Euroleague’de
artık play-offlara geldik. Top16’in bitmesinin ardından ara verilmeden
play-offlar başlıyor. Çeyrek finaller 5 maç üzerinden oynanıyor, saha
avantajına sahip olan takım ilk iki maçı ve gerekmesi halinde son maçı kendi
sahasında oynayacak…
Salı
21:00 Fenerbahçe Ülker – Maccabi Electra Tel-Aviv: Euroleague tarihinde
saha avantajıyla çeyrek finalist olan ilk Türk takımı olan Fenerbahçe Ülker
eşleşebileceği en zor takım olan Maccabi’yle eşleşti; diğer iki takım
Panathinaikos ve Alba Berlin tam olarak FBÜ takımının dişine uygunken Maccabi
son derece tehlikeli bir takım. İlk olarak, -tekrarlamaya gerek yok ama- Maccabi’nin iç sahada yenilmesi çok zor
bir takım olduğunu söyleyelim. Evet, Fenerbahçe Ülker bu sezon deplasman
maçlarında çok başarılı olarak Barcelona-CSKA-Olympiakos’u devirdi ama artık
play-offlardayız. Son şampiyon Maccabi geçen yıl da çok iyi bir hava yakalamış
olan EA7 Milan’ı saha dezavantajına rağmen elemeyi başarmıştı. Maccabi, 2011’de de o zamanki adıyla Tau Ceramica’yı saha
dezavantajına rağmen elemişti. Son beş yılda iki kez saha dezavantajına rağmen
rakiplerini eleyen Maccabi, ilk iki deplasman maçından birini kazanıp içerde
işi bitiriyor. Milan-Tau’nın bir başka ortak özelliği de Euroleague tarihinde ‘hakemler
tarafından kollanan takımlar’ olmamaları. Malum, Euroleague’de özellikle bu
aşamada hakem kararları birçok şeyi değiştirebiliyor. ‘Hakem şansı’ açısından
Euroleague’in belki de en ‘şanslı’ takımı olan Maccabi bu yıl da bu özelliğini
kullanacaktır tabii ki. Fenerbahçe Ülker de hakemler tarafından fazla
korunmayacak gibi duruyor… İkinciye gelelim, Maccabi’nin asistan koçu ve burada
fark yaratacak isim Pini Gershon. İki kez Euroleague şampiyonu olan Gershon’un
Obradovic’le taktik savaşına gireceğini öngörebiliriz. Üçüncü madde de kadro
kalitesi olacak. Maccabi’ye geçen sene şampiyonluğu getiren iki lider oyuncu
Rice-Hickman takımdan ayrıldılar, Blu da emekli oldu ama yine de hiç yabana
atılmaması gereken bir kadro var. Rice’ın yerine transfer edilen Pargo o role
çok iyi oturdu. Blu-Randle değişikliğinin de pozitif bir katkı yarattığını
söyleyebiliriz; tek sorun Hickman’ın yarattığı boşluk. Haynes o boşluğu
dolduramadı, daha fazla tecrübe kazanan Landesberg iyi katkı sağlıyordu ama
ligin ikinci yarısında hiç oynamadı, Berlin deplasmanında kısa bir süre sahada
kalıp katkı sağlayamadı. Nate Linhart önemli bir rol oyuncusu, Joe Alexander
istikrarsız katkı verse de en azından farklı bir opsiyon sağlıyor, daha fazla
tecrübeli Alex Tyus ve fazla sahada kalamasa da her zaman etkili olabilen Sofo
Schortsanitis fark yaratabilen isimler…
Çarşamba
22:00 Real Madrid – Anadolu Efes: Aslında bu maçtan fazla da bahsetmek
istemiyorum. Geçen hafta da yazdığım gibi, Efes adeta elenmek için mücadele
etti ama Malaga’nın çabasıyla tur atlamış oldu ve Real Madrid’le eşleşti. Real
Madrid istim üstünde, Rudy Fernandez’in oynamadığı maçlarda bile çok rahatlar.
Jaycee Carroll iyileştikten sonra ritmini buldu, Felipe Reyes geçtiğimiz
sezonun ardından ikinci baharını yaşıyor, Sergio Rodriguez sezona yavaş başladı
ama Top16’de fark yarattı. Real Madrid muhtemelen 90-100 sayı bulacaktır, Efes
bunu yavaşlatabilir mi ben pek sanmıyorum…
Salı
20:00 CSKA Moskova – Panathinaikos: Geçen yıl da iki takım play-off
aşamasında eşleşmişlerdi ve iki takım da kendi sahalarında maçları kazananınca
CSKA final four’a gitmişti. Bu yıl da aynısı mı olacak bilinmez. Euroleague
tarihinin en başarılı takımlarından ikisinin eşleşmesi öncesi CSKA Moskova çok
iyi bir dönem geçirdi gruplarda, Panathinaikos ise inişli-çıkışlı bir
dönemdeydi ama Top16’in ikinci yarısıyla beraber takımın oturduğunu
söyleyebiliriz. Pappas-Giankovits’in tam anlamıyla yerleşmeleri ve Nelson’ın da
rolünü benimsemesiyle Panathinaikos daha iyi oynuyor, izlemesi zevkli bir takım
haline dönüştüler. Bu seri bana 2010 İspanya Ligi final serisini hatırlattı. O
yıl Laboral’in başında olan Ivanovic, elindeki rakip takıma göre ‘sınırlı’
diyebileceğimiz kadroyla Barca’yı süpürmüştü ve Pascual’e adeta bir taktik
dersi vermişti. Ivanovic, aynısını bu kez Itoudis’e karşı yapabilir mi diye
sorarsak neden olmasın derim. Serideki kilit nokta, CSKA oyuncularının grup
aşamalarında olduğu kadar efektif oynayıp oynamayacakları olacak gibi duruyor.
Teodosic önceki yıllarda sıkça gördüğümüz gibi baskı altında hatalar yaparsa ve
Weems de ortadan kaybolursa, çok sürpriz bir sonuç çıkabilir…
Çarşamba
20:00 Barcelona – Olympiakos: Başka bir klasik Euroleague eşleşmesi de
İspanya’da oynanacak. Çeyrek finallerin en iyi serisi olmasa bile tarafsız
izleyiciler tarafından en fazla ilgi çekecek seri olacak. Navarro-Spanoulis,
Tomic-Dunston, Doellman-Printezis, Oleson-Sloukas gibi güzel oyuncu eşleşmeleri
var. Sfairopoulos’un ilk play-offu olacak. Barcelona son altı yılın beşinde
final-four’da yer aldı…
sahinarif88@hotmail.com
twitter: @arifsahin1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder