21 Nisan 2014 Pazartesi

Çeyrek final takımı olmak?

         Galatasaray Barcelona’ya 3-0 ile süpürüldükten sonra koç Ergin Ataman birbirinden ilginç açıklamalar yapmış. Cümlelere bakalım:

            ‘’Huertas savunmasında biraz hatalar yaptık. O da beklenmedik şekilde skora çok ciddi katkı yaptı.’’

            Maç bittikten sonra ‘’Huertas’ın savunmasında biraz hatalar yaptığını’’ anlamak gerçekten müthiş başarı! Marko-Hairston diğer şutörleri savunurken Galatasaray kadrosunda Huertas’ı savunacak kaç oyuncu var? İki. Sinan Güler ve Göksenin Köksal. Sinan 8:42 oyunda kalırken, Göksenin de 2:38 oyunda kalmış. Tamam, hücumda oyunu organize edemediğimiz için Carlos Arroyo mutlaka oyunda kalmalı, yanında da Sinan-Göksenin-Malik-Marko’dan ikisi olmalı. Sorum şu? Bu oyunculardan biri Huertas’ı savunsa Oleson-Papanikolau-Nachbar gibi isimler bu kadar etkili olabilir miydi? Barca hücumunu yönlendiren isim Huertas, ona boş alan verdiğinde neler olabileceği de hemen hemen belli. Bu durumda Huertas’ı savunamamak zaten harakiri gibi birşey. Serinin üçüncü maçında bunu farkedemediysek fazla birşey söylemeye gerek yok.

            İkinci cümleye gelelim: ‘’O da beklenmedik şekilde skora çok ciddi katkı yaptı.’’ Huertas dün 16 sayı-2 asistle oynadı. Peki bu katkı beklenmedik miydi? Hiç de değildi. Bu sezon Navarro’nun oynamadığı tek ciddi maç Fenerbahçe Ülker deplasmanı idi. O maçta Huertas ne yaptı? 23 sayı-7 asist. Sadece o maçı izlesek Navarro olmadığında Huertas’ın devreye girmeye çalışacağını ve gününde olması durumunda da ciddi katkı vereceğini çözerdik. Bunu benim tahmin etmem ama Ergin Ataman’ın tahmin edememesi çok acı.


            En çok tartışılan açıklamaya gelelim: ‘’27 maçlık bir Euroleague maratonu yaşadık ve tüm sakatlıklara rağmen çeyrek final takımı olduğumuzu gösterdik.’’

            Ataman’ın bu açıklamayla neyi anlatmak istediğini anlamak güç. ‘’Çeyrek final takımı olduğunu göstermek’’ ne demektir? Bir takımın çeyrek final takımı olduğunu göstermesi için 1 kez çeyrek final oynaması yeterli midir? Galatasaray bir kere çeyrek final oynayıp çeyrek final takımı olduğunu gösteriyorsa 5 kere üstüste çeyrek final oynayan takıma ne denir? İşin bir de diğer tarafı var. ‘’Çeyrek final takımıyız’’ demek ister istemez ‘’daha ileri gidemeyiz işte, ancak çeyrek final takımı oluruz’’ anlamına geliyor. Burada ciddi bir anlam karmaşası var. Bence açıklamaya açıklama getirmek gerekiyor.

            Cümlenin ilk bölümüne bakalım bir de. ‘’27 maçlık bir Euroleague maratonu yaşadık ve tüm sakatlıklara rağmen…’’ Bu da öyle bir açıklama ki sanki 27 maçlık bir Euroleague maratonunu Galatasaray yaşamış, Barcelona-CSKA-Real vs. kafadan çeyrek finalist yapılmış. Başka bir açıdan bakarsak, sanki Galatasaray Euroleague’e kaldıktan sonra format değiştirilmiş de Galatasaray yıpratılsın diye fikstür 27 maça çıkarılmış! Böyle açıklamalara sığınacaksak ilk 10 maçtan sonra Top16 maçlarına çıkmasaydık daha iyiydi!

            Ve en sevdiğim bölüm: ‘’tüm sakatlıklar…’’ Sezon başında takım kurulurken bu takımın başında kim vardı? Aynı yönetim, aynı koç. Sezon başında yapılan transferlere bakalım: Geçmişte kalp rahatsızlığı yaşamış olan, Barcelona’dan sakatlığı nedeniyle gönderilen ve Avrupa’da hiçbir büyük takımdan transfer teklifi almayan Nathan Jawai kadroya dahil edildi. CSKA Moskova’da sakatlığı nedeniyle istikrarlı performans gösteremeyen ve üç yıllık kontratı olmasına rağmen sözleşmesi feshedilip gönderilen Zoran Erceg kadroya dahil edildi. Geçtiğimiz seneyi sakatlığı nedeniyle kaçıran, en büyük silahı fiziksel üstünlüğü nedeniyle savunmada sağladığı üstünlük olan Henry Domercant kadro tutuldu. Jawai beklenen sakatlığı geçirdi, Galatasaray kimi transfer etti? 2012 Olimpiyatları öncesi sakatlığı nedeniyle kadrodan çıkarılan, sakatlığı nedeniyle Maccabi’ye transfer olan, daha sonra Sevilla ve Milano’da sözleşmeler imzalayan ama sakatlık nedeniyle oynayamayan Pops Mensah-Bonsu. Transfer vizyonu Jawai’nin yerine zaten sakat olan Pops’u getirmek olan kulüp de ‘’sakatlıklara rağmen…’’ deme hakkına sahip değildir. Galatasaray’ın yerine transfer yapamadığı iki oyuncu var: Markoishvili ve Dağlı. Marko sezonun en kritik yerinde takıma –çok formda bir şekilde- döndü. Dağlı ise devşirme olarak forma giydiği için ligde oynatılamayacak bir oyuncunun transferi lüks olarak görüldü. Ayrıca bu pozisyonda Milan Macvan’ın gösterdiği performans da transfer gerekmediğini gösterdi.

           
            Galatasaray’ı çeyrek final oynadığı için tebrik ediyorum ama çeyrek finale nasıl geldiğini de hatırlayalım. Galatasaray Top16’de zor olan E Grubu yerine zayıf olan F Grubu’na düştü. Bu grupta Galatasaray’ın tur yolundaki rakipleri Lokomotiv Kuban, Bayern Münih, Partizan ve Zalgiris Kaunas idi. Zalgiris genç kadrosuyla baştan havlu attı. Partizan’ın belini sakatlıklar büktü. Geriye kalanlar Lokomotiv Kuban-Bayern Münih idi. Bu iki takım da Euroleague’e ilk kez katıldılar ve gereken tecrübeden yoksundular. Bayern’in kadro kalitesi de Galatasaray-Kuban’la yarışacak düzeyde değildi. Başarılarının büyük bölümü iç sahada geldi ve kadro uyumunu kısa sürede sağladıklarını gördük. Bence beklenenden daha başarılı oldular, kutlamak gerekir.

            Galatasaray’ın gerçekten geçtiği tek takım Lokomotiv Kuban’dır. Kuban’ın da şanssız bir sezon geçirdiğini ve dört tane maçı 5 sayının altındaki farklarla kaybettiğini hatırlatalım. Son dakikalardaki kötü performanslarının en önemli nedenlerinden biri tecrübesizlik, biri de dış oyuncuların inanılmaz istikrarsızlığıdır. Ayrıca Galatasaray’ın beklenenin altında kalan Kuban’ı ancak averajla geçtiğini de hatırlatalım.

            F Grubu’ndaki durum buyken; Galatasaray Malaga’nın yerine E Grubu’na düşüp Panathinaikos-Olympiakos-Fenerbahçe Ülker’le çeyrek final mücadelesi yapsa durum ne olacaktı, insan merak ediyor.


            Galatasaray’ı çeyrek final oynadığı için tekrar kutluyorum ama Barcelona karşısında ezilmenin açıklaması olmaz, ‘çeyrek final takımı olduğumuzu gösterdik’ demek Galatasaray’ı yüceltmez, küçültür.

           

           

             

           
           



twitter.com/arifsahin1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder