A Milli Takım devşirme hakkını çok farklı bir şekilde
kullanarak şu ana kadar Türkiye’yle ilgisi olmamış Emporio Armani Milano oyuncusu
Keith Langford’ı devşirdi.
Olaya
iki açıdan yaklaşmak istiyorum. Birincisi; Keith Langford’ın doğru isim olup
olmadığı konusu, ikincisi de Türkiye’nin bu kararının ‘etik’ olup olmadığı
konusu.
Langford doğru isim midir?
Keith
Langford’ın taktiksel olarak doğru isim olduğuna inanıyorum. Gündemde olan
isimler kimdi? Bobby Dixon, Keith Simmons, Erwin Dudley. Emir’in Milli Takım’da
olmayacağı hemen hemen kesinleştikten sonra gündeme gelen isimlerin yeterli
olduğunu söyleyemeyiz. Dixon patlayıcı bir oyuncu ama zaman zaman da kötü
maçlar çıkarıyor ve kısa sürede çok maça çıkılacak bir ortamda Dixon’ın
dengesizliğine güven olmaz. Simmons yeteri kadar sert bir oyuncu, Milli Takım’da
da en az beş-altı yıl oynayabilir ama uluslarası tecrübesi yeteri kadar fazla
değil. Erwin Dudley’e gelirsek, uzun bir sakatlıktan çıktı ve onun pozisyonunda
oynayacak olan çok oyuncu var. Bu oyuncular arasında Langford’ın kariyer-performans
olarak sivrildiğini söylememe gerek yok sanırım.
Langford’ı
kısaca tanıyalım: 15 Eylül 1983’te Texas’ta doğan Langford Kansas Koleji’nde
başarılı bir dönem geçirmesine rağmen NBA’e seçilmedi. Avrupa kariyerine 2005’te
İtalya’da başlayan Langford 2007’de Spurs formasıyla iki NBA maçına çıktı ama
NBA’de başarılı olamayacağı ortaya çıkınca Avrupa’ya geri döndü. Virtus Bologna’da
Eurochallenge Şampiyonluğu yaşayan Langford daha sonra Euroleague takımlarında
oynamaya başladı. 2009’da Khimki’de oynamaya başlayan Langford iki yıl sonra
Maccabi’ye geçti ve 2012’den bu yana da EA7 Milano’da forma giyiyor. Vasat
geçen Maccabi sezonu dışında Khimki ve Milano’da çok iyi sezonlar geçirdiğini
gördük. Bence Euroleague’de sezonun en iyi oyuncusu konumunda.
Yalnız
Langford’ın nasıl ‘en iyi oyuncu’ olduğunu da bilelim. Milano Hackett’ı
transfer etmese Langford yine bu performansı verebilir miydi? Bunu bilemeyiz
ama Jerrels-Langford formülünün Hackett-Langford formülü kadar etkili
olamayacağını düşünüyorum. Bu noktada Ergin Ataman’ın gard seçimi de çok
önemli. Ataman’ın genel olarak kullandığı ‘’bir
adamı 40 dakika oyunda tut, topu ona ver, B Planı’n da olmasın’’ sistemi Langford’la
işe yaramaz. Ataman Langford’ın yanına Hackett gibi birini de devşiremeyeceği
için Keith’ten verim alması için oyun kurucu tercihini çok iyi yapması
gerekiyor. Türkiye’nin oyun kurucu alternatifleri kimler? Kerem Tunçeri, Kenan
Sipahi, Ender Arslan, Doğuş Balbay, Barış Ermiş. Bu oyuncular arasında en
formda olan kim? Barış Ermiş. Maalesef ki Ermiş bugüne kadar Milli Takım’ın
oyun kurucusu olamadı. Tunçeri tekrar takıma dahil edilir mi, sanmıyorum. Ender
Arslan formsuz bir sezon geçiriyor, Ender-Langford formülünün başarılı
olabilmesi için Ender’in performansını Hackett seviyesine çıkarması gerekiyor.
Doğuş/Kenan ise Langford’la beraber hücum yapmaları durumunda verim
alınamayacak isimler. Benim arzum Barış Ermiş’in Milli Takım’a kazandırılması,
Barış-Langford formülünün tutacağını düşünüyorum.
Türkiye’nin Langford tercihi
İlk paragrafta
belirttiğim üzere, Türkiye’nin elinde Keith Langford’dan daha başarılı bir
devşirme yoktu. Türkiye sınırlarını geçelim, Avrupa çapında ‘devşirelecek
oyuncu’ olarak Keith Langford’dan daha kaliteli bir oyuncu yok.
Ergin
Ataman göreve geldiği gün ‘devşirme konusu’nu gündeme taşıdı, o günden bu yana
da devşirme konusu gündemimizin başlarında yer aldı. Ataman’ın devşirme
konusunu gündemin tepesine taşıması doğru mudur o ayrı bir tartışma konusu.
Benim ‘devşirme’
konusunda tutumum şudur; ‘’Eğer Türk oyuncular
arasından o kadar kaliteli bir oyuncu çıkmıyorsa devşirme uygulansın.’’
Benim görüşümle paralel olarak Ergin Ataman’ın da zamanında bir açıklaması
vardı. Emir Preldzic’in devşirilmesi gündeme geldiğinde Ataman ‘’Emir kendi takımını Euroleague’de başarıya
taşımadı, onu devşirip ne yapacağız?’’ gibi bir açıklama yapmıştı. Bugün
Keith Langford Euroleague’de takımını başarıya taşıdı ve Türkiye’yi de bir adım
ileriye taşıması muhtemel. Bu açıdan Keith Langford’ın devşirilmesinin doğru
olduğunu düşünüyorum.
Langford’ın
Türkiye ile alakası olmadığı doğru ama Avrupa’da bunun çokça örnekleri de
geçmişte yaşandı. Bo McCalebb’ın Makedonya ile çok mu ilgisi vardı? 2010’da
Makedonya Milli Takımı’nda oynamaya başlayan Bo takımın en önemli parçalarından
biri oldu. Bir başka örnek de Henry Domercant. Bosna ile bir bağı olmayan
Domercant 2005’ten bu yana Bosna-Hersek Milli Takımı’nı temsil ediyor.
FIBA’nın
kuralı net: ‘’Her Milli Takım bir
devşirme oynatma hakkına sahiptir.’’ FIBA bu devşirmenin nasıl olacağıyla
ilgili bir kriter getirmemiş. Devşirme Emir Preldzic gibi uzun yıllar Türkiye’de
forma giymiş bir oyuncu da olabilir, Keith Langford gibi ülkeye tamamen yabancı
bir oyuncu da olabilir.
twitter.com/arifsahin1
sahinarif88@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder