Baştan belirteyim, bu yazımda niyetim fanatizm yapmak veya
halk arasındaki tabiriyle ‘goygoy yapmak’ değil. Tek niyetim Galatasaray’ın
önündeki tarihi fırsatı bir kez daha açıklamak ve maç öncesinde durumun daha
iyi anlaşılmasını sağlamak.
Galatasaray
LH bu sezon öyle veya böyle çeyrek finale kaldı; nasıl kaldığını, ne zorluklar
geçirdiğini, ne hatalar yaptığını, hangi takımlarla oynadığı vs. bir kez daha
incelemeyelim -veya incelemesini sonraya bırakalım. Galatasaray’ın bu sezonki
en dikkat çekici istatistiklerinden biri de şu ki; İstanbul’da ve deplasmanda
hiçbir ciddi üst torba takımını yenemedi. İlk turda Olympiakos, Top16’de CSKA
Moskova, Real Madrid ve Maccabi Electra Galatasaray’a karşı oynadıkları tüm
maçları kazandılar. Galatasaray deplasman maçlarında Olympiakos ve Maccabi
karşısında tutunamazken CSKA ve Real karşısında biraz şans yanında olsa
galibiyetle dönebilirdi.
Artık
bunları değerlendirmeye gerek yok. Rakip Barcelona. Bu yazıyı bir ay önce
yazıyor olsaydım, Barcelona’yı kesin favori olarak gösterirdim ve Barcelona’nın
turu muhtemelen 3-0’la bitireceğini yazardım. Bir ay içinde durumun değişmesi
için tek gerekçe; Galatasaray’ın formunun zirveye çıkması ve Barcelona’nın
formunun da aşağı düşmesi idi. Bu da oldu mu? Oldu. Son iki Euroleague maçında
Barcelona’nın yenilmesinin rehavetle/ciddiye almamakla ilgisi olduğunu
düşünmüyorum. Barcelona’nın Milano deplasmanında ve Laboral’le oynadığı
maçlardaki farklı yenilgileri rehavetle açıklanamayacak yenilgiler. Barcelona’nın
önceki yıllarda grup liderliği kesinleştikten sonra hiçbir maçı ‘rehavet’
nedeniyle rakiplerine bırakmadığını, her maça aynı ciddiyetle asıldığını
hatırlatayım.
Bu süreçte
Galatasaray’ın aldığı galibiyetler de rakiplerin zayıf olmasıyla açıklanabilir.
Yalnız, Ergin Ataman ve Carlos Arroyo cephelerinde de değişenler var. Ergin
Ataman öncelikle Macvan/Erceg dakikalarını daha iyi paylaştırmaya başladı ve bu
da takımın savunmadaki direncini arttırdı. Ondan sonra Sinan Güler de
rotasyonun ciddi bir parçası haline geldi. Sakatlardan Manuchar Markoishvili
beklenenden daha iyi bir şekilde sahalara döndü, Erwin Dudley/Ersin Dağlı
Euroleague’de henüz süre almadı ama Fenerbahçe Ülker maçında gördüğümüz
kadarıyla o da form tutuyor. Pops Mensah-Bonsu’nun da bugün oynayabileceğini
hatırlatayım. Carlos Arroyo’ya gelirsek; Arroyo ilk 15 maçtaki ‘beyaz Dentmon’
havasından kurtulup son maçlarda ‘genç Jason Kidd’ gibi oynamaya başladı. Son
üç haftalık süreçte Arroyo şut ritmini kaybetti ama asistleri arttı, takım
arkadaşlarını daha fazla oyuna adapte etti.
Galatasaray
bu sezon hiçbir ciddi rakibe karşı maç kazanamamıştı. İnanıyorum ki, o
galibiyet bugün gelebilir. Bugün Carlos Arroyo’nun da şutlarının isabetli
olmasıyla, Barcelona’da Huertas’ın iyi savunulmasıyla; JC Navarro ne kadar
basket atarsa atsın ibre Galatasaray’a dönecektir. Son olarak da şunu diyeyim,
bugün Galatasaray fark yese de değişen hiçbirşey olmayacak, Perşembe günü bir
şansımız daha var…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder