22 Mayıs 2014 Perşembe

Banvit – Galatasaray LH serisi analizi

          Beko Basketbol Ligi’ni lider bitiren Banvit ile ligi dördüncü sırada bitiren Galatasaray LH yarı final serisinde karşılaşıyorlar. İki takım geçen sezon final serisinde karşılaşmıştı, son dört yılda üçüncü kez bir play-off serisi oynayacaklar. Son üç yıldaki iki seriyi de Galatasaray kazanmıştı. O serilerde Banvit’in başında Orhun Ene’nin olduğunu da not edelim.



            Yarı finale nasıl geldiler?


            Banvit normal sezonu açık ara lider olarak tamamlamıştı. Bununla beraber Banvit’in Türkiye Kupası ve Eurocup’ta kötü sonuçlar aldığını görüyoruz. Ligde final yapılamaması durumunda Banvit’in çok da iyi bir sezon geçirmediğini söyleyebiliriz. Eski oyuncularla yeni oyuncuları iyi karıştırdılar, iyi bir takım havası yakalandı, Itoudis’in çok iyi bir koç olduğu ortaya çıktı ama sonuç olarak ligde yarı final-Eurocup’ta ikinci tur-kupada ilk tur tatmin edici sonuçlar değil.
            Çeyrek final serisini kısaca hatırlayalım; Banvit Tofaş’ı 2-0’la geçti ama iki maçta da çok zorlandı, seri Tofaş lehine 2-0 da sonuçlanabilirdi. Banvit ilk maçta uzun süre boyunca Rowland’dan faydalanamadı, Itoudis cesur bir hamle yaparak kritik dakikalarda Rowland yerine Markovic’i tercih etti. Mejia da çok ekstra bir performans sergiledi, Simmons’ın da her zamanki performansını göstermesi galibiyeti getirmişti. İkinci maçta da Rowland-Mejia üzerinden oynadılar. İkinci maçta Itoudis Aminu-Markovic değişikliğiyle bir kumar oynadı, Edge katkı yapmasaydı kumarı kaybedecekti. Serinin iki maçında da Chuck Davis fazla katkı vermedi, Mejia-Simmons çok iyi oynadılar.

           
Galatasaray LH normal sezonu bir önceki sezon kadar iyi geçirmedi. Bunun iki büyük nedeni sakatlıklar ve Euroleague fikstürüydü. Sakatlıklar ve Euroleague fikstürü başarısızlığın bahanesi olamaz, Ergin Ataman rotasyonu doğru kullansaydı, takımın bütün yükünü 30+ yaşında olan, sakatlık geçmişleri olan oyuncuların üstüne yıkmasaydı takım ligde daha başarılı olabilirdi. Ligin ikinci yarısında net bir şekilde gördüğümüz üzere Galatasaray oyuncuları da lige konsantre olmakta zorlandılar. Euroleague’de çeyrek finale giderken, ligde açık açık maç seçtiklerini, kolay maçlara asıldıklarını gördük.
Çeyrek final serisini kısaca hatırlayalım; Galatasaray Beşiktaş’ı geriden gelerek 2-1’le geçmeyi başardı. Şöyle de diyebiliriz; ilk maçın ilk 25 dakikasında Galatasaray iyi oynadı, ilk maçın son 15 dakikası ile ikinci maçın ilk 10 dakikasında Beşiktaş iyi oynadı, ikinci maçın son 30 dakikasında iki takım da kötü oynarken, maçı GS kazandı. Son maçın ise tamamında Galatasaray iyi oynadı. Buna rağmen, Ahmet Kandemir ‘’Böyle elenmeyi hak etmemiştik.’’gibi çok ilginç bir cümle kurabildi, halbuki Beşiktaş’ın son maçta gösterdiği performansı çok iyi izlemiştik. Biz Galatasaray’a dönelim. Galatasaray son maçta çok iyi oynadı. Galatasaray’ın rotasyondaki tüm oyunculardan katkı aldığı, koç Ergin Ataman’ın oyuna doğru yerlerde müdahale ettiğini gördük. Bu sezon bunu birkaç kez görmüştük, Galatasaray birkaç oyuncu 30-35 dakika sahada kalmadığında, rotasyon 7-8 kişi olmadığında gerçekten çok iyi oynayabiliyor.



            Saha avantajı


            Banvit bu sezon ligde kendi sahasında oynadığı tüm maçları kazandı. Daha etkileyici bir istatistik söyleyeyim, Bandırma’da Efes hariç tüm takımları ciddi farklarla yendiler. Efes maçında ise üçüncü çeyrekte 15 sayı farkla geriye düşmelerine rağmen maçı çevirmeyi başardılar. Banvit’in Ene döneminde normal sezonda benzer iç saha performansları vardı ama play-off döneminde bunu sürdüremediler. 2011 yılındaki yarı final serisinde de Galatasaray’a karşı saha avantajına sahiplerdi ama seriyi kaybettiler. Banvit iç sahada önemli bir taraftar desteğine sahip olsa da kritik maçlarda bu avantajı çok iyi kullanamadıklarını görüyoruz.
            Banvit’in bu yılki deplasman performansı da etkileyiciydi. Eurocup’ta deplasmanlarda çok zorlansalar da ligde Beşiktaş ve Pınar Karşıyaka dışındaki bütün deplasman maçlarını kazandılar, özellikle Fenerbahçe Ülker deplasmanında aldıkları galibiyet çok etkileyiciydi.


            Galatasaray’ın dış saha performansına bakalım. Galatasaray bu sezon Euroleague’de önemli deplasman performansları gösterdi. (Bayern Münih-Partizan deplasmanları) Ligde ise deplasmanlarda pek başarılı olamadı. Ligin başlarında oynanan ve farklı kazandıkları Pınar Karşıyaka-Uşak deplasmanlarıı haricinde ligdeki hiçbir ciddi deplasman maçını kazanamadıklarını, hatta deplasman maçlarında ağır yenilgilere uğradıklarını gördük. Bu yenilgilerde ‘maç seçme’ önemli bir olgu oldu. Galatasaray’ın örneğin Fenerbahçe maçına daha çıkmadan maçı kaybettiğini gördük.
            Galatasaray’ın normal sezonda gösterdiği iç saha performansı da kafa karıştırıcı oldu. GS Euroleague’de bir tane bile ciddi iç saha maçını kazanamazken ligde de Banvit-Karşıyaka maçlarını kaybettiler.




            Koçlar


            İki koçun da taktiksel olarak başarılı olduklarını söyleyebiliriz. Ligde karşılaştıkları iki maçta ve sezonun genelinde Itoudis’in Ataman’a karşı ciddi şekilde önde olduğu da ortada. Hatta, Itoudis sezon boyunca Ataman-Obradovic-Angelou-Bulkaz ile toplamda 8 kez karşılaştı ve bu maçların hepsinden taktiksel olarak üstün ayrılmayı başardı. Itoudis, Ataman’ın aksine sakatlıklarla uğraşmadı ama Ataman’ı muhtemel sakatlıklarla uğraştıran yine Ataman’ın kendisi oldu, bu yolu başkası seçmedi.


            Yine çeyrek final serilerine dönelim. Itoudis iki maçta da gard rotasyonunda cesur ve başarılı kararlar aldı. İlk maçta Markovic’i, ikinci maçta da Edge’yi kritik noktalarda oyuna alarak önemli değişiklikler yaptı, ikinci maçta Aminu-Markovic değişikliği yerinde miydi, bence değildi. Zaten Aminu da Elonu karşısında etkili olamamıştı.
GS-BJK serisinde ise ilk iki maçta ciddi coaching hataları gördük. Ahmet Kandemir elindeki seri nasıl rakibe hediye edilir, bunu gösterme uğraşındaydı. Serinin ilk 60 dakikasında hatalar yapan Ataman son 60 dakikada da taktiksel olarak ciddi üstünlük sağladı. Burada Kandemir’in hatalarını da görmezden gelmeyelim. Son maçın ilk beş dakikasında oyuna seyirci kalarak takımın farklı bir şekilde geriye düşmesini izledi, sonra da maçı çeviremedi.


Şimdi soru şu; Ergin Ataman Beşiktaş serisinin son maçında yaptığı doğrularda ısrar eder mi? Bence etmez. Nedeni şu; bu sezon birçok defa Galatasaray’ın doğru rotasyonla oynadığını ve sahaya istenilen performansı yansıttığını gördük. Bir sonraki maçta ise Ergin Ataman bu doğrulardan vazgeçti. Ataman’ın sanki bir ‘’Takımı bozayım, her maç farklı bir şey yapayım ama yine kazanayım.’’inadı var. Kendi kendini zor şartlara sokup, sonra kazanıp ‘kahraman’ ilan edilme peşinde. Ataman’ın bu seride de bu mentalitesinden vazgeçmesini beklemiyorum.


            Kadrolar


            Banvit’in istikrarlı olarak katkı veren oyuncuları belli, yardımcı oyuncular belli, rotasyon açısından kafa karışıklığı yok. Devşirme oyuncu Simmons da formda, çeyrek final serisinde beklentilerin de üstüne çıktı. Takımın en önemli yıldızlarından biri olan Chuck Davis ise Tofaş karşısında bekleneni veremedi. Halbuki karşısında Balazic-Geyik gibi çok seveceği eşleşmeler vardı ama etkili olamadı. Chuck’ın kendisini yarı final serisine sakladığını düşünüyorum. Bu serinin kilit adamlarından biri de Cevher Özer. Banvit’in üç yabancısından ve Simmons’dan katkı alabileceğini biliyoruz ama Cevher’in ne yapacağı önemli. Ligde iyi performanslar veren Cevher çeyrek final serisinde etkili olamadı. İki maça da ilk beşte çıkan Cevher’in performansını ilk beş başlamak düşürüyor sanki.


            Galatasaray ilk maçta Arroyo’dan verim alamadı. Basında ‘para alamadığı için oynamadı’ gibi iddialar çıksa da ben karşısında oynayan Muratcan’ın iyi oynadığını ve Arroyo’nun bu nedenle ritmini bulamadığı düşünüyorum. İkinci ve üçüncü maçlarda Ataman’ın aklına ‘’Ya bizde Pops diye birisi vardı.’’fikri geldi. Üçüncü maçta ise Ataman ‘’Bir de tüm rotasyonu kullanalım bakalım, ne olacak’’ dedi ve farklı galibiyet geldi. Üçüncü maçın en iyisi olan Sinan Güler’in ilk maçta da iyi oynadığını gördük, talihsiz bir sakatlık yaşamıştı. Ender Arslan da iç saha maçlarında iyi oynarken ikinci maçta saçmalamıştı. Sadece son maçta oynayan Göksenin Köksal da hazır olduğunu gösterdi, Cenk Akyol da sezonun en formda döneminde.



            Tahmin


            Basketboldaki her seride, seri oyuncular arasında olduğu kadar koçlar arasında da oynanır. Bu seride ise koç faktörünün normalden daha önemli olacağına inanıyorum. Itoudis normal sezonda iki maç kazandı ki bunlar çok önemliydi. Deplasmandaki Fenerbahçe maçını 17 sayı geriden gelerek, içerideki Efes maçını da 15 sayı geriden gelerek kazandırdı takımına. Ataman’ın ise ne Euroleague’de, ne de ligde bu tip bir galibiyeti olmadı. Ciddi maçlarda hep geriden gelen ve rakibini yakalamaya çalışan bir Galatasaray gördük. Üstüne üstlük farklı bir şekilde öne geçtiği birçok maçı da kaybeden bir Galatasaray gördük. (Maccabi-Beşiktaş maçları)


            Itoudis’in neler yapabileceğini hemen hemen kestirebiliyoruz. Ataman’ın ise ne yapacağı şüpheli. Bu seride Beşiktaş maçındaki gibi geniş rotasyonla mı oynayacak, oyunu Arroyo-Erceg-Hairston/Marko üzerine mi yıkacak? ‘Maç boyunca mutlaka üç yabancıyı aynı anda oynatmalıyım.’ısrarına devam mı edecek? Serinin gidişatını daha çok Ataman’ın neleri tercih edeceği belirleyecek gibi duruyor.








twitter.com/arifsahin1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder