Efes


Maçın Hikayesi: Maça Balbay-Janning-Perperoglou-Milko-Lasme beşiyle başlayan Anadolu Efes etkili savunmayla başladı ve Balbay'ın iki top çalıp smaçla tamamlamasıyla ilk dakikalarda öne geçti, Lasme'nin de pota altında etkili olmasıyla beşinci dakikada skor 5-15 oldu. Sosa'nın etkili olmasıyla farkı dörde indiren Sassari çeyrek sonunda Krstic'i durduramadı ve ilk çeyrek 16-24 bitti.

İkinci çeyreğin başında Draper-Furkan'ın devreye girmeleriyle farkı 11 sayıya kadar çıkaran Efes, Saric'in hatalarıyla rakibini tekrar maça ortak etti, Dyson'ın etkili oyunuyla 10-2'lik bir seri yakalayan Sassari farkı iki sayıya kadar indirdi, çeyrek sonunda Janning'in etkili oyunuyla ilk yarı 40-47'lik Efes üstünlüğüyle sona erdi.


İkinci yarının başında yine etkili savunmayla farkı 11 sayıya kadar çıkan Efes çeyreğin ortalarında farkın bir sayıya kadar inmesine engel olamadı: 56-57 (28.dk) Çeyrek sonunda Krstic ve Janning'in etkili oyunları farkın yine açılmasını sağladı: 56-63

Son çeyreğin başında da Krstic'in etkili oyunuyla maçtaki en büyük fark geldi: 61-74 (34.dk) Bitime bir dakika kala farkı dört sayıya kadar indiren Sassari son dakikada dış şutlarda isabet bulamayınca maça ortak olamadı.



İstatistikler: Efes'te Krstic 15s-3r-4a, Lasme 14s-7r, Janning 14s-4r ile oynadılar.

Sassari'de Jerome Dyson 21s-4r-3a ile oynadı, 9/24 üçlük atmaları ikinci yarıda öne geçmelerini engelledi.


Genel Yorum: Efes'te yeni transfer McGrath'in forma giymediği maç büyük bölümünde rahat geçti diyebiliriz. Sassari son derece plansız ve dengesiz oynayan bir takım, birebir hücumlar da bir takımın taktiği olabilir ama Sassari birebire dayalı hücum planları da uygulamıyor, ne yaptıkları tamamen belirsiz. Anadolu Efes pota altında etkili olarak maçı kontrol etti, toplamda 18 top kaybı olmasa Efes daha rahat bir maç kazanabilirdi diyebiliriz. Bu hafta Eurocup-Euroleague'de temsilcilerimiz oynadıkları altı maçı da kazandılar, bu altı maçtan beşinin deplasmanlarda olması da ayrı bir güzellik oldu...













2. Euroleague Cuma


Günün Sürprizi: Zalgiris Kaunas'ın kendi sahasında Nizhny Novgorod'ı 97-63 ile yenmesi sürpriz oldu, maçta bu kadar farkın çıkması ve Zalgiris'in tüm çeyrekleri kazanması beklenmeyen bir istatistik oldu. Zalgiris'te altı oyuncu çift hanelere ulaştı.


Düşük skorlu maçlar :   _ Günün en düşük skorlu maçında Olympiakos, Laboral'i 63-57 ile geçmeyi başardı. İlk çeyrekte farkı çift hanelere çıkaran Olympiakos maçı rölantide götürdü, son bölümde fark tek sayıya kadar indi, Olympiakos Lojeski'nin önderliğinde grupta 2-0 yapan tek takım oldu.


_ Limoges, Cedevita'yı 71-60 ile yenerek rakibini 71-60 ile grubun dibine gönderdi. Fransa şampiyonu ilk çeyrek sonunda farkı 8 sayıya çıkardı ve maç boyunca bu farkı korudu.


Yüksek skorlu maç : B Grubu'ndaki diğer maçta Unicaja Malaga, üç çeyrek boyunca geride götürdüğü maçta Alba Berlin'i 87-84 ile yenerek gruptaki ikinci galibiyetini aldı.


Günün Çekişmeli Maçı: Günün en çekişmeli maçı Kazan'da oynandı. Unics Kazan, Real Madrid karşısında ilk yarısını bir adım geride götürdüğü maçta ikinci yarıda Langford'un muhteşem performansıyla maça tutundu. Son 1:40'a beş sayı farkla önde giren Unics Kazan son bölümde Jerrels'ın saçmalamalarıyla maçı koparamadı, Sergio Llull'un maçtaki tek saha içi isabeti de maça son noktayı koydu. Langford'un 21 sayılık muhteşem ikinci yarı performansı Jerrels-Pedoulakis işbirliğiyle hiç edildi.








sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

www.abcspor.com