17 Nisan 2014 Perşembe

KRAL KUPASI MADRİD’DE. 1-2

BARCELONALAŞTIRAMADIKLARIMIZDAN MISINIZ?
Öncelikle Bu blogun takipçileri için samimi olmak adına bazı açıklamalar yapmak durumundayım. Birincisi futbol ile ilgili yazılarda basketbolda olduğu gibi maç havası tadında yazılar yazmam. Basketbolda maçın hikayesini an be an yazmamın sebebi bunu yapan kişi ve yazı sayısının hakikaten çok az olması. Yazılanların da maçı değil başka bir şeyi yazıyor olmaları da bir başka motivasyon benim için. Maçı izlemeyenler veya izleyip de ana kapılanlar için bu gibi yazılar çok önemli oluyor.
Futbolda ise aynı durum sözkonusu değil. İstemediğiniz kadar adam ve yazı maçın hemen ardından bir tık ötenizde. Aralarında bu işi iyi yapanlar da var hakikaten. O yüzden daha iyisi varken benim yazmama gerek yokJ
İkincisi yurt dışında sıkı bir Madrid sempatizanıyım. Barcelona’dan hem oyun sistemi hem de kulübün temsil ettiği değerler sebebiyle pek hazzetmiyorum. Ayrıca menajerlik yapsam Messi’yi değil Ronaldo’yu takımımda isterim. Bu nedenle yazdıklarım kesinlikle objektif değil. Bunları bilerek okumanızı rica edeceğimJ
Bu geceki Kral kupası maçında net olarak ortaya çıktı ki Barcelona gol atamayınca ortaya koyduğu oyun belli bir sürenin sonunda sıradanlaşıyor. Ben zaten 2-3 yıldır Barcelona’nın bol bol kısa ve hızlı paslara dayanan oyunundan sıkılıyorum. Evet golle sonuçlanınca gerçekten göze hoş gelebiliyor. Ama 50 girişimin sadece 1 veya 2 sinin gol olması benim gibi adrenalin sevdalılarına hitap etmiyor maalesef. Öyle ki kalenin ağzında şut çekmek yerine bir ekstra pas daha yapılınca bende sigorta atıyor.
Bu geceki maç bizim köylü ligimizdeki FB-GS derbisine benzer şekilde gergin başladı ve gerginlik belli bir seviyenin altına hiç düşmedi. Ronaldo’suz Madrid gerçekten sırıttı. Organize tek bir atak dahi yoktu. Ancak Madrid’in şansı Barcelonalı yıldızların da sahada varla yok arasında olmalarıydı. Ve tabi ki Bale farkı! Bu adama futbol gerçekten yakışıyor. Hem fizik hem de tekniğin birleştiği iki adam yani Ronaldo ve Bale aynı takımda oynuyor. Madridliler gerçekten çok şanslı!
Henüz 14. Dakikadaki yarım pozisyonun Real lehine golle sonuçlanması maçı daha da zevkli hale getirecekti ki yine Barcelona’nın o sıkıcı oyunu başladı. Allah’tan Real arada kontra ataklarla biraz nefes aldırdı ama ilk yarıda futbol adına hiçbir şey yoktu diyebiliriz. İlk yarıda bir parantezi de Neymar için açalım. Anormal agresif tavırlar Barcelona ekolüne yakışmıyor. Bu tür çirkinliklerin yakıştığı adamlar var Pepe ve Melo gibiJ Herşey yerinde güzel, rol çalmak yerine ikinci yarıda biraz içeri katedip gole daha yakın olması gerekiyordu.
İkinci yarıya yine Madrid’in kontra atakları damgasını vurdu. Ancak 68. Dakikada genç savunmacı Bartra’nın kafa vuruşu gerçekten iyiydi. Gerçi ezbere bir vuruştu ama o topun çıkarılması imkansızdı. Maça denge gelince Barcelona’nın sıkıcı oyunu tekrar başladı. Yine Madrid savunmasını kısa paslarla cepheden aşmaya çalıştılar ancak ceza sahasına bile giremediler. Ve 85’te Bale sahneye çıkarak finali yaptı.
Madrid’i takip eden fubolseverler Madrid’in bir final takımı olduğunu bilirler. Bugün de takımın marka ismi Ronaldo olmadan maçı almayı bildiler. 90 dakika boyunca tek bir organize atak gerçekleştiremeyen Madrid, kontrataklar ve şansın yardımıyla Kral kupasını müzeye götürmeyi başardı diyebiliriz.



ukara902@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder