29 Aralık
1989 doğumlu Shimane doğumlu Kei Nishikori sadece ülkesi için değil, Asya
erkekler tenisi için de tarihi başarıya imza attığı bir haftayı geride bıraktı.
2014 yılı başlamadan önce en üst
seviye rakipleri zorlamayan bir tenisçi olan Kei Nishikori sadece 2012
Avustralya Açık’ta çeyrek finale çıkmıştı ve en üst seviyeye çıkacak gibi
görünmüyordu. 1.78’lik boyuyla en üst seviyedeki tenisçilere karşı baskı
oluşturması da oldukça düşük bir ihtimaldi. 2014 başında Dante Bottini’nin
yanında eski Amerikalı tenisçi Michael Chang’le de beraber çalışmaya başladı ve
bu kariyerini değiştirdi.
2014 Avustralya Açık’ta dördüncü
tura kadar ilerleyen Kei, Nadal’la eşleşti, önceki yıllarda olduğu gibi ilk
setin ortalarından itibaren Kei’nin etkisiz olacağı bir maç görmeyi bekliyorduk
ama hiç de öyle olmadı. Kei birinci ve üçüncü setleri tie-break’te, ikinci seti
de 5-7 ile kaybederek elendi.
Barcelona’da şampiyon olan Kei,
Madrid finalinde Rafa Nadal’ı ikinci setin ortasına kadar adeta ‘ezdi’. Maçı
kazanmaya sadece birkaç oyun uzaktayken çok şanssız bir anda bileği döndü ve
üçüncü sette maçtan çekilmek zorunda kaldı, buna rağmen kariyerinin en iyi
sıralaması olan 9. sıraya yükseldi.
Roland Garros’ta ilk turda
elenen Kei, Wimbledon’da dördüncü tura yükseldi ve dördüncü turda Raonic ile
eşleşti, ilk seti kazanmasına rağmen kalan setlerde üstünlüğü kaybederek veda
etti.
Amerika Açık öncesi Rogers Cup
ve Cincinnati’de yarışmayan Nishikori’nin US Open’a katılıp katılmayacağı da
belirsizdi ama son anda 10 numaralı seribaşı olarak turnuvada yer alacağını
açıkladı.
İlk üç turda hiç zorlanmayan
Nishikori zorlu maçlarını beklendiği gibi ikinci haftada oynadı ama son yılların en etkileyici ‘finale doğru yolu’ndan
geçtiğini söyleyebiliriz. Dördüncü turda Raonic’le eşleşen Kei erkekler
tenisinin en zorlu görevlerinden birini başardı ve setlerde 1-2 geriye
düştükten sonra Raonic’i elemeyi başardı. O maçta toplamda beş kez Raonic’in
servisini kırmayı başardı.
Çeyrek finalde ise rakibi son
zamanların en iyi sert zemin oyuncularından biri olan Stan Wawrinka oldu. Kei
yine çılgın bir maç oynadı, Amerika Açık tarihinin en geç biten maçına imza
attılar Stan’le beraber – ilk seti kaybetmesine rağmen maçı yine final setinde
kazanmayı başardı, bu maçı toplam puanlarda Stan’in kazandığını da not edelim.
81 yıldır bir Grand slam’de yarı
final yapan ilk Asyalı erkek tenisçi olan Kei’nin artık pes etmesi normal bir
beklentiydi, çünkü rakibi Amerika Açık’ın son yıllardaki en iyisi Novak
Djokovic’di. Nishikori bu maçta turnuvadaki belki de en iyi tenisini oynadı ve
ikinci setteki 1-6’dan sonra müthiş toparlanarak son iki seti kazandı ve finale
yükseldi. Bu maçı da toplam puanlarda Nole’nin kazandığını not edelim.
10 numaralı seribaşının pili ise
final günü geldiğinde bitmişti. Diğer üç maçta rakiplerinden çok daha az basit
hata yapan Kei final maçında basit hata sayısını bir türlü azaltamadı, bunun
üstüne Cilic’in de akılalmaz servis performansı eklenince Kei maça tutunamadı.
Kei Nishikori Amerika Açık performansından sonra
ATP Dünya Sıralaması’nda üç basamak birden çıkarak kariyerinin en iyi
sıralaması olan 8.sıraya yükseldi, bu yılki puanlar baz alındığında ise Kei
altıncı sırada yer alıyor ve yıl sonu finallerine gitmek için avantajlı…
sahinarif88@hotmail.com
twitter:
@arifsahin1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder